Türkiye'de Ev İşçisi Olmanın Zorluklarını Açıklayarak Ötekileştirildiklerini Paylaşan Kişilerin Hikayesi
Ülkemizde ev işçiliği yapmanın nasıl bir his olduğunu ve kanunlar önünde hangi hakları olduğunu anlatan belgesel tadındaki video hepimizi çok etkiledi. Bizler de ayrıntıları sizler için derledik. 👇
Bugün sizlerle, hayatımızda büyük yerine sahip olan ev işçilerinin ülkemizdeki yeri, insanların gözlerindeki saygınlığı ve hakları konusunda konuşacağız.
Ailelerimizin ya da bizlerin ev işlerinde yardımcı olmaları için anlaşma yaptığı çoğu kadından oluşan ev işçilerinin sigortasız şekilde yıllarca emek verdiği işlerindeki durumunu daha önce düşünmüş müydünüz?
Peki ev işçilerinin çoğunluğunu erkekler oluştursaydı sigorta, iş yasası kapsamı ve daha iyi bir maaş durumları konuşuluyor olmaz mıydı?
20 yıldır ev işçiliği yapan Ayten Kargın, aynı gün içinde koltuk silme, ütü yapma, cam silme ve genel temizlik gibi birçok şeyi yapmak zorunda olduklarını ancak her şeyi yetiştirme konusunda zorlanıldığını dile getiriyor.
5 yıl önce, iş yasası kapsamında olmayan ev işçileri için Borçlar Kanunu'nda gelişmeler yaşandı.
Ancak 10 günden fazla, 10 günden az çalışma ayrımıyla birlikte sigortalı olsalar da prim, emeklilik hakkı ya da sosyal güvenceye yansımıyor.
Bu noktada, ev işçisi evdeyken yaşanan cinayet ya da iş kazasında işveren kayıtsız işçi çalıştırmıyormuş gibi görünüyor.
Zaman zaman isimleriyle bile hitap edilecek değerde görülmeyen ev işçilerinin büyük çoğunluğunu da yabancı kökenli bireyler oluşturuyor.
Moldovyalı Natali Angelcev, 6 senedir Türkiye'ye gelip gittiğini ve çalıştığı çoğu evde işverenlerin kendilerini deneyerek evin bazı noktalarına kasıtlı olarak para bıraktığını belirtiyor.
Aldıkları maaş da dolar ya da euro olmadığı için ailelerine para gönderirken çok az miktar ellerine geçtiğini söylüyor.
Ev işçiliği yapan Metin Kırıkoğlu da erkek olduğu için birçok kişinin kendisini garipsediğini belirtiyor.
İşe ilk başladığında hem garsonluk hem de ev işçiliği yapan Kırıkoğlu, 150 yerden fazla evde çalıştığını belirtiyor.
Ayten Kargın ise annesinin kendisini yetiştirme şeklinden dolayı ilk başlarda işini iş olarak görmediğini ve kadınlara dayatılan bir işte çalıştığı için erkeklerin bu konuda kendini geri çektiğini söylüyor.
İş görüşmelerinde de çoğunlukla kadınlarla görüşme yaptığını erkeklerin ev işçisiyle ve işleriyle ilgilenmediğini ekliyor.
Pandemiden dolayı birçok ev işçisi işsiz kaldığı da belirtilirken yatılı ev işçilerinin virüsten dolayı iptal edildiği ve çatı katı, kiler, ardiye gibi yerlerde kalmak zorunda oldukları belirtildi.
Angelcev, İzmir'de dört katlı bir villanın bodrum katında kedilerle yaşamak zorunda kaldığını söylüyor.
Ayten Kargın, işverenleriyle olan davasında işverenlerinin avukatının müvekkillerinin saygın insan olduklarını belirtmesinin üstüne kendisinin de saygın bir birey olduğunu ve saygınlığın diplomayla kazanılmadığını belirtti.
Evimizi emanet ederek her şeyimizi paylaştığımız ev işçilerine hak ettikleri gibi değer vermemiz ve kanunlar önünde hak tanımamız gerekmiyor mu?
Yorum Yazın
Dolar ya da euroyla maaş kısmı saçma olmuş.
3 ay önce yayınlanan videoyu içerik yapmak..