Sinemanın 'Yaramaz Çocuğu' Quentin Tarantino Doğruladı: Yalnızca İki Film Daha Yapacak
Geçtiğimiz hafta Kudüs şehrinde düzenlenen Jerusalem Film Festivali'nde 'Pulp Fiction (Ucuz Roman), yönetmenlik kariyeri, oyuncularla ilişkisi ve onu motive eden şeyler hakkında bir söyleşi yapan sıradışı yönetmen Quentin Tarantino sinema tutkusu ve mizahla dolu konuşması ile misafirleri her zamanki gibi bir hayli etkiledi.
En çok sevdiği karakterin Soysuzlar Çetesi'ndeki dahi Albay Hans Landa olduğunu ifade eden Tarantino, neden oyuncuların senaryodaki repliklere sadık kalmasıyla ilgili bir takıntısı olduğunu da sevenlerine açıkladı. '75 yaşına da gelsem yapmış olduğum 10 filmin rafına başka bir film eklenmeyecek,' diye belirten efsane yönetmen Tarantino yalnızca 2 büyük film daha yapacak olduğunun sinyallerini vermiş oldu.
'Toplamda yalnızca 10 film yapacağım doğru!'
10. filmini yaptıktan sonra artık duracağını belirten ünlü yönetmenin bu durumda yalnızca 2 filmlik hakkı kalmış oluyor.
'75 yaşına gelince anlatacak başka bir hikayem olsa da, yine de bir şey olmaz, çünkü o 10 tane filme değer katar. O zaman s***in bir yaşlısı film yapmış olur, o film diğer 10 taneyle asla aynı rafa konmaz. Onlardan ayrı durur.'
Tarantino filmlerini hep üçlüler haline mi yapıyor?
“İngiliz bir film eleştirmeninin işlerimle ilgili konuştuğu bir podcast'i dinliyordum. Tarantino filmleri üçer üçer yapıyor diyordu. 'İlk ikisi neredeyse sembiyotik olarak benziyor, birbirlerini tamamlıyor. Üçüncü film ise genllikle ilk ikisiyle öyle ya da böyle aynı tarzda, sanki o ilk iki filme bir çıkışma gibi. Sanki o ilk ikisinin piç bir çocuğu gibi.' demişti eleştirmen. Bence doğruluk payı var. Çok ilginçti, daha çok düşündükçe ben de ona daha çok katıldım.'
Filmlerinde başka film sahnelerinden sürekli alıntılar yaptığı aslında doğru değil
Sinemanın tarihinden esinlendiği kareler olsa da; diğer filmlerden birebir alıntılar yapmadığını söyleyen Tarantino, bu tip bir alıntının yalnıza Pulp Fiction ve Psycho filmlerindeki arabanın önünde duran kişi sahnesinde olduğunu hatırlatıyor. Bu konuda sık sık suçlandığını söyleyen başarılı yönetmen, kendi filmleriyle ilgili sanki bir alış veriş listesi gibi bir liste yapılmasını sinir bozucu bulduğunu da ekliyor.
'Birincisi o filmlerden bazılarını görmedim bile, ikincisi evet sinema tarihinde bu tip sahneler çekmiş başkaları da olabilir ama ben bunu onlardan almadım. Eleştirmenler yalnızca zeki görünmeye çalışıyorlar.'
Yönetmenlik yaparken aslında nasıl biri?
“Geminin kaptanı benim ve benim direktiflerimi dinlemek zorundalar. Ama oyuncudan en iyi performansı çıkarmak için ben onların emrindeyim. Çünkü doğru olan benim yolumu izlemeleri değil, önemli olan oyuncunun rahat olması ve en iyisini sergileyebilmesi. Oyunculara karşı çok hassasım, çoğu zaman özel sohbetler ederiz. Ayrıca film çekilirken gidip ayrı bir odada oturmuyorum. Onlar oyunculuk yaparken ben de orada kameranın yanında duruyordum. Benim setimde monitörler olmaz. Direkt kameranın yanında olurum ve oyuncuyla birebir konuşurum.'
Diyalogla olan bu takıntısı neden?
Oyuncularının diyaloglarını birebir ezberlemiş olmasıyla takıntılı olan Tarantino şöyle anlatıyor;
'Tek kuralım bütün diyalogumu baştan sona bileceksiniz. Oyuncu sete geldiği zaman sanki bir 6 haftalık bir Broadway oyunu denemesinin 4. haftasındaymış gibi diyalogunu bilmeli. Yoksa onu kovup en baştan başlamak zorunda kalabilirim. Oyuncu karaktere girdiği zaman elbette söylediği şeyler daha komik olabiliyor. Bunu oyuncular da hep söyler, öyle bir an vardır ki bir anda o karakter olmuştur ve uçuyordur. Tabi ki bu uçuşu engelleyemezsiniz ama bu uçuş da senaryoyu çok iyi bilmezseniz olmaz. Oyunculara benim repliklerimi söylemeleri için para ödeniyor. Birlikte çalıştığım oyuncuları seviyorum, karakterlerime ise aşığım, oyuncuların işi de o karakterlerin cümlelerini söylemek.'
Neden The Hateful Eight'de 70 mm kullandı?
Çekimlerinin çoğunun iç mekanda geçmesi yüzünden 70mm kullanma tercihi için eleştirilen haylaz yönetmen Tarantino 70mm anlayışının ne kadar sığ olduğunu anlatıyor. 70mm'nin yakın çekimler için en iyi format olduğunu ve özellikle bu film için yakın çekimlerin çok önem taşıdığını söylüyor.
'Samuel Jackson hiç bu yakın çekimlerdeki kadar 'akılda kalıcı' bir görünüm sergilememişti, tam bir Sergio Leone tarzı. Bu filmi 70mm çekmemin bir başka sebebi de film projeksiyonunun çok büyük bir savunucusu olmam. Dijital projeksiyon halka açık bir yerde televizyon izlemekle aynı şey, insanlar televizyonu evlerinde de izleyebilirler. 70mm filmi gerçek filmden izlemek ve izletmek için büyük bir çaba sarfedilecek, en önemli amacı da buydu.'
Inglorious Basterds (Soysuzlar Çetesi) filminin oyuncu seçmeleri neden bu kadar zordu?
“Alman Nazisini oynayan Hollandalı bir adam istemedim. Alman Nazisini oynayan İsveçli bir adam istemedim. Yani güle güle Max von Sydow. Hayır teşekkür ederim Rutger Hauer. Almanları oynayan Almanlar istedik, Almanca konuşan Almanlar... Her bir ülkenin az çok kendi takımını temsil etmesini istedim.'
Yarattığı karakterlerin arasında en çok sevdiği ise Soysuzlar Çetesi'yle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ı alan Christopher Waltz'in canlandırdığı Albay Landa
“Albay Landa (Christopher Waltz)'nın diller konusunda bir dahi olduğunu hiç bilmiyordum ama senaryoyu yazma süreci içinde, dilbilimsel bir dahi haline geldi. Odaya hangi karakter girerse girsin, onunla kendi dilinde mükemmel bir şekilde konuşabiliyordu. Bunu yaptığı gösterilmiyor ama belki de sinema tarihinin en iyi eski İbranice konuşabilen Nazisiydi. Eğer odaya Filipinliler girseydi, onlarda Tagalog konuşmaya başlar ve bir kelime bile kaçırmazdı.'
Soysuzlar Çetesi nasıl çekimler başlamadan bir hafta önce Christopher Waltz'ın gelmesiyle hayat bulmuş oldu
Çekimlere bir hafta kala ortada doğru bir Albay Landa karakteri olmadığı için Quention Tarantino ve yapımcı Lawrence Bender bütün projeden vazgeçmek üzereydiler.
“Biraz endişelenmeye başlıyordum, ve eğer en mükemmel Landa'yı bulmazsam filmi çekmek istemiyordum. Gerçekten kendimi bütün projenin fişini çekmek için duygusal olarak hazırlamaya başlamıştım. Sonra içeri Christoph Waltz girdi ve doğru kişi olduğu besbelliydi... Performansını bitirdiğinde kendimizden geçmiştik. İstediğimiz herşeyi yapabiliyordu. Resmen üzerine kusuyorduk 'Aman tanrım, inanılmazsın, harikasın. Aman tanrım, teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler' O zamana kadar asla bir erkeğe oral seks yapmamıştım, ama o anda bunu hakkeden biri varsa, kesinlikle oydu.'
Yorum Yazın
Django çok iyi bir film olmasına rağmen tek bir Oscar ödülü alması tuhaf, 12 yıllık esaret adlı boktan film bile (çok sıradan hatta sıkıcı bir film) 12 Oscar... Devamını Gör
oskarlar artik kistas degil. ben 10 senedir izlemiyorum bile. oskarlarda secilen filmler hep amerikan propangalari. IMDB de deki puanlamalarda oyle hep manup... Devamını Gör
Bu adamın kendi filmlerinde ölmesine hastayım ya :D adam keyif alıyo galiba :D
bu adam filmi yapıyor abi yapsın bu adam.Bence en iyi filmleri hateful eight ve django du.