9 Maddeyle Milletçe Zor Günlerden Geçtiğimiz Şu Zamanlarda İyi Bir Yönetici Olmak
Anlamsız şiddet olayları hepimizi çok fazla etkiliyor. Terör, intihar bombacıları, darbe girişimi, -bizim bu olaylarla doğrudan ilgimiz olmasa bile bu olayların bizde tetiklediği duygular güçlüdür. Mutsuzluk, acı, kafa karışıklığı ve öfke gibi duygularımızı ofisin kapısında bırakıp devam edemiyoruz.
Peki bir ekibin veya kurumun yöneticisiyseniz, sorumlu olduğunuz insanların duygusal kültürünü nasıl yönetmelisiniz?
1. Mitleri unutun ve duygularınızı işe getirmekten çekinmeyin.
Bazı insanlar duyguların evde bırakılması gerektiğini düşünür. Aslında, uzunca bir zaman bu “akılcılık miti”ni iş yeri beklentileri şekillendirdi. Ama bu, gerçekçi olmayan bir beklenti. Çünkü hepimizin duyguları var. Ve bu duyguları işe getirmeyip bastırmak hiç tavsiye edilir değil.
2. Duygusal zekâ liderliğin köşe taşlarından biridir.
Stanford Üniversitesi psikologlarından Daniel Weinberger’ın yaptığı araştırma, devamlı duygularını bastıran insanların daha yüksek astım riski taşıdığını, yüksek tansiyon ve bulaşıcı hastalıklara karşı daha zayıf olduklarını ve genel sağlık durumlarının daha kötü olduğunu gösteriyor.
İyi yönetim, kendimizin ve başkalarının duygularını anlayıp yönlendirmeyi başarabilmeyi gerektiriyor -onları bastırmayı değil.
3. Kusursuz olmak konusuna takılmayın.
Hassasiyetler alanında tanınan bir araştırmacı olan Brene Brown, kusursuz olmamanın çoğu zaman hassas olmakla ilgili olduğuna, ve konuyla ilgili var olan tehlikeli bir mitin bu durumu zayıflığa eşitlediğine dikkat çekiyor.
4. Çünkü bilinen "zayıflık" mitinin aksine, toplumsal konulara hassasiyet göstermemiz iyidir ve çalışanlarımıza da güven verir.
Betten Brown, hassasiyetin kulağa daha dürüst geldiğini ve daha cesur hissettirdiğini düşünüyor. Ona göre, “Dürüstlük ve cesaret her zaman rahat durumlar değildir ve hiçbir zaman zayıflık olarak da görülemezler.”
5. Psikolojik güvenlik alanını genişletin.
Amy Edmondson’ın psikolojik güvenlikle ilgili araştırmaları, en verimli çalışma alanlarının, alay edilip kınanmadan rahatça hata yapılabilen çevreler olduğuna dikkat çekiyor. Psikolojik güvenlik, yüksek performans gösteren ekipler için en önemli koşullardan biri.
6. İnsanlara nasıl olduklarını, ve yaşananlarla ilgili ne düşündüklerini sorun.
Yöneticiler bu güvenlik alanını ofiste iletişimi sağlayarak yaratabilirler. Düşündükleri şeyleri söylemelerinin sorun olmadığını onlara gösterin. Hatta bunu ilk yapan, yönetici olarak siz olun.
7. Korkunç olayların sizi iyi uygulamalara teşvik etmesini sağlayın.
Ülkede yaşanan en son felaketi geçiştirmek yerine, bunu kurumda çeşitlilik ve kapsayıcılığın önemini vurgulamak için bir sıçrama tahtası olarak kullanın.
8. Rahatsızlığınızla başa çıkın ve önemli olan şeyleri konuşun.
Masum insanlar ölüyor ve bu daima trajik bir durum. Bu konudan, sadece iş sahası dışında kaldığı için bahsetmemek, çok önemli bir konunun üzerinden atlamak demek olur.
9. Ve asla toplumun farklı kesimleri arasında yaşanan çatışmaları, o "farklı kesime" ait çalışanları ezmek için kullanmayın.
İnsanlara farklılıklarından dolayı kötü muamele yapmak iş sahasıyla alakalıdır ; ve biliyoruz ki kurumlarda yaşanan böyle şeyler sadece yaralayıcı değil, aynı zamanda yaptığınız işe zarar veren kötü verilmiş kararlardır.
Her ülkede olduğu gibi, bizde de zaman zaman 'sıradan vatandaş' kendini çok güvende hissedemeyebiliyor.
İşte böyle durumlarda yöneticilerin çok daha geniş kapsamlı stratejik planlamalar yapma sorumluluğu doğuyor.
Bir yönetici, duygusal açıdan da çevresini etkiler. Bu nedenle de iyi örnek teşkil etmelidir. Özellikle de, kötü zamanlarda...
Harvard Business Review Türkiye
Yorum Yazın
Ben kendimi bildim bileli Türkiye zor bir dönemden geçiyor ya ekonomik kriz oluyor ya Terör eylemleri acaba ülkemizin sorunsuz geçirdiği bir hafta oluyor mu ... Devamını Gör