Kahvaltı Etme Alışkanlığınızdan İlişki Durumunuzu Tahmin Ediyoruz!
Sabah sabah kahvaltı niyetine çözeceğiniz bir test :D
1. Öncelikle:
2. Kaç yaşındasın?
3. Kahvaltıda hangi içeceği tercih edersin?
4. Kahvaltıda hangisini yemeyi tercih ederdin?
5. Kahvaltıda en iyi giden ikili?
6. Son olarak, hayatının geri kalanı boyunca yapacağın kahvaltıyı seç:
7. Bu sabah kahvaltıda hangisini tercih ederdin?
Partnerinle en 'canımlı cicimli' dönemdesin!
En ufak bir hatanın her şeyi mahvedeceğini düşündüğün periyotlar. İlk sınavı (flörtleşmeyi) başarıyla tamamladın. Şimdi ise işin zorlu kısmı başladı senin için. Bu, zirveye ulaşıp orada olmanın verdiği doygunluk gibi; artık uğrunda gideceğin bir hedef kalmadığı için bu cicim ayları sana tatlı zorluk çıkartıyor olabilir. Karşı tarafın talepkâr tavırları seni biraz bunaltmış. Ancak sen de iyi biliyorsun ki bu dönemde mantık devre dışıdır ve birbirinizi pohpohladıkça pohpohlarsınız. 'Her şey yolunda gitsin de ne olursa olsun' demekten kendini alıkoyamıyorsun. Dikkat et, ilişkin 'başta her şey güzeldi, sonra ne olduysa oldu' çizgisine gelmesin :)
Masum bir aşıksın!
İçin kıpır kıpır ve karşındakinden de aynı elektriği alıyorsun; ama bir türlü itiraf edemiyorsun. Hep doğru olanı yapıyorsun, fakat bir türlü doğru adımı doğru zamanda atamıyorsun. Sana karşı boş değilse ilginin şiddeti artar, ama harekete geçmezsen, karşındakinin senden beklediği ilgi yerini umutsuzluğa bırakır. Adım atmaktan korkma, ama tempo tutmadan da koşmaya başlayıp karşıdakini baskıya alma. Yaşadığın sorunun cevabı sende saklı. Zamanlamayı tuttur :)
Yeni denizlere yelken açmayı bekliyorsun!
Ceza sahası içinde aptala yatan golcü oyuncu misali, uygun zamanı bulduğunda altı pasın içinde bir anda tilki gibi çıkıp gelen ikramı geri çevirmiyorsun. Eğlencene, keyfine düşkünsün; Mikonos'a tek başına tatile giden ünlüler gibi. Geçmişte defalarca deneyip de 'Ümit Burnu'nun ötesine gidemediğin için temkinli davranmak seni umutsuzluktan bir nebze olsun uzaklaştırıyor belki de. Defalarca kere yelkenin batmış olabilir, hatta her defasında yalnızlık denizinde dibe vurmuş olabilirsin. Umut etmek de, yelkenleri inatla, kararlılıkla açmak da senin kararın. Belki Mikonos gibi bir yerde oturup beklerken güneşin tadını çıkarmak istiyorsun. :) Bu nedenle kendini birine adamak senlik bir şey değil şu an için.
Karmakarışık durumdasın!
Ya ayrılık öncesi bir duruma geldin ya da 'kullan-at' felsefesini ilke edinmişsin. Senin için durumu özetlemek gerekirse, senin orta yolun yok! Daha doğrusu içinde yaşadığın ilişkiyi ilişki olarak göremiyorsun/görmek istemiyorsun. Ya ilişkidesindir ya da değilsindir; sonuçta ilişki denilen şey karşılıklı ilgiye dayanır. Eğer ayrılık öncesi bir durumdaysan, gazı kaçmış kola içmenin bir anlamı yok. Şekerli su haline gelmiş kolayı içmekte ısrarcıysan bir şey diyemem, ama biliyorsun ki bir süre sonra tat alamadığın gibi diğer organlarında bundan etkilenecek.Kaldı ki bir süre sonra onu çöpe atacaksın.
'Friendzone'dasın!
Dipsiz bir kuyu gibidir. Düşmenin sonu yoktur artık bu noktada. Kalbinden geçenin, en sevdiğin, en değer verdiğin 'arkadaşında' karşılık bulamayınca içinden çıkması imkansıza yakın bir hal alır. Kesinlikle bu sonu belli olmayan sokaktan çıkmalısın! Karşındaki kimse, senin 'uçuşa kapalı' alanda olduğunu söylemez, söyleyemez de. Bunu hissedip durumu kabullenmen gerekiyor. Çünkü sonuç ne olursa olsun acı çekmek bu durumun en talihsiz kısmı.
Sonsuza dek yalnız!
Yalnızlık senin için MFÖ'nün mısralarında değil, hayatının ayrılmaz bir parçası olmuş vaziyette. Aslında düşünürsen yalnız sayılmazsın. Neden mi? Çünkü kafanın içindeki sesle sürekli konuşma halindesin. Önceleri yalnızlığın sana ne kadar etki ettiğini görürsün, sonraları durumu kanıksar ve kabullenmemek için içindeki sesi, yalnızlığını bastırması için dost edinirsin. Zaman zaman herkes yalnızlığa mahkum edilir, eğer kendi isteğiyle yalnızlaşmak istemediyse. Söylenebilecek tek şey, etrafındaki gerçekleri görüp, yaşananlara kayıtsız kalmaman. Yalnız kalmayı alışkanlık haline getirip çaresizliğin olmasın.
Yorum Yazın