Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
OHAL İki Yılın Ardından Sona Erdi: Peki Bilançosu Ne Oldu?
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından 21 Temmuz'da ilan edilen ve yedi defa üçer aylığına uzatılan olağanüstü hal (OHAL) iki yılın ardından kaldırıldı. Bu süreçte İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Türkiye'nin batısındaki büyük şehirler, 1980'lerden sonra ilk defa OHAL'i yaşamış oldu.
Peki 12 Eylül askeri darbesinden beri ilk defa ülke genelinde uygulanan iki yıllık OHAL'in bilançosu neler oldu?
1. Kanun hükmünde kararnameler ve yargı denetimi tartışması.
BBC Türkçe'nin derlediği habere göre, Anayasa'nın 121 maddesine göre 'Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir.'
Bu KHK'ların bazılarında on binlerce kişi işten çıkarılırken bazılarında ise evlilik programları yasaklandı, kış lastiğine dair düzenlemeler yapıldı.
16 Nisan 2017'deki Anayasa değişikliği referandumunun ardından bunlara parlamenter sistemi düzenleyen yasaları cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun hale getirmek için çıkarılan uyum düzenlemeleri de eklendi
CHP KHK'ların iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
KHK'larda yer alan düzenlemeler anayasaya uygunluk açısından da çokça tartışıldı. Muhalefet bu kararnamelerin bir kısmının Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürdü, CHP de iptal için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu.
AKP ise Anayasa'nın 148. maddesinde yazdığı üzere AYM'nin OHAL döneminde hazırlanan KHK'ları inceleyemeyeceği görüşünü savundu.
CHP ise Anayasa'nın 121. maddesinde yazdığı üzere KHK'ların 'olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda' çıkarılması gerektiğini, OHAL'in gerekçesi olan Gülenci yapılanmayla mücadele ile alakası olmayan KHK'lar çıkarıldığını öne sürdü.
1992 yılında AYM, KHK'ları iptal etmişti.
AYM 1992 yılında verdiği bir kararda 'KHK'lar konu bakımından yalnızca olağanüstü hal durumunun gerektirdiği pratik önlemleri içermeleri gerekirken, yasa veya KHK değiştirmenin ve bunlara ekler yapmanın bir aracı olarak kullanılmışlardır' diyerek KHK'larla getirilen pek çok düzenlemeyi iptal etmişti.
2016'da ise CHP'nin başvurusunu değerlendiren AYM, KHK'ları inceleme yetkisi olmadığını açıkladı.
Böylece hükümete Anayasa'yla çelişen KHK'lar çıkarma imkanı tanınırken, OHAL döneminde çıkan KHK'ların içeriğinin denetlenemeyeceği 10 yıllığına kesin karara bağlandı.
Tepkiler üzerine OHAL Komisyonu kuruldu.
KHK'ların yargı denetimi dışında kalmasına hem ülke içinden hem de Avrupa'dan gelen tepkiler üzerine hükümet bir KHK ile OHAL Komisyonu kurulmasını kararlaştırdı.
Komisyon Anayasa'ya aykırı maddelere yönelik itirazları incelemese de kamuda işten çıkarılan kişilerin veya kapatılan kurumların başvurularını değerlendirmeye almaya başladı. Komisyon'un kararlarına itiraz için yargı yolu da açık.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu nedenle KHK'larla ilgili yapılan başvuruları reddetti ve önce iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini belirtti.
2. Gözaltılar, tutuklamalar ve kayyumlar.
OHAL'in ilan edildiği 21 Temmuz 2016 tarihinde OHAL'de gözaltı sürelerine dair herhangi bir üst sınır bulunmuyordu. 12 Eylül darbesinden önce 15 gün olan azami gözaltı süresi darbenin ardından önce 30'a, sonra 90'a çıkarılmış, ilerleyen yıllarda 7'ye kadar düşürülmüştü. 2012 yılında yapılan bir yasal düzenleme sonucunda üst sınır tamamen kaldırılmasıyla OHAL döneminde gözaltına alınan kişileri sonsuza kadar gözaltında tutmak mümkün hale gelmişti.
23 Temmuz 2016'da çıkarılan bir KHK ile gözaltı süresi 30 gün olarak belirlendi. Ocak 2017'de ise 7+7 güne indirildi. Savcılara gözaltındaki kişilerin avukatlarıyla beş gün boyunca görüşmesini engelleme imkanı veren düzenlemede aynı tarihte kaldırıldı.
CHP raporuna göre OHAL'in ilk yılında 169 bin 13 kişi hakkında adli işlem yapıldı.
Temmuz 2016 sonrasında, darbe girişimiyle bağlantılı davalar nedeniyle on binlerce kişi tutuklandı, daha fazlası da gözaltına alındı. CHP, darbe girişiminin birinci yıldönümünde yayınladığı raporda 169 bin 13 kişi hakkında adli işlem yapıldığını açıkladı. Raporda şu ifadeler kullanıldı:
'Yürütülen soruşturmalar kapsamında hakkında işlem yapılan kişiler ya da yakınlarından en az 25 kişi canına kıydı. 4 kişi de intihar girişiminde bulundu. Bu olayların 8'i cezaevlerinde, gözaltında ya da gözaltına alınırken gerçekleşti'
Tutuklu sayısının 50 binden fazla olduğu belirtiliyor.
Bu süreçte tutuklanan yalnızca darbe girişimine karışanlar veya Gülen yapılanmasına bağlı olmakla suçlananlar olmadı. Aynı zamanda aralarında gazeteciler, akademisyenler ve siyasetçiler gibi toplumun farklı kesimlerinden isimler de var.
2016'da tutuklanan dönemin HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda HDP'li, tutuklanan siyasiler arasında en büyük grubu oluşturuyor.
HDP'nin ondan fazla milletvekili çeşitli dönemlerde tutuklanırken, çok sayıda belediye başkanı da demir parmaklıklar ardına gönderildi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) seçimden iki gün önce yayınladığı rapora göre 28 Nisan - 21 Haziran arasında 361 HDP'li gözaltına alındı.
CHP'den ise milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı. Ocak 2018'deki İçişleri Bakanlığı verilerine göre HDP'li 102 belediyeden 94'üne kayyum atandı.
3. İşkence bulguları, zorla kaçırma ve cezaevi koşulları.
Türkiye'de özellikle OHAL ilanının ardından işkence ve kötü muamele olaylarında artış görüldüğü çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından da dile getirilmiş, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bu doğrultuda eleştiriler içeren raporları hükümet tarafından sert bir dille yalanlanmıştı.
Uluslararası Af Örgütü, 2016'da yaptığı açıklamada Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası gözaltına alınanların bazılarının dövülüp işkenceye maruz kaldığı yolunda güvenilir kanıtlar olduğunu bildirdi.
4. Kamudan ihraçlar ve OHAL Komisyonu.
130 binden fazla kişi çıkarılan KHK'larla kamudaki görevlerinden ihraç edildi. İşverenlerin bu kişilere iş vermek istememesi nedeniyle ihraç edilenler özel sektörde de iş bulamadı.
Özel sektörde de işlerini kaybeden çok sayıda kişi oldu. Ancak bununla ilgili kesin sayılara ulaşmak oldukça zor. İhraçlara karşı OHAL Komisyonu'na 108 bin 905 başvuru yapıldı.
OHAL Komisyonu'na başvuruların çoğu daha incelenmedi.
22 Haziran 2018 itibariyle 21 bin 500 dosya incelenirken iade kararı verilen dosyaların sayısı bin 300'de kaldı. Böylece toplam başvurular içinde iade kararı oranı yüzde 1,1'de, incelenen başvurular içindeki iade kararı oranı ise yüzde 6'da kaldı.
5. Kapatılan kurumlar.
KHK'larla çok sayıda kurum ve kuruluş da kapatıldı. Basın yayın alanında 'terör örgütleriyle ilişkileri olduğu' iddiasıyla çok sayıda gazete, TV, ajans ve radyo kapatıldı.
Eğitim alanında özel okulların yanı sıra aralarında İstanbul Fatih Üniversitesi, İzmir Üniversitesi ve Bursa Orhangazi Üniversitesi'nin de bulunduğu çok sayıda üniversite KHK'larla kapatıldı.
6. Yurt dışına çıkış yasakları ve pasaport tahditleri.
OHAL ilanıyla birlikte kamu görevlileri için yurt dışına çıkarken çalıştıkları kurumdan belge alma şartı getirildi. Bu şart Kasım 2017'de kaldırıldı. OHAL döneminde çok sayıda pasaporta da tahdit koyuldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Temmuz 2018'de yaptığı açıklamada 181 bin 500 kişinin pasaportuna koyulan tahditlerin kaldırılacağını açıkladı. İdari kararlarla pasaportuna tahdit koyulan kişiler hiçbir şekilde pasaport alamıyor, karara da itiraz edemiyorlardı.
7. Referandum ve seçimler.
OHAL döneminde bir referandum bir de cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin bir arada yapıldığı genel seçim düzenlendi. İki sandığın da OHAL altında kurulması çeşitli ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından eleştirildi.
CHP Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı'nın 16 Nisan 2017'deki referandumdan bir ay önce yayınladığı rapora göre 'Hayır' kampanyası yürüten 115 kişi gözaltına alındı. Sendikacı, siyasetçi, sivil vatandaşların çeşitli sınırlamalar ve engellemeler ile karşılaştığı 107 vaka yaşandı.
Venedik Komisyonu, referandumun OHAL kalkana kadar ertelenmesini talep etmişti.
Avrupa Konseyi'nin anayasal konulardaki danışma organı olan Venedik Komisyonu ise Türkiye'de siyasi özgürlüklerin yoğun bir biçimde sınırlandırılmış olduğunu söyleyerek referandumun OHAL kalkana kadar ertelenmesini talep etmiş, Türkiye bu talebi kabul etmemişti.
Benzer eleştiriler 24 Haziran 2018'deki seçimler öncesinde de getirildi. AB ve ABD'den seçimin OHAL koşullarında yapılacak olmasına dair endişe açıklamaları geldi.
Yorum Yazın
Sadece her şeyin farkında olan bilinçli insanlara üzülüyorum diğerleri umrumda değil.
İşten çıkarılan hakimler ve adiye saraylarını dolduran 100 binlerce dosya sayesinde de vatandaşın normal davaları senelerce uzuyor.Zaten çok uzun süren işlem... Devamını Gör
Kalkmaktan ziyade isim değiştirir gibi bir hali var ya hayırlısı.