onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Müslüm Gürses'e 'Kıro Arabeskçi' Diyen Entelektüel Kitlenin Müslüm Baba'yı Adım Adım İlahlaştırma Süreci

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Müslüm Gürses'e 'Kıro Arabeskçi' Diyen Entelektüel Kitlenin Müslüm Baba'yı Adım Adım İlahlaştırma Süreci

Eda Aytekin
07.11.2018 - 12:54 Son Güncelleme: 22.12.2023 - 17:56

'Hayat bir köşe kapmaca, köşeni bir kaptır da gör. Düşene dost olur sanma, yolunu bir şaşır da gör' demiş Müslüm Gürses. Bu zamana kadar fikrini değiştirenleri, hatta kandırılanları çok gördük ama Müslüm Gürses'e ve kitlesine yapılan iki yüzlülük, müzik tarihinin belki de en radikal kitle hareketlerinden biri. Nasıl oldu da bir kitle tarafından aşağılanan, hor görülen bir şarkıcı, en çok eleştirenlerin bile hayran olduğu bir figür haline geldi? Buyurun hep birlikte o sürece bir bakalım...

Kaynak 1

Kaynak 2

Kaynak 3

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Nerden başlasak, nasıl anlatsak... 60'lı yıllarda halk müziğinin ağır etkileriyle başlayan bir müzik akımının, 70'lerde daha farklı bir hal almasıyla başlıyor bizdeki arabesk müzik.

Nerden başlasak, nasıl anlatsak... 60'lı yıllarda halk müziğinin ağır etkileriyle başlayan bir müzik akımının, 70'lerde daha farklı bir hal almasıyla başlıyor bizdeki arabesk müzik.

Müslüm Gürses'in 'şarkıcı' olarak hayatına devam etmesi de ilk olarak çay bahçelerinde şarkı söylemesiyle başlıyor. Sonra Adana'daki yerel plak şirketinden ilk plağının çıkmasıyla yavaş yavaş adı duyuluyor.

70'li yıllara gelindiğinde ikinci kuşak denilen ve bir müzik türünün temsilcileri sayılan Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses gibi isimler yavaş yavaş müzik dünyasına nüfuz etmeye başlıyor.

70'li yıllara gelindiğinde ikinci kuşak denilen ve bir müzik türünün temsilcileri sayılan Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses gibi isimler yavaş yavaş müzik dünyasına nüfuz etmeye başlıyor.

80'lere gelindiğinde ise dönemin gergin havasıyla birlikte bir kitle tarafından arabesk bir müzik türü değil, bir yaşam şekli olmaya başlıyor. İsyan, acı ve duygu dolu bir yaşam şekli...

80'lere gelindiğinde ise dönemin gergin havasıyla birlikte bir kitle tarafından arabesk bir müzik türü değil, bir yaşam şekli olmaya başlıyor. İsyan, acı ve duygu dolu bir yaşam şekli...

Devletin radyo ve televizyon kanalında arabesk şarkıcılara yer verilmiyor. Ancak Müslüm Gürses, bir fenomen olarak yükselişini sürdürüyor. Sevenleri Müslüm Gürses'i plaklarından, kasetlerinden ve o meşhur Gülhane Konserleri'nden dinliyor.

Devletin radyo ve televizyon kanalında arabesk şarkıcılara yer verilmiyor. Ancak Müslüm Gürses, bir fenomen olarak yükselişini sürdürüyor. Sevenleri Müslüm Gürses'i plaklarından, kasetlerinden ve o meşhur Gülhane Konserleri'nden dinliyor.

Fakat o konserlerin bir eşi ve benzeri, başka sanatçıların konserlerinde görülmüyor. Kendini ötekileştirmiş, ezilmiş ve itilmiş olarak tanımlayan muazzam bir kitle, Müslüm Gürses'i bir şarkıcı değil, seslerini duyuran bir kanaat önderi olarak görüyor.

Fakat o konserlerin bir eşi ve benzeri, başka sanatçıların konserlerinde görülmüyor. Kendini ötekileştirmiş, ezilmiş ve itilmiş olarak tanımlayan muazzam bir kitle, Müslüm Gürses'i bir şarkıcı değil, seslerini duyuran bir kanaat önderi olarak görüyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Öyle ki, "Baba" dedikleri Müslüm Gürses konserleri adeta bir ayin, kutsal bir buluşma havasında geçiyor. Hatta bu huşû hali, hayranların kendini jiletlemesine kadar varıyor.

Öyle ki, "Baba" dedikleri Müslüm Gürses konserleri adeta bir ayin, kutsal bir buluşma havasında geçiyor. Hatta bu huşû hali, hayranların kendini jiletlemesine kadar varıyor.

Fakat Müslüm Gürses bu kendine zarar verme işinden çok rahatsız oluyor, konserlerinde sık sık "Çocuklar yapmayın böyle" diye uyarılarda bulunuyor, hatta konseri yarıda bırakıp ambulansla bu çılgın kitlenin arasından sıyrılıyor.

Fakat Müslüm Gürses bu kendine zarar verme işinden çok rahatsız oluyor, konserlerinde sık sık "Çocuklar yapmayın böyle" diye uyarılarda bulunuyor, hatta konseri yarıda bırakıp ambulansla bu çılgın kitlenin arasından sıyrılıyor.

İşte bu kitle, farklı müzik türü dinleyenler için yıllarca "kıro, maganda ve varoş" olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla bu kitlenin temsilcileri de bir şekilde genele göre kabul görmüyor ve oluşturdukları alt kültür, muhalifler tarafından her zaman yeriliyor.

İşte bu kitle, farklı müzik türü dinleyenler için yıllarca "kıro, maganda ve varoş" olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla bu kitlenin temsilcileri de bir şekilde genele göre kabul görmüyor ve oluşturdukları alt kültür, muhalifler tarafından her zaman yeriliyor.

Arabesk kültürünü sahiplenen bu "öteki" kitlenin, memleketin bir gerçeği olduğunu reddeden "konforlu kitle" tarafından reddedilmesi neredeyse kemikleşmiş bir hal alıyor. Fakat her inkarın, bir kırılma noktası olduğunu henüz fark edemiyorlar...

Arabesk kültürünü sahiplenen bu "öteki" kitlenin, memleketin bir gerçeği olduğunu reddeden "konforlu kitle" tarafından reddedilmesi neredeyse kemikleşmiş bir hal alıyor. Fakat her inkarın, bir kırılma noktası olduğunu henüz fark edemiyorlar...
www.yasamsifreleri.com

90'lı yıllara gelindiğinde arabesk müzik, özel kanalların ve radyoların da açılmasıyla tahtını pop müziğe bırakıyor. Ancak arabesk de bu değişime ayak uydurunca bu sefer ortaya isyan ve haykırış yerine daha yumuşak geçişlerin yer aldığı ve genele hitap eden ürünler çıkartmaya başlanıyor.

90'lı yıllara gelindiğinde arabesk müzik, özel kanalların ve radyoların da açılmasıyla tahtını pop müziğe bırakıyor. Ancak arabesk de bu değişime ayak uydurunca bu sefer ortaya isyan ve haykırış yerine daha yumuşak geçişlerin yer aldığı ve genele hitap eden ürünler çıkartmaya başlanıyor.

Bu esnada 'Arabesk aslında jazz ve blues'un ülkemizdeki tezahürüdür' şeklinde ağır ağır gelen kabullenişler yaşanıyor müzik otoriteleri tarafından. Bu geçişin halka işlemesi de yine aynı sakinlikte devam ediyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

2001 yılına gelindiğinde Müslüm Gürses, dönemin pop müzik şarkıcısı Asya'nın "Olmadı Yar" isimli şarkısını yorumluyor ve değişim rüzgarları yavaş yavaş esmeye başlıyor.

2001 yılına gelindiğinde Müslüm Gürses, dönemin pop müzik şarkıcısı Asya'nın "Olmadı Yar" isimli şarkısını yorumluyor ve değişim rüzgarları yavaş yavaş esmeye başlıyor.

Aslında Müslüm Gürses'in ilk pop müzik yorumu bu değil. 90'lı yılarda yine Nilüfer'e ait İnkar Etme,  Böyle Ayrılık Olmaz ve Sezen Aksu'nun Belalım şarkılarını seslendiriyor. Fakat 'Olmadı Yar', bu müthiş değişimin adeta bayrağı oluyor.

Müslüm Gürses'in menajeri Nevzat Takmaz'ın "Artık bir yenilik yapmamız lazım" tavsiyesiyle ortaya yeni projeler çıkmaya başlıyor. Ülkenin önde gelen rock gruplarından Duman'la birlikte konserlere başlıyor Müslüm Baba.

Müslüm Gürses'in menajeri Nevzat Takmaz'ın "Artık bir yenilik yapmamız lazım" tavsiyesiyle ortaya yeni projeler çıkmaya başlıyor. Ülkenin önde gelen rock gruplarından Duman'la birlikte konserlere başlıyor Müslüm Baba.

'Olmadı Yar' şarkısını bir Duman'dan bir de Müslüm Gürses'ten dinliyor herkes. Rock dinleyen genç kitle, Duman'ın konserine Müslüm Gürses'i görmek için gider oluyor.

Derken asıl bomba Teoman'ın "Paramparça" şarkısını Müslüm Baba'nın söylemesiyle patlıyor. Yıllar önce "İtirazım Var" şarkısını hangi duygularla söylüyorsa tarzını ve üslubunu bozmadan "Paramparça"yı da aynı şekilde yorumluyor.

Derken asıl bomba Teoman'ın "Paramparça" şarkısını Müslüm Baba'nın söylemesiyle patlıyor. Yıllar önce "İtirazım Var" şarkısını hangi duygularla söylüyorsa tarzını ve üslubunu bozmadan "Paramparça"yı da aynı şekilde yorumluyor.

Hele bir de "Neredesin Firuze" filminde bir Bülent Ortaçgil şarkısı olan "Sensiz Olmaz" yorumu var ki, Müslüm Gürses'le ilgili hiçbir fikri olmayan insanlar bile bir anda şarkıyı arka arkaya dinlemeye başlıyor.

Bir de şöyle bir detay var. Yakınlarının ve eşi Muhterem Nur'un söylediğine göre Müslüm Gürses evinde sık sık Mozart, Bach dinleyen bir klasik müzik hayranı.

Ön yargılar bir bir yıkılırken, edebiyat dünyasının ve entelektüel kitlenin önemli isimlerinden olan Murathan Mungan da bir söyleşide Müslüm Gürses hayranı olduğunu söylüyor.

Ön yargılar bir bir yıkılırken, edebiyat dünyasının ve entelektüel kitlenin önemli isimlerinden olan Murathan Mungan da bir söyleşide Müslüm Gürses hayranı olduğunu söylüyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Entelektüel kitlenin gönlüne yavaş yavaş yerleşen Müslüm Gürses, bu sefer de kendi kitlesini küstürmeye başlıyor.

Entelektüel kitlenin gönlüne yavaş yavaş yerleşen Müslüm Gürses, bu sefer de kendi kitlesini küstürmeye başlıyor.

2006 yılında Murathan Mungan'ın süpervizörlüğünü yaptığı 'Aşk Tesadüfleri Sever' albümünde David Bowie, Rainbow ve Bob Dylan gibi dünyaca ünlü grupların ve şarkıcıların şarkıları yer alıyor. Hepsine de Müslüm Gürses için söz yazılıyor ve ortaya arabesk ile batı müziğinin sentezlendiği bir albüm çıkıyor. Bu durum Müslüm Gürses'i yeni kabul etmiş kitle tarafından büyük bir mutlulukla karşılanıyor çünkü salt arabesk dinleyicisi olmaktan bu şekilde sıyrılıyorlar. Ancak Müslüm Baba'yı konserlerinde ağacın tepesinden izleyen ve kendini onunla bütün olarak gören kitle Müslüm Gürses'e darılıyor, kırılıyor...

Popüler olanı yakalama konusunda avcı sayılan reklam sektörü de Müslüm Baba'yı kaçırmıyor. "Bırrrr" dediği reklam filmi, işte o küskün kitleyi daha da üzüyor.

Çünkü Müslüm Gürses acının ve isyanın sembolü onlara göre. Komiklik yakışmıyor diyorlar, hoşlarına gitmiyor. Fakat bir yandan da 'Aaa Müslüm Gürses ne sempatik adammış yahu' diyen diğer kitle, Müslüm Baba'yı yavaş yavaş hazmetmeye başlıyor.

Evine gelen "Unuttun bizi Baba" telefonlarına "Ben sizden vazgeçer miyim çocuklar" diye cevap veren Müslüm Gürses, "Sandık" albümüyle gönül almaya çalışıyor.

Evine gelen "Unuttun bizi Baba" telefonlarına "Ben sizden vazgeçer miyim çocuklar" diye cevap veren Müslüm Gürses, "Sandık" albümüyle gönül almaya çalışıyor.

Öyle bir albüm ki bu, içinde hem Kenan Doğulu, Ceza gibi isimler var hem de İtirazım Var, Meselem gibi Baba'nın imza şarkıları var. Yani kimsenin kalbini kırmadan, kimseyi ayırmadan kucaklamaya çalışıyor Müslüm Baba.

Arabeski sadece rakı içerken "rahat rahat" dinleyen ve ertesi gün dinlediği şarkıları unutmak isteyen bir kitlenin marşı oluyor "Nilüfer"

Şimdi artık Müslüm Baba'yı edebiyat dergilerinin kapaklarında, spreyle boyanmış sokak duvarlarında, dizi ve film müziklerinde buluyoruz. Onu eleştiren herkes neredeyse koyu birer "Müslümcü" olmuş durumda.

Şimdi artık Müslüm Baba'yı edebiyat dergilerinin kapaklarında, spreyle boyanmış sokak duvarlarında, dizi ve film müziklerinde buluyoruz. Onu eleştiren herkes neredeyse koyu birer "Müslümcü" olmuş durumda.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Eskiden toplum tarafından dışlanacağını düşünerek gizli gizli Müslüm Gürses dinleyenler "Aynı Leonard Cohen'e benziyor" diyerek kendilerini rahatlatadursun, müziğin sınırsızlığına inananlar için hiçbir şey değişmedi.

Eskiden toplum tarafından dışlanacağını düşünerek gizli gizli Müslüm Gürses dinleyenler "Aynı Leonard Cohen'e benziyor" diyerek kendilerini rahatlatadursun, müziğin sınırsızlığına inananlar için hiçbir şey değişmedi.

Kimse Müslüm Gürses'i sevmek zorunda değil ama bir kitleyi yok saymak da doğru değil. 'Varoş' kelimesini aşağılamak için kullananlara ise hayatlarında başarılar dileyelim. Müzik dinlemek, bir insanın kendine yapabileceği en sermayesiz mutluluktur. Sizi mutlu eden hiçbir şeyden utanmayın.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Uzun yıllardır Onedio’da yaratıcı içerik editörlüğü yapmaktayım. Aynı zamanda Onedio YouTube kanalında "Bana Bi Anlat" programını hazırlayıp sunuyorum. Bir dönem editörlüğün yanısıra ulusal yayın yapan özel bir radyoda program yaptım, daha sonra sahnede talk şov gösteri dünyasına adım attım. Daha önce dijital yayın yapan platformlardaki diziler için içerik editörlüğü ve senaryo katkılarında bulundum. Ayrıca tanınmış müzik gruplarının kliplerinde sanat yönetmenliği de yaptım. Editörlüğe başlamadan önce çeşitli kolektif kitaplar için yazdığım yayımlanmış yazılarım da bulunmaktadır. Arşiv karıştırmak ve müzik araştırmaları yapmak hayatımın en sevdiğim uğraşlarından. Yazı yazmanın ise dünyaya geliş sebebim olduğunu düşünüyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1582
466
73
42
36
24
18
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
unknown

Burjuvaya "entelektüel" deyip durmayın, entelektüellik "intellect" (akıl) ile ilgili olan zihinsel bir mertebe.

Murat

Kör ölür badem gözlü olur derler bizde.

Ali İhsan Öztürk

...işte şurası ''Müzik dinlemek, bir insanın kendine yapabileceği en sermayesiz mutluluktur. Sizi mutlu eden hiçbir şeyden utanmayın. ''