Frida Sanatıyla Olduğu Kadar Aşklarıyla da Çığır Açtı! Az Bilinen İmkansız Aşkı: Nickolas Muray
Frida Kahlo yaptığı resimler, hayat tarzı, yaşadıkları, çektiği acılar ve büyük aşkıyla yirminci yüzyıla damgasını vurdu. Sanatının etkileri hala süren ve yaşadıklarıyla, yazdıklarıyla her zaman gündemde olan Frida, Diego Rivera'yla bir dargın bir barışık süren ilişkisi sırasında aynı zamanda ünlü fotoğrafçı Nickolas Muray'la birlikte olmuştu. Ayrıntılara bakalım...
"Bir ressam olarak doğdum" diyecek kadar özgüvenli, "Bir fahişe olarak doğdum" diyecek kadar cesur ve mücadeleci bir kadın... Evet, Frida Kahlo'dan söz ediyoruz.
1907'de Meksika'da doğan ve tüm yaşamı mücadeleyle geçen Frida, 6 yaşında çocuk felci geçirdi ve bir bacağı ince kaldı; 1925'te meydana gelen bir kazadan ağır yaralı olarak kurtuldu ve kalan hayatı boyunca acılar içinde yaşadı.
Her şeye rağmen hayata tutundu, geçirdiği 32 ameliyat sonrası imkansız denilmesine rağmen yürüdü ve yaptığı resimlerle tüm dünyaya adını duyurdu.
Frida'yı ilginç ve arzu nesnesi kılan sadece bunlar değildi elbette... İlişkileriyle de her zaman çok konuşuldu.
“Çapkınlıklarım arasında bir gözde edindim. Bu tercih giderek bir aşka dönüştü, adı Nickolas Muray’dı.'
İşte Frida'nın o gözdesi Nickolas Muray... 1892'de Macaristan'da doğan ve Almanya'da litografi, fotoğraf ve renk üzerine eğitimler alan Muray, 25 doları ve 50 kelimelik İngilizcesiyle Amerika'ya taşınınca tüm hayatı değişti.
Açtığı ilk fotoğraf sergisiyle tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardı. Elizabeth Taylor'dan Marilyn Monroe'ya, Martha Graham'dan Greta Garbo'ya kadar dönemin en ünlü oyuncularını, dansçılarını, yazarlarını, sanatçılarını fotoğrafladı; pek çok reklam ve moda fotoğrafına imzasını attı.
1931'de arkadaşını görmek üzere gittiği Meksika'da Frida'yla tanıştı ve adeta kara sevdaya tutuldu.
O dönem şöhretinin doruklarındaydı Nickolas... Frida'da aradığı sıcaklığı bulmuştu.
Ama tabii ki çok büyük bir engel vardı: Frida'nın pek çok kişi tarafından 'hastalıklı' olarak nitelendirilen büyük aşkı Diego Rivera...
Frida'nın Diego'ya olan hayranlığının ve aşkının üzerine çıkabilecek hiçbir şey yoktu elbette... Onun başka kadınlarla birlikte olmasına ve defalarca ayrılmalarına rağmen birbirlerinden kopamıyorlardı.
Nickolas ve Frida arasındaki bu tutkulu aşk gelgitler, Meksika-New York arası özlem ve bekleyişlerle tam on yıl sürdü...
Frida bir mektubunda şöyle diyordu: 'Nick, bir meleği severcesine seviyorum seni. Sen, vadimde bir zambaksın aşkım. Seni hiç unutmayacağım, hiç ama hiç. Sen hayatımsın benim. Umarım bunu asla unutmazsın...'
Bu aşkın en güzel kanıtları fotoğraflar ve Frida'nın Nickolas'a yazdığı mektuplardı elbette. O mektuplardan birinde hem onu hem de Diego'yu kalbinde taşıdığını söyler.
'Nick’im seni seviyorum. Seni sevdiğimi, senin de beni sevdiğini düşündükçe mutlu oluyorum… Sevgilim, dünya güzelim, Nick’im, hayatım, çocuğum, sana tapıyorum.'
Frida'nın kalbinde iki erkeğe birden yer olsa da, sonuç olarak seçimini Diego'dan yana kullandı ve Nickolas'ın yazdığı son mektubu hiçbir zaman yanıtlamadı.
Ve bu imkansız aşk böylece bitti...
Ve geriye Nickolas Muray'ın objektifinden çıkan muhteşem fotoğraflar ve Frida'nın birbirinden güzel resimleri kaldı... Kim bilir, Nickolas'ı tercih etseydi hayatları nasıl şekillenirdi...
Yorum Yazın
1982 de Muray doğmuş ama 1931 de Amerika’ya arkadaşını ziyarete gitmiş. Helal olsun adama çok delikanlı bir abimizmiş.
aynen ya nasıl bir zaman dilimi
Nicholas 1892 doğumlu yalnız.Lütfen Düzeltin.
Nickolas*
Abi ben mi yanlış yapıyorum anlamadım ki Muray doğdunda 75 yaşında oluyor Frida.