Trabzonspor - Galatasaray Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Yorulan boksör düştü - Rıdvan Dilmen
İlk 5 rauntta Galatasaray'ı yordu Trabzon... Bir de sayı aldı. 5-10 arası ise Galatasaray, Mike Tyson gibiydi... Vurdu, vurdu, indiremedi.
Öncelikle iki tane iyi takımın büyük bir mücadelesini izledik. Üçe böleceğim maçı...
İlk 40 dakika, Trabzon'un biraz daha iyi oynadığı dönem. 40 ila 67 arasında sanki Türk Telekom Arena'da oynanan bir maç...
Yaslaya yaslaya altıpasa kadar soktular Trabzon'u. Oyunun son bölümünde fizik olarak düşen Galatasaray'a karşı öne iki diri oyuncu sokan Yanal, maçı Trabzon'a çevirdi.
2-1'den sonra kontralarla Trabzon, kornerlerle Galatasaray tehlike yarattı ama bundan karlı çıkan Trabzonspor oldu.
Suç Hamza'da değil - Erman Toroğlu
Maç başlıyor... Sahadaki takımlara diyoruz ki, 'Büyük takımlar!'
Yani bu oyuncular diğer küçük takım oyuncularından farklı ki büyük takımlarda oynuyorlar.
Hani düz mantıkla. Ama bu iki takımın büyük oyuncuları ilk 45 dakikada aldıkları bütün topları 5 saniyede kaybediyorlar. Rakiplerine veriyorlar.
Maça dikkatle bakın; öyle aman aman pozisyonlar da yok ilk 45 dakikada. Trabzonspor tesadüf eseri bir gol buldu. Rakibe çarpan top, defansı kontrpiyede bırakıyor ve gol oluyor. Ama ilk 45'te şu net gözüküyor; sahaya çıkan 11 Trabzonsporlu ellerinden ne geliyorsa azamisini vermeye çalışıyorlar.
Yanal'ın yanlışına rağmen - Ömer Üründül
Dün gece değişik görüntülere sahne olan bir maç izledik. Trabzonspor, ilk 40 dakika ikinci bölgede ligimizde senelerdir görülmeyen müthiş bir takım presi uyguladı. Bu beklenmeyen tabloda devrenin son 5 dakikasına kadar Galatasaray ne pas yapabildi, ne topa sahip olabildi ne hücuma çıkabildi ne de savunma güvencesi oluşturabildi.
Pres karşısında sürekli top kaybedip dengesiz yakalanan Galatasaray'ın ilk devreyi tek farklı skor dezavantajıyla kapatmasındaki en önemli faktör Trabzon'un ofansif gücündeki alışılmış kolektif yetersizlikti.
Bu arada 40 dakika rakip kaleyi tehdit edemeyen Galatasaray devre sonunda önce Emre Çolak ile direğe takıldı, dönen topta da Burak Yılmaz zoru başardı.
Boş kaleye atamazsan… - Ahmet Çakır
Gösterdiği gerçekten iyiniyetli çaba nedeniyle Burak, pek çok bakımdan yetersiz oluşuna ilişkin eleştirilere sinirleniyor. Dün ilk yarıda takımının ayağa kalkacağı tek pozisyonda topu kafayla boş kaleye atacak beceriyi gösteremedi ve belki de bu bir şampiyonluğa malolacak. Ne yapalım, ‘kaçar’ mı diyeceğiz?
Melo’nun oynamadığı takımda Hakan Balta ve Telles’li savunmanın çok yumuşak kaldığı gerçeğini Trabzonspor maç boyunca yeterince iyi değerlendiremedi. Yoksa 2 golden çok daha fazlasını bulabilirdi. Daha büyük sorun, ilk 45 dakikanın büyük bir bölümünü Galatasaray’ın 7 kişi oynamak zorunda kalışıydı.
Kayıp Sadece 3 Puan mı? - Ali Ece
Trabzonspor, Ersun Yanal Futbol ilkelerinin 2 olmazsa olmazını sahaya yansıtarak başladı. Birincisi, topu alır almaz ön alana taşıdı, en uçtaki oyuncusu Cardozo 8 dakikada 8 kere topla buluştu (Kaynak: Taner Karaman İstatistikleri). İkincisi, Trabzon top rakibe geçer geçmez 3. bölgede yoğun presle önde savunma yaptı.
Böylece hem ligin en yetenekli hücumcusu olan Sneijder’a topla tehlikeli şekilde buluşma, hatta bazı dakikalarda topla hiç buluşma fırsatı vermedi. İlk golü atmanın ne kadar kritik olduğunu bilerek Galatasaray’a oyun kurdurmazken hataya zorladı. Bu baskıyla hataya zorlama-oyun merkezini öne taşıma denkleminde, ön alanda kazanılan bir topta Trabzon, “Ersun Yanal hızı”nda çıktı ve Özer’in ayağından bulduğu golle öne geçti.
Hocaların gecesi - Mustafa Sapmaz
Asla savunma takımı olmayan iki takımdan devreyi hücumda daha organize ve coşkulu oynayan Trabzonspor önde kapattı.
Ersun Yanal bu bölümde takımına Türk Telekom Arena’daki karşılaşmada olduğu gibi topu kaybettiği yerde baskı yaparak oynattı.
İkinci devre roller değişti. Bu kez organize ve coşkulu oynayan sarı-kırmızılılar, ilk yarı denedikleri efor oyununu bir kenara bırakıp topa sahip olmayı tercih etti.
İki takımın da iyi oynadıkları anlarda skorun artmasını engelleyen ilk yarı Trabzonspor’un forvet oyuncularının bitiricilikteki eksikleri, ikinci devre Hakan Arıkan’ın kurtarışlarıydı.
Hakan ve Yusuf'la - Mehmet Demirkol
Özer’le gelen gol Trabzonspor’un ilk yarıda organize olarak yaptığı tek hücum denebilir. Yanlış anlaşılmasın, iyi presle top kaptılar, hızla çıktılar ve başka goller de bulabilirlerdi. Eksik kalan hücumda yerleşim ve dublaj oldu.
Akınları, dönenleri hiç toplayamadıkları için hep tek atımlıktı. Galatasaray dönenleri topladı ve dirençle karşılaşmadan hızla rakip kaleye gitti. Trabzonspor da geri koştu.
Bu durum aslında Galatasaray hücumları için de aynıydı. Hamit sakatlanıp yerini Emre’ye bıraktıktan sonra bu sorunu biraz olsun giderebildiler. Ceza sahasına girişlerde sorun yaşasalar da Emre oyuna girdikten sonra topu rakip alanda tuttular.
Klasik eyyam - Ahmet Çakar
Önce şunu söyleyelim; geçen hafta takım kaptanları Cumhurbaşkanımızın karşısında kedi gibiydiler. Sürekli suçu başka yere atmak amacıyla kıvrandılar durdular. Üstelik o kaptanlar arkalarına federasyon başkanını ve teknik patronu da alıp hedef saptırırken dün gece tertemiz giden bir maçta son dakikada sahayı arenaya çevirdiler. Bundan sonra da 'Biz masumuz' deyip dursunlar bakalım.
Maça gelince, ilk yarı Trabzon müthiş pres yaptı. Her alanda rakibe pas imkanı vermedi, kaptığı toplarla da çok çabuk çıkmaya çalıştı. Aslında bu yarı Trabzon birden fazla gol atabilirdi, atması lazımdı ama atamadılar.
Aksiyon filmi gibiydi - Cemal Ersen
Son yılların en aksiyonlu, her dakikası heyecan yüklü, tartışılacak pozisyonu bol maçlarından birini izledik. Deyim yerindeyse ilk 45 dakikada tam bir Trabzonspor fırtınası vardı. Sahanın her bölümüne hakim, Galatasaray’a nefes aldırmayan, takım halinde iyi savunma yapan, özellikle orta alanda müthiş direnç gösteren ve hücuma iştahla kalkan bir takım görüntüsüydeydi bordo-mavililer.
Kötü değil, vasat diyebileceğimiz tek isim vardı o da Cardozo. Oyuna Hamit’in yerine giren Emre’nin 43. dakikada direkte patlayan vuruşu dışında Galatasaray’ın rakip kaleye attığı tek bir şut dahi yoktu.
Trabzonspor’un başından itibaren kontrolü elinde tutması Galatasaray’ın bırakın düşündüklerini yapmasını, tamamen rakibine mahkum oynamasına yol açtı. Burak, Umut, Sneijder topsuz oyunda son derece etkisiz kaldı. Orta alanda Selçuk baskı altında bunaldı. Buna karşın Trabzonspor’un hızlı çıkışları hep tehlike yarattı. 16. dakikada Ekici’nin ceza alanı içine gönderdiği topa Telles’in elle yaptığı müdahale bize göre tartışması yapılmayacak kadar net bir penaltı kararı gerektiriyordu, hakemler farklı değerlendirdi!
Bir puanı bile düşünemediler! - Levent Tüzemen
İğneyi Hamza hocaya batıracağız, sonra da çuvaldızı oyunculara ikram edeceğiz. Büyük takımların strateji gerektiren maçlarda oyuna önce akıl koyması gerekir.
Bazen önde baskı kurarsınız, bazen de rakibi karşılayarak sonuca gidersiniz. Ama G.Saray'ın bunu yapacak kadro anlayışı sahada yoktu. Lige verilen arada belli ki G.Saraylı oyuncular zihinsel olarak bu maça hazırlanmamışlar. Hamza hocanın da kadro tercihinde duygusal davranması, oyuncuların performansını doğru analiz etmemesi G.Saray'ın kaybetmesini sağlarken şampiyonluk şansını da azalttı.
Bir hoca kararlarında kendi doğrularıyla çelişmemeli. Telles için hem, 'Savunma yönü zayıf' diyeceksin sonra da Trabzon'da sol bek oynatacaksın. Ne oldu? Trabzon Telles'in bölgesini koridor yaptı.