TEKNOLOJİ

Microsoft’un oyun ve eğlenceyi bir araya getiren yeni nesil eğlence platformu Xbox One, 5 Eylül’den itibaren 29 ülkeyle aynı anda Türkiye’de, Türkçe arayüzle satışa sunuldu.Türkiye’de 1.599 TL’den başlayan fiyatlarla piyasaya sunulan Xbox One paketinde 500 GB sabit diske, Blu-ray oynatıcıya ve dahili Wi-Fi bağlantısına sahip bir Xbox konsolu, kablosuz kumanda ve 14 günlük Xbox Live Gold deneme üyeliği yer alıyor.1.999 TL’den satışa sunulan Xbox One with Kinect paketini tercih edenler ise, standart Xbox One paketinde mevcut olanların yanı sıra Kinect Sports Rivals, Dead Rising 3 ve Project Spark gibi hareket algılamaya yönelik kontrol biçimini destekleyen oyunlarla benzersiz bir deneyim yaşama şansını yakalıyor. Kinect, kullanıcılara ayrıca biyometrik tanıma, kontrolcü eşleştirme, videolu Skype görüşmeleri, anında kişiselleştirme ve QR kodlarının tanınması gibi ek özellikler de sunuyor.Tüketiciler Etkinliklere Yoğun İlgi GösterdiXbox One’ın, 29 ülkeyle aynı anda Türkiye’ye gelişini kutlamak amacıyla teknolojinin nabzını tutan şirketler Bimeks, D&R, Media Markt, Teknosa ve Vatan Bilgisayar, Türkiye’nin önde gelen oyun mecraları Bölüm Sonu Canavarı, Level, Multiplayer ve Oyungezer ile güç birliğine giderek eğlence dolu etkinliklere imza attı. Multiplayer tarafından canlı yayınlanan Vatan Bilgisayar’daki turnuva finali internet üzerinde 3 bin kişi tarafından izlendi.Xbox One’ın Türkiye’ye gelmesini heyecanla bekleyen eğlence ve teknoloji meraklıları, ürünün satışa sunulduğu teknoloji marketlerinin önünde doyasıya eğlencenin keyfine varmak ve düzenlenen turnuvalarda yarışmak için uzun kuyruklar oluşturdu. Turnuvalarda dereceye girenler, Xbox One konsolu ve 1 yıllık Xbox Live Gold üyeliği gibi cazip ödüllere kavuştu.Sınırsız Oyun ve Eğlenceye Açılan KapıXbox One’ın Türkiye’de satışa sunulmasından büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İpek Baykurt, “Oyun konsolunun ötesine geçerek kapsamlı ev eğlencesinin merkezinde yer alan Xbox One’ı Türkiye’deki tüketicilerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Oyunlar, filmler, müzik, spor ve Skype’ı aynı kutuda buluşturan Xbox One, oyun ve eğlence anlayışına yeni bir boyut getirecek. Türkiye’ye özgü yepyeni uygulamalar ve yeni duyurularla Xbox One deneyimini Türkiye’deki tüketiciler için çok daha keyifli hale getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.Xbox One, piyasaya sürüldüğü günden beri kullanıcılardan gelen öneri ve yorumlar eşliğinde her ay yayınlanan güncellemelerle yeni yeteneklere kavuştu. Ürünle bütünleşik Skype uygulaması, oyun oynarken anında iletişim ve sosyalleşme imkanı tanıyor. Kinect sahipleri, Skype’nın görüntülü görüşme özelliğinden de faydalanabiliyor.Upload Studio ve Twitch gibi uygulamalar oyunlardaki en güzel anları kaydederek paylaşmaya olanak sağlarken, Xbox Live Gold üyeliğiyle sunulan hizmetler ve Xbox One’a entegre Microsoft bulut servisleri eğlenceyi farklı bir boyuta taşıyor.

Yeni dizisi Benim Adım Gültepe’de mahallenin Eşref Abi’si rolüyle izleyici karşısına çıkan Mete Horozoğlu’yla diziyi ve yeni rolünü konuştuk. Horozoğlu, Eşref için ‘Karşınıza almak istemeyeceğiniz biri’ diyor.Omzunda ceketi, elinde tesbihi ve sert bakışlarıyla çıktığı sokaktan, mahallenin ortasına doğru ağır adımlarla ilerler... Ökçesine bastığı iskarpini, uzun yakalı mintanı ve yay gibi bıyıklarıyla ‘buralar benden sorulur’ demeye getirmektedir. Okulunu asan, asi, ailesine ve hatta yaşadığı semte öfkeli gençler... Her gün dönen yeni dolaplar ve yaşanan gizli aşklar... Ne de olsa o bir ‘abi’dir ve mahalle de ondan sorulur... Mete Horozoğlu’nun yeni dizisi ‘Benim Adım Gültepe’deki karakteriyle ilgili birkaç not, yukarıda anlattıklarımız. Horozoğlu, bu kez mahallenin abisi Eşref rolünde. ‘Senaryoyu okuyunca çok heyecanlandım’ dediği Eşref karakterini anlata anlata bitiremiyor. Mete Horozoğlu ile Eşref’in onda neler çağrıştırdığını, ‘abi’ olmanın zorluklarını, dizilerden artakalan zamanını nasıl değerlendirdiğini, hızlı tüketimin kendisini korkutup korkutmadığını konuştuk.Benim Adım Gültepe’de de Öyle Bir Geçer Zaman ki ve Kayıp dizilerindeki ekiple berabersiniz. Yeni dizi için eski arkadaşlarınızla bir araya gelmek nasıl bir duygu?Hem işini severek yapan hem de iyi olması için çalışan bir ekiple yan yana çalışmanın verdiği bir avantaj bu. Zamanla yarıştığınız, yüksek tempolu bir işi, birbirini iyi tanıyan, birbirinden ne istediğini bilen dostlarla gerçekleştirmek işe de yansıyor bence.Dizide mahallenin Eşref abisini oynuyorsunuz. Bu rol sizin için farklı bir deneyim olacak...Eşref’i canlandırmak heyecanlandırıyor. Benim deneyimim Eşref’in can bulup sonrasında da inandırıcı bir yaşantısının olmasını sağlamak. Mahalle abisi de olan Eşref diğer özellikleriyle de güzel bir karakter.Her mahallenin, her semtin sevilen sayılan bir abisi mutlaka vardır. Bu anlamda Eşref nasıl bir abi olacak?Eşref’in sert görünüşünün gerçekten de sert bir adam var. Seveni var, düşmanı var. Ama saygı duyulan, güvenilir bir mahalle abisi. Sağlam duran bir adam. Bir insan ne olduğunda sertleşir? Kötü karakterleri izlemekten hoşlanmanızın nedeni, kötülüğün nasıl oluştuğunu ve kendini nasıl devam ettirdiğini bilmek istememiz biraz da. Bazen sert, kaba bulduğumuz karakterin iyiye dönüşmesini görmek istiyoruz. Bazen de onun yaşadıklarının böyle olmasına neden olduğuna ikna oluyoruz. Sert, baskıcı bir adam dedim ama elbette kendi derinlikleri var Eşref’in. Hepimiz gibi seçtiği yolların sonucunu yaşıyor. Ona kötü bir karakter demiyorum. Eşref, adaletle arasında, adaletli bir ilişki kuran bir insan. Bu, hürmet görmesini sağlıyor. Ama karşınıza almak istemeyeceğiniz biri diyebilirim.Karakterin sizi etkilediği anlaşılıyor. Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?İyi yazılmış bir hikâyeydi, capcanlı bir senaryo... Okuduktan sonra benim aklıma düşen Eşref oldu. Bu rolün gelmesi de güzel oldu.Karakter için ‘aradığım, beklediğim rol buydu’ dediğiniz oldu mu peki?Olmadı. Daha önce konuşsaydık da Eşref’i tanımlayamazdım zaten. Soner’i ya da Kayıp’taki Mehmet’i de öyle... Özellikle aklımda roller yok. Genelde hikâyenin peşinde oluyorum ben. Ama izler bırakmış kişiler var tabii. Oynamak istediğim gerçek kişiler.Rol seçimi konusunda özel bir hassasiyet var mı?Özellikle dikkat etmiyorum. Karakterlerin genel hikâye içinde detaylı ve gerçeğe yakın kurgulanmış olması sanırım bu hassasiyeti biraz rahatlatıyor.Benim Adım Gültepe, bunca projenin içinde izleyiciden karşılık bulur mu?Emek verilmiş, iyi planlanmış bir iş. Sevileceğini, merak uyandıracağını düşünüyorum. Gerisini Allah bilir.Dizilerden zaman kalıyor mu bilmiyorum ama, sinema projesi var mı?Okuduğum, sevdiklerim var. Ama hazırlığı başlamış bir film yok şu an. Dizi ve tiyatro bu sezon epey zamanımı alacak.1980’lerin İzmir’inden bir mahalle hikâyesiKanal D’de çarşamba akşamları saat 20.00’de ekrana gelen Benim Adım Gültepe’de Mete Horozoğlu, Eşref karakteriyle izleyici karşısına çıkıyor. Dizi, 1980’li yılların İzmir’ini konu ediniyor. Gültepe semtinde geçen hikâyede, mahallenin her sokağında meydana gelen ayrı bir olay, burada yaşayan Seyfi, Gülali, Fevzi ve Murat adındaki dört yakın arkadaşın gözünden anlatılıyor.‘Hepimiz inandığımız kadarız aslında’“Evet her şeyin çok hızlandığı, tükettiğimiz doğru. Ama ben -iş tarafından bakarsak- sevilen, bağ kurulan işlerin unutulduğunu düşünmüyorum. Hayatta da mânâ verilmiş hiçbir ânı aslında unutmadığımız gibi. Benim Adım Gültepe de umarım öyle bir iz bırakabilir. Yaşamımızı çevrelediğimiz her şey, duygularımız, bakış açımız ve inandıklarımız kadarız. Hızlı tüketimin, elbette yaratıcı bir iş yapıyorsanız kırıcı bir tarafı var. Korkutucu tarafı, işini daha iyi yapmaya çalışmakla dengelemek gerekiyor bence. Hayatı olduğundan daha fazla zorlaştırmamalı.”Zaman

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), TTNET'in, abonelerden fazla fatura tahsil etmek ve BTK'ya yanlış ve eksik bilgi vermek suçlarından toplamda 30.47 milyon lira idari para cezası ödemesine ve fazladan tahsil edilen tutarların altı ay içinde iadesine karar verdi.TTNET Türk Telekom'un bağlı ortaklığı genişbant internet sağlayıcısı olarak faaliyet gösteriyor.Kurumun internet sitesinde yer alan kurul kararına göre, TTNET, Mayıs 2006 ila Aralık 2013 arasındaki üç ayrı dönemde çeşitli borç tahsilatı işlemlerinde 111.9 milyon liralık fazladan faturalandırma gerçekleştirdi.İade edilmesi gereken tutar, mahsuplaşmaların da dikkate alınacağı netleştirmenin ardından belli olacak.Kurul, TTNET'e, doğru faturalama yükümlülüğünü yerine getirmediği, şeffaflığı sağlamadığı ve bilgilendirmeye ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle, 3.1 milyar liralık net satışlarının yüzde 0.98'i oranında para cezası uygulanmasına karar verdi.Kurul ayrıca, şirketten konuyla ilgili yapılan savunmada, iade edilmesi gereken kalemlerden birinde, BTK'ya bildirilen tutarın TTNET tarafından 16.5 milyon lira olarak beyan edilmesine rağmen; 43.6 milyon lira olduğunun tespit edilmesi sebebiyle de şirkete 2012 yılı net satışlarının yüzde 0.002'si oranında para cezası verdi.Reuters hesaplamasına göre TTNET, 30.4 milyon lirası fazladan faturalandırma, 62,000 lirası yanlış ve eksik bilgilendirmeden toplam 30.47 milyon lira para cezası ödeyecek.Ayrıca şirket, ihlaller nedeniyle abonelere iade edilmesi gereken tutarlara ait işlemlerin kurul kararının tebliğinden itibaren altı ay içerisinde tamamlayacak.BTK yetkilileri, iade edilmesi gereken net tutarın, BTK'nın mahsuplaşmaya dair yapacağı incelemelerin ardından netleşeceğini kaydettiler. (f5haber)

Hayatta öyle anlar vardır ki; olanlara karşı direnecek gücümüzün kalmadığını ve artık elimizden bir şey gelmeyeceğini düşünürüz. Doğa her zaman olduğu gibi burada da bize en büyük yol gösterici oluyor. İşte en zor şartlarda bile yaşama sıkı sıkı tutunmuş ve adeta bizlere 'umudunu kaybetme' diyen 21 güzel bitki!

Listede, nüfusu neredeyse 20 milyon olan New York yok. Dünyanın en kalabalık şehri 40 milyonluk Tokyo yok. Otomobil firmalarının deney tahtası olarak kullandığı, toplu taşımanın 't'si bulunmayan Los Angeles yok.Listede yer alan ülkelerin en dikkat çeken özelliği, geri kalmışlık ve evet, İstanbul da listede yer alıyor.