'Gözlerinin İçi Simsiyahtı': Gassal Kadın Ürpertici Mesleğini Tüm Bilinmeyenleriyle Anlatıyor
Bilenler bilir: Yer6 Film kanalının "Yüzleşme" ismini verdikleri bir programı var.
Program, ilgi çekici meslekleri olan insanlarla röportaj yaparak yaşananları aktarmak üzerine kurulmuş.
Geçtiğimiz günlerde de programa bir gassal kadın katıldı ve mesleğin iç yüzünü anlatırken yaşadığı deneyimlerden bahsetti.
Biz de sizler için anlatılanlardan öne çıkanları derlediğimiz bir içerik hazırladık.
O halde başlayalım...
Nida'yla tanışın! Kendisi 34 yaşında ve Sivas Yukarı Tekke Mezarlığı’nda çalışıyormuş.
Üç yıldır gassal olarak görev yapan Nida, bu işi çok sevdiğini ve çok da merak duyduğunu söylüyor.
“Ayaklarına dokunmak istiyorum.”
Nida, gassal olarak bulunduğu ilk işinde ona yardımcı olan hocasına, ilk olarak yüzü yerine ayaklarını görüp dokunmak istediğini söyledi.
Aldığı eğitimde ilk bakışın yüze yapılması kişiyi çok etkilediği söylenmiş. Nida bu sebeple ilk önce cesedin ayaklarını görüp dokunmuş.
“1 hafta kendime gelemedim.”
En çok etkilendiği cenazeden bahseden Nida, karşılaştığı görüntü hakkında fazla bilgi vermek istemedi ancak söylediğine göre...
23 yaşında intihar etmiş bir kızın teni simsiyahmış ve cenaze ceset torbasında gasilhaneye gelirken ağır bir koku duymaya başlamışlar.
Cenazeleri yıkarken genellikle dua ettiğini söyleyen Nida, bazı cenazelerde Allah ismini bile anmadığını dile getiriyor.
“Gözlerinin içi dahi simsiyahtı.”
Gelen cenazenin gözleri dahil tüm yüzünün simsiyah olduğunu aktaran Nida, bunu gördükten sonra çok korkuttuğu söylüyor.
Yıkama esnasında döndürürken ses çıkartan ya da eli bir yere takılarak tutunan cenazeler de varmış!
“Bu mesleği yaparken korkmuyorum.”
“Gasilhane, tüm duygularımı yaşadığım ve sığınabildiğim bir yer. “
Bebeklerin ve kimsesizlerin cenazesi dışında trafik kazaları sonucu gelen cenazelerde vücut hasarının fazla olması ve vücut bütünlüğünün olmaması işinin en zorlayıcı taraflarındanmış.
Kafasının yarısı kopmuş cenazeleri yıkarken o bölgeye su tutulmuyormuş. Bu gibi durumlarda kanama devam ettiği için çok fazla pamuklara sarılıyor ve bu şekilde kefende de kan izinin olmaması sağlanıyormuş.
“Bana annemi verin!”
10 yaşında bir çocuğun kapı önünde beklerken feryat etmesi Nida’nın en çok
etkilendiği anılardan biri olmuş.
“Senin elinin değdiği yemek yenmez.”
Nida, gassal olması sebebiyle bu tür tepkilere maruz kaldığını söyledi.
Karşılaştığı bazı insanlar da yaptığı işi korkutucu buluyor ve kendisinden korkuyorlarmış.
“Nisan ve Mayıs aylarında daha fazla oluyor!”
Nida, sık sık cinayet ve intihar vakalarının gasilhaneye getirildiğini söyledi ve konuşmasının devamında...
İntihar vakalarının özellikle Nisan ve Mayıs aylarında çok daha fazla olduğundan bahsetti.
“Yolda yürürken gördüğüm kadınlara kefen biçiyorum.”
Görünüşe göre Nida'nın mesleği hayatının her alanını etkiliyor.
"Hem aileleri telkin etmeye çalıştığımız hem de cenazeyi yıkayarak hazır hale getirdiğimiz iki işimiz var aslında.”
Hem gassalın ve merhumun ailesinin kötü hissetmemesi hem de yayılan kokunun üstesinden gelebilmek için cenazeye güzel kokular serpiyorlarmış.
Son olarak, işini çok sevdiğini söyleyen Nida’nın hayal ettiği meslek otopsi teknikerliğiymiş.
Yorum Yazın