Görüş Bildir
Haberler
Doğu Kütüphanesi'nden okunası 10 kitap

Doğu Kütüphanesi'nden okunası 10 kitap

Ahmet Kacar
13.06.2015 - 04:40 Son Güncelleme: 28.06.2015 - 14:12

Kitapları seviyor musunuz? Kitap okurum ama her kitabı okumam mı diyorsunuz? Yani kitapta bir seviye arıyorsunuz. Öyleyse Doğu Kütüphanesi'den çıkan bu kitaplara mutlaka bir göz atın.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Tarihin Coğrafi Kalbi - Sir H. J. Mackinder

Tarihin Coğrafi Kalbi - Sir H. J. Mackinder

Tarihin Coğrafî Kalbi, Sir Halford John Mackinder’ın muhtelif zamanlarda kaleme aldığı beş makalesinden derlenmiştir. Kitaba adını veren “Tarihin Coğrafi Kalbi” başlıklı makale, ilk kez 1904 yılında Kraliyet Coğrafya Topluluğu’nda okunduğunda coğrafyacılar dışında çok fazla kişinin dikkatini çekmemesine rağmen on yıl içinde İngiliz iç siyasetinde ve dünyada cereyan eden olaylar hem Mackinder’ın hem de makalenin kaderini değiştirmiştir. Mackinder’ın İngiliz bürokrasisinde ve siyasetinde akademik kariyerine paralel bir yükseliş sergilemiş olması, çalışmalarının hem daha geniş kitlelere ulaşmasına hem de siyasî karar alıcı mekanizmalar tarafından dikkatle takip edilmesine imkân vermiştir. Her ne kadar jeopolitik kavramını kullanmasa da, Kalpgâh [Heartland] Teorisi’nin ana hatlarının çizdiği bu ünlü makalesi, jeopolitiğe bir disiplin olarak yaygınlık kazandıran yolu açmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda özellikle Alman jeostratejistler tarafından dikkatle takip edilmiş olması, hem “jeopolitik” kavramının hem de kendisinin uzun süre akademinin lanetlileri arasında kalmasına yol açmıştır. Kitapta yer alan diğer makaleler: “Coğrafyanın Kapsamı ve Yöntemleri”, “İngiliz İmparatorluğu’nu Etkileyen Coğrafî Şartlar”, “Millî ve Emperyal Gücün Bir Kıstası Olarak İnsan Gücü” ve “Para Gücü ve İnsan Gücü”. Her ne kadar bir asır sonra Türk okuruyla buluşuyor olsa da, bu çalışmanın, “Tarihin Coğrafî Kalbi”nde cereyan eden hadiselerin daha isabetli bir şekilde değerlendirilmesini sağlayacağını düşünüyoruz.

Modern Ortadoğu'nun Oluşumu - Sabit Duman

Modern Ortadoğu'nun Oluşumu - Sabit Duman

Uzun süren 'Osmanlı Barışı'nın ardından, uluslararası emperyalizmin açık hedefi olan Ortadoğu, modern dünya politikasının da merkezlerinden biri haline gelir. Birinci dünya savaşı sonrası Osmanlı Devleti'nin bölgeden çekilmesi ve batılı güçlerin işgaliyle, bölgenin stratejik geçiş yolları üzerinde olması kadar, petrolün uluslararası sermayeye açılması bölgede son derece sert bir rekabet ve siyaset ortamının doğmasına yol açar. Savaş sonrası Ortadoğusunun siyasi coğrafyasının yapay olarak değiştirilmesi ve bu değişmeye yapay bir İsrail Devleti'nin eklenmesi, Araplar nezdinde derin bir hayal kırıklığı yarattığı kadar, Arap milliyetçiliğini daha keskin bir milliyetçilik ve anti emperyalist anlayışın gelişmesine sebep olur. Bu anlayış, yapay Ortadoğunun kurulmasından günümüz kriz Ortadoğusunun hangi güç odakları tarafından, hangi amaçlarla oluşturulduğunun en geniş tahlilini ele almakla bu tarihi süreci gözler önüne sermektedir.

Yeniçeri Ocağı Tarihi ve Yasaları - Orhan Sakin

Yeniçeri Ocağı Tarihi ve Yasaları - Orhan Sakin

600 yıllık Osmanlı tarihinin yaklaşık 450 yıllık dönemine damgasını vuran ve devletle adeta büyünleşmiş olan Yeniçeri Ocağının 1826 tarihinde SultanIı II. Mahmud ve ekibi tarafından planlı bir operasyonla imha edilmesi, Osmanlı sistemini kökünden değiştiren gelişmelerin de başlangıcı olmuştur.

Ocağın kaldırılmasının ardından yürütülen karalama ve iftira kampanyasıyla Osmanlı'nın yaşadığı her türlü problem ve bunlaımın yegane sorumlusu olarak Yeniçerilerin gösterilmesi kesin bir hüküm halinde sunulmaktadır.

19. yy'da gücünün doruğuna ulaşan Batı emperyalizminin Osmanlı Devletini tasfiyeye dönüştürme operasyonu ile ocağın kaldırılması arasındaki bağ ısrarla karartılmakta ve gözden uzak tutulmaya çalışılmaktadır. Oysa, 19. yy'da başlayıp tesirleri günümüze kadar devamedegelen gelişmeler bu hadiseyle doğrudan ilişkili olduğu kitap okunduğunda daha iyi anlaşılacaktır.

Kürede Dönen Siyaset - Dr.Taner Tatar

Kürede Dönen Siyaset - Dr.Taner Tatar

Yaşanılan dünyayı tek boyutlu olarak algılayan çağımızın yeni Küre anlayışı çerçevesinde siyaset, temel argümanlarını demokrasi, milliyetçilik ve kimliklerin tartışıldığı bir zemin üzerine kurmuştur. Diğer yandan küre, siyasi harite ve kimliklerden arındırıldığında, adlandırmaların bakış açısıyla, duruş noktasına bağlı olarak; sanayi modernizm, yapısalcılık ve liberal gibi pek çok kavramın başına getirilen 'Post' nitelendirilmesi, enformasyon ve teknolojiye vurgu ile yapılan toplum tanımlamasına, en sonunda da mevcudu ifade ediyormuş gibi sunulan Küreselleşme kavramı başlı başına bir değer ve ideoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Siyasetin bu kavramlarla biçimlendirildiği yeni Küresel oluşumun karşısında tutanak noktalarının neler olabileceğisorusu hemen hemen herkes tarafından sorulmaktadır.

Bu çalışmada büyük biler belegatla sunulan bütün bu kavramsallaştırmaların ışığı altında Kürede cereyan eden siyaset incelenmekte ve sorulara cevap verme çabası güdülmektedir.

Bey İle Büyücü / Avrasya'da Tanrı, Hükümdar, Devlet ve İktisat - Osman Karatay

Bey İle Büyücü / Avrasya'da Tanrı, Hükümdar, Devlet ve İktisat - Osman Karatay

Eski Ortadoğu'nun halklarından Medlerin rahipler sınıfına, büyük adam anlamında Mag deniyordu. Maglarla başları belada olan Yahudiler, kötü kavimlere onların isimini verdiler: Gog ve Magog (Ye'cuc ve Me'cuc). Macarlar Mag eri, Moğollar ise Mog oğul olarak adlanıyordu. Ataları Ortadoğu'da yaşayan Türkler, bu kelimeyi bağ olarak korudular. Din adamlarına bakçı, yöneticilerine bag-beg, zenginlerine ise baş dediler. İranlılar, Hintliler ve Slavlar bu kelimeyi hem Tanrı, hem de zengin anlamında kullandılar. Türk din adamı daha sonra bağıcı-büyücü haline geldi. Yunanlılar da Medlerden duydukları Mag kelimesini büyücü olarak ifade ediyorlardı ve büg dediler. İngilizlerin ataları (Saksonlar) bunu big diye aldılar. Türklerin büyüsü (bögü) İskoçya'da bug (hayalet) haline geldi. Acaba insanlar eskiden tek bir dilde mi konuşuyorlardı? Ya da, sahi Türklerin aslı nedir, nerededir?

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Değişme ve Farklılaşma - Abdullah Korkmaz

Değişme ve Farklılaşma - Abdullah Korkmaz

Avrupa toplumlarında zümre tipi tabakalaşmanın olduğu dönemde Osmanlı toplum yapısı incelendiğinde farklı bir tabakalaşma sistemi ile karşılaşılmaktadır. Osmanlı devlet rejimi feodal ya da teokratik olmadığına göre onu nasıl tanımlayacağız?

Onun en kısa tanımlanışını Batı Avrupa siyasa ve din geleneğinden farklı bir gelenekten geldiğini hatırlatmakla anlayabiliriz. Bu özellik bazı ilim adamlarınca; siyasaca doğu despotizmi, dince Sünni Halifeliği geleneği olarak nitelendirilmektedir.

Kimi Türk tarihçileri ise, İran İslam yada Bizans geleneği etkisi yerine İslam'ı yeni kabul etmiş olan Türkleri Kutadgu-Bilig'de ifade edilen siyasa ve toplum geleneğini ön plana çıkarma eğilimindedirler.

Bu referans Türk toplum yapısını izah etmede yeterli olup olamayacağı Türk tabakalaşma sistemini tarihi süreçte taşıdığı özellikler incelenerek anlaşılabilir.

Sömürgecilik Üzerine Söylev - Aime Cesaire

Sömürgecilik Üzerine Söylev - Aime Cesaire

Fransa'da yaşanan son olaylar kaynağını sömürgecilikten alan Batı ırkçılığının artık Batının metropollerini de bir kaynayan kazan haline getirdiğini gözler önüne serdi. Cesaire'in tabiriyle sömürgeciliğin ve Batı ırkçılığının bumerang etkisi artık dönüp Batı medeniyetinin merkezlerini vuruyor. Cesaire'in kitabı bu gelişmeyi elli beş yıl önceden öngören bir kitap ve Batılı olmayan toplumlara Batı hayranlığını bırakıp kendi alternatiflerini geliştirme çağrısı yaparkan Batıyı da gerçekten evrensel olmak ve çöküşten kurtulmak istiyorsa, Batı üstünlüğü yalanını terk etme çağrısı yapıyor. Sömürgeciliğin ve ırkçılığın köklerinin Batı aydınlanması ve burjuva hümanizminde aranması gerektiğini ileri süren Cesaire, kendisi de komünist bir politikacı olmasına rağmen Fransız komünistlerini aynı ırkçı yaklaşımı savunmakla suçluyor. Avrupamerkezcilik eleştirisinin ve üçüncü dünyacılığın anahtar metinlerinden biri olan ve sömürgecilik sonrası çalışmaları başlatan ilk eser, Maurice Thorez'e Mektup ile birlite ilk defa Tükçe'de. Cesaire'nin deyişiyle bir medeniyetin ilk çürümeye başlayan yeri kafası değil kalbidir. İşte bu kapsiz medeniyet hakkında hem kafalara hem kalplere hitap eden bir eser.

Toplum Toplumsal Yapı ve Kurumlar - Bekir Kocadaş

Toplum Toplumsal Yapı ve Kurumlar - Bekir Kocadaş

Ülkemiz gelişme yolunda her geçen gün mesafe kat ederken, bir yandan geleneksel yapısından uzaklaşmanın, diğer yandan yoğunlaşan toplumlar arası ilişkilerin taşıdığı yeni problemlerle de tanışıyor. Problemleri aşma çabaları içinde, karmaşıklaşan toplumsal yapımızı anlamaya yönelik, sosyologlar dışında da kuşkusuz ciddi bir okuyucu kitlenin doğduğuna şahit oluyoruz.

İçinde yer aldığı toplumsal yapıyı ve o yapının organizasyonunu tanımak ihtiyacı duyan herkesin başvurabileceği kaynaklara sahip olabilmesi büyük bir şanstır. Bu havuza en az diğerleri 8gazeteciler, sanatçılar, amatör araştırmacılar...) kadat katkı sunmak, herhalde akademisyenlerin de görevi olmalıdır. Yeni bir yüzyılda yeni bir dünyaya doğru yol alırken, en önemli sermayenin bilgi olduğunda hepimiz hemfikiriz. Elinizdeki eser bu açıdan da önemli bir boşluğu dolduruyor.

Gelenekten Modernliğe Kalıplaşan Yenilik - Dr.Taner Tatar, Dr.Yaşar Kaya

Gelenekten Modernliğe Kalıplaşan Yenilik - Dr.Taner Tatar, Dr.Yaşar Kaya

'Gelenekten Modernliğe Kalıplaşan Yenilik' adını taşıyan bu çalışmada;'geleneğin, değişerek devam ederken, modernliğin yeniliği kalıplaşarak sunmaları' ele alınmaktadır. Modernlik, yeniliğin üretim bandında standardize edilmiş ürünler olarak imal edilirken; gelenek, ürünler pazrında rekabet edilen rakip büyük firmalar olarak görülmektedir. Değişme kabiliyetinden mahrumiyet yada değişme mukavemet, yenilikleri sürekli etkilemekte, her defasında bir yenilik ortaya konulmaktadır.

Bir taraftan modernlikte tek yol çizilirken, diğer taraftan merkezde belirlenenlere çevrenin uyum göstermesi, böyle bir kabiliyeti bulunmuyorsa itaat edilmesi gerektiği hakim bilgi olarak yaygınlık kazanmaktadır. İşte bu noktada modernliğin kalıplara dökülmüş uyum tarzı, itaat mecburiyetine dayalı bir olgu olmadığını, farklı modernliklerin bulunduğunu tesbit etmek açısından uygulamalı alanlarda yerinde yapılacak araştırmaların önemi ortaya çıkmaktadır.

Ve en kıymetlisi en sonda: İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi - İsmail Hami Danişmend

Ve en kıymetlisi en sonda: İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi - İsmail Hami Danişmend

Osmanlı tarihi ve tarihçiliği konusunda yerli ve tartışmasız otorite olan İsmail Hami Danişmend’in “İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi” 40 yıl aradan sonra yeni baskısıyla tarih meraklıları, öğrenciler, araştırmacılar ve tarihçilerin karşısına çıktı.

Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu olan Osman Gazi’den başlayıp, son padişah Vahdettin'e kadar İmparatorluk tarihinde cereyan eden;

Osmanlı padişahlarının saltanat ve süreleri,

Kazanılan zaferler, kaybedilen savaşlar,

Şehzade mücadeleleri,

Yeniçeri isyanları ve sebepleri, 

Saray entrikalarının arka planı, 

Savaşlar ve Barış anlaşmalarının sonuçlarıyla, imparatorluğun siyâsî tarihine olduğu kadar;

Yangın, deprem, sel felaketi,

Saray ve gündelik hayat,

Esnaf ve iktisadi hayata

ilişkin verdiği bilgilerle Osmanlı sosyal ve toplum hayatını dair pek çok konuyu yıl, ay,hafta ve gün tarihi vererek, kronolojik olduğu kadar, detaylı bilgilerle zenginleştirerek tarihle uğraşan kişilere geniş bir perspektif kazandırmaktadır. Bu sebeple, eser sahasında halen aşılamamış, yerli ve yabancı araştırmacılar için yegane kaynak konumundadır.

Tarihçi ve uzman arşivciler gözetiminde aslına sadık kalınarak, hiçbir müdahalede bulunulmadan imla ve tashihleri bir tashih grubu tarafından gözden geçirilerek yeniden yayımlanan bu eser, yeni sayfa düzeni, okunabilir punto büyüklüğü, takibi kolay Miladi ve Hicri tarihlerin kenar tığları içinde yeralması ve konularına göre sınıflandırılmış indeksiyle okuyucuların hizmetine sunulmuştur.

Piyasada halen kırk yıl önce yapılmış eski baskılarının korsan olarak satışta olup, mizampaj, kağıt cinsi, cilt, okunabilirlik ve baskı tekniği açısından oldukça problemli olduğuna okuyucuların dikkatini çekerken, dağıtımcı firmadan makul bir fiata tedarik edilebileceğini bildiririz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Doğu Kütüphanesi Yayınları'nın diğer kitapları...

Doğu Kütüphanesi Yayınları'nın diğer kitapları...

Bu listede de yayınevinin diğer kitapları listelenmiş vaziyette. Elbette bu listedeki kitaplar arasında basımı olmayanlar da var. 

Not: İçerikte kullanılan yazılar www.kitapyurdu.com 'dan alındı. Kitapları da aynı siteden temin edebilirsiniz.

Ve ayrıca bu derleme, yayınevinin bir takipçisi tarafından yapıldı.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
2
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam