13 Yaşındaki Oğlu Trafik Kazasında Hayatını Kaybetmişti: Devletten 'Drift' Alanı İstedi

Ankara'da 'drift' yaparken kendilerini fark eden polisten kaçarken içinde bulunduğu otomobilin park halindeki kamyona çarpması sonucu hayatını kaybeden 2 kişiden Arda Havsut'un (13) babası İlker Avsut, 'drift' yapmak isteyen çocuklara hiçbir şekilde engel olamadıklarını söyledi. Baba Avsut, 'Bir tek bizim çocuklarımız değil, tüm çocukların hevesi. Kontrollü bir alan olur da oraya çocuklarımızı yönlendirirsek, en azından bir başkasına zarar vermezler. Tek isteğim bu' dedi.

DHA'nın haberine göre, önceki gece, Şahin Kaya idaresindeki 06 SCS 59 plakalı otomobilin 'drift' yaptığını gören polis ekipleri, aracı durdurmak istedi. Ancak ihtara uymayan Şahin Kaya (20), Batıkent yönüne doğru kaçmaya çalıştı. Polis ekipleri, peşine düştükleri otomobili kısa sürede durdurdu. Polis işlem yaparken, Şahin Kaya yeniden gaza basarak kaçmaya çalıştı. Yaklaşık 200 metre ilerleyen otomobil, hızlı girdiği virajda kontrolden çıkıp park halindeki 06 VDH 94 plakalı kamyona arkadan çarptı. Kazada, hurdaya dönen otomobildeki Umut Öneş (16) ile 13 yaşındaki Arda Havsut yaşamını yitirdi, sürücü Şahin Kaya ise yaralandı.

Kazada oğlunu kaybetmenin acısını yaşayan baba İlker Havsut, Yenimahalle Demetevler Mahallesi'ndeki evlerinin önünde kurulan çadırda taziyeleri kabul etti. Baba Havsut, oğlu Arda'nın ortaokul son sınıf öğrencisi olduğunu söyleyerek, 'Bugün okula başlayacaktı, nasip olmadı. Özel harekât olmak istiyordu. Tek hedefi buydu, nasip değilmiş' dedi.

Oğlu ve arkadaşlarının asker gecesi için toplandıklarını kaydeden baba Havsut, 'Çocuklarımızdan bir tanesi babasının arabasını çalmış. Gece saatlerinde, polis çevirmesine giriyorlar. Durmuyorlar doğal olarak, hiçbirinin ehliyeti yok. Araba zaten 'Şahin' marka, kaçarken kazayı yaşıyorlar' diye konuştu.

Havsut, oğlunun arkadaşlarıyla birlikte 'drift' yaptığından haberi olmadığını söyleyerek, 'Araba merakları vardı. Onu çok iyi biliyorum, ama oralara gidip yaptıklarını duymamıştım' dedi. Baba Havsut, gençlerin 'Doğan', 'Şahin' marka yerli araçları alıp modifiye yaptıklarını söyleyerek, şunları söyledi:

'Maliyeti ucuz, parçası ucuz. Can güvenliği ucuz. Lastikleriyle oynuyorlar, egzozuyla oynuyorlar. Cebinde parası harçlığı olan motoruyla oynuyor. Turbo taktırıyor. O şekilde trafiğe çıkıyorlar. Yeni lastikleri çıkartırlar, bagajlarına tavanlarına bağlarlar. Lastikçilerden eski, dişleri ölmüş lastikleri takarlar. Bu şekilde giderler. Araçların daha iyi kayması için, daha rahat 'drift' yapabilmeleri için.'

'Hafta sonu orada kolay kolay trafik olmuyor, sadece gençler oluyor. Zaten grupları var, 'polis geliyor' diye birbirlerine haber veriyorlar. Başka yerlere gidiyorlar, mekân değiştiriyorlar. Ergen çağdaki çocuklar için adrenalin, yani onlar için polisten kaçmak bile ayrı bir heyecan. Merak buradan geliyor. Devlet büyüklerimizden isteğim çocuklarımıza, gençlerimize bu tür etkinlikler için geniş güvenlikli kontrol altında bir alan. Haricinde bunların önüne geçme gibi bir şansımız yok. Yiyecekleri cezanın 1 milyon dahi olduğunu bilseler bunu yapacaklar. Hiçbir şekilde engel olunamaz. Çünkü senelerdir bunlar yaşanıyor. Bir tek bizim çocuklarımız değil, tüm çocukların hevesi. Yoksa çocuklarımızı tutma, zincirleme gibi bir lüksümüz, imkânımız yok. Kontrollü bir alan olur da oraya çocuklarımızı yönlendirirsek, en azından bir başkasına zarar vermezler. Tek isteğim bu.'