Sevgililer Günü’nde Yalnız Olanlara Özel
Sevgiliniz yoksa aslında sizin için Sevgililer Günü de yoktur. Siz de olmayanın adıyla anılan bir güne girme ya da o günden çıkma gibi bir durum mümkün olamaz. Sevgiliniz var mı? Yok. O zaman niye yaşamak zorunda olduğunuz bir Sevgililer Günü’nüz olsun, o da yetmezmiş gibi bu günü yaşamak sizin için bir yüke dönüşsün.
Tabii bu işin teorik kısmı. Biliyoruz ki pratik de işler o kadar da kolay olmuyor, o gün akmıyor. Yanınızdan geçen her çifti ellerindeki kırmızı objelerle ağır çekimde algılıyorsunuz. Günü biraz kolaylaştıracak ve ister boşluk deyin ister yalnızlık ister çok da umrumda değil aslında, yaşamınızdaki o tanımlayamadığınız duyguyu kolay atlamanızı sağlayacak ufak tavsiyeleri listeledik.
Günlük işlerinize devam edin
Hiçbir şey yokmuş gibi davranmak en kestirme yol olabilir. Bugün günlerden ne? Özel bir gün mü? Değil aslında, hafta içi okula ya da işe gitmeniz gereken, oradaki rutinlerinizi yerine getirmeniz gereken sıradan bir gün. Yılın altıncı haftasına denk gelen, yirmi dört saatten oluşan sıradan bir gün.
Sevgililer Günü’nün modern dünyanın bir dayatması olduğunu düşünün
Tüketim toplumunun dayatmalarını reddettiğiniz için kendinizle gurur duyabilirsiniz. Sevgiliniz yok ama sağduyunuz ve bilinciniz var. Hayata karşı bir duruşunuz, bir tutumunuz, tepkiniz, isyanınız... Birey olarak aslında siz her şeyin farkındasınız!
Kendinizi şanslı hissedin
Evet, şanslısınız. Mutlu etmek, sürekli ilgilenmek zorunda olduğunuz birisi yok. İlk mesajı atmak ya da ilk mesajı atmasını beklemek gibi dertleriniz de yok. Böyle bir gün icat edildi diye çiftlere yüklenen sorumluluklardan arınmış durumdasınız. Dahası, Sevgililer Günü haftası fiyatları beşle onlar çarpılmış çiçeklere, hediyelere para vermiyorsunuz. Bunlar hep güzel şeyler!
Küçük sürprizlerle kendinizi şımartın
Baktınız yukarıdakiler pek tutmadı, işe yaramadı. Kendinizi bu günün özel bir gün olduğu ve bir şeyler yapmanız gerektiği kabullenmişliğinden kurtaramadınız. O zaman elinizdeki en değerli ve en güvenilir insanı yani kendinizi şımartın. Uzun zamandır yapmak isteyip yapamadığınız aktivitelere zaman ayırın, izleyemediğiniz filmleri izleyin, arkadaşlarınızı arayıp planlar yapın. Konu kendinizi şımartmak olunca cömert ve yaratıcı olacağınıza eminiz!
Eski sevgililerin aklınıza gelmesine izin vermeyin
Aman diyelim! Eski sevgililer, hele bir de yakın zamanda, bir anda veya kötü bir şekilde ayrılınmış sevgililer bu günün konusu kesinlikle değil. Kendinize bunu yapamazsınız. Aklınıza getirmek gibi bir hataya düştüyseniz, lütfen ama lütfen işi abartıp onunla ne şu an ne kadar mutlu bir çift olabileceğinizi düşünmeyin, hayal etmeyin, gözünüzün önüne getirmeyin.
Aslında tüm ilişkilerin sorunlu ve mutsuz olduğunun düşünün
Siz en iyisi genel olarak ilişki kavramına ve sevgililik müessesinize enerjinizi yönlendirin. Bu iki kavramı kötüleyecek milyonlarca neden bulabilirsiniz, biliyoruz. Bu kadar soyut bir karalama kampanyası sizi kesmezse hemen çevrenizdeki çiftlere geçin. Aslında yakışmadıklarını, birbirlerini anlamadıklarını, ilişkilerinde güvenin ve memnuniyetin ne kadar az olduğunu gösteren işaretler kovalayın.
Potansiyel sevginizi arkadaşlarınızla/ailenizle paylaşın
Evet bakın bu çok mantıklı. Sevgili denilen olgu aslında çok basite indirgenmemiş mi sizce de? Bir insan annesine sevgiyle bağlı değil midir? Babasına, en yakın arkadaşlarına? Onlarla paylaşacak sevginiz yok mu? Tabii ki var! Hem de bu en risksiz ve en gerçek sevgilerden biri.