TEKNOLOJİ

Black Sabbath’ın geçtiğimiz yıl yayınladığı 19. stüdyo albümü 13 , grubun hayranlarının uzun yıllar süren bekleyişine son vermişti. Grubun solisti Ozzy Osbourne’un yaptığı açıklama, bir sonraki Black Sabbath albümü için çok fazla beklenmeyeceği ihtimalini gündeme getirdi. Black Sabbath gitaristi Tommy Iommi, geçtiğimiz haftalarda grubun Hyde Park’ta vereceği konserin son Black Sabbath konseri olacağını açıklamıştı. Fakat Ozzy Osbourne’un yaptığı açıklamalar, Sabbath’ın geleceğiyle ilgili farklı ipuçları veriyor. Osbourne, İsveç’te yaptığı açıklamada şunları söyledi: ”Henüz bu konuda detaylı bir şekilde konuşmadık. Ama yeni bir Black Sabbath albümü mümkün gözüküyor. Şu an için turnenin bitmesini bekliyoruz. Sonrasında oturup konuşacağız. Eğer Iommi’nin dediği gibi bu bir veda turnesiyse, en yüksek yerde bitirmemiz gerekiyor. Ama ben yeni bir albüm daha kaydetmek için heyecanlıyım. Eğer yapabilirsek harika; yapamazsak ben kendi işime bakarım.”Bantmag

Daha iyi pil üretimi için verilen uğraşlar çoğunlukla pil kapasitesini artırmaya yönelmiş durumda. Fakat kapasite sürekli tekrarlanan şarj etme döngüsüne dayanıklılık olmadan bir pil için değersiz kalıyor. En gelişmiş lityum-iyon piller bile yaşlandıklarında kapasitelerini yitiriyorlar ve buna neden olan etkeni bilmeden onu düzeltmek için hiçbir şey de yapamıyoruz. ABD Enerji Departmanı'nda yapılan yeni çalışmalar bu etkeni ortaya çıkardı. Bu çalışmalara göre sorun küçük, nano boyutlu kristallerde. Bu gizemi aydınlatmada en önemli adım modern pillerde kullanılan anot ve katot materyallerinin doğrudan gözlenmesi oldu. Bilim insanları bu parçaların yaşlanmayla ilgili pil aşınmasının başladığı noktalar olarak belirlemişlerdi zaten fakat bunun arkasındaki mekanizma bilinmiyordu. Brookhaven Ulusal Laboratuvarı'nda çalışan ekip yüksek kaliteli nikel oksit anotların şarj edilip boşaltılma esnasında geçirdikleri değişimleri incelemek için geçirimli elektron mikroskobu kullandı. Bu deney lityum iyonlarının anot ve katottan geçerken nikel oksit ile birleşerek küçük kristalleri (kısaca tuz da denilebilir) oluşturmaları nedeniyle iyon kanallarında takıldıklarını ortaya çıkardı. Bu oluşan kristaller pilin yapısını değiştiriyor ve diğer iyonların daha verimsiz şekilde ilerlemelerine neden oluyor, böylece pilin kapasitesi düşmüş oluyor. Lityum-iyon pilin kusurunun nihai nedeni, doğal olarak, yapısını oluşturan parçaların kusursuz olmaması. Anot ve katodu oluşturan materyaller, ne kadar dikkatlice inşa edilmiş olurlarsa olsunlar, çok küçük kusurlara sahipler ve bu kusurlar da kristal oluşumu için çekirdeklenme bölgesi sağlıyorlar. Bu biraz tamamen pürüzsüz bir tencerede su ısıtılması ile yüzeyinde kusurlar olan bir tencerede su ısıtılmasının karşılaştırılmasına benziyor. Suyun içinde ısı nedeniyle oluşacak olan baloncukların oluşmak için kusurlu bir yüzeye ihtiyaçları var. Bu pillerin içindeki nanokristaller için de geçerli olan bir gerçek. Araştırma ekibi bunu anodun zırhındaki çiziklere benzetiyor. Eğer kristallerin oluşabileceği bölgeler varsa, kristaller oluşacaktır. Enerji Departmanı'nın Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı'ndan bir diğer çalışma da şarj olma hızı ve pillerin kapasitesi hakkında, ama bu çalışma ise katot üzerine yoğunlaşmış. Çalışmaya göre daha yüksek enerji yoğunluğu için verilen çaba gerçekten de pilin ömründe kısalmaya neden olabilirmiş. Pil büyüdükçe ve şarj olma sırası kısaldıkça nanokristalleşmenin başlaması için geçen şarj döngüsü sayısı da kısalıyor. Pekala, nanokristallerin oluşumunu engelleyemiyoruz, ama bu süreci tersine çevirmenin ya da en azından onu yavaşlatmanın bir yolu yok mu? Pil parçalarına atomik boyutta müdahale ederek elimizden geldikçe kusurları düzeltmeyi deneyebiliriz. Bu, iyon kanallarının tıkanmasına neden olan yapıların oluşmasını yavaşlatabilir. Bu işlem sorunu tamamen ortadan kaldıramasa da mühendislerin pil ömründen yemeden enerji yoğunluğunu artırmalarına yardım edebilir. Bu nanokristallerin dikkatli incelenmesi onların kırılarak eski pillere hayat verilmesini sağlayabilir. Bu araştırma, daha hızlı donanımlara güç veren pilleri güçlendirmek için yapılan çalışmalardan daha hayati olabilir. Çünkü bir ürünün kullanım ömrü, çoğu zaman, onun tekrar tekrar şarj edilebilme sayısı ile ölçülüyor. Tekrar tekrar şarj edilmeye dayanıklılık, şirketlerin her yeni akıllı telefonu, dizüstü bilgisayarı ve tabletleriyle ağırlığını daha da hissettirirken bizlere de elektriğe ne kadar bağımlı olduğumuzu hatırlatıyor. Bilim.org / Teknolojioku

Kaynak: 17 Times Baby Rhinos Reached Astronomical Levels Of Cuteness. I Can Not Handle It.

NASA, Angry Birds'ün uzay versiyonundaki yeni güncelleme için oyunun yapımcısı Rovio ile bir araya geldi. Güncellemede, uzay hakkında gerçek bilgiler ve NASA uzay araçları yer alıyor. Mobil oyun dünyasını kasıp kavuran Angry Birds, küçük yaşlardaki kullanıcıların eğitimi için NASA'nın yardımıyla güncellendi. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) görev yapan ABD'li astronot Don Petit tarafından Mart 2012'de tanıtımı yapılan Angry Birds Space, yine NASA'nın yardımıyla yeni bir güncelleme sundu. Oyunun yapımcısı Finlandiyalı Rovio, kısa süre önce sunduğu Beak Impact versiyonuna yeni görevler ve sürpriz bir karakter eklendiğini açıkladı. Apollo 11 görevinde Ay'a ayak basan ikinci insan olarak tarihe geçen Buzz Aldrin'i temsil eden bir kuş karakter bulunduran Beak Impact, oyunun diğer ana karakterleri domuzlarla asteroit madenciliğini konu alacak. 40 bölümden oluşan oyunda, oyuncular radyoaktif, soğuk ve sıcak asteroitleri keşfederek değerli madenleri çıkarmaya çalışacak. Buzz Aldrin'i temsil eden kuşun Angry Birds versiyonu, Mighty Buzzard adını taşıyor. Beak Impact'in bir diğer özelliği, Orion insanlı uzay kapsülü; asteroit keşif aracı OSIRIS-Rex; kuyrukluyıldız kaşifi Deep Impact ve Vesta asteroidini inceleyen Dawn uzay aracının yer alması olacak. NASA, Rovio ile yaptığı işbirliğiyle, bugüne kadar 100 milyondan fazla indirilen oyunun yardımıyla asteroit görevleri hakkında milyonlarca çocuğu bilgilendirmek istiyor. Angry Birds'ün tüm versiyonları, mobil dünyada 1 milyar barajını geçme başarısını göstermişti. Angry Birds Space Beak Impact, iOS ve Android ile indirilmeye hazır. Al Jazeera

Sovyetler Birliği'nin 'Uzay macerası', Rusya'nın başkenti Moskova'daki 'Uzay Müzesi'nde' sergileniyor. Moskova'daki Prospetk Mira bölgesinde yer alan anıt müzede, ünlü kozmonot Yuriy Gagarin’in giydiği kıyafetten, Rus kozmonotlara ait eşyalara, uzaya fırlatılan ilk Sovyet uydusundan, MİR Uzay İstasyonu maketine kadar Sovyetler Birliği Uzay Ajansı’na ait birçok parçayı görmek mümkün. Moskova'da 1981 yılında kurulan müze, ihtişamlı görünüşü ve ilginç mimarisiyle dikkati çekiyor. Uzay müzesinin önünde, dönemin Sovyetler Birliği kozmotlarının onuruna dikilen 100 metre uzunluğunda ve roket şeklindeki 'saygı anıtı' duruyor. Müzenin girişinde ziyretçileri, Rus uzay adamı Yuriy Gagarin'in kollarını açmış heykeli karşılıyor. Üç ana bölümden oluşan müzede çeşitli uzay ekipmanları sergileniyor. Müzede, Sovyetler Birliği’ne ait uydular, uzay kapsülleri ve mekiklerin orjinalini ya da birebir maketini görmek mümkün. Bazı bölümlerde, kozmonotların fotoğrafları ve heykellerinin yanı sıra yazdıkları mektuplar ve kişisel eşyaları da sergileniyor. Uzay müzesinin en çok dikkati çeken kısmı ise 1986 yılında uzaya gönderilen ve farklı ülkelerden astronotların uzun süreli araştırma yapmak için kullandığı 'MİR' uzay istasyonun maketinin olduğu bölüm. Müzede, 2001 yılında görevini tamamlamasının ardından Atlas Okyanusu’na düşürülen istasyonun birebir kopyası yer alıyor. Okullar, Ruslar için büyük önem taşıyan müzeye sıklıkla geziler düzenleyerek, öğrencilerin Rusya'nın uzay araştırmaları alanındaki tarihiyle tanışmasını hedefliyor. Müze'nin Direktör Yardımcısı Yuriy Solomko, 'Bizim verilerimize göre, müzeyi yılda 300-350 bin kişi ziyaret ediyor. Ziyaretçilerin büyük çoğunluğunu gençler oluşturuyor. Bu da bizim için çok önemli. Gençlerin, kendi tarihine ve uzay bilimine meraklı olması bizi sevindiriyor' ifadelerini kullandı. MOSKOVA - HAKAN CEYHAN AYDOĞAN | AA

Mardinli emekli banka memuru Hasan Tahsin Gücüm, ilk kez Kürtçe Xılxali (çok ıssız) adıyla patenli bir ürünü piyasa sürdü. Amacı, hem bir zamanlar bölgede yaygın olarak yapılan zeytinyağı üretimini canlandırmak, hem de Kürtçe isimle bir marka yaratmak.Güneydoğu’daki marketlerin raflarında bugünlerde Kürtçe logosuyla yeni bir zeytinyağı markası göze çarpıyor. Adı Xılxali, Türkçe anlamı ise 'çok ıssız'. Fikir sahibi; Hasan Tahsin Gücüm. Deneme amacıyla bin şişe üreterek, piyasaya sürdüğü zeytinyağları, patentli ilk Kürtçe marka olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda bölgede unutulmaya yüz tutmuş zeytinyağı üretimini yeniden canlandırmayı hedefliyor. Yağlar, Mardin’in zeytiniyle ünlü Derik ilçesinin kırsal kesimlerinde yetişen zeytinlerden yapılıyor. Bölgede yaşayan ama 1915 olaylarıyla birlikte önemli ölçüde azalan Ermeni nüfusun başlattığı bir üretimdi. Onlar Derik'i terk ettikten sonra zeytinyağı üretimi de durdu. Hasan Tahsin Gücüm, şu anda yöredeki tek zeytinyağı atölyesinin sahibi. Gücüm, 50 yıl öncesine kadar Derik’te 11 zeytinyağı atölyesinin bulunduğu söylüyor: Derik bölgesindeki Ermeniler tarafından yapılıyordu. Bu zeytinyağları sıfır asitli, tadı diğerlerinden farklı, taş baskı ve katkı maddesi yoktur. Kurduğum atölyede, tanıtım için bin tane ürettim. Zeytin sezonu geldiğinde seri imalata başlayacağım. Yıllar sonra Derik’te ilk kez yapılıyor. 50 yıldan sonraki ilk atölyedir.” İki dilli patent Gücüm, markasına patent almak için de başvurdu. Sadece Kürtçe isimle patent alamayacağını düşünen Gücüm, bu nedenle iki dilli patent aldı. Gücüm, şişelerin üzerine ‘Xılxali Zeytinyağı’ yazarak piyasaya sürdü: Patenti benim adıma verdiler. Xılxali olarak aldım, Xilxali Kürtçe bir isim. Bu markanın Kürtçe olarak piyasada yer almasını istiyorum. Hem Türklere, hem Kürtlere hitap ediyorum.Bir Kürt markasını oluşturmak istedim. Zeytin bahçesi olmayan Gücüm, köylülerden topladığı ürünlerle üretim yapıyor. Ürünlerini Diyarbakır’da küçük bir dükkanda satışa sunan Gücüm, Kürtçe isimli zeytinyağı piyasada tutarsa, işleri büyütmeyi hedefliyor. Atölyede, zeytinyağı ile birlikte sabun üretimine de başladı.Mahmut Bozarslan | Al Jazeera

Ubisoft ve Nvidia, Ubisoft’un merakla beklenen Assassin’s Creed Unity, Far Cry 4, The Crew ve Tom Clancy’s The Division gibi yeni oyunlarını üzerinde birlikte çalışıyor. Nvidia’nın GameWorks Ekibi, en yeni grafik teknolojisini ve oyun yeniliklerini kullanarak gerçekçilik ve görsellik fırsatı sunan oyun dünyaları yaratmak üzere Ubisoft’un geliştirme stüdyolarıyla yakın işbirliği yapıyor. Nvidia’nın GameWorks teknolojisinde Hollywood seviyesinde sorunsuz animasyon, yumuşak gölgeler, HBAO+ (ufuk tabanlı çevresel perdeleme), gelişmiş DX11 mozaiği ve NVIDIA PhysX teknolojisi sunan KXAA kenar yumuşatma özelliği bulunuyor. Satış ve Pazarlama Kıdemli Başkan Yardımcısı Tony Key, konuyla ilgili şunları söyledi: “Nvidia ile beraber çalışmak PC oyuncularımıza zenginleştirilmiş oyunculuk deneyimi sunmamızı sağladı. En önemli yeni oyunlarımızda Nvidia ile ortaklığımıza devam etmeyi dört gözle bekliyoruz.” Yapılan bu açıklama, Tom Clancy’s Splinter Cell Blacklist, Assassins Creed IV Black Flag ve Watch Dogs gibi oyunlara görsel olarak detaylı katan Ubisoft ile Nvidia arasındaki başarılı işbirliği temeline oturuyor. Nvidia İçerik ve Teknoloji Kıdemli Başkan Yardımcısı Tony Tamasi, konuyla ilgili, “Ubisoft ile uzun vadeli ortaklığımıza devam ederek onların oyunlarına en yeni PC teknolojimizi kazandırmaktan heyecan duyuyoruz. GameWorks aracılığıyla, bu mükemmel Ubisoft oyunlarına şaşırtıcı deneyimler katan benzersiz görsel yenilikler ve oyun yenilikleri getirmeyi başardık, onlarla oynamak için sabırsızlanıyorum.” dedi.stuff

İnsanların ücretsiz olarak televizyon programlarını izleyebildiği websitesi Tvyo, Windows Phone (WP) platformuna geldi. Windows Phone platformu her geçen gün kendisini geliştiriyor, sorunları üzerinde iyileştirmelere gidiyor ve mobil uygulama sayısını artırıyor. WP mağazasına katılan son uygulamalar arasında ise ücretsiz olarak üye alan çevrimiçi video izleme platformu Tvyo yer alıyor. Doğuş Video ve Dijital Yayıncılık tarafından yayınlanan uygulama, ücretsiz olarak WP’lu cihazlara indirilebiliyor. Uygulama ile birlikte Tvyo, WP 8 ve 8.1 platformlarına diziler, programlar, müzik klipleri, belgeseller, çizgi filmler, canlı TV keyfi ve çok daha fazlasını getiriyor. Üstelik bunların hepsi yüksek görüntü kalitesiyle izlenebiliyor. Son dönemde oldukça popüler olan yerli ve yabancı dizileri de bünyesinde barındıran mobil uygulama, ‘Kaldığın Yerden Devam Et’ özeliği ile izlenilen içeriğin nerede bırakıldığını hatırlayabiliyor, internet bağlantı hızına göre görüntü kalitesini değiştirebiliyor, sevilen dizilerle ilgili takip listesi hazırlayabiliyor. Tvyo’nun WP için yayınlanan mobil uygulaması buradan indirilebiliyor.stuff

Sosyal medyada 'Sebastian' trendi başladı. Genellikle 'Söyle ona Sebastian ...' ile başlayan sözlerden herkes kendine yansıtanı seçiyor, kimisi aşk acısına atıfta bulunuyor, kimi de sınav stresine... Herkesin ortak noktası, dertlerini Sebastian'a anlatması. İşte bahsi geçen o dertler ve Sebastian...

Yahoo büyük bir risk aldıSosyal medya günlük hayatımızın bir parçası olduğu gibi, sahip olduğu haber akışı ile de tüm dünya ile bağlantı kurmanın en kolay yollarından birisi. Ancak Yahoo ve Google gibi isimlerin çatısı altında bulunan çok sayıda önemli sosyal ağ bulunuyor ve bu ağların arası, her geçen gün biraz daha bozuluyor.Google ve Yahoo arasında süregelen savaşın yeni bir yansıması da geçtiğimiz gün Yahoo tarafından yapılan bir açıklama ile geldi. Firmanın bünyesine bulunan ve hatırı sayılır miktarda kullanıcıya sahip olan 2014'ün başlarında Yahoo tarafından dile getirilmiş olan engellemeye dair daha önce tarih verilmemişti. Sonuç olarak 30 Haziran itibariyle halen Flickr hesabınızı kullanmak istiyorsanız, Yahoo hesabı açmak zorundasınız. Pek tabi kullanıcıların eski bilgilerini kaybetmekten korkacaklarını düşünen Yahoo bunun için de bir çözüm üretmiş ve eski hesabın üzerine kurulacak yeni Yahoo hesabı ile tüm bilgileri koruyacağının garantisini vermiş durumda.Firmadan yapılan açıklamaya göre yapılan bu değişikliğin esas sebebi, Yahoo kullanıcılarını daha yakından takip edebilmek ve son kullanıcı işleyişine göre yeni güncellemelerle programı daha etkin hale getirmek.

Apple, gidilebilecek mekanlar için kişiselleştirilmiş arama sonuçları sunan Spotsetter isimli sosyal arama motorunu satın aldı. Eski Google çalışanları Johnny Lee ve Stephen Tse tarafından hayata geçirilen Spotsetter; TripAdvisor ve OpenTable gibi platformlardan topladığı verileri bir araya getiriyor ve mekanları harita üzerinde kullanıcı yorumları ile listeliyor. 5 milyon civarı kullanıcıya sahip Spotsetter’da kayıtlı olan restoran, bar, otel ve diğer mekanların sayısı ise 40 milyonu aşkın. Satın almayla birlikte, Spotsetter mobil uygulama mağazalarından kaldırıldı ve kurucuları dahil tüm çalışanları Apple bünyes,ne katıldı. Satın alma, harita savaşında Google Haritalar’ın eline su dökemeyen Apple’ın, daha kişisel bir harita deneyimi ile rekabette avantaj sağlamak istediği şekilde yorumlanıyor. Satın almanın finansal detayları açıklanmadı.stuff

2500 - 9000 Dolar . Bence bu köpeğe para verilir :)

TİENTO = VOLEYBOL TOPU :))

 Her ne kadar ilham verici olsa da tarih boyu yapılan hatalar da bir o kadar önemli. Kötü kararlar, düşüncesizce yapılan yanlışlar, anlamsız hareketler…Listeye bir göz atın ve daha önce yapılan hatalardan ders çıkarın!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası AŞ, ödediği 889 milyon 835 bin 346,20 lira ile 2013 yılında en fazla kurumlar vergisi ödeyen kurum oldu.Gelir İdaresi Başkanlığı, 2013 Vergilendirme Dönemi Kurumlar Vergisi Türkiye geneli ilk 100 sıralamasını açıkladı. Buna göre, merkez bankası AŞ, ödediği 889 milyon 835 bin 346,20 lira ile 2013 yılının kurumlar vergisi rekortmeni oldu. Geçen yıl en fazla kurumlar vergisi ödeyenler listesinde, Merkez Bankası AŞ'nin ardından TC Ziraat Bankası AŞ Genel Müdürlüğü 627 milyon 146 bin 999,74 lira ile ikinci sırada yer aldı. Elektrik Üretim AŞ 620 milyon 955 bin 398,34 lira ile sıralamada üçüncü oldu.2013 yılında en fazla kurumlar vergisi ödeyenler listesinin ilk 10 sırasında merkezi Ankara'da bulunan 4, İstanbul'da bulunan 6 kurum yer aldı.CNN TÜRK