Bizim gördüğümüz yapıysa çok daha kaba ve serttir ve bu denli sert ve kaba bir yapı olan bedenin bu kadar ince bir alanla buluşmasını sağlayan şeyin adı; can mekanizmasıdır.
Bedenin, eşyanın burada anne-baba aracılığıyla bir hazırlığı olur ve can mekanizması, ince yapı ve sistem ile burayla bir bağlantı kurar. Bağlantı kurulduğu anda bir hayat, bir canlanma başlar ve bizler bunun anne karnındaki 9 ay sonra sürecinin sonrasına doğum deriz. Oysa o can, bağlandığı hâliyle sıfırdan gelmemiş; ışığıyla, birikimiyle o bilgiyi aktarmış ve maddenin karanlığının içerisinde, kozasından çıkacağı günü beklemiştir.
Hayatımızın içerisinde bizler de aynı bu şekilde hayat içinde uyanacağımız gün için hazırlanırız, bize her gece, aldığımız misyon, yapacaklarımız tekrar tekrar hatırlatılır. “Hani uyanacaktın? Hani hatırlayacaktın? Hani fark edecektin?” diyerek yardımlar yapılır ve bu eşyanın kıymetini bilmemiz, maddeye, eşyaya, kadına, dünyaya değer vermemiz istenir.
Kur’an’da şöyle anlatılır:
Bütün alemler yaratılır ve Allah, “Gelin şimdi Adem'le Havva'nın -topraktan yaratılmış eril ve dişil enerjinin karşısında- eğilin ve secde edin.” der. Tüm alem, bu topraktan, eşyadan yaratılmışın karşısında eğilip secde ettiği hâlde baş melek olan İblis, “Dumansız ateşten, ışıktan yaratılmış olarak nasıl olur da bu toprağın, topraktan yaratılmışın karşısında eğilirim.” diyerek secde etmez.
Bu, aslında bizim madde tarafımızın içeride ışık tarafımızla, ruhsal tarafımızla buluşmaya direnen tarafıdır ve değer vermediğimiz ölçüde değer verebilecek sistemleri harekete geçirerek bazen önünde eğilip, secde edip ondan özür dileyeceğimiz ortam ve kaderleri yaratmak durumunda kalabiliriz. Bu sebeple öncelikle eşyayla barışmamız çok önemlidir.
Eşya, bu hayat ve boyut içerisinde bizim için çok kıymetlidir ve bizi bir yerden bir yere taşıyacak çok önemli bir tekâmül aracıdır; ama bir araçtır, amaç değildir ve bizler bu araca saygı duydukça, kıymetini bildikçe, o da bize hizmet eder, bizlere burada tatlar sunar.
Bu hayat içerisinde bizlere sunulan her şey eşyadır, eşyanın içindeki tat ise ruhtur, ruhu barındıran tattır. Çok az kişi tatla buluşur, birçok kişi ise eşyayı ruh zanneder. Bu sebepledir ki hem eşyayı hem de eşyanın hakikatini bilen, bu dünya içinde ikiyi bir kılandır.
İkiyi bir kılanlardan olma niyetiyle…
Sevgilerimle.
Hoşça kalın.
Instagram
X
YouTube
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio