Film Gibi Bir Yılın Ardından

Tarihe bakıldığında Dünya, salgın hastalıklarla dolu bir geçmişe sahip. Hala birçok salgın hastalığın tedavisi veya aşısı bulunmuş da değil.

Günümüzde bu salgın hastalıklara bir yenisi daha eklendi ve COVID-19 hayatımıza girdi. Hala etkisi süren bu bulaşıcı hastalığın yarattığı tahribat, henüz tespit edilmedi. Uzun bir süre de tam olarak tespit edilemeyecek gibi. Kafamızdaki deli sorular; Dünya genelinde 2020 yılına damgasını vuran bu küresel salgın sonrasından neler olabilir? 2021 yılında dünyada ne gibi sonuçlar bekleniyor?

İnsan çabuk unutan bir canlı, tıpkı geçmişte olduğu gibi. Pandemi sonrasında da kimileri kısa süre içinde yaşadıklarını unutacak, kimileri de dersler çıkaracak. Bu, insanlar kadar ülke ve yönetimlerde de bu şekilde devam edecek. Boşuna tarih tekerrürden ibaret dememişler. 2020 yılı da geçmişteki birçok salgın hastalıkta olduğu gibi milat sayılabilir. Ve sonrasında ise yeni bir dünya düzeni yani yeni bir döngünün başlangıcı.

Dünya, salgın hastalığın yayılma hızını durdurmak için resmen içine kapandı. Hemen her ülkede ticari ve kültürel hayat durma noktasına geldi. İnsanlar zorunlu veya gönüllü olarak ticari ve sosyal hayattan uzaklaşmak zorunda kaldı. Bunun ciddi anlamda yarattığı ekonomik krizi ise zayıf ekonomiler kaldıramayacak duruma doğru evriliyor. Bu yüzden salgın hala devam ederken ve ne kadar devam edeceği de bilinmezken, hayat kendini “yeni normal” bir forma sokmaya başlıyor.

Dünyada eşi benzeri görülmemiş hızda yayılan COVID-19 salgınına güçlü bir ekonomiyle yakalanan ülkeler, oluşan olumsuz etkiyi hızla toparlayabilir. Fakat zaten ekonomik olarak güçsüz olan ülkelerin ciddi anlamda bir çıkış planına ihtiyacı var.

Bu süreçte ülkelerin ekonomi yönetimi, halk için sağladığı fayda ve yardımlar; insanların hayatını ciddi anlamda etkileyebilecek güce sahip. Dünya üzerinde birçok farklı ülke kendi toplum sağlığını korumak için farklı tedbir ve yöntemler sundu. Bu durum yine de dünyada işsizliğin artmasına engel olmadı.

Yaşanan bu sürecin dünya çapında sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel sonuçlarını gözlemlemek için bir süre geçmesi gerektiği kesin. Ama hayat devam ediyor ve şu an yaşanan bu küresel kriz, Dünyayı ciddi ekonomik gerilemelere ve kaosa sürüklüyor. Ülke ilişkilerini domino taşı gibi düşünün; zayıf olan taşın devrilmesi dalga etkisiyle diğer taşları da etkileyecek. Sonuç olarak küresel seyahat kısıtlamaları, ekonomik daralma, üretim, ithalat ve ihracat gibi sorunlar var ve bu sorunların etkileri önümüzdeki dönemde devam edebilir.

Dünya dengelerindeki değişikliklerin, geçmişten daha farklı bir formda ilerlediğini kabul etmek gerekir. Bunun sebebi de gelişen teknoloji ve değişen jenerasyon. Ekonomiye katılan yeni jenerasyon ve bakış açısı, pandemi sonrası sürecin ve gelecek yılların kaderini belirleyebilecek kadar güçlü. Genç nüfusa sahip olan ülkeleri, aydınlık yarınlar bekleyebilir J

Birçok ülkede ekonomik kaosun, üretimin ve ticaretin dünya çapında minimize olması; gelir adaletsizliği, sosyal adaletsizlik ve devlet politikalarını sorgulatabilir. Zorunlu karantina döneminde mantıklı ve faydalı politikalarla topluma fayda sağlamayan ve gelir gücünü kaybeden toplumların yaşamlarına destek vermeyen yönetimlerin, çöküşüne tanık olabiliriz.

Bununla birlikte yeni dünya düzeninde birçok ülkenin kendi içinde çözmeye başladığı “üretim” kavramı, belki bir alışkanlık ve politika haline gelebilir. Özellikle üretim gücü olan ülkeler, doğru yönelim ve politikalarla ekonomik anlamda daha hızlı toparlanma sürecine girebilir.

Gelecekte, yaşam biçimlerimizde bazı değişiklikler bizi bekliyor. İnsanlar, karantina döneminde kendi yeteneklerini ve becerilerini keşfetmeye başladılar. Birçok iş ve geçim modeli oluşmaya başladığına tanık olduk.  Ve insanlar kendi çözümlerini de yaratmaya başladılar. Bu dalga 2021 yılında artarak devam edebilir. Bu, ciddi ekonomik krizler yaşayan toplumlar için iki farklı yönde bir toparlanma süreci anlamına geliyor. Mesafeli ve mesafesiz dönem…

Ticari hayat kendine, teknolojinin de yardımıyla yeni bir yön çizdi. Bu süreçte birçok yönetim “home office” ve “freelance” kavramlarını yeni keşfetti. Devrim olan kısım; devlet kurumlarının kısmi olarak uzaktan çalışma deneyimi elde etmesi. Uzaktan eğitim konusunda ülkelerin ne kadar başarılı olduğu tartışılır.

Zaten yeni jenerasyonun aşina olduğu bu kavramlarda bir çalışma formu, 2021 yılında dünya genelinde popülerlik kazanmaya başlayabilir. Bu sayede yeni bir “dijital dönüşüm” çağı başlayabilir.

Ülkemizde ve dünyada işlerin durma noktasında insanlarla etkileşimine devam eden ve “online” gücünden faydalanan firmaların, toparlanma süreci daha hızlı olacak.

Teknoloji ve sosyal medya ile artık dünyadaki tüm insanlar etkileşim halinde. Bu etkileşimin artı ve eksileri olduğunu kabul edelim. Teknoloji ve sosyal medya doğru yönlendiğinde birçok değişimi beraberinde getirebiliyor. Dünya’nın herhangi bir yerinde olan herhangi bir olay, tüm insanları etkiliyor. Bu da yönetimlerin ve politikaların artık daha göz önünde ve takip edilebilir olmasına olanak sağlıyor. Sonuç olarak insanlar artık yüksek sesle sorgulayabiliyor ve tepki verebiliyor.

2021 yılında neler olacağını tam olarak kestiremesek de bazı öngörü ve tahminler fikir verebilir. Yaşayıp görelim…