Görüş Bildir
Flappy Bird Oyunu Yüzünden Telefonu Balyozla Kırdı!
Tüm dünyayı çılgına çeviren oyun Flappy Bird,son günlerde mobil cihazlara en çok indirilen oyunlardan.Bir süre oynadıktan sonra takıntı haline gelen bu oyun hastalık yapacak gibi görünüyor.Bu izleyeceğiniz videoda oyunu geçemediği için sinirlenen adam,bir akıllı telefonu balyozla parçalıyor.Sakın evde denemeyin :)
Dünyadaki Şehirler ve Silüetleri
İstanbul'un silüetini bozan gökdelenlerle ilgili tartışmalar süredursun.Dünyadaki şehir silüetlerinin bir arada olduğu bu görseli paylaşmak istedik. Tüm şehirler arasında ön plana çıkan şehrimizi bulabildiniz mi?
Kova Burcu Özellikleri (20 Ocak
20 Ocak ve 18 Şubat arasındaki Kova burcunun özellikleri neler? Erkeğinde ve kadınının ne gibi özellikleri var? Kova Burcunun Özellikleri Neler? Yönetici Gezegeni: Uranüs Element: Hava Nitelik: Sabit Uğurlu Sayıları: 1, 7 Uğurlu Taşı: Ametist Renk: Elektrik mavisi Tarot kartı: Yıldız Hayvan: Büyük kuşlar Bitki: Meyve ağaçları ve orkide Kıymetli Taş: Cam, kalkedon Kıymetli Maden: Uranyum Kova burcunun olumlu özellikleri: Hümanist. Bağımsız. Dost. Mucit. Orijinalist. Reformist. Sadık. Vefalı. İdealist. Entelektüel. Yeniliğe meraklı. Değişikliği sever. Geçmişe bağlı. Kova burcunun olumsuz özellikleri: Umulmadık gariplikler. isyankarlık. Muhalif. Sabit fikirli. Gelenekleri zorlayıcı. Çılgın, tartışmaya meraklı. Dikkati çekmek ister. Çılgın. Kendini beğenmiş. Olmayacak hayaller Kova Takım Yıldızı (Astronomi) Kova takımyıldızının ilk dekanatında Güney Balığı, Pisces Australis, ikinci dekanatta ise sırtındaki dev kanatlarıyla Pegasus vardır. Buradaki başlıca yıldızlar, Markab, Scheat, Enif, Al Genib, Homan, Matar’dır. Üçüncü dekanda güzel bir kuğu bulunur. Yaralı olmasına rağmen Samanyolu’nda daireler çizerek dolaşırken, nebulatik yıldızların tam ortasındadır. Başlıca yıldızları bir haç meydana getirir. En parlak yıldızları, Deneb, Azel, Fafoge, Sadr, Adige ve Arided’dir. Kova Burcu Kadını Genel Özellikleri Kova burcu kadını özgürlüğüne düşkün,kararlı, becerikli ve değişken yapısıyla dikkati çeker. Neşeli ve keyifli bir kişiliği vardır. Çevresinde aranan ve fikrine önem verilen bir dosttur. Dostluğa çok önem verir ve kendi gibi düşünen insanlarla arkadaşlık etmekten çok keyif alır. Kova burcu kadını akılcı ve sorunlara pratik çözümler bulan yapısıyla güçlü bir karakter çizer. Çalışkandır ve giriştiği her işte başarılı olur.Maddi konularda savurgandır ve düşüncesizce para harcamayı sever. Kova burcu kadını kendisini kısıtlayan beraberliklerden uzak durmayı tercih eder.Kişilik olarak zordur. İyi niyetli, kafaca uyuştuğu ve kendisini anlayan bir erkekle mutlu olabilir. Sevdiği zaman mükemmel bir aşık olacak ve ilişkisini keyifli hale getirmek için elinden geleni yapacaktır. Dürüsttür ve güvenilirdir. Çevresindeki insanlara karşı gayet açık ve nettir. Duygusal anlamda hassastır ve derin hislere sahiptir.Değişikliği ve farklılığı sever ve ilişkisinin de böyle olması için çaba harcar. Hayata dair her şeyi paylaşmayı sever ve iyi bir partner olur.Evine düşkündür. Eğlenceli bir eş ve düşünceli bir anne olacaktır. Kova Burcu Erkeği Genel Özellikleri Kova burcu erkeği nazik, iyimser, özgürlüğüne düşkün ve çok yönlü yapısıyla dikkati çeker. Çok yönlü oluşu zor anlaşılan bir kişilik sergilemesine neden olur. Duygularını kolay kolay belli etmez. Hoş ve neşeli kişiliği toplum içinde sevilen bir insan olmasını sağlar. Kova burcu erkeği pratik ve çalışkandır. Kendi işini yapmaktan çok keyif alır. Değişiklikten ve farklılıktan keyif alır. Hareketli yaşantısı onu mutlu ve enerjik kılar. Her anlamda mükemmeliyetçidir ve azla yetinmeyi sevmez. Yeni insanlarla tanışmak ve onlarla fikir alışverişinde bulunmaktan keyif alır. Hal ve tavırlarıyla beğenilen bir insandır. Kova burcu erkeği dürüstlüğü ve güvenilirliği ile çevresinde hayranlık uyandırır. Sürekli aynı şeyle uğraşmaktan sıkılır ve kolayca yön değiştirebilir. Kova burcu erkeği ikili ilişkilerinde iyi bir arkadaş ve tutkulu bir aşıktır. Akıllı ve kişilikli kadınlardan hoşlanır. Duygusal ve düşünsel yoğunluğunu paylaşabilecek birini ister. Sevdiği zaman düşünceli ve eğlenceli bir partner olur. Evliliğe yatkındır ve onun gösterdiği farklılığa ayak uydurabilecek biriyle mutlu bir evliliği olur. Kova burcu erkeği hisli ve karşısındakini iyi algılayabilen bir yapıya sahiptir. Eşini mutlu etmek için elinden geleni yapacaktır. Sadık bir eş ve arkadaş ruhlu bir baba olacaktır. Bağımsızlığına düşkün olduğu için çocuklarını da bu duyguyla yetiştirecektir.
10 Şubat 2014 Pazartesi Günlük Burç Yorumları
Koç Burcu - (21 Mart - 20 Nisan) Pazartesi gününe, işini özleyerek başlayacak.Koçlar bugün işte ve evde harika işlere imza atacaklar.Canları hiç sıkılmayacak ve kendilerine engel olmak isteyenlere karşı dik durmayı başaracaklar.Koç burçları arkadaş ilişkilerinde de güzel bir güne imza atacaklar. Boğa Burcu - (21 Nisan - 21 Mayıs) Boğa burçları yeni bir yatırım derdinde. Bugün bu yatırım ile ilgili çok çalışacaklar.Çalışırlarken, çevrelerindeki insanları da bu olayın içine dahil etmeye uğraşacakları bir gerçek. Yatırım konusunda belki yüz kere konuşacak ve araştırmayapacaklar.Bu arada arkadaşları ile araları bozulabilir. İkizler Burcu - (22 Mayıs - 21 Haziran) İkizler burcunun kafası karışık. O tuhaf enerjisi bugün yok sanki. Hangi işin neresinden başlayacağını bilemiyor. İşte bunları yaşarken gelen bir haberle eski enerjisine kavuşacak. İyi bir iş imkanı,onu çok mutlu edecek.Can sıkıntısını alacak. Bu aradarandevularından biri ile ilgili güzel bir sonuca ulaşacak. Yengeç Burcu - (22 Haziran - 23 Temmuz) Yengeç burcu bugün çok büyük bir işin peşinde. Tam ona göre bir iş.Yengeçler bu iş ile uzun süre kendilerini idare edebilecekler. Hayatlarının dönüm noktası olabilir. Ev ile ilgilişeyleri çok kafaya takan yengeç,bu işte çok sıkıntı yaşayacak. Ailevi olaylardan hiçbirşekilde vazgeçmiyor ama üzerine fazla sorumluluk alması onu yoracak. Aslan Burcu - (24 Temmuz - 21 Ağustos) İşler sizi bekliyor ama sizin enerjiniz bunların hepsinin üstesinden gelecektir.Bir kaç işi birden yürüten aslanlar, haftayı enerji ile açacaklar. Para ile ilgili çıkacak problemlerin tamamını çözeceksiniz.Canınızı sıkacak insanlardan uzak durmaya çalışmanız,psikolojinize yardımcı  olacak. Başak Burcu - (22 Ağustos - 23 Eylül Başaklar bu pazartesine temkinli başlayacaklar. Ama  bu kadar temkinli olmak, çevrenizdekilere zarar verecek.Özellikle küçük çocuklar ile sıkıntılar yaşayabilirsiniz.Para ile ilgili bir işiniz olacak ve siz bu işi çok büyük gerginlikle karşılayacaksınız. Unutmayın, biraz daha sakin olmalısınız. Terazi Burcu - (24 Eylül - 23 Ekim) Ev ile ilgili tamirat işleri sizi yordu.Ama bir yandan da işlerinizi kolaylaştırdı. Evdekiinsanlar bugün sizden memnun olduklarını ifade edecekler ve siz de mutluolacaksınız.Gün içinde ara ara pişmanlık duyacaksınız.Ama sonra yine boşver deyip, işin içinden sıyrılmaya bakacaksınız. Para harcamaya dikkat ! Akrep Burcu - (24 Ekim - 23 Kasım) Akrepler haftaya sakin başlayacaklar.Kendilerini hafta sonu rahatlatmış ve dinlenmişolduklarından, kolay sinirlenmeyecekleri bir gün.Sağlıkla ilgili problemleri ortadan kalkmış ve sağlıklı şekilde olaya bakacaklar.Bu pazartesi Akreplere iyi haberler var. Yay Burcu - (24 Kasım - 22 Aralık) Yay burcu insanları güzel ve enerjik bir güne kucak açacaklar.Pazartesi onlara iyigelecek.Parasal anlamda sıkıntı yaşayacaklar ama, harcamalarına dikkat ederlerse,toparlayabilirler.Sağlık ile ilgili küçük bir problem yaşayabilirler ama günlerini genel olarak etkilemeyecek. Oğlak Burcu - (23 Aralık - 20 Ocak)  İşlere büyük bir şevk ile sarılacak ve bir basamak daha atlayacaksınız. Çevrenizde sizin çalışkanlığınızı kıskanan insanlar var.Bunlar hiç ummadığınız kişiler. Onlara karşı dikkatli olun, kazandığınız paralar bile göze batıyor.Kimseye sır vermeyin ve paranızasahip çıkın. Kova Burcu - (21 Ocak - 19 Şubat) Kova burcu, pazartesi gününe çok mutlu başlayacak.Aklına takılan bazı sorularıncevabını arayacak. Ve bazı insanlar ile iletişim kurarken, onları yoracak ama kendisi de yorulacak. Uzun zamandır almayı tasarladığı bir eşyayı almak için de çaba gösterecek ve ummadığı şekilde alacak. Balık Burcu - (20 Şubat - 20 Mart) Balıklar bugün tam anlamı ile heyecan yaşayacaklar. Uzun zamandır elde etmek istedikleri bir işi ele geçirecekler.çalışmak konusunda hareketli olacaklar. Normalde tembel olan balıklar,bugün belki de hayatlarındaki en  çalışkan günlerini yaşayacaklar.
Reklam
Levent Kırca'dan Güldüren Seçim Konuşması
İşçi Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Levent Kırca'nın partilelere yaptığı konuşma stand-up gösterilerini aratmadı. İSTANBUL - İşçi Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Levent Kırca Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde partililere seslendi. Barkovizyona yansıtılan Orhan Veli'nin 'İstanbul'u Dinliyorum' şiirinin uyarlamasının yansıtılması ile başlanan programda Levent Kırca konuşmasını stand-up şeklinde yaptı. 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganlarıyla kürsüye gelen Levent Kırca, İşçi Partisi'nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasını insanları güldürebilmesine bağladı. Kırca, 'mutlu insan, mutlu şehir' temasıyla yola çıktıklarını ifade etti. HERKESİN KASEDİ VAR BENİM YOK Kırca, “Sen dürüstsün, halkı temsil ediyorsun, kasedin yok dediler. Herkesin kasedi var benim yok. İlk fırsatta kaset yapacağım. Kasedi olmayana adam demiyorlar bu memlekete' dedi.MUHALLEBİCİDEN BAŞKAN OLUYOR DA BENDEN NİYE OLMASIN? 'Malvarlıklarını açıklayamazlar' şeklinde konuşan Kırca sahnede kendi etrafında dönerek “benim mal varlığım burada' dedi. Kendisine yönelik başkanlık eleştirilerini ise 'Yoğurtçudan, muhallebiciden başkan oluyor da benden niye olmasın' diye yanıtladı. (DHA)
Okan Bayülgen'e İstifa Şoku!
Okan Bayülgen’in ekibinden yönetmen Efe Hızır, yönetmen yardımcısı Gizem Kızıl, editörler Tolga Üyken ve Esin Görür’ün istifa ettikleri bildirildi. Programlarına HaberTürk ve Show TV’de devam eden Okan Bayülgen’in ekibinde yaşanan ayrılıkların nedeni ile ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.Vatan
Reklam
Today's Zaman Yazarı İhsan Yılmaz'dan Başbakan'a Hakaret!
Zaman ve Today's Zaman yazarlarının son dönemdeki tehdit ve hakaret içerikli söylemlerine bir yenisi daha eklendi. Today's Zaman Gazetesi yazarı İhsan Yılmaz 'ın Başbakan hakkında kullandığı ifade şaşkınlıkla karşılandı. İhsan Yılmaz, haddini aşarak Başbakan hakkında '' ifadesini kullandı. Daha programın başında ilk cümle olarak ' haşhaşımı almadan geldim ' gibi lakayt sözlerle konuşmasına başlayan Yılmaz, dedi. KADINLARI DA AŞAĞILAMIŞ OLDU Today's Zaman yazarı bu sözleriyle sadece Başbakan'a değil, kadınlara da hakaret etmiş oldu. 'Kocakarı' kelimesini aşağılayıcı bir üslupla söyleyen İhsan Yılmaz canlı yayında büyük bir saygısızlığa imza atmış oldu. Star
Ünlülerin Pasaportları
Biyometrik fotoğraf sevdasına kapılana kadar, herkesin en sevdiği kimlik olan pasaport, ikonların elinde yine bambaşka bir nesneye dönüştü. Pasaport fotoğrafı; normal vatandaşın, gittiği ülkeyi bombalamaya yemin etmiş terörist gibi çıktığı bir öğedir. Nice koç yiğitleri yabancı ülke sınırlarında; “Acaba adam beni tanıyabilecek mi lan o fotoğraftan?” diye düşüncelere sevk edip, şekilden sokmuştur. Sınır memurlarına, “Keh keh. Baya kötü çıkmışım o resimde abi ya. Çok komik. Takam mı gözlüğümü?” gibi zorlama muhabbetler yapmaya sürüklemiştir gençliğimizi... Dünyanın en gerilimli çekim sürecine sahiptir bu biyometrik illeti. Fotoğrafçı neredeyse “Anan ölmüş gibi bak!” bile diyebilecek hayal gücüne sahiptir. Joe Strummer’la kendini hemşehri ilan eden Ankaralılar gibi, ikonlarla ortak nokta bulmayı hobi edinmişlere müjde! Ünlülerin de pasaportları yok mu? Var. Ünlülerin de pasaportlarında fotoğrafları yok mu? O da var.
En Güçlü 10 Köpek Cinsi
etiket
Almanya kökenli bir ırk olan Rottweiler cinsi köpeklerin geleneksel adı Rottweiler Metzgerhund yani Rotweil Kasabı’dır. Erkek olanları 60 kilograma kadar ulaşabilen bu tür uysallığı ev eğitililebilirliği ile tanınsa da yetenekleri ve gücü insanı hayrete düşürecek cinstendir. Çoban köpeği olarak kurtlardan ayılara kadar birçok vahşi hayvanla başaçıkabilmesi nedeniyle tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Adını aldığı Almanya’daki Rotweil şehrinde hemen her yerde heykelleri bulunmaktadır.
Reklam
Çeçenistan'ın Çok Ama Çok Çılgın Trafiği
Çeçenistan'da çekilen bu görüntüler, ülkemizin trafik magandalarına adeta şükrettiriyor. O ona çarpıyor, bu şunun yoluna giriyor, birisi arada bir diğerine çarpıyor, bir araba ötekine makas atıyor, taramalılar ateşleniyor... Ve işin ilginci hepsi 1 dakikanın altında gerçekleşiyor.
Yolanthe’nin Cesaretli Çekimleri
Galatasaray camiasının en tanınmış yengesi mecmua için poz verdi.Galatasaray’ın Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder’in eşi Yolanthe Cabau, evvelki gün Nişantaşı’nda Danimarka televizyonu ve dergisi için çekimler yaptı. The House Otel’de yapılan çekimlerde poz verirken göğüs dekoltesi biraz fazla kaçınca Cabau’nun yardımcısı vaziyete müdahale etti.
Şarkılarını Van İçin Söyledi
Şarkıcı Rojin, Vanlı depremzedeler için Irak Kürt Yerel Yönetimi'nin (IKBY) Süleymaniye şehrinde konser verdi. Van Kadın Derneği ile beraber 'Van Benim, Ben Van'ım' sloganıyla başlattıkları ve tüm geliri depremzedelere gönderilecek olan konser için sahne alan Rojin, seslendirdiği Kürtçe, Türkçe ve Azerice şarkılarla dinleyenlere müzik ziyafeti verdi. Yaklaşık3 saat sahnede kalan ve canlı performansı ayakta alkışlanan Rojin, yaptığı esprilerle de dinleyenlere neşeli anlar yaşattı. Sahnede işadamları ile hayırseverlere seslenen Rojin, hem depremzedeler hem de Suriyeli mülteciler için konser vermeye devam edeceğini söyledi. Rojin, 'Gelin hep beraber şu Rojava'dan gelen kardeşlerimiz için turne yapalım. Hem onlara moral olsun hem de yardım sağlayalım' çağrısında bulundu. Konserden elde edilen gelirin ve yapılan bağışların, Van Kadın Derneği tarafından depremzedelere ulaştırılacağı belirtildi.
Reklam
Rıdvan Dilmen: "Abarttı Artık"
Rıdvan Dilmen, Sivasspor-Fenerbahçe maçının devre arasında tartışmalı pozisyonları değerlendirdiNTV Spor'da yayınlanan '%100 Futbol' programının yorumcusu Rıdvan Dilmen, hakem Yunus Yıldırım'ın yönetimine sert tepki gösterdi. Hakemlerin maça damgasını vurduğunu belirten Dilmen 'Bu maç çok tartışılacak. Yunus Yıldırım, Fenerbahçe'nin iyi oynadığı maçı iki tarafa ortak etti. Penaltı pozisyonu 5. hakemin önünde oldu. Egemen Kokmaz'ın pozisyonu da bence faul değildi. Penaltı verilse, kırmızı kart çıksa her şey değişebilir. Daha sonra Caner Erkin sinirlenip kart gördü. 10 saniye içinde hem penaltı verilmedi hem de Sivasspor eksik kalmadı' dedi.Habertürk
"Cahil Cahil Espri Yapmayın"
İlber Ortaylı: Kızmıyorum ama bazı espriler hakikaten öbürlerinin sınıfında değil. Kötü olanlar var, cıvıtmasınlar, ayıptırT24Tarih profesörü İlber Ortaylı , internette hakkında hazırlanan ve ‘cahillerle’ dalga geçen ‘capslerle’ ilgili olarak “Espri güzeldir ama cahil cahil yapmasınlar. Her şeyi yaparsın da malzemeni bilirsin. Kerpiçle gökdelen yapılır mı?” dedi.Tarih profesörü İlber Ortaylı, internette hakkında hazırlanan ve ‘cahillerle’ dalga geçen ‘capslerle’ ilgili Milliyet’ten Güliz Arslan ’a konuştu:Nasıl buluyorsunuz hocam bu resimleri?Ay çok komikler var, çok gülüyorum. Ama bu bir moda, gelir, geçer. İnşallah delip de geçmez.Nasıl haberdar oldunuz bunlardan? Siz internet kullanmıyorsunuz...Kızım Tuna söyledi.Hangilerini beğeniyorsunuz?Hani bir tane var ya “Sen tarihi bırak evladım” yazıyor altında, onu yapıyorum ben ara sıra.Nasıl?Sen şimdi gülüyorsun ama bunun gibi kötü bir lafı bir gazeteciye dedim bir kere; “Kızım sen bu işi yapamazsın, bırak” dedim.Bana demeyeceksiniz inşallah...Yok, demem. Bir tane de “IQ’su düşük olan sedyemi taşımasın” var.O da yanlış bir laf değil. Çünkü düşürüyorlar adamı. Ben orada da düşüyordum az kalsın (Ortaylı, geçen hafta Hollande’ın konferansında fenalaştı, sedyeyle taşındı).Kızıyor musunuz bazı caps’lere?Kızmıyorum ama bazı espriler hakikaten öbürlerinin sınıfında değil. Kötü olanlar var, cıvıtmasınlar, ayıptır. İdil Biret’li var bir tane (“N’olur yardım edin, cahillerin arasında kaldım”). Onu yapanda pek zeka yok galiba işte. İdil Biret cahil olur mu hiç? Türkiye Komünist Partisi eski üyelerinden bir arkadaşım söylemişti; İdil Biret’in, Paris sınıfsal topografyası, işçi mahalleleri üzerine bilgisi şaşılacak düzeydeymiş. En üst sınıflarda gezen bir meşhur virtüöz bu kadar şeyi nereden biliyor? Merak edip kitap okuyor. Ama o espriyi yapan onu tanımıyor belli ki.O olmaz işte. Bu iş bir sanat, o yüzden çok ciddi yapacaksın. Yapamazsan zırvalamak olur.'Tontiş ne ayıp laf, bebek sever gibi'Caps’leri hazırlayanlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?Var. Hazırlarken meseleyi iyi tetkik etsinler.Cahil cahil yazmasınlar yani...Hah, evet; cahil cahil yazmasınlar. Espri güzeldir ama cahil cahil yapmasınlar. Her şeyi yaparsın da malzemeni bilirsin. Kerpiçle gökdelen yapılır mı?Yapılmaz.Yapılır aslında. Vardır tuğladan, kerpiçten gökdelenler insanlık tarihinde. İran’da Bam’da falan olan tipte... Ama onlar başka. Herkes espriye ve hücuma gelir ama malzemeyi doğru kullanmak zorundasın.Neden sizinle ilgili bütün caps’ler cahillik üzerine?Bilmem. “Ben çok biliyorum” gibi burnu havada bir izlenim mi veriyorum acaba?Ama hiçbirinden negatif bir anlam çıkmıyor, hepsinde sizi çok sempatik gösteriyorlar...Sempatik bulanı vardır, bulmayanı vardır.Tontiş diyorlar size...Ay ne ayıp laf. Bebek sever gibi... Bu çocukların böyle huyları var; hiç teklif falan yok, küt diye yapıştırıyorlar.Bu kadar çok sevgi ve ilgi görmek mutlu ediyor mu sizi?Mutlu olunacak şey değil o. Büyük mesuliyet. Allah utandırmasın denir böyle durumlarda. İnşallah bir aptallık yapmam, mahcup olmam.Size gelip soru sormaya çekinenler oluyor mu?Oluyorsa da yanlış yapıyor. Kimseye “Hadi git” diyecek halim yok. Vaktim yoksa “Sonra gel” derim. Fetva müessesesi nedir? Yani Yahudilikte ve Müslümanlıkta ruhani sınıf yok ki... Bilen bilmeyene anlatır. Benim işim de cevap vermek.
Reklam
"Başbakanımız Kasımpaşa'nın Aslanıydı, Ben de Gülü..."
Muazzez Ersoy: Başbakanımız beyefendi, mahallenin en yakışıklı gençlerinden biriydi T24 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi Kasımpaşalı olan şarkıcı Muazzez Ersoy , “Başbakanımız beyefendi, mahallenin en yakışıklı gençlerinden biriydi. Bizim evin karşı köşesinde arkadaşlarıyla toplanıp sohbet ederlerdi. Erdoğan Kasımpaşa’nın aslanıdır, ben de gülü” dedi. Şarkıcı Muazzez Ersoy Hürriyet gazetesinden İzzet Çapa ’ya konuştu. İzzet Çapa’nın Muazzez Ersoy ile yaptığı söyleşi şöyle: Gelin Hatice Hanım’dan başlayalım... Tanır mısınız kendilerini? (Gülüyor) Tanımaz mıyım? Tanırım, hem de kendim kadar iyi... Gerçek adım Hatice Yıldız... Peki Hatice Yıldız’dan Muazzez Ersoy yaratmak hangi cin fikirlinin eseri... Assolistliğe başladığım günlerde Pembe Köşk Gazinosu’nun sahibi rahmetli Cahit Bey, “Kızım sesinin rengi, okuma tavrın bana Muazzez Abacı’yı çağrıştırıyor; bence bundan sonra sahne adın Muazzez Ersoy olsun” dedi. Yıldızlar karması gibi... Hiç aklınıza gelmedi mi bu ismin Muazzez Abacı ile Bülent Ersoy’un karışımı olduğu... Biraz öyle olmuş ama ben daha sonraları fark ettim. Çok gençtim o zamanlar... Adınızı divalardan alacak kadar şanslıymışsınız. Çocukluk yıllarınızda da bu kadar ballı mıydınız? Ne balı ayol! Kasımpaşa’da babaanneden kalma iki katlı ahşap bir evde dünyaya geldim. Üst katta iki oda bir sofa, aşağıda ise yemek odası ile mutfak vardı. Banyo ve tuvalet de evin dışında taşlık dediğimiz bir yerdeydi. Asla kimseye muhtaç değildik ama varlıklı bir aile olduğumuz da söylenemezdi. Valide hanım ve peder bey neyle iştigal ediyorlardı? Babam şofördü, dolmuşçuluk yapıyordu. Annem ise Tekel sigara fabrikasında çalışıyordu. Bütün gün orada sigara kutuları keser, akşam da eve gelip yemek, çamaşır, ütü derken pert olup yatardı. Bir de ben varım tabii uğraştığı... Hatice Yıldız’ın içindeki “yıldız” nasıl ortaya çıktı? O zamanlar Kasımpaşa, müzisyenler semtiydi... Ben de onların içinde büyüdüm. Okulda arkadaşlarımızla kurduğumuz koronun solistiydim. Mahallelinin “Sesin çok güzel” sözleri daha o yıllarda beynime işlemişti. Haydi artık çıkın şu sahneye, mahalleli de ben de derin bir nefes alalım... Keşke o kadar kolay olsaydı ama olmadı... Önceleri ufak ufak mahalledeki düğünler, sünnetler, nişanlarda söylemeye başladım. Bu arada bir mağazada da tezgahtarlık yapıyorum... Ama işin doğrusu, aklım fikrim şarkıcılıkta. Derken Gaziosmanpaşa’daki minik bir tavernadan teklif geldi. Peki peder beyin tepkisi neydi sahneyle bu kadar “içli dışlı” olmanıza? Duysa öldürürdü! Bu yüzden korkudan uzun süre ondan saklamak zorunda kaldık. Ya valide sultan? Annem sahneye çıkmamı çok istiyordu. Doğum günümde onun hediye ettiği bilezikleri satıp, sahne elbisesi diktirdim kendime. Ayakkabı almak için para yetmeyince, babamın cebinden tırtıkladım. Çarli’nin Melekleri işbaşında... Yok o kadar değil. Küçük oyunlar çevirdiğimizi kabul ediyorum. Ama dayanamadık, her şeyi göze alıp sonunda babama anlattık durumu. İzin çıktı da rahat bir “oh” dedik... Her şey halloldu da tek bir pürüz kaldı; şöhret olmak! Tavernada çalışırken diğer şarkıcılar anneme “Senin kızda gelecek var, abla onu bir menajere götürsene” demişler. Ben menajer nedir bilmiyorum o zamanlar ama Allah’tan rahmetli annem çok iyi anlardı bu işlerden. Neyse, elimden tutup bir organizatöre götürdü beni... O da Pembe Köşk Gazinosu’nun sahibi Cahit Çeki... Ve Sindrella, Pembe Köşk’ün kapısından içeri girer... Senin Sindrella biraz korkak çıktı, elim ayağım titriyordu heyecandan... Cahit Bey, arkadaşları ile oturmuş çay içiyordu. “Haydi bakalım bir dinleyelim seni” dedi. Önce bir şarkı okudum, sonra bir daha, bir daha... Baktım bir tebessüm yayılmış yüzüne... Bana dönüp “Kızım sen bu gazinoda assolist olacaksın” dedi... “Burası odan, bunlar da ekibin” diye gazinoyu gezdirmeye başladı... Donup kalmıştım. Bir günde assolist olunca insan donup kalır tabii... Bir günde olur mu yahu! Üç ay boyunca her gün sazlarla prova yaptım. Hazırlık dönemi bittiğinde podyumda nasıl yürüyeceğimi, sahnede nasıl mikrofon tutacağımı öğretmek için hoca tuttular. Parıltılı dünyaya Sindrella’nın prensini konuşmak için biraz ara verelim. Ah sevgili İzzet, benim hiç prensim olmadı ki... Ben ilk evliliğinize atıfta bulunmuştum... Kendisine “oğlumun babası” demeyi tercih ediyorum. Teyzemin kızı nişanı atınca bohçayı almak annemle bana düşmüştü. Yok artık kuzeninizin eski nişanlısıyla mı evlendiniz? Olur mu öyle saçma şey! İlk eşim, teyzemin kızının nişanlısının ağabeyiydi. Muazzez Hanım, siz çok bilinmeyenli denklemle evlenmişsiniz, haberiniz yok... O kadar karışık değil bitanem. Nişan bohçasını almaya gittiğimizde tanıştık. 15-16 yaşında ya vardım ya yoktum... İnsan 16 yaşında aşık olabilir ama evlenip “küçük gelin” olmak fazla radikal değil mi? Yaşım tutmadığı için annemle babamın muvafakatı ile evlendim. Ama gerçekten sevmiştim onu. Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem” diyemediniz ama... Maalesef diyemedim ve ayrıldık. Demek ki o sorumluluğu üstlenmek için sevgi yetmiyormuş. Bugün o yaşta evlenmenin kader olduğunu anlıyorum. Ayrıldığımızda oğlum dokuz aylıktı, hiçbir şeyin farkına bile varmadı. Boşanmayla birlikte tekrar zor günler başladı herhalde... Haliyle... Bebeğimi anneme bırakıp tekrar tezgahtarlığa döndüm. Baktım o işin sonu da yok; etraftaki herkes de “sesin güzel” diyor, şarkıcılıkta şansımı bir kere daha denemek istedim. Rabbim de yardım etti, demek ki doğru bir adım atmışım. Neden Türk sanat musikisi? Rahmetli annem Şehzadebaşı Direklerarası Korosu’nda yıllarca ders almış. Türk müziğini onun sayesinde sevdim. Bütün bildiklerini bana aktarırdı. Bir de Bülent Ersoy ile Muazzez Abacı’dır beni sanat müziğine bağlayan... Zeki Müren’i unutmayalım... Vefatından hemen önce yanındaydınız... TRT’deki son programına gelmesi için Zeki Bey’i kendi cipimle Bodrum’dan aldırıp İzmir’e göndermiştim. Biz de İstanbul’dan uçakla gitmiştik. Stüdyoda karşılaştık; şık bir kalem hediye ettim ona. Bir merhaba diyebildim, zaten her şey beş dakika içinde olup bitti... Allah rahmet eylesin diyelim... Son zamanlarda pek ortalıkta görünmüyordunuz... Küçük bir dinlenme arası vermiştim. Bazen bir denyoluk da gelmiyor değil. Çekip gitsem, bıraksam sahneyi diyorum ama hiçbir zaman bunu yapamayacağımı da biliyorum. Zeki Bey gibi sahnelerde öleceğim ben de... Bir görünüp bir kayboluyorsunuz. Karabatak gibisiniz. Aslında kaybolmadım, insanlar öyle sanmış olabilir. Çünkü dört sezondur TRT Müzik’te program yapıyorum, değişik müzikallerde sahne aldım ama fazla röportaj yapıp ortalarda olmadığım için böyle bir algı oluştu... Biz de nostalji şarkılar bitti diye dükkanı kapattınız sandık. O şarkılar asla bitmez... Evet, zaten “şarkılarla geldiniz”... Biraz da yeni albümden bahsedelim. Son albüm “Şarkılarla Gel”e dört beste ekledik. Muzaffer Özpınar ile hazırladık. Onun gibi insanların artık nesli tükeniyor. Muzaffer Hoca, okyanuslarda bambaşka bir balık. Sağ olsun günlerce hasta hasta çalıştı stüdyoda... Pembe Köşk’ün prensesi, “Nostalji Kraliçesi”ne nasıl dönüştü? Tamamen annemin arzusuydu. Nostalji albümleri yaparken katiyen çok satmak düşüncesinde değildik... Annemin gençliğinde aldığı 45’lik plakları taşıdığı küçük bir çantası vardı. Yalnız kaldığında o plakları dinleyip eski günlere dönerdi... Taş plaklardan kasete, kasetten dijitale... Anneniz size bir bakıma “Teknolojiye uy kızım” mesajı vermiş. Aynen öyle. Biliyorsun plaklar zamanla çiziliyor, kırılıyor... Bir gün “Kızım şu çantamdaki plaklardan bir kaset yapsan da rahatça dinlesem” dedi. Amacı aslında sadece buydu. Ama nostalji serisi resmen bir devrim yaptı Türkiye’de. Siz de beklemiyordunuz galiba bu kadar ilgiyi... Yalnız ben mi? Benim gibi pek çok insan şoke oldu. Tek üzüntüm rahmetli annemin o şarkıları dinleyemeden vefat etmesi. Nostalji albümleri bu kadar çok sattı, Muazzez Ersoy da hanları hamamları kaptı mı? Yemin ederim hanlarım hamamlarım yok ama gönlü de benim kadar zengini yok. Annenizin albümlerin başarısını görmemesi oldukça üzmüş sizi... Bak sana bir şey söyleyeyim mi, annem de, babam da vefat ettiğinde sahnedeydim. Annemin ölümünde Kemer’de iki konserim vardı. Bari son bir kez yüzünü göreyim dedim, açtılar kefeni, anamın yarım yüzünü görünce hüngür hüngür ağlamaya başlamışım... Sahneye çıktınız mı o gece? Çıktım tabii... Bırak hanları hamamları, diğer tarafa giderken bir peçete bile götüremiyorsun yanında. Şeker paketi gibi beyaz bezin iki ucunu kıvırıp insanı sokuyorlar içine. Han hamamın olsa ne fark eder... Hepsi burada kalıyor, yapabildiğin iyilikleri yanında götürüyorsun sadece. Şifreyi çözmüş biri olarak hiç mi sanatçı kaprisi yok Muazzez Ersoy’un? Olmaz olur mu tabii ki var (gülüyor). Kulisimde su, çay, meyve suyu mutlaka olsun, lütfen içki getirmeyin... Tamam getirmeyiz de hiç mi içki kullanmadınız? Hayatta sürmem ağzıma. Gençliğimde bir-iki kere likör içtim o kadar. Alkolün olduğu yerde ben yokum. Şarkıda “Kasımpaşalıyım, eli maşalıyım” der ama siz hiç öyle durmuyorsunuz, bu nasıl Kasımpaşalılık? (Gülüyor) Annem ve babam son derece modern ama inançlı insanlardı. Düşün, ben 4-5 yaşındayken gece yorgunluktan uyukluyan annemi dürter “Yatmadan önce haydi duamızı okuyalım” derdim. Anacığım da o kadar yorgun olmasına rağmen uyumadan önce bana duamı okuturdu... Annemin tüm öğrettikleri sayesinde, saygının ne kadar önemli bir değer olduğunu fark edip ona göre yaşadım hep. Oğlunuzdan konuşmayı pek sevmiyorsunuz galiba ama biraz da ondan bahsetsek... Kasımpaşa’daki evimizde annem, ben ve oğlum birlikte akşam yemeği yerdik. Rahmetli, dantelden takkeler örmüştü. Yemekten sonra o başlıkları takar, mahallemizdeki Kuran öğretmenine giderlerdi. Oğlum Ender çok iyi Kuran okur. Mesleği nedir, imam mı? Yok, bilgisayar uzmanı... Web master mı ne diyorlar... O konuda uçmuş... Sert bir anne midir Muazzez Ersoy? Çok küçük yaşta evlendiğim için oğlumla beraber büyüdük sayılır. Anneme “anne” derdi, bana da “dızdız”... Onunla ana oğul gibi değil, daha çok abla kardeş gibi yetiştiğimiz için yeri geliyor dertleşiyoruz, yeri geliyor kavga ediyoruz. Evli mi şimdi Ender? Evlenmişti ama boşandı. Onun hayatına hiç müdahale etmem, karışmam. Daldan dala atlıyorum ama bu kebapçılık işi nereden çıktı? Aslında hiç aklımda yoktu. Uzun süre birlikte çalıştığım şoförümün Adana’da kebapçılık yapan Şenol adlı bir yeğeni varmış. Turneye çıktığımızda hep Şenol Bey’in (Kolcuoğlu) dükkanında karnımızı doyururduk. Muhteşem kebaplar yapardı... Gide gele ahbap olduk... Sonra da ortak oldunuz herhalde... İstanbul’da bir şube açmak istiyordu. Ortağı bunu yarı yolda bırakınca şoförümle dertleşmişler, “Dükkanı Muazzez abla, sen, ben birlikte açalım” demiş Şenol. Beni ikna edene kadar göbekleri çatladı resmen, çünkü kebapçılık hiç aklımda olmayan bir şeydi... “Kebaptan da, nostalji kadar iyi anlarım” mı diyorsunuz? Yok estağfurullah... Ama Rabbim’in de yardımıyla dükkan açıldığı günden beri herkes kuyrukta bekliyor... Laf aramızda ben de kebaba bayılırım... Aslında söyledikleri gibi kilo yapmaz. Izgara gibi piştiği için yağı akıp gider. Birlemiş Milletler Yüksek Komiserliği’nde “iyi niyet elçisi” olarak çalışıyorsunuz... Tam olarak ne iş yapar iyi niyet elçisi? Benim en önemli görevim, mülteci durumundaki insanların, sığındıkları ülkenin vatandaşları kadar hakları olduğunu kamuoyuna duyurmak... Angelina Jolie gibi geziyor musunuz siz de ülke ülke? Onun kadar gezmiyorum çünkü bu sayı Birleşmiş Milletler’in düzenlediği organizasyonlara bağlı. Suriye’deki olaylar başlamadan önce Şam’a gittim, oradaki mülteci kamplarını, yardım depolarını gezdim; bazı mülakatlara katıldım. Görseniz o çocuklar ne kadar perişan haldeler. Anne bir tarafta, baba bir tarafta... Yürek burkan, paramparça hayatlar... Angelina ve sizden başka dünyada kaç kişi bu işi yapıyor? Ben seçildiğimde dokuz kişiydik, sanırım şimdi 13 oldu... Film artisti ya müzisyen mi seçilenlerin hepsi? Yoo hayır, sanatçısı da var modacısı da... Bildiğim toplumun sevdiği, saydığı insanların seçildiği... Teklif size nasıl geldi? Birleşmiş Milletler’den aradılar direkt olarak... Şaşırmadınız mı “Neden ben” diye? Çok şaşırdım, çok da mutlu oldum... Tabii ki düşünüyor insan bu kadar kalabalık bir ülkede neden beni seçiyorlar diye? Nedenmiş peki? Kendi kriterlerine göre yaptıkları bir seçimmiş. O zaman Birleşmiş Milletler’in başında Kofi Annan vardı. Amerika’da buluşup görüşecektik ama yerine Ban Ki-moon geçti, onunla da henüz bir araya gelemedik. Siz de Angelina Jolie gibi bir mülteci çocuğu evlat edinmeyi düşünüyor musunuz? İstemez miyim... Bosna’ya gittiğimde, Sırplar’ın tecavüz ettiği kadınların istemedikleri çocuklarını bıraktıkları bir yuvaya götürdüler beni. Koli koli oyuncak götürmüştüm, çocukların gözlerindeki sevinci bir görsen... Orada üç yaşında mavi gözlü dünyalar güzeli bir kız çocuğu ile karşılaştım. Alıp İstanbul’a getirmeyi teklif etseydiniz... Teklif etmediğimi nereden biliyorsun? “Ne olur, annesi istememiş, buraya bırakmış. Bu kızı bana verin, evlat edineyim. Prensesler gibi büyütürüm” diye yalvardım ama maalesef prosedür gereği olmadı... Peki Ebru Polat’ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na mektup yazıp “Daha genç ve dinamik bir kişi olarak” sizin yerinize iyi niyet elçisi olmak istemesini nasıl yorumluyorsunuz? Ne diyeyim... Polemiğe girmeyi sevmiyorum ama ben olsam böyle bir şey için kimseyi arayamazdım... Son derece faal olduğunuz anlaşılıyor ama iyi niyet elçisi olduğunuz bile pek çok kişi tarafından bilinmiyor... Ben Birleşmiş Milletler’le resmi protokolü basının önünde imzaladım; bilmemeleri mümkün değil. Ama Türkiye’de, Amerika’da olduğu gibi önem verilmiyor bu işlere. Orada Angelina Jolie’nin yaptığı bir aktiviteyi vermek için kanallar yayını kesiyor. Somali’den Suriye’ye kadar pek çok yeri gezdim ama maalesef haber olmadı. Bazı şeylerin ortaya çıkmasını da siz istemiyorsunuz galiba... Mesela Ankara’da yaptırdığınız hastane... Sevmiyorum bu tür konuları konuşmayı ama lösemili çocuklar için yaptırdığım hastanenin açılışını Süleyman Demirel yapmıştı. Daha sonra TRT Genel Müdürlüğü’nün yanındaki evimi de oraya bağışladım... Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül töreni gecesinde Ahmet Kaya’ya saldırılırken siz de oradaydınız. Bu konuda herkes konuştu, bir tek sustunuz... Neden? Konuşmadım, çünkü ne olduğunu bile anlayamadım. Bir anda ortalık karıştı. Neredeydiniz o anlarda? Sahneye yakın yuvarlak bir masada oturuyorduk. Baktım çatallar, bıçaklar havada uçuşuyor. Yanımdakiler de ayağa kalkıp oraya doğru gittiler. Ben kaldım mı tek başıma... Bir uğultu bir gürültü, kıyamet koptu. “Oradaydım ama hiçbir şey görmedim” diyorsunuz yani... Sonradan gelip anlattılar. O geceden hatırladığım gerçekten başka bir şey yok... Özlemez miyim! Resmen bir cevher yuvasıdır Kasımpaşa, kimler çıkmadı ki oradan... Hasan Kaçan, Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş, Başbakanımız... Ne düşünüyorsunuz Sayın Erdoğan hakkında? Şunu bütün kalbimle söyleyebilirim ki, Kasımpaşa’dan bir aslan çıktı... Türkiye’nin lideriydi, şimdi de dünya lideri... O zamanlardan hatırlıyor musunuz kendisini? Evet, Başbakanımız beyefendi, mahallenin en yakışıklı gençlerinden biriydi. Bizim evin karşı köşesinde arkadaşlarıyla toplanıp sohbet ederlerdi. Erdoğan Kasımpaşa’nın aslanıdır, ben de gülü…
Düğün İçin İndirim İsteyeceğim!
Serdar Ortaç, evvelki akşam nişanlısı Chloe Loughnan ile beraber Etiler'deki Limonata'da akşam yemeği yedi.Ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, Loughnan i le düğünleri için mekan baktıklarını söyledi: 'İnşallah Chloe benim karım olacak, Haziran ayında düğün yapacağız. Bugüne kadar 2 bin düğünde sahneye çıkmışımdır fakat mekanların bu kadar pahalı olduğunu tahmin etmemiştim. Çok para istiyorlar; yazık günah! İndirim isteyeceğim artık!' SABAH
Reklam