7-8 Mayıs'taki 'Yaşam Alanıma Dokunma' Sempozyumuna Gitmek İçin 20 Neden
Doğanın talan edilişine dur diyebilmenin yollarını arayan yüreklerin çabasının; belgelerle, fotoğraflarla, videolarla hatta şarkılarla, türkülerle anlatılacağı iki gün boyunca 'Yeşil Yol'un ne demek olduğu anlaşılacaktır. Resmi prosedürler, bugüne kadar yapılmış eylemler, yazılmış; yayınlanmış yazılar üzerinden bilgilendirilerek ülkede yaşayan bölgeye hakim veya değil herkesi yakından ilgilendiren bu talana, dur demenin ne demek olduğunu öğreneceksin canım kardeşim.
1. Nefes almak için GEL!
Huzura ermek diye bir söylem vardır, eskiden beridir; huzurla nefes almanın istemekle kısıtlanacağı günlerin olmasın diye ne yapman gerektiğini öğrenmek için gel. Gel ki, ileride doğacak güneşlere güzellikler katabilesin.
2. Dağ çileği yiyebilmek için GEL!
Dağ çileği dediğimizin arkasında bin bir çeşit çiçek kokusu eşliğinde, yaban mersini ve ahududu yiyebilmenin cennetten bir köşedeymiş hissiyatına kapılacağını bilmek... Tamam tamam, daha fazla uzatmayalım, en iyisi bırakalım hayal et... Fakat eğer gelmezsen, sadece hayal etmiş olacaksın. Bunu istemeyiz değil mi?
3. Beton yığınlarına dokunmamak için GEL!
Çağımızın hastalığı beton yığını evlerde veya otellerde kalmak mı, yoksa çadırını alıp rakımlarca yükseklikteki bir gölün kenarında doğanın sesine dokunarak dinlenmek mi? Biraz da olsa doğayla haşır neşir olmayı seviyorsan, ikincisinin hayalini kurduğunu tahmin edebiliyoruz; galiba. Yok yok galiba değil. Ciddi ciddi tahmin ediyoruz. Bizi yanıltma hayde, dinle bizi de gelmeyi unutma sakın.
4. "Doğaya el sürene karşıyım" diye seslenmek için GEL!
Çocukları düşün. Doğacak olan çocukları düşün. Seslerine kuş seslerinin karıştığı tabiatın içinden bir elin sırtlarını sıvazladığını düşün. Düşseler, toprak ananın iyileştireceğini hayaline sadece 1 dakika kadar çiz. Çiz ki sesimizi duy. Hayde, durma!
5. "Dağlar bizim evimiz" diye haykırdın, duyduk. Ne duruyorsun, GEL!
Kimse evinin delik deşik edilmesini istemez. Sen de istemezsin, değil mi?
6. Ufka baktığında gri bir çizgi görmemek için GEL!
Grinin belki de binbeşyüz tane tonuna tanık olacak bu yürekler. O yürekler dayanır mı sanıyorsun, yeşil binbir türlü halinin karanlığa evrildiğini görünce? Sanmıyorsun! Hayır, sanmıyorsun! E o zaman ne duruyorsun, bizi dinle, gel de gör neler olacak? GEL.
7. Yıldızlarla arkadaşlık etmek için GEL!
Sonunun nereye varacağını bilmeden insanlar ne çok şey yapmaya kalkıyor değil mi? Ah bizim insanlarımız... Oysa ki, yayla sevdasına kapılmış insanlar vardır, geceleri yıldızlara anlatırlar. O yıldızlar da dillenir bir edaya bürünürler de sadece ona fısıldarlar; doğa hep seninle diye. Kimse de yıldızlara anlatamaz bir türlü, kandırılıyoruz; doğa diye talan yalanını yutturulmaya çalışıldığını. Yutacak mısın, yoksa sen? Tamam yutmayacaksın, haydi ne bakıyorsun öyle; GEL!
8. "Yollar patika, o bize yeter" diyebilmek için GEL!
Patika yollardan yürürken insanın ayaklarına dolanan taşlar, otlar yol kenarlarında bulunan gürül gürül akan sular, içine içine çektiğin doyamadığın doğa kokusu... Sen bunlara dokunmadan nasıl yaşarsın, söyle bana a dost...
9. "Dereler özgür aksın, balıklar özgür kalsın" demek için GEL!
Talan derken, doğayı kapsayan her türlü canlıdan bahsediyoruz elbette ki. Yol yapılırken, doğa dengesi alt üst olacak ki bu da sesiyle uykulara daldığımız, rengine baka baka doyamadığımız pullu alabalıklarımızın sonu demek oluyor... Olmasın diye, GEL!
10. Organik yaşamı organik kimyaya döndürmemek için GEL!
Kimyaya saygısızlık değildir bu söylediğimiz, kimya hayatımızın hep içinde. Meramımız kimyamızı bozmaya çalışanadır a dostlar. Doğanın kimyasını bozan, insanın da kimyasını bozarsa sen buna dur demez misin? Diyorsan eğer, hadi gel de dinle.
11. Türküler söylemek için GEL!
Bizim türkülerimiz yaylasız olmaz. Ya işte gel bi dinle ne demek istediğimizi anlayacaksın.
12. Horon oynamak için GEL!
Sempozyumun akşamına konser var bak, gördün. Biz orada bi horon çevireceğiz. Sen de halkalardan birine dahil olup 'tulumla transa geçen insanları' anlamak, horona katılıp dünyayı unutmak için ayağına gelen bu fırsatı kaçırma.
13. Yok böyle sempozyum. Gel abla, gel abi, gel gel GEL!
Ankara'da son yılların en büyük yaşam savunusu etkinliğini kaçırmamak için gel, dizlerini dövme bak sonra. Avukatı, gazetecisi, profesörü, mühendisi, şairi, milletvekili, yerel direnişçisi hepsi burada.
14. Bozkırda kalmamak için GEL!
Biliyoruz her hafta sonu Seğmenler'desin, bütün şehrin kasvetinden orada arınıyorsun. Ama sempozyuma gelirsen yayla var yayla.. Fotoğraflar, videolar, yayla kokan insanlar var. Gel de bi hafta sonunu da böyle değerlendir. Sonra yine gidersin Seğmenler'e..
15. Erteleme GEL!
'Ay ben hiç gitmedim Karadeniz'e' dediğini duyar gibiyim. İşte erteleme önce sempozyuma gel ki bu sene kesin gitme planlarına artık başla.
16. "Direniyoruz" demek için GEL!
Ama bu sefer 'direniyoruz' derken sadece yayla anılarını kaybetmemek için değil, gayet bilimsel verilerle sonu görülebilen yayla talanının önüne geçebilmek için de.
17. Çaya GEL!
Ya haftasonu gidip kafede para verip içeceğine çayını gel sempozyumda iç, hem söz sana yayla kokusunu duyacaksın.. Yaylada çay başka oluyor, demediler mi sana hiç?
18. Yaylanın sesini duymak için GEL!
Şarkı, türkü dedik ama bu olay başka. Grup Şay kadınlarından yayla türkülerini dinlerken 'ne kadar samimi bir ortam yarebbim' diyeceksin.
19. Eski sevgilini al da GEL!
Böyle sempozyumu bulmuşken yalnız gelme. Bahanen olsun, eski sevgilini ara, tak koluna beraber gel. Bu da bizden sana bonus olsun.
20. Sen yeter ki GEL! Ne olursan ol yine GEL!
Bizi anlamak için, talan politikalarına karşı durmak için, Ankara'da yayla havası duymak için, çok değerli kişilerin deneyimlerini, bilgilerini dinlemek için gel...
Yorum Yazın