Alevilik ve Alevi Kültürüyle İlgili Merak Edilen Soruların Detaylı Yanıtlarını Öğrenmek İsteyenler Buraya
Cem Evi Başkanı Turan Güner tüm soruların cevabını vermiş...
YouTube üzerinden yayınlanan Soramazsın programınının sunucusu Su Sonia Herring, yine dikkat çekici bir bölümle karşımızda.
Bu bölümde Şah Hatayı Derneği ve Cem Evi Başkanı Turan Güner'in Alevilik ile ilgili sorulara verdiği cevaplar var. Röportajda yer alan soru ve cevaplardan bir kısmını sizler için derledik.
Alevilik ne demek?
Alevilik, Hz. Ali'nin ve Hz. Resullallah'ın kurduğu Muhammedi yola sahip çıkıp ve o yolda ilerleyen kişilere Alevi, Hz. Ali'nin tarafı olan ve Hz. Resulallah'ın ve 12 İmam'ın tabi olan kişilere Alevi denilir. Aslında Türkiye'de Alevi , yani Ali'ye talib olanlar denilmesi lazım ama maalesef ki Alevi ismi olarak kullanıldı. Alevi demek, Hz. Ali'nin ev halkı demek; kendi evinde, ailesinin içerisinde olan kişilere denir.
Aleviler azınlık mı?
Aleviler azınlık değil, bu ülkenin öz evlatları. Yalnız yönetim olarak ülkeyi yönetenler, Aleviliğe ikinci sınıf vatandaş gözüyle bakılıyor. Aslında Alevilerin ibadethanesinin verilmesi lazım. Aleviler, cem evlerinde ibadet ederler. Ve onlara sahip çıkılması lazım. Bir ülkede devlet, din ayrımı yapamaz. Ama maalesef ki Aleviliği Türkiye'de azınlık statüsünde görmeye çalışanlar var ama biz kabul etmiyoruz. Bizim için en önemli unsurlardan biri, Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci dereceden vatandaşıyız ve azınlık değiliz. 25 milyona yakın bir topluluğuz; Türkiye'nin 3/1'i yapar.
Aleviler neden camiye gitmiyor?
Çünkü Aleviler Hz. Ali (A.S)'dan sonra yapılan Emevi zulmüne karşı camiye gitmezler. Neden camiye gitmezler? Çünkü Hz. Ali'ye 83 yıl camilerde, mihraplarda hakaret edildi. O hakareti duymamak için camiye gitmediler. Evinde ibadet ettiler. Evinde ibadet ettikleri için de nesil değişe değişe şimdiki nesil de camiyi biraz öteliyor, gitmek istemiyor.
Neden Alevilere Kızılbaş deniliyor?
Aleviler Türk kökenlidir; Arabı da vardır Kürdü de vardır. Yalnız bir anlatıma göre Hz. Ali'nin Uhud Savaşı'nda başına kızıl bez sarık taktığı için kelimesi alınır. İkincisi Şah İsmail Hatayı'nın ordusu Kızılbaş orduydu. O Kızılbaş ordudan itibaren Alevilere Kızılbaş denilir. Ama ilk önemi, Emeviler Türkleri kendilerine esir ve köle ettikleri dönemlerde, Türkler'den kalan çocukları yetiştirip savaşa gönderirken onları överek 'Kızılbaşlarım, aslanlarım savaşıyorlar' falan gibi... Yalnız onlar ehlibeyt tarafına, ezilen tarafına gittikleri için bu sefer aşağılama amacıyla işte 'Bunlar Kızılbaş, bunlar şöyle, bunlar böyle' gibi itmeye başladılar. Şu an Türkiye'de de aynı şekilde kullanılıyor. Ama 'Öz Kızılbaş' dediğiniz andan itibaren Sivas, Tunceli, Malatya, Erzincan, Kürt kökenli olan insanlar ve Türkmen kökenli olan insanlar bu Kızılbaş şemsiyesi altındadır. Bektaşilik ayrı, Bektaşilik biraz daha sarayla haşır neşirdir. Ve o yüzden Bektaşilik, Kızılbaşlıktan biraz ayrılmıştır.
Alevi kadınlar neden kapanmıyor?
İslam'da kadının kapalılığı ile ilgili üç tane ayet var. Ama bu ayetler kadının iffetiyle ilgili. Birinci ayet Hz. Ayşe hakkında, ikinci ayet yine Hz. Ayşe hakkında, üçüncü ayet kadının özgürlüğünün yani cariyelerden ayrılması hakkında kadına bir özgürlük simgesi olarak verilmiş kapanmak. Ama örfidir, Kur'an'da ayet değildir şu şekilde kapanacaksın, çarşafa gireceksin falan yok. Bizim kadınlarımız kendine özgü olarak, örfi olarak zaten kapanıyor. Ama modern olarak kadın açıksa kimse ona karışmaz sen şu şekilde kapanacaksın, şöyle olacak, kulağının memesi görünmeyecek, işte ondan tahrik olmak değil. Allah benim saç telimi hangi maddeden yaratmışsa bayanın o telini de aynı maddeden yaratmış. Niye bu yasak olsun? O yüzden biz kadınları özgürlüğe bırakmışız, kapanmak o kadar büyük bir destur değildir. Ha cem evinde, edep erkan sükutu lisan deriz. Kadınlarımız orda başlarını örterler. Ama sivil hayatta istediği gibi kişi özgürdür. İslam ona karışmaz zaten sivil hayatta kadın şöyle giyinecek böyle giyinecek demez; örfe bırakmıştır. Ama maalesef ki mezhepler, bunu en dip noktasına kadar kadını kapatmış ve içeri almıştır.
Mesela size ben bir olay anlatayım: Bugün Türkiye'de Emevi islamı yaşanıyor. Camide kadın namaz klımaz, cemaat namazı yapmaz. Ama Peygamber Efendimiz döneminde kadın, namaz kılardı, cemaat yapardı. Bir sabah namazında kadının çocuğu ağlıyor. Resulallah sabah namazını erken bitiriyor. Diyor ki 'Ya Resulallah, namaz neden erken bitti?' 'O çocuğun ağlaması namazdan daha eftaldır, annesi baksın' diyor. E şimdiki kadını kim camiye alıyor? Kim namaz kıldırıyor? Cuma bütün müminlere farzdır, kadına da farzdır ama kadını cumaya sokmuyorlar. Neden? Bilgi sahibi olmasın diye. O yüzden Emevi İslamı, kadını hep öteletmiş, evin dışına çıkartmamış. Ama Aleviler, biz tarlamızda, bahçemizde, iş yerimizde, hayatımızda, kadınla hayatımızı beraber yürütüyoruz. O yüzden kadınla ibadeti de biz yan yana yaparız.
Kara çarşaf İslam geleneği değil, Yahudi veya Hristiyan geleneği. Bugün boneyi İslam'a soktular. İslam'da bone yok ki! Rahibelerin örtünmesidir bone. Kara çarşaf, bakın Yahudi kadınlarına, Yahudi şeriatını işleyen kadınlar kara çarşaflıdır. Ama bizim kadınlarımızda öyle bir şey olmaması lazım. Çünkü biz Arap geleneğini Aleviler olarak reddediyoruz. Bizim için önemli olan Kur'an ve Resulallah'ın yaşantısıdır. Allah bize ne emrettiyse biz hanımlarımızla onu yaşarız. Bunun dışında kabul etmiyoruz. O yüzden kadınlarımız gayet özgür ve mütevazı insanlardır.
Mum söndü nedir?
Alevilere atılan büyük bir iftiradır. Nur suresi 35 ve 36. ayette o evler ki Allah'ın adının anılmasına ve yüksek tutulması gereken yerlerde çırağ uyandırılır. Çırağ o dönemde çamdan yapılan veyahutta yağa batırılmış aydınlatma ışığıydı. Ve biz o ışığı yakıyoruz Nur suresi 35 ve 36. ayetlere göre. Birinci yaktığımız mum, Allah'ın yeryüzüne indiğinde Kuran'ın ışığı hakkı için. İkinci mum, Hz. Resulallah'ın insanlara tebliğ ettiği ilim içindir. Üçüncüsü Hz. Ali'nin velayeti ve imameti içindir. O yüzden biz o üç mumu yakarız. Maalesef bunu ehlibeyt taraftarı olduğumuz için Ebu Suud'lar, müslüman kanı dökebilmek için bunu dışladılar. Ve Alevilere mum söndü yaptı işte kadın-kız tanımaz, işte anne bacı tanımaz gibi terimlerle bizi aşağılamaya kalktı. Ama en önemlisi olan, biz gayet Allah'ın kitabında yazdığı adetlere göre bu ibadetimizi yapıyoruz. Ve bu ibadet de, onların okuduğu Kur'an'ı anlamadığının net örneğidir. Çünkü onlar okuduklarını anlasalardı İslam bu hale gelmezdi.
Alevi ile Sünni evlenemez mi?
Alevi ile Sünni evlenir. Nisa suresinde evlenmenin çok net açıklaması var. İmanlı bir bayan, imanlı bir erkek. Allah'a ve Kur'an'a inanan, Hz. Resulallah'ı kendine peygamber kabul eden her bayanla ve her erkekle evlenilir. Bunun dışındaki her şey kişilerin uydurduğudur. Neden Alevi bi bayanla Sünni bir erkek evlendirilmez? Biz Aleviler'de şu şekilde evlenir: IŞİD'ci olursa, yobaz olursa, o insanda kızımız rahat edemez. Hz. Ali'nin çok güzel bir sözü var bu konuda. Diyor ki 'İyi bir damat, kazanılmış bir kız evlattır. Kötü bir damat kaybedilmiş biz kız evlattır.' Şimdi o yüzden biz, kızımızı vereceğimiz ailenin yaşamını çok iyi bilmemiz lazım
Zulm edecek mi? Eziyet edecek mi? Biz bu ülkede Alevi kızını banyoya sokup yıkayan, ayağının altına tuğla koyup bu tuğlanın erimesine kadar kızın yıkanmasını söyleyenlere kız vermeyiz. Modern, laik, demokrat, kişi haklarını bilen, kadına saygı gösteren, Allah'ın Kur'anda cenneti ayağının altına verdiği o kadını baş tacı yapan her Sünni'ye başımızın üzerinde yeri var, veririz. Benim ailemde bir yığın Sünni damadımız var, bir yığın Sünni kızımız gelinimiz var. Verilir ama yobaza vermeyiz! IŞİD kafalılara vermeyiz.
Röportajın tamamı için bu videoyu seyredebilirsiniz.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın