Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Erdoğan: 'At İzi, İt İzine Karışmış Vaziyette'
Çin'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'ndeki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada ABD Başkanı Obama'nın Rakka konusunda 'beraber bir şeyler yapmak istediğini' söyleyerek, 'Bizim açımızdan bir sıkıntı olmayacağını belirttik. 'Askerlerimiz bir araya gelsinler, ne gerekiyorsa bu yapılır' dedik' ifadelerini kullandı. Erdoğan, ayrıca FETÖ ile mücadele konusunda ise, 'At izinin it izine karıştığını' belirtti ve ekledi: 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Bunlar doğru şeyler değil.'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nin ardından Türkiye'ye dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
'Merkel mülteci sorununa daha olumlu yaklaşıyor'
'Mülteci sorunu konusunda dünya maalesef iyi bir sınav veremedi ve hâlâ veremiyorlar. Bazı ikili görüşmeler yaptık. Gerek sayın Putin’le gerek sayın Obama’yla, Sayın Merkel’le görüşmeler bunlar arasında. Sayın Merkel’in mülteci sorununa daha olumlu yaklaştığını açıkça söyleyebilirim. Körfez’le bazı görüşmeler yaptığımızı söyledik. Oralardan da alınacak desteklerle, oluşturulacak güvenli bölgede, hatta gerekirse Türkiye’nin güney sınırında mülteciler için yerleşimiyle ilgili adımlar atılabilir. Güneyden kastım, Hatay’dan doğuya doğru uzanan bölge.
'Tek sıkıntılı yer Halep'
Cerablus’ta atılan adımlar güneye doğru gidiliyor. Menbic’e doğru, ayrıca El Rai’de de şu anda mesafe alındı. Orada batı ile doğu birleştirilmiş durumda.
Şu anda tek sıkıntılı yer Halep. Halep’teki sıkıntıyla ilgili olarak da gerek Obama gerek Putin ile görüşmelerimizi yaptık. Dışişleri bakanlarımız üçlü olarak görüşmeleri yapacaklar ve inşallah bayram öncesinde orada ateşkesi sağlamayı ümit ediyoruz. Bunu gerçekleştirip, Kızılay vasıtasıyla, giyim, yiyecek, ilaç gibi yardımları, çocuklara oyuncaklarını ulaştırmayı planlıyoruz. Putin, 2-3 gün içinde bu konuda bir çözüme ulaşılabileceğinden söz etti.
'Askerlerimiz bir araya gelsinler, görüşsünler, ne gerekiyorsa bu yapılır dedik'
(Bölgenin haritasını göstererek) Şu gördüğümüz tabloda yeşil olan yerler ne yazık ki DAİŞ, PYD ve YPG’nin elindeydi. “Ilımlı muhalifler”i eğit-donat kapsamında yetiştirmiştik. İlk etapta yaklaşık 1000, sonra 1400’e çıkarmak suretiyle kendi topraklarımızdan bunları Cerablus’un biraz daha batısına soktuk. Onlara bizim obüslerimiz (Fırtınalar) da destek verdi. Talep ettiğimizde tabii ki koalisyon güçleri de gereken desteği sağladı. Onlar daha çok havadan vurdular. Karada bizim tankçılar, piyade olarak da “ılımlı muhalifler” bu işi gördüler. Böylece çok kısa sürede Cerablus alındı. DAİŞ, güneye doğru inmeye başladı. Aslında biz Menbiç konusunda da daha önce Obama’ya bir teklifte bulunmuştuk. Görüşmemizde, “Menbiç kesinlikle Araplarındır, oraya PYD, YPG falan gelmeyecek” demişti. Nitekim Menbiç’te yaşayan Araplar’ın oranı yüzde 90-95. Ama buna rağmen, oradan PYD’lileri yukarıya çıkarmak istediler. Biz ise kendisine tam aksine tersten gidip yukarıdan inmeyi teklif etmiştik. “Bu 2-3 ay sürer” diyerek yanaşmamışlardı. Şimdi Cerablus’u terk etmek zorunda kalan DAİŞ, Bab’a gidiyor. DAİŞ’in en önemli merkezi de Rakka.
Obama, özellikle Rakka konusunda beraber bir şeyler yapmak istiyor. Bizim açımızdan bir sıkıntı olmayacağını belirttik. “Askerlerimiz bir araya gelsinler, görüşsünler, ne gerekiyorsa bu yapılır” dedik. Bu arada El Rai’de yine askerimizin lojistik desteğiyle mesafe alınınca, “ılımlı muhalifler” oradan doğuya doğru ilerlemeye başladılar. Fırat’ın üstünde bir köprü vardı. Köprü bizim tasarrufumuzda değildi ama stratejik bir konumu olan köprü de bu süreçte alınmış oldu. Köprü alınınca iş çok daha rahat hale geldi. Doğu ile olan ilişki de kurulabilir duruma geldi. Şu anda Menbiç’le yukarıda tasarruf altında olan yer arasında, ki fazla değil, 11 kilometre, ondan sonra Menbiç’le El Bab arasına baktığımız zaman orası da yaklaşık 36 kilometre. Şu anda, orada temkinli bir şekilde bölgeyi kontrol altına almış vaziyetteler.
- Türk askerinin Rakka’ya doğru gitmesi söz konusu mu? Ayrıca 15 Temmuz öncesinde TSK’nın Suriye’ye girme konusunda isteksiz olduğu söylentileri var. TSK’daki FETÖ unsurları mı direniyordu?
Bunu, bölgedeki koalisyon güçleri ile olan hassasiyetler başta olmak üzere bölgesel faktörlere bağlamak daha doğru olur. Acımasız bazı hadiseleri yaşadık. Mesela bu Gaziantep’teki kına gecesine saldırı, fitili ateşleyen bir hadise olmuştur.
PYD konusunda ABD'nin tutumu: 'En azından Türkiye'ye müdahale yok'
- PYD konusunda ABD’nin tutumunda bir değişiklik var mı?
En azından Türkiye’ye müdahale yok. Biz El Rai’de de rahat çalıştık, Cerablus’ta da rahat çalıştık, çalışıyoruz.
(DAİŞ, PKK, PYD, YPG, FETÖ derken çok sayıda cephe açıldığını gündeme getirenler olduğunu belirterek) Türkiye’nin güvenlik güçleri bütün bu cephelerde gereken mücadeleyi verebilecek güce ve kararlılığa sahiptir. 15 Temmuz sürecinde tutuklamalar da oldu ama ordumuz daha güçlü hale geldi.
En azından askerlerimize bir özgüven geldi. Cerablus operasyonu, kararlılığımızın en önemli ifadesiydi. Bunu da başarılı bir şekilde, özel kuvvetler ve diğer askeri birliklerimiz gerçekleştirdi.
'Bu adam kendisine verilen o 400 dönüm arazideki yerinde hâlâ röportajlar veriyor' dedim
- Obama ile görüşme sonrasında Gülen'in iadesi konusunda yeni bir gelişme bekliyor musunuz?
Ankara’da ABD Başkan Yardımcısı Biden’la, Çin’de Sayın Obama ile ayrıntılı konuştuk. “Bu adam kendisine verilen o 400 dönüm arazideki kaşanesinde ['büyük, süslü yapı'] hâlâ röportajlar veriyor” dedim. Bizim ülkelerimiz arasında suçluların iadesi anlaşması var. Anlaşmanın 10. maddesi, mahkeme kararını verene kadar FETÖ’nün (ABD’de) gözaltında tutulması gerektiğine işaret ediyor. ABD, bu madde karşısında, “Mahkeme kararını verene kadar dışarıda kalması gerekiyor” gibi davranıyor. Öyle bir şey yok. Suçluların iadesi anlaşmasında ne yapılması gerektiği, çok açık, çok net belli... Bize ikide bir söylenen şey nedir? “Türkiye’de anti Amerikancılık var” meselesi. Bu kendiliğinden olmuyor. Anlattım bunu Sayın Obama’ya. “Anti Amerikancı davrananlar böyle bakıyor” dedim. Yapılması gerekeni de söyledim: “Atılması gereken adım, bir an önce bunu ya bize iade ederek gereğini bizim yapmamızı sağlamanız, ya da bunu sizin gözaltına almanız.”
FETÖ ile mücadele: 'At izi, it izine karışmış vaziyette'
- (FETÖ ile mücadele çerçevesinde ihraç edilenleri kriptoların seçtiği, asıl kriptoların ise halen görevde durduğu, yanlış insanların gönderildiğinin söylendiğinin hatırlatılması üzerine)
Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler. Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. “Ben bir şey atayım da nasılsa tutar” diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var. Bazen fırsat bulduğumda TV’leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım.
Vize muafiyeti
- AB ile vize konusunda bir ilerleme var mı? Uzun süre sonra Merkel’in tutumuyla ilgili olumlu ifadeler kullandınız.
Merkel, tutumunu bayağı gözden geçirmiş. Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker’le yaptığımız görüşmede de onların çok daha olumlu noktaya geldiklerini gördüm. Mesela onlar, “1 Ekim’de şöyle şöyle yapsak da daha sonraya diğerlerini yetiştirsek” dedi. Biz de, “Bunu yapacaksanız 1 Ekim itibari ile vize işini eşzamanlı olarak yapacağız. Geri kabul anlaşması ile bunu yapacağız diyorsanız, onu yapacağız” dedik. Merkel ile Gümrük Birliği’nin upgrade edilmesini de konuştuk. Merkel, bunun problem olmayacağı kanaatinde. AB Bakanımız, Dışişleri Bakanımız konuyu yakın takip ediyor. Vize muafiyeti ve geri kabulle alakalı yakın markajdalar. Bu iş, biraz sarksa bile bu yıl içinde biter diye düşünüyorum. Bu arada Sayın Merkel’in mülteci sorununa daha olumlu yaklaştığını açıkça söyleyebilirim.
- Bazı siyasilerin 15 Temmuz öncesindeki günlere dönme hasretinde olduğundan, bundan da üzüntü duyduğunuzdan söz ediyorsunuz. Bunun nedeni ne olabilir?
Üzgünüm, üzülüyorum. Çünkü bir Cumhurbaşkanı olarak aslında bu tür karşılıklı bir yarışa girmek istemiyorum. Biliyorsunuz beyefendi (Kemal Kılıçdaroğlu) Yenikapı’ya gelmek istemiyordu. Arkadaşlar devreye girdiler. Bize gelenler oldu. “Güzel bir fırsat yakalandı” denildi. Ben de kendisine yazılı olarak davetimi gönderdim. Buna rağmen o açıklamayı yaptı. Daha sonra gerek kendi partisinden gerekse dışarıdan zannediyorum kendisini aradılar. Sayın Başbakan da aradı. Ondan sonra geleceğini bildirdiler. O şekilde Yenikapı’ya geldi. Sayın Bahçeli davetimiz üzerine hiç tereddütsüz Yenikapı’ya geleceğini bildirdi ve geldi. Orada yapılan konuşmalardan rahatsız olmadık. Konuşmalar da geneli itibariyle toparlayıcı idi.
'Efkan Bey bizim yol arkadaşımız'
- 15 Temmuz sonrasında “Dere geçerken at değiştirilmez' demiştiniz. Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı ile ilgili güvensizlik gibi de algılandı. O dönem kapandı mı?
MİT olsun, Genelkurmay olsun, devlet yönetiminde insan kolay yetişmiyor. Hele hele öyle makamlar var ki bu makamlar sır makamlarıdır. Buralara adam yetiştirmede ciddi sıkıntılar çekersiniz. Maalesef bazı çevreler gerek asker gerekse MİT noktasında sürekli bu tür meseleleri kaşıyorlar. Ülkemiz hassas bir dönemden geçerken, böyle yapılması doğru bir şey değil. Bu konuda daha sağlam durmamız yazım. Süreci bu şekilde devam ettirmemizin gereğine inanıyorum.
- Efkan Ala'nın istifası kabine değişikliğinin ilk adımı mı?
Efkan Bey benim müsteşarımdı. Milletvekili olmadan bakan yaptığım bir arkadaş. Kabiliyetleri olan bir arkadaşımız. Son hassas dönemdeki gelişmeler sebebi ile Sayın Başbakan'la bir değerlendirme yaptık. Böyle bir şeyin olmasının uygun olacağını söylediği için 'Madem böyle düşünüyorsunuz, hayırlı olsun' dedik. Ama Efkan Bey, bizim yol arkadaşımız, dava arkadaşımız. Bundan sonra da kendisinden aynen istifade etmeye devam edeceğiz.
Nagehan Alçı, Milliyet - Özlem Albayrak, Yeni Şafak
Yorum Yazın
başlığı okuduğum anda güldüm fesatlık kanıma işlemiş artık
başlık değişmiş lan. çok alıngansın editör çok
bir çay içsinler bence
Erdoğan: ‘Obama Rakka'da Beraber Bir Şeyler Yapmak İstiyor’ Birer drink alın, tavla atın.. Seçenek çok.