onedio
Erkeklerle Yatarak Tüm Ülkeyi Gezmeyi Planlayan Çılgın Genç Kız
Bilenler bilir; Couchsurfing güzel şeydir. Seyahat etmekte olduğunuz şehirlerde yaşayan insanlara ulaşıp, hiçbir ücret ödemeden onların misafiri olabilirsiniz. Peki insanlar bunu neden yapar? Kültürel değişim ve farklılıkları deneyimlemek adına tabi ki. Peki ya yatak-surfing nasıl bir mantığa dayanır?19 yaşındaki Çinli genç kız, Ju Peng, oldukça sıra dışı seyahat planını, bir sosyal ağ olan Weibo sitesi üzerinden herkesle paylaştı. Kızın planı şu şekilde: Çin topraklarında bir seyahate çıkacak ve tanımadığı insanların evlerinde kalacak. Fakat bu insanlara para ödemeyecek. İşin ilginç yanı da burada yatıyor; Ju Peng'in planı, insanlara olan borcunu onlarla seks yaparak ödemek.
Tarihteki En İlginç 5 Seks Ritüeli
Cinsellik dünyanın büyük bir çoğunluğu tarafından hala aşılamaz bir tabu olarak kabul edilse de, dünyada cinselliğin hayatın bir parçası olarak kabul gördüğü birçok zaman dilimi ve topluluk mevcut.
Banksy'nin Sokak Sanatından Öğrenebileceğimiz 15 Önemli Hayat Dersi
İnsanı ilk görüşte hayretlere düşüren yeteneği ile sokaklara mükemmel resimler yapan Banksy, artık dünya çapında bir sanatçı diyebiliriz. Gizemli kimliği ve sosyal medya ortamlarına katılmayı reddetmesiyle, bu sanatçı çok daha büyük bir ilgi merkezi haline gelmiş durumda. Görünen o ki, Banksy, grafiti sanatını bir iletişim aracı olarak kullanıyor. Sanatını, dünyanın kalabalık şehirlerinde, herkesin görebileceği yerlerde gerçekleştiren sanatçı, aslında iletmek istediği bir takım sosyal ve politik mesajları suratlarımıza çarpıyor. Banksy'nin öyle çalışmaları var ki, bir an için durmalı ve düşünmeliyiz onlar hakkında çünkü bu çalışmalar, her gün düşünmekten kaçındığımız bazı gerçekliklerin derinliklerine taşıyor bizi ve yaşadığımız hayatı sorgulamamıza sebep oluyor. İşte Banksy'nin bazı önemli çalışmalarından alabileceğimiz 15 önemli hayat dersi;
Reklam
Al Bundy'den Kadın Erkek İlişkilerine Dair 15 Aforizma
Al Bundy, futbol bursu ile üniversiteye gitmiş, geleceğin parlak bir futbolcu adayı olarak gösterilmekteyken, sevgilisi Peg'in hamile kalması üzerine onunla zorunlu bir evlilik yapıp, ailesini geçindirmek için ayakkabı satan bir dükkanda ayakkabı satıcısı olarak işe başlar. Al bundy'nin yeni hayat düzeni aşağıda okuyacağınız çkarımları yapması için ona bolca malzeme sunmaktadır;
Reklam
Hülya Avşar ve Rüzgar Erkoçlar Aynı Filmde
Kuzu’ filmiyle 51. Antalya Altın Portakal’da en iyi film dahil 6 ödül kazanan yönetmen Kutluğ Ataman’ın “Hiç bitmeyen bir aşk hikayesi, erotik bir masal” olarak tanımladığı yeni filmi ‘Oryantalya’nın başrolünde Hülya Avşar ve Rüzgar Erkoçlar oynayacak.Radikal’in haberine göre; Usta yönetmen Kutluğ Ataman, 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film dahil altı ödül kazanan ‘Kuzu’nun yanı sıra yeni projesi ‘Oryantalya’yla gündemdeydi. Festival kapsamında bu yıl ilk kez düzenlenen Antalya Film Forum’a seçilen projelerden biri de yönetmen Kutluğ Ataman’ın yeni film projesi ‘Oryantalya’ydı. Ataman, Antalya Film Forum’un Sunum/ Pitching bölümünde yer alan ‘Oryantalya’yı uluslararası yapımcı ve dağıtımcılara sunarken filmin başrolünde Hülya Avşar ve cinsiyet değiştirme ameliyatıyla gündeme gelen oyuncu Rüzgar Erkoçlar’ın oynayacağını açıkladı.Antalya Film Forum’un katalogunda ‘Oryantalya’nın konusu şöyle özetlendi: 19 yaşındaki yakışıklı Mazlum fakir olduğu için sevdiği Vicdan’la evlenmesine izin verilmez. Vicdan’ın ailesinden öç almak için en yakın arkadaşı, Vicdan’ın ikiz erkek kardeşi Civan’ı öldürdüğünde yanlışlıkla Vicdan’ı öldürdüğünü anlar. Mazlum, bu büyük ihanetinin verdiği suçluluk duygusundan kaçmaya çalışırken kendini tekrardan bu aşkın başladığı 70’li yılların savaş sonrası şehrinde bulacak, aynı hayatı sonsuza dek yaşayacaktır.Yönetmen görüşü bölümünde Ataman, ‘Oryantalya’yla ilgili şu bilgileri verdi: “Oryantalya aşk ve tutkunun neden olduğu bir cinayetin hikayesini anlatır. Tutku, hikayenin kahramanı Mazlum’un işlediği cinayetin bir cezası olarak onun yakasını asla bırakmaz ve onu ölümsüzlüğe mahkum eder.Mazlum sonsuza kadar sevmeye, sevdiğini yeniden öldürmeye ve onu tekrar bulup sevmeye mahkumdur. ‘Oryantalya’ aynı anda geleceğe ve geçmişe doğru ilerleyen bir hikaye anlatır. Kişilikler ve hikayeleri sarmal bir şeklinde gelişen zaman içerisinde her iki yöne doğru ilerler, sarmal çatıdan dolayı seyahatleri boyunca tekrardan buluşur, tekrardan sever ve birbirlerini tekrardan katlederler. Bütün bu çıldırmışlığa rağmen hikaye, neden ve sonuç ilişkisi mantığını korur ve kendi içerisinde bütün bir erotik masal anlatır.”Katalogdaki yapımcı görüşü bölümünde ise “Bu hikayenin ana aktörü cinselliktir. Eşcinsel ve hetoroseksüel erotizm, arzu ve seks binaların duvarlarından akacak ve sıcak asfalttan yüzeye çıkacak” ifadeleri yer alıyor.2016 yılında çekilmesi planlanan ‘Oryantalya’nın çekim mekanı olarak ise Kuzey Kıbrıs’taki Maraş bölgesi seçilmiş. Katalogdan aktaralım:“Hikaye, 70’li yıllarda savaştan sonra terk edilmiş gerçek bir Akdeniz şehrinde gerçekleşir. Türk ordusu tarafından kapatılmış ve mühürlenmiş şehre o tarihten bu yana geçiş izni verilmemiştir. Şehir 70’li yıllarda kalmıştır. Hala el sürülmemiştir ve erotik bir hikaye için mükemmel bir mekandır. Bu şehirde çekim yapmak için özel bir iznimiz bulunmaktadır.”HT
Reklam
Kesinlikle Transfobik Önyargıları Yıkabilecek 13 Kadın
Onlar kimdir, neler yapar bilir misiniz? Güzel olsa da olmasa da, trans olsa da olmasa da her kadın KADINDIR. Fakat nedense trans kadınların SADECE makyaj ve peruk ikilisini kullanan erkekler olarak bilenler çoğunlukta. Ya da SADECE seks işçiliği yapmak için 'cinsiyet değiştirdiklerini' zannedenler... Nedenini incelemek bu içeriğin konusu değil.Aklınızdaki trans kadın kalıplarını yıkabilecek Türkiye ve Dünya'dan 13 trans kadını ve onlarla ilgili kısa bilgileri sizler için derledim.
Reklam
Ergen Jargonundan Anlam Veremediğiniz 11 Vurgu ve Anlamları
Yeni Türkiye'de anne baba olmak kolay iş değil! Oğlunuz arkadaşıyla konuşurken bir tercümana ihtiyaç duyduğunuz oluyor mu? Kızınızın telefondayken kullandığı kelimeler ve vurgulara Fransız mısınız? İşte size ergen jargonu! Onları biraz olsun anlayın diye.
Reklam
Geçtiğimiz Haftanın Mutlaka İzlemeniz Gereken 10 Videosu
Geçtiğimiz haftanın en çok izlenilen, tartışılan ve dikkat çeken videoları karşınızda. İyi seyirler...  Daha fazla eğlenceli video için Videolar butonunu ve her videonun üzerine gelince solunda açılan paylaş kısmını kullanabilirsiniz!
'Kâfirleri Görünce Öldürmeliyiz'
''İslam Devleti'' nasıl işler? Alman Spiegel gazetesi, Türkiye'den IŞİD'e terörist devşirmekle görevli bir örgüt mensubu ile görüştü. Ebu Settar isimli militan, demokrasinin kafirler için olduğunu düşünüyor, dünyaya egemen olduklarında günahkar Müslümanların da cezalandırılacağını söylüyor.Çeviri: Tevfik TaşsoL'un notu: Alman Der Spiegel dergisi, Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Türkiye'deki militan akışını koordine eden Ebu Settar isimli bir militanla görüştü. Gazeteciyle IŞİD'linin kamuya açık bir mekanda buluşmaları bile, Türkiye'yi yöneten iktidarın bir terör şebekesiyle olan ilişkilerini göstermeye yetiyor. Öte yandan, Ebu Settar'ın açıklamaları, bölgedeki dinci gericiliğin hangi kaynaklardan beslendiğini ve hangi argümanları kullandığını göstermesi açısından da, Türkçe okuyan okurun dikkatinden kaçmayacaktır. Ebu Settar'ın İslam savunusu ile Türkiye'deki AKP kaynaklı dinci gericiliğin İslam savunusu arasında benzerliği görmek ise, herhalde şaşırtıcı olmayacaktır.İslamcının şartları son derece sıkı: Fotoğraf çekilmeyecek, ses kaydı tutulmayacak, gerçek isim hiçbir şekilde telaffuz edilmeyecek. Hangi ülke vatandaşı olduğunu da açıklamıyor. Yalnızca Arap olduğu anlaşılıyor. İngiliz aksanıyla konuşan, iyi bir İngilizcesi var.Adının Ebu Sattar olduğunu söyleyen 30 yaşlarında, siyah sakalı göğsüne kadar uzamış, üst dudağında bıyığı olmayan kel kafalı bir adam ile buluşuyoruz. Yere kadar değen bir kaftan giyinmiş. Siyah bir deri çanta içinde, beze sarılı bir Kuran taşıyor elinde.IŞİD'in 'ideolojik figürü'Ebu Sattar, Türkiye'de terör milisi olacak kişileri derliyor. Dünyanın değişik ülkelerinden Türkiye'ye gelip, Irak ve Suriye'deki ''kutsal savaş''a katılmak'Kuran'da olduğu gibi, Allah'ın sözleri bunlar. Çeviriye de hakkımız yok. Burada söz konusu olan bir şeyin hoşa gidip gitmemesi değildir. Bizim tek bir kelime dahi soru sorma hakkımız yok.'isteyen kişilerin imanlarını test ediyor. Birbirinden bağımsız pek çok İD (İslam Devleti) sempatizanı onunla görüşmemizi önerdi. İD için niçin savaşılması gerektiğini en iyi o anlatabilirmiş. Birçokları için o, ideoljik anlamda örnek bir figür.Bir miktar karasızlıktan sonra Ebu Sattar bizimle buluşmayı kabul etti. Randevulaştıktan sonra nerede buluşacağımızı söyleyecekti. Fakat randevu gerçekleşmedi. Daha sonra, yalnızca bir gün sonra kamuya açık bir yerde sabahtan buluştuk. Bu kez gerçekten de geldi. Çerçevesiz cam gözlukler içinde kahverengi göz rengi olan bir adam belirdi. Elinde tahtadan yapılmış bir tesbih var; kendine güvenli ve kavgacı mizahı olan bu adam çayını ısmarladı.Esselamün aleyküm.Müslüman mısınız?Ne önemi var. Benim için din yalnızca özel bir meseledir.Peki, niçin ''Selamün aleyküm'' diyorsunuz?Çünkü ''Selamet seninle olsun'' anlamındadır ve ben bunu dostane bir selamlama olarak görüyorum.Demek ki siz müslüman değilsiniz. Biliyordum zaten!İslam Devleti söyleminde dünya sürekli imanlılar ve kâfirler olarak ayrılıyor. Niçin? İslam Devleti fikriyatında niçin yalnızca siyah ve beyaz var? ''Biz dünyanın geri kalanına karşıyız'', niçin?Kim başlattı bunu? Kim dünyayı işgal edip, bütün yabancı kültür ve dinleri değersiz kılmaya çalıştı? Sömürgeciliğin tarihi uzun ve kanlıdır. Batıya ait bu tutum, günümüzde kendini beğenmişlik olarak hâlâ sürdürüyor. ''Biz dünyanın geri kalanına karşıyız'' yaklaşımı batının asıl motivasyonudur. Biz müslümanlar nihayet buna karşı başarılı bir direniş gösteriyoruz.'KURAN'DA NE VARSA ONU YAPIYORUZ'Masum insanlara karşı baskı ve terörü yaygınlaştırıyorsunuz. Özellikle de müslümanlara karşı. Şimdi buna başarılı bir direniş mi diyorsunuz?Biz Allah'ın sözlerine uyuyoruz. Bizim inancımıza göre, insanlığın asıl görevi Allah ve peygamberi Muhammed'e selametle bağlanmaktır. Biz Kuran'da ne varsa onu yapıyoruz. Biz bunu başardığımızda elbette bu bir başarı olacaktır.'Evet, bu iki surede geçiyor. Fakat orada birşey daha var: Nerede kâfirlerle karşılaşırsan onları öldür ya da sürgün et.'Başka insanların kafasını kesen kişiler iyi müslüman mıdırlar?Tersten soralım: Sizce savaş uçakları ile Afganistan'da düğün yerini bombalamak ya da uydurulmuş nedenlele bir ülkeyi, örneğin Irak'ı işgal etmek iyi hristiyan olmak mıdır? Guantanamo ya da Ebu Garib'ın sorumluları iyi hristiyanlar mıdır?Siz benim soruma yanıt vermiyorsunuz. İfade ettikleriniz din adına yapılmış şeyler değil ki. Ve batıda da bu olaylar çok eleştirildi. Bir kez daha: Sizin için iyi müslüman kimdir? Hangi insanları davaya katıyorsunuz?İyi müslüman Allah'ın yasalarına amasız fakatsız tabî olandır. Şeriat bizim yasamızdır. Ve asla insanlar tarafından yapılmamıştır. Yorumuna gerek yoktur. Allah tek yasakoyucudur. Kesin olan birşey var ki, Almanya'da buna dahildir, dünyada yeterince insan modern dünyanın beyhudeliğinin farkındadır. İslamın ete kemiğe büründürdüğü değerler anlaşılmıştır. Şeriata karşı olan müslüman olamaz. Bize gelen insanlarla konuşup, onların imanlarının ne derece sağlıklı olduğunu tespit ediyoruz.'GERÇEK MÜSLÜMAN DEMOKRAT DEĞİLDİR'Tahmine göre dünya üzerinde 1,6 milyar müslüman yaşıyor. Bunların çoğunluğu demokrat, bazıları liberal, bir kısmı da tutucu. Düşünün bir kez, aranızda hem hetero hem de homoseksüeller var. Çoğunluk sizin ideolojinizi benimsemiyor. Fakat size göre, tek bir müslüman tipi var, yani yalnızca sizin ideolojinizi paylaşanlar. Bu çok saçma!Demokrasi kâfirler içindir. Gerçek müslüman demokrat değildir. Çünkü onu çoğunluk ya da azınlık fikri ilgilendirmiyor. Onu ilgilendiren yalnızca islamın söyledikleridir. Bunu dışında, demokrasi batı için bir iktidar aracıdır; islam için ise tam tersi. Bütün dünyanın demokrasiye ihtiyacı olduğunu nereden çıkartıyorsunuz? Homoseksüellikle ilgili olarak Kuran gerekli kuralları koymuş: Yasaktır ve cezalandırılır.'KİM BİZE KARŞIYSA DÜŞMANIMIZDIR'Bu yaklaşımınızla bütün müslümanları terör tarafına itiyorsunuz. Birçok ülkede onlar üzerinde baskı artıyor. Oysa ki, onların terörle hiçbir ilgileri bulunmuyor.Evet, şimdi siz bize karşı değil misiniz? (Gülüyor) İnanıyorum ki, bize sizin kabul etmek istediğinizden çok daha fazla destek var. Kim müslüman olan rengini belli etsin talebini dillendiriyorsa, tamamen haklıdır. Biz bir adım daha ileri gidiyoruz: Bütün insanlar kendi renklerini itiraf etsinler. Allah'a teslim olmak mı istiyorlar yoksa tersi mi? Kim bize karşı ise, o bizim düşmanımızdır ve mücadele edilecektir. Bunun dışında, bir kısım kişiler var ki, kendilerini müslüman olarak adlandırmalarına karşın, yaşamlarını buna uygun düzenlemiyorlar. Alkol alıyor, ibadet etmiyorlar. Oruç tutmayıp, sürekli ilişki değiştiriyorlar ve Kuran'ı ezberlemiyorlar.Kim bize karşı ise, o bizim düşmanımızdır ve mücadele edilecektir. Bunun dışında, bir kısım kişiler var ki, kendilerini müslüman olarak adlandırmalarına karşın, yaşamlarını buna uygun düzenlemiyorlar. Alkol alıyor, ibadet etmiyorlar. Oruç tutmayıp, sürekli ilişki değiştiriyorlar ve Kuran'ı ezberlemiyorlar.Sizin olumsuz olarak tasvir ettiğiniz yaşam tarzını bilinçli olarak tercih etmiş çok müslüman var.Olabilir. Fakat bu, Allah'ın iradesine aykırıdır. İnşallah, bir gün bizim şeriatımız dünyaya hakim olduğunda, bu insanlar yaptıklarından dolayı cezalarını çekecekler.'BAŞKA İNANÇTAN OLANLARLA MÜCADELE ETMEK HER MÜSLÜMANIN GÖREVİ'Müslüman olmayan kadınları kaçırıp, seks kölesi yapıyorsunuz. Başka türlü inanları ya idam ediyorsunuz ya da kafalarını kesiyorsunuz; çocukları bile... Nedir bunda İslam olan?Niçin kimse Suriye Cumhurbaşkanı Beşir Esad'ın vicdanına bırakılmış insanlar için kızmadı? Şimdi biz orada hilafet ilan edince şaşırtıcı bir anilikle sorun mu oldu? Sizin sorunuza gelince: Öteki inançtan olanlara karşı mücadele etmek her müslümanın görevidir. Ta ki bütün dünya Allah'ın önünde secde edinceye dek. Herkesin Allah'a teslim olması ve doğru yola dönme şansı vardır. (Kuran'ın 5. suresi, 37. ayetini Arapça olarak ezberden okuyor) (*)''Allah ve O'nun Resûl'ü ile harp edenlerin ve yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rezilliğidir. Ve ahirette ise, onlara “büyük azap” vardır.Burada en azından müslüman olmayanlara karşı bozgunculuk yapılmıyor. Hangi dinden olursa olsun milyarlarca insan barış içerisinde bir arada yaşıyorlar. Ya da yan yana yaşıyorlar...(Arapça olarak ezberden bu kez de 4. surenin 91. ayetini okuyor)''Sizden ve kendi kavimlerinden emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. (Fakat) fitneye her çağırılışlarında, ona geri döndüler. Şâyet bundan sonra sizden uzak durmazlar, barış teklif etmezler, ellerini sizden çekmezlerse, o takdirde onları nerede bulursanız yakalayın ve öldürün. Ve işte size, onların üzerine (saldırmanız için) apaçık yetki verdik.''Demokrasi kâfirler içindir. Gerçek müslüman demokrat değildir. Çünkü onu çoğunluk ya da azınlık fikri ilgilendirmiyor. Onu ilgilendiren yalnızca islamın söyledikleridir. Bunu dışında, demokrasi batı için bir iktidar aracıdır; islam için ise tam tersi. Bütün dünyanın demokrasiye ihtiyacı olduğunu nereden çıkartıyorsunuz? Homoseksüellikle ilgili olarak Kuran gerekli kuralları koymuş: Yasaktır ve cezalandırılır.'NEREDE KAFİRLERLE KARŞILAŞIRSAN, ONLARI ÖLDÜR YA DA SÜRGÜN ET'Karmaşık gerçekliğe dini ayetlerle cevap bulmaya çalışmak yanıt değildir. Fakat mutlaka bu şekilde argümanlaştırmak istiyorsanız, Kuran'da dinde zorlama olmayacağını belirten ifadeler de var. Bir yerde de, ''Ölçüyü kaçırmayın'' diyor. Çünkü tanrı aşırıları sevmez. Sizin yaptığınız aşırılıktır.Evet, bu iki surede geçiyor. Fakat orada birşey daha var: Nerede kâfirlerle karşılaşırsan onları öldür ya da sürgün et.İslamın gelişim çağında müzik, dans, resim, kaligrafi ve mimari vardı. Buna karşın siz kültür ve sanatın olmadığı bir İslamı propaganda ediyorsunuz. Çağımız, dini metinlerin içeriklerinin tartışılıp, döneme uygun olarak değerlendirilmesini gerektiriyor. Sizce de öyle değil mi?Allah'ın sözlerini yorumlamaya biz insanların hakkı yoktur. İslam toplumlarında her zaman hata ve günahlar olmuştur. Sizin 'gelişme çağı' dediğiniz dönem için de bu durum geçerlidir.'TEK KELİME SORU SORMAYA HAKKIMIZ YOK'En azından müslümanların Kuran'ı kendi dillerinde anlaması için bir çaba içinde olsanız. Çünkü pekçok müslüman Arapça bilmiyor. İnsanların çoğunluğu Kuran'ı kendi dillerinde anladıklarında, siz inanıyor musunuz, savaş ve öldürme çağrıları o zaman karşılık bulabilecek mi?Kuran'da olduğu gibi, Allah'ın sözleri bunlar. Çeviriye de hakkımız yok. Burada söz konusu olan bir şeyin hoşa gidip gitmemesi değildir. Bizim tek bir kelime dahi soru sorma hakkımız yok.Siz insanları cahil olarak değerlendiriyorsunuz. Ve bunun üzerine de iktidarınızı kuruyorsunuz. Bütün köktencilerin stratejisi buna dayanır. Sizinki de öyle.Sizin bir bakış açınız var, bizim de var.'Biz Allah'ın sözlerine uyuyoruz. Bizim inancımıza göre, insanlığın asıl görevi Allah ve peygamberi Muhammed'e selametle bağlanmaktır. Biz Kuran'da ne varsa onu yapıyoruz. Biz bunu başardığımızda elbette bu bir başarı olacaktır.'Fakat siz sizin bakış açınızı paylaşmayan herkese karşı savaş açıyorsunuz.Hristiyan ve Yahudiler hammadde kaynaklarına ulaşma gayreti içindeler. Petrol bu konu için en iyi örnek. ABD ve müttefikleri sürekli olarak ülkelerin içişlerine karışıyorlar. Çünkü kendi refahlarının sona ereceğinden korkuyorlar. Bu daha mı iyi? Biz açgözlü ve bencil olduğumuz için savaşmıyoruz. Yalnızca değerler ve ahlak için savaşıyoruz.'İSLAM ANCAK İNSANLARIN TAMAMI ALLAH'A TESLİM OLDUĞUNDA BARIŞ DİNİ OLACAK'Sizin Irak ve Suriye'de yaptıklarınızı görünce insan değerler ve ahlaktan birşey bulamıyor. Geriye bir şey kalıyor: Aşağılık kompleksiyle sakatlanmışlık... Bu durum sizin silah altına almak istediğiniz sempatizanlarınız için de geçerlidir. Bu insanlar, kendilerini dışlanmış hisseden ve nihayetinde de kendi iktidar fantazilerini gerçekleştirebilecek şansa ulaştıklarını düşünen kişilerden oluşuyor.Bize gelen insanları bugüne kadar hayatlarında başarı elde edememiş insanlar olarak göstermek doğru değildir. Bu insanlar arasında üniversiteyi bitirip, hayatlarını kurmuş pek çok kişi var. Bununla birlikte biz müslümanlar, var olan adaletsizlikleri uzun süredir görüp, buna karşı mücadele ediyoruz.Sürekli olarak mücadeleden konuşuyorsunuz. Oysa müslümanlar islamın barış dini olduğunu sürekli ifade etmiyorlar mı?Evet öyledir. Fakat insanların tamamı kendilerini Allah'a teslim ettiklerinde böyledir. Allah merhametlidir, kendisine biat edenleri affeder.(*) Çevirenin notu: Orjinal metinde her ne kadar '5. surenin 37. ayeti'' diye yazılmış olsa da, 5. surenin ayet sayısı 33'tür.
Danimarka ve Norveç'te Hayvan Genelevleri Olduğu İddia Edildi
etiket
Not: Hayvan genelevlerinin varlığını gösteren bir kanıt olmadığından haber gerçeği yansıtmamaktadır.Danimarka’da hayvan kerhaneleri tam anlamıyla yasal, bir hayvana tecavüz etmenin hiçbir cezai karşılığı yok.Danimarka ve Norveç’teki yasal düzenlemeler, insanın hayvanla cinsel ilişkiye girmesiyle ilgili yasal hakları konusunda oldukça açık. Yasa böyle bir ilişkiye girmenin son derece yasal olduğunu, tek itirazın ilişkiye girilen hayvanın acı çekmesi olduğunu söylüyor. 24timer isimli Danimarka gazetesine göre, yasadaki bu ilginç boşluk insanların hayvanlarla seks yapmak için para ödediği bir iş dalının ortaya çıkmasına yol açtı.İnternette bir çok Danimarkalı hayvan sahibi kendi hizmetlerini açık açık reklâm ediyor. Gazete bu türden bir çok kişiyle bağlantıya geçti ve bu insanlar  bir çok hayvanın senelerdir bu türden etkinliklerde kullanıldığını ve hayvanların cinsel olarak uyarılmaktan büyük zevk aldığını söylediler. Gazete hizmetlerin 85-170 dolar arasında bir ücreti olduğunu da  öğrendi.Danimarka yasaları, Norveç yasalarına benzediği için hayvan genelevi olgusunun Norveç’te de yasal olup olamayacağına dair bir çok şüpheye yol açtı.Norveç Gıda Güvenliği Birimi’nin hayvan refahı bölümü şefi olan Torunn Knaevelsrud Norveç’te hayvan genelevi olup olmadığı sorusu üzerine “evet ya da hayır demek zor” diyor.Norveç şu anda Hayvanları Koruma Yasası’nı gözden geçiriyor ve Norveç Hayvan refahı Grubu dahil bir çok grup hayvanlarla cinsel ilişkiyi yasaklayan türden yasal düzenlemeler yapılmasını istiyor. (yazı 2008’e ait ama bu konuda bir gelişme yok).Danimarka’da hayvan genelevi işletenlerden birisi bir çok müşterisinin başka ülkelerden geldiğini, bu hizmetten yararlanmak için uzun mesafeler katettiklerini söylüyor, “kendi ülkelerindense Danimarka’da hayvan seksi yaşamanın daha kolay olduğunu söylüyorlar bana.”  Bir çok müşterinin Almanya, Hollanda, İsveç ve Norveç’ten geldiğini belirtiliyor.TÜRKİYETürkiye’de bir köpeğin tecavüze uğradığını duymanın tuhaf hiç bir tarafı yok. Her yerde oluyor ve bazen günlük bazda yaşandığını öğrenmeniz için tek yapmanız gereken şey Facebook’ta biraz zaman harcamak…Ankara’da Sincan’daGüvenlik güçleri tarafından sürekli korunan bir binadan bir kaç metre uzakta bir köpek tecavüze uğruyor, çığlıkları duyuluyor, uzaktan duyulabiliyor…ama hiç kimse birşey yapmıyor.Sincan Belediyesi olayı reddetti. Let’s Adopt grubu Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın imajına zarar verdikleri gerekçesiyle dava açmakla tehdit edildi. Belediye Başkanı olayı duymaktan duyduğu üzüntüyü diye getirse de olay duyuldukça ve üzerine gidildikçe tavır değişti, Sincan’da böyle  bir olay yaşandığı dahi reddedildi.BREZİLYA18 Eylül 2012 tarihinde bir köpek Brezilya’daki bir benzin istasyonunda tecavüze uğradı. İnsanlar çığlıkları duyunca polisi aradı.Odaya girdiklerinde polisler her yerinde kan olduğunu, zavallı köpeğin durumunun hiç iyi olmadığını gördü. Köpek hemen hastaneye kaldırıldı, çok fazla kanaması vardı, iç organları parçalandığı için kanama durdurulamıyordu.Hayvan refahı grubu Associações AAPA, Amigos do Canil e SOS Bicho de Rua imza toplayarak şu anda serbest olan tecavüzcünün ağır cezaya çarptırılmasını istedi.BORNEOMichael Mountain tarafından yazılan yazı hayvan genelevleri ya da hayvanlarla cinsel ilişkiye giren insanlarla ilgili…Yukarıdaki resimdeki hayvan, yazıda sözü edilen Pony. Pony söz konusu köyde fuhuş amaçlı çalıştırılıyor. TECAVÜZÜN GERÇEKTEN MEŞRU OLDUĞU YERHerhalde bu hafta yeterince tecavüz sözcüğü duydunuz- “zorla” tecavüz ve “meşru” tecavüz gibi fikirleri kastediyorum.Tecavüz tanımınız ne olursa olsun, bu sözcük Latince “yakalamak” anlamına gelen bir kökten geliyor ; toprak, mülkiyet ve diğer canlıları şiddetli bir şekilde ele geçirmek anlamına da gelmiştir.Tabii bu da bizi Endonezya’daki yağmur ormanlarının tecavüze uğramasına getiriyor- tecavüze uğrayanlar (kelimenin her anlamıyla) yakın kuzenlerimiz olan orangutanlar. Ormanlar palmiye yağı tesisleri için yer açmak adına yakılırken, geri kalan az sayıdiak ve tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan orangutanlar da alevlerin içinde kalıyor ya da ormanın uçlarından kaçmaya çalışıyorlar ama burada yakalanıyor ve egzotik pet ticareti için satılıyorlar.Ya da Pony ismindeki orangutanda olduğu gibi, fuhuş yapmaları için satılabiliyorlar.Borneo Orangutan Kurtarma Kuruluşu’na göre:“Pony, Borneo’daki bir fuhuş köyünde bulunan bir orangutan. Onu bir duvara zincirlenmiş bulduk, şilte üzerinde uzanıyordu. Bütün vücudu traş edilmişti. Eğer bir erkek yanına giderse anında arkasını dönüp kendisini sunuyor, cinsel hareketler yapıyordu. Bir seks kölesi olarak kullanılıyordu.Onu kurtardığımızda herhalde altı ya da yedi yaşındaydı, bir kadın tarafından uzun süre alıkonulmuştu. Kadın hayvanı vermeyi reddetti; çünkü herkes Pony’i seviyordu, ayrıca Pony onların gelirlerinin büyük bir bölümü demekti. Ayrıca Pony’nin şanslı olduğunu düşünüyorlardı, çünkü lotoda hep kazanan numaraları seçiyordu Pony.İsterseniz bir insan seçebiliyordunuz ama erkeklerin çoğu için orangutanla seks yapmak orijinal birşeydi. Onu her gün traş ediyorlardı, yani derisinin her yerinde kızarıklıklar vardı, çok kötü tahriş olmuştu. Sivrisinekler rahat bırakmıyordu, ısırakları artık septik hal almıştı, enfekte olmuştu, çünkü Pony sürekli yaralarını kaşıyordu. Erkekler Pony’ye yüzükler ve  kolyeler takıyordu.”Pony’nin öyküsünü sıradışı sanmayın. Tecavüze uğrayanlar da sadece orangutanlar değil; bütün yağmur ormanı ve bir zamanlar yağmur ormanı yuvaları olan bütün orangutanlar tecavüze uğruyor.İki ay önce Sumatra’daki ormanları mahveden büyük bir yangın yaşandı, palmiye yağı tesisleri için toprak kazandılar böylece.Sumatra’da 7,000 orangutan kaldı- eski sayılarına göre  çok çok az. Haziran’ın sonunda, ormanlardan biri, Tripa ormanında eskiden 3,000 orangutan yaşıyordu, şimdi sadece 200 orangutan kaldı.IUCN’nin  “Tehlike Altındaki Türlerin Acil Listesi”’ne göre:“Son 75 sene içerisinde %80’i aşan bir düşüş yaşandı. Bu düşüş ormanlar büyük bir tehditle karşı karşıya olduğu için devam ediyor. Çoğu orangutan koruma altına alınmış alanlarında dışında, potansiyel kereste yapım alanları da dahil. Bir süre görece bir denge sağlandı ise bile bu ormanlar üzerindeki baskı yeniden artıyor.Bölgedeki orangutanlarla ilgili son tahmin 7,300 civarında oldukları.  Bu liste dışındaki orman parçalarında belki az sayıda orangutan olabilir, uzun vadede bu sayıların hayatta kalması mümkün değil.”İşte bu çok geniş, endüstriyel, insanlık dışı ya da belki de son derece insani bir ölçekte bir tecavüzdür. Ve ne yazık ki hepimizi bunun bir parçasıyız. Gıda ürünlerinin, kozmetiklerinizin, işlenme sürecinde yağ içeren herşete, makyaj malezemesinden kurabiyelere dek herşeye dikkat edin. Eğer içindekiler kısmında palmiye yağı yazıyorsa bu tecavüzü gerçekleştiren şirketlere para gönderiyorsunuz demektir.Ve bu durumda söz konusu tecavüz sadece “zorla” olmuyor; kelimenin her anlamında “meşru” da oluyor çünkü.Konuyla ilgili video yu da izleyebilirsiniz.ALMANYAHayvanlara yönelik cinsel istismarlar Almanya’da yeniden yükselişte. hayvan genelevleri ülkenin bir çok yerinde görülmeye başladı. Hayvan koruma yetkililerinden birisi hayvanları korumak için daha güçlü yasalara gerek olduğunu söylüyor.Hessian eyaletinde hayvan koruma görevlisi olan Madeleine Martin zoofilinin bir suç olması gerektiğini söylüyor.“Hayvan pornografisi dağıtmak cezai yaptırıma açık ama eylemin kendisi değil.”“hatta Almanya’da hayvan genelevleri var. Hayvanlarla seks yapmak giderek daha çok bir hayat biçimi olarak görülüyor, bu sebepten daha çok kabul görebiliyor. İstismarın giderek çoğaldığı görülüyor, internet de yeni bir dağıtım platformu oluşturuyor.Yetkililerin Hesse’li bir adamın  internet üzerinden resim ve hayvanlarla seks yapmakla ilgili talimatlar vermeyi önermesi sebebiyle ne ceza alacağı konusunda oldukça zorlandığı biliniyor.Martin, “zoofili, gözden geçirilecek olan hayvanları koruma yasasında  mutlaka yasak kapsamına alınmalı” diyor.Hayvanlarla seks yapmak hayvanları koruma kanunu ile 1969 yılında Almanya’da yasaklandı ama zoofili konusunda spesifik bir yasak konamadı.2012 yılında Almanya bu konuda adım attı ve zoofilinin yasaklanması için yasal adımlar atıldı. Bu eylemler Alman hayvan hakları aktivistleri ve grupları tarafından desteklendi.Ancak zoofiller hayvanlara eşit davrandıklarını söyleyerek onları iradelerine ters  olan hiç birşeye zorlamadıklarını söylüyor.ZETA (Zoofil İlişkilere Karşı Hoşgörü ve Bilgi) grubu 100 kişiden oluşuyor. Grup başkanı Michael Kiok bu konuda yasal eylemlere başvuracaklarını söylüyor:” Zoofillerin inancına göre bizler hayvanın istemediği hiç birşey yapmıyoruz. Onlara zalimce davranmyoruz. Bir hayvan ne isteyip ne istemediğini kesinlikle gösterebilme kapasitesine sahiptir. Ben köpeğime baktığımda onun ne istediğini hemen anlıyorum. Hayvanları anlamak kadınları anlamaktan çok daha kolay”.Michael Kiok“Toplumun tepkisi 30 sene önce eşcinsellere nasılsa  şimdi de bize karşı öyle. Eşcinsellerin yaptığı şeyin aynısı yapıyoruz eylemlerimizde- halka kendimizi açıklıyoruz, yüzlerimizi gösteriyoruz. Bilmediğiniz şeye karşı daha fazla nefret ve korku duyuyorsunuz ister istemez”.Almanya’da zoofiller bütün karşı baskı yaratma çaba ve gayretlerine rağmen başarısız oluyor. Yasal mücadele zemininde hayvanların insanlarla seks yapmaktan keyif aldığına dair bilimsel veriler olmaması nedeniyle  kaybediyorlar.Almanya’da artık hayvanlarla cinsel ilişki kurmak, cezai yaptırım gerektiren bir suç (1 Şubat 2013).Suç sayılma sebebi şu:Bir hayvanı kişisel cinsel etkinliklerde kullanmak ya da cinsel etkinliklerde başka kişilerin onlarla beraber olmasını mümkün kılmak ve türleri için uygun olmayacak biçimlerde davranmaya zorlamak…Zoofiller petleri ya da kendi deyişleriyle “partner”leriyle aralarındaki ilişkilerin tamamıyla karşılıklı rıza göstermeye dayalı olduğunu söylüyor.Zoofillerin buluşarak ‘felsefi’ tartışmalar yaptığı siteleri: http://www.zoophilesdestiny.org/profile/loginZoofillere inanamayacaksınız ama at ve köpek cinsel organı şeklinde vibratör, dildo vb satan bir site var: http://www.elypseart.com/Aynı şekilde farklı hayvan türlerini kullanarak bu tür ‘erotik’ (!!!!!) araçlar üreten bir başka site:http://www.zoofur.com/Bu sitede zoofillerle ilgili son haberler yer alıyor, artık sapkınlıklarının en son noktası gibi, bol bol paylaşımlarda bulunup günlük haberlere de yer veriyorlar, adam keçiyle basıldı gibi.http://www.midnitecrowproductions.com/petlovers/Bütün bu linkler http://www.zoobb.com/links.php adresinden alıntıdır.ZETAMichael Kiok ve yandaşlarının sitesi olan ZETA’da zoofillerin dünyaya bakış açısı ortaya seriliyor. Entelektüel birikimin insanın sapkınlıklarını meşrulaştırması için kullanılmasının en iyi örneğini burada görmek mümkün zira sitede Kiok hayvanların Alman yasaları tarafından korunduğunu söyledikten sonra hayvanlara zarar vermekle onlarla cinsel/duygusal birlikteliğe girmenin arasındaki farktan söz ederek insanları ikna etmeye uğraşıyor.Kiok sapkınlığını en bariz şekilde örneklendiriyor:“Hayvan – insan ilişkisi hayvana insanın cinsel olarak girmesinden daha fazla bir şeydir. Başka seçenekler de mevcut:-insana hayvanın girmesi-hayvanın insana oral seks yapması ya da tam tersimastürbasyon”Kiok “lütfen yetişkin hayvanlardan söz ettiğimizi unutmayın ” ya da “çoğu kez  ilk adımı hayvan atıyor” diyerek insanları ikna etmeye çalışıyor. Kiok ayrıca hayvan endüstrilerinde hayvanların suni yollarla gebe bırakılması ya da hayvanlardan meninin alınması için yapılan prosedürleri kınayarak aslında hayvanlarla seks yapmayan  insanların da hayvan cinselliğini sömürdüğünü söylüyor ki bu tamamen doğru. İnsanların hayvanların cinsel sömürüsüne değil yalnızca, hayvan sömürüsünün bütün boyutlarına odaklanması gerekiyor. Hayvanlar insanlar tarafından cinsel olarak sömürülmediği sürece onları yemek, giymek, deneylerde vb kullanmak, hayvanat bahçelerine, sirklere kapamak, avlamak, kürkü için vb katletmek…bunların hepsine söz konusu sömürü cinsel bir sömürü olmadığı için evet mi diyeceğiz? Hayvan sömürüsü,  insanların canlıların doğallığını insanlara ait menfaatler uğruna manipüle etmesi, ve o doğallığı menfaatler gereği yok etmesidir. Kiok bu gerçeği kendi sapkınlığını meşrulaştırmak için kullanıyor. Gerçeği istismar etmesi gerçeği değiştirmez ama.Sitedeki yazıda ticari amaçlarla hayvanlara acı veren prosedürlerin uygulanması aracılığıyla hayvanların cinselliğinin sömürülmesini kınıyor ve  şunu demek istiyor: biz onları seviyoruz ve onlarla beraber oluyoruz. Siz onları sömürüyor, cinselliklerini istismar ediyor ve yok ediyorsunuz. Biz onlarla yaşamaya çalışıyoruz, sizse onları öldürüyorsunuz yok ediyorsunuz. Farklı biçimlerde bile olsa sömürü sömürüdür.ZETA’nın sitesi:http://www.zeta-verein.deSitede ayrıca zoofiliyle ilgili edebiyat eserleri, filmler vb.den örnekler var.http://www.change.org/petitions/protect-animals-from-being-raped-and-make-bestiality-a-felony-in-ohio-3http://www.thepetitionsite.com/775/188/975/stop-alla-zooerastia/http://www.change.org/petitions/fbi-links-bestiality-with-rapists-who-mutilate-and-murder-human-victimshttp://www.thepetitionsite.com/995/577/088/outlaw-animal-brothels-in-germany/http://www.mesopinions.com/petition/animaux/stoppons-zoophilie-allemagne/9226http://www.change.org/petitions/petition-federal-definition-of-bestiality-as-obscene-and-federal-crimehttp://www.change.org/de/Petitionen/bundesjustizministerin-sabine-leutheusser-schnarrenberger-zoophilie-sex-mit-tieren-als-straftat-ins-strafgesetzbuch-aufgenommen-wirdhttp://forcechange.com/44584/demand-that-germany-ban-bestiality/http://www.change.org/it/petizioni/no-alla-zoorastia-blocco-siti-e-black-listhttp://www.thepetitionsite.com/322/916/148/tell-florida-keep-bestiality-illegal/https://www.change.org/petitions/us-government-stop-the-rape-of-animals-bestiality-2Konuyla ilgili yeni bir yazı: Erotik Hayvanat Bahçeleri ve Almanyahttp://hayvanozgurlugucevirileri.com/2013/08/27/erotik-hayvanat-bahceleri-ve-almanya/Bir başka yazı:Hayvanların Cinsel Olarak Sömürülmesihttp://wp.me/pKCmy-1uUYazıların büyük bir kısmı occupyforanimals.org sitesinden çevirildi.Aşağıda Dr. Cem Keçe’nin kendi sitesinde yer alan ve Hürriyet gazetesinde çıkan bir röportajı yer alıyor. Zoofilinin Türkiye’de ne anlama geldiğini anlamak için..Zoofili, Hürriyet Gazetesi Röportajı- Bu konuda size hasta ve/veya hasta yakını olarak başvuranlar oluyor mu?Ülkemizde en son, Milas’ta dört kişinin tecavüzüne uğrayan eşek haberiyle birlikte, hayvanlarla cinsel ilişki konusu toplumun her kesiminde konuşulmaya başlanmıştı. Zoofilik eylemler nedeniyle hasta veya hasta yakınlarının başvurularıyla çokça karşılaştım. Çünkü 18 yıldır cinsellik ve yakın ilişkiler üzerine çalışıyorum. Türkiye’nin en örgütlü ve en büyük cinsel sağlık derneğinin (Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği – CİSED) uzun yıllar genel başkanlığını yürüttüğüm için çok sayıda başvuruyla karşılaştım.– Bunun tarihi çok eskilere dayanıyor mu?Hayvanlarla cinsel ilişki çok eski çağlardan bu yana bilinen bir olaydır. Geçmişte bazen yasaklanmış bazen de baş tacı edilmiştir. Örneğin eski Mısır’da rahibelerin kutsal saydıkları köpeklerle ilişki kurması dini bir görev olarak değerlendirilirdi. Kırsal kesimde yaşayan gençlerin karşı cinsle cinsel tatmin elde etme yolları oldukça kapalıdır, genelev olanaklarından yoksundurlar. Bu nedenle köy yaşamına göre fazla yadırganmayan bir yolu olan hayvanlarla cinsel birleşme ülkemizde sık rastlanan bir durumdur ve neredeyse bir sapıklık olarak değerlendirilmez. Cinsel birleşme için daha çok eşekler kullanılır ve bu nedenle eşeklere kimi yörelerde “Fatmagül veya Nallı Fatma” denir. Hatta gençler arasında da, eşeklerle cinsel birleşme yaparlarsa, penislerinin eşeklerin ki kadar büyük olacağı inancı yaygındır. Ancak sorulduğunda genellikle bu konuya değinmekten kaçınılır; mutlaka söz etmek gerektiğinde de genel ifadelerle geçiştirilir. Oysa veriler ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, genel olarak kadınların %4‘ünün, erkeklerin ise %8‘inin ergenlikten sonra ve 20 yaşından önce hayvanlarla herhangi bir tip cinsel ilişkide bulunduğunu göstermektedir. Basına yansıyan son örnekte Muğla’nın Milas ilçesinde, bir ayağının kırılması üzerine sahibi tarafından başıboş bırakılan dişi bir eşek, aç kalınca yiyecek bulmak için maki örtüsüyle kaplı Milas’ın Sodra Dağı’na çıkmış ve yaklaşık 1 aydan bu yana farklı kişilerin cinsel istismarına uğramıştı. Polis, hayvan severlerin şikâyeti üzerine bir kişiyi eşekle cinsel ilişkiye girmiş bir halde yakalamıştı. Milas İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen bu kişi işlediği suçu itiraf ederek, yalnızca kendisinin değil, yaşları 13–15 arasında değişen 3 arkadaşının da eşekle cinsel ilişkiye girdiğini söylemişti.– Psikiyatride karşılığı nedir bu ‘sapkınlığın’?Zoofili hayvanlara karşı aşırı düşkünlükle belirlenen hafif bir duygulanım bozukluğu olabilir. Yaşamın istenmeyen ama çaresizlikten başvurulan yollarından biri olan hayvanlarla cinsel ilişkiye girme; genellikle aşırı duygusal, cinsellik konularda saplantılı veya seks yapmak için partner bulamayan bekâr kişilerde görülen bir durumdur. Tıbbı olarak hayvanlarla cinsel ilişki kurma eğilimini ifade eden zoofili; tabu olarak görülen bir cinsel davranış bozukluğudur, hayvanlarla cinsel birleşmeveya hayvan sevicilik demektir. Bu bozukluk, kişi karşı cinsle ilişki kurma imkânı bulduğu halde hayvanları tercih ediyorsa o zaman bir cinsel sapkınlık olarak değerlendirilebilir. Oysa dünyada hiçbir canlı türü, kendi türünün dışında bir canlıyla birleşmeye yeltenmez. Milas’ta anormal bir cinsel davranış sergileyen insanların böyle bir hastalıklarının olup olmadığını onların tüm cinsel yaşantı öyküleri ve alışkanlıklarını değerlendirmeden söyleyebilmek mümkün değildir. Bu olaydan toplum olarak çıkarmamız gereken bazı derslerin olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz.– Daha çok nasıl kişiliklerde bu duruma rastlanır?Zoofili daha çok aşırı duygusal, destek konusunda saplantılı ve normal yoldan bu desteği sağlayamamış narsisistik ve borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde, bekârlarda ve çocuksuz çiftlerde görülür. Hayvanlarla cinsel ilişkiye giren kişiler, “Bir insan ahlaki olarak nasıl bu kadar aşağılara düşebilir?” dedirten ve toplumda tiksinti uyandıran bu duruma kendi kendilerine gelmemişlerdir. Kişileri bu hastalığa sürükleyen en önemli etkenler; cinsel bilgisizlik, cinsel mitler, cinsel eğitimin verilmemesi, cinselliğin sevginin ifade ediliş şekli olarak çocuklara anlatılmaması, katı anne-baba tutumları, kendine güvenmeme veya aşağılık duygusudur. Bu tür olumsuz duyguların gelişmesinde ise esas olarak olumsuz anne-babanın tutumları rol oynar. Elbette ki “kendine güvenmeyen herkes zoofiliye yakalanır” diye bir kural yoktur ama zoofili hastalarında bu tür duygulanım bozuklukları çoktur. Bu nedenle çocuğa olumlu bir cinsel eğitim verirken, kendine güven duygularının aşılanması gereklidir. Kendine güveni belirleyen en önemli etken anne-babaların çocuklarına gösterdikleri koşulsuz sevgi­dir. Sevildiğine inanan ve güvenen bir insan kendine güve­nir. Öte yandan, hayvanlarla cinsel ilişki kurmak, ülkemizde hem dini yönden hem de kanunlarımıza göre yasaklanmış bir eylem­dir. Ancak, özellikle hayvanlarla temasın daha kolay sağlanabildiği kırsal kesimde, bu cinsel eylem şekli ülkemizin acı gerçeklerinden biridir. Adeta geleneksel bir özellik taşıyan bu tür geçici cinsel davranışlar, gerçek anlamda bir hastalık, bir cin­sel davranış bozukluğu olarak da kabul edilmemelidir. Ancak “Kadifegül’ün suçu ne?” sorusunu da kendi kendimize sorarak vicdanlarımızla yüzleşmeliyiz. Çünkü bu tür davranış bozukluklarının “liberal” bir eda ile bireylerin “özgür” seçimi olarak karşılanmaması, doğal ve normal bir durum olarak algılanmaması gerekir. Denetim görevini üstlenecek olan devlete, medyaya, ailelere ve sivil toplum kuruluşlarına bu noktada ciddi görevler düştüğüne inanıyoruz. Çünkü ülkemizde cinselliği öğrenmek çoğu zaman tesadüflere kalıyor. Okul, cinselliği öğretmiyor yani cinsel eğitim verilmiyor. Cinsel sorunlarda çoğu zaman ne baba ne de anne çocuklara yardımcı olamayabiliyor. Sonuçta; cinselliği öğrenmek hayvanlara, arkadaşlara, cinsel içerikli film ve kitaplara ve çoğu zaman genelev kaçamaklarına kalıyor. Cinsel eğitimini böyle alan bir toplumun bireylerinin de sağlıklı bir ruha sahip olmalarını bekleyemeyiz. Bu nedenle Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) olarak 15 yıldır anaokulundan başlayarakcinsel eğitimin, ergenlik öncesi ve evlilik öncesi cinsel danışma ve rehberlik hizmetlerinin verilmesini istiyoruz ve kamuoyuna deklere ediyoruz.– Bu tür kişiler yakalandığında tedaviye getirilir mi?Zoofilik kişiler yakalandıklarında genellikle tedaviye getirilirler. Çünkü bu tür eylemler toplumda hoş karşılanmaz ve kolektif bir utanç duygusu yaratır. Yani hem yakalayan kişilerde hem de yakalanan kişide ortak bir utanç duygusu oluşur. Ancak bu utanç duygusuna rağmen eylemin gerçekleştiği yer, zaman ve eylemi yapan kişinin sosyal statüsü tedaviye götürülüp götürülmemeyi belirler. Örnek olarak bu olay köyde yaşandığında hoş karşılanabilirken, kentte ve kamuya açık bir alanda yaşandığında ahlaka aykırı bir eylem olarak görülüp kişi önce karakola daha sonra da tedavi için bir hastaneye götürülebilir.– Bu bir hastalıksa eğer tedavisi nedir?Zoofilide ilk önce hastanın yaptığı eylemlerden rahatsız olup, tedaviyi istemesi gerekir. Ardından hastanın psikiyatrik öyküsü alınır. Antisosyal tutum ve davranışları olup olmadığı, sadistik eylemlere yönelip yönelmediği yani hastalığın derinliği ancak doğru bir öykü alındıktan sonra netleşebilir. Öykünün ardından neden bu tür eylemlerde bulunduğuna dair bir formülasyon yapılır. Bu formülasyona göre cinsel terapist hastayı cinsel terapiye alır ve terapiye ek olarak gerekirse ilaç tedavisi için bir hekimden destek alır. Tedavinin başarısı, genel olarak kişilik gelişimi ve olgunluk düzeyi ile paralellik gösterir. Kişilik gelişimi daha ileri düzeylerde olan ve ciddi bir kişilik patolojisi olmayan hastalarda tedavi daha kolay ve başarılı iken ağır kişilik bozuklukları gösteren kişilerde tedavi çok daha uzun sürer ve başarı oranı da çok yüksek değildir. Ancak zoofili çok eski çağlardan bu yana iyi bilinen ve çeşitli toplumlarda bazen yasaklanmış bazen de baş tacı edilmiş bir eylemdir. Dünya’yı paylaştığımız hayvanlara en az kendi yaşamımıza gösterdiğimiz özeni göstermeliyiz. Bu bağlamda hayvanlar, bizim dünya dostlarımızdır. Onlara yapılacak her türlü şiddetin, cinsel tacizin önünde durmak, hiç kuşkusuz bir insanlık görevidir. Zoofili eylemleri, kişilerin zamanla yanlış cinsel kodlanmalar edinmelerine ve normal cinsel ilişkinin toplum tarafından yasal ve serbest kabul edildiği evlilik dönemine geçildiğinde cinsel sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir. Çünkü cinsellik sadece cinsel birleşmeden ibaret mekanik bir olay ya da sadece biyolojik bir gereksinim değildir. Mutlu bir cinsellik, ilişkide bulunan çifte ait pek çok duygusal ve bilişsel unsurun ahenk içerisinde bir arada olmasını gerektiren çok özel bir paylaşım şeklidir. Bir genelev kadını ile ya da bir hayvanla alelacele yürütülen cinsel birleşmeler ya da yakalanma korkusu içerisinde çabucak bitirilen mastürbasyonlar, cinselliğin tüm boyutlarıyla öğrenilmesine ve yaşanmasına engel olabilmektedir. Bu durum pek çok cinsel işlev bozukluğunun altında yatan bir faktöre dönüşebilir. Erkeklerde sıklıkla rastladığımız erken boşalma sorunu buna tipik bir örnektir. Bizler, karşı cinsle ilişkide bulunabilme olanağı hangi nedenlerle olursa olsun sınırlı olan tüm erkek ve kadınlarımız için en kolay, en ulaşılabilir, en güvenli ve en kabul edilebilir cinsel eylem şeklinin mastürbasyon yani kendi kendini tatmin etme olduğunu düşünüyoruz. Telaşsız, acelesiz, korkusuz bir şekilde yürütülen ve sınırsız çeşitlilikte hayallerle zenginleştirilebilen bir mastürbasyon; kişilerin cinsel, bedensel ve ruhsal dengelerinin sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi ve sürdürülebilmesi için en normal ve en doğal olan faaliyettir. Mastürbasyon, sadece normal bir cinsel yaşamın olmadığı dönemlerde tercih edilmesi gereken bir faaliyet olarak değil; gerektiğinde normal bir cinsel yaşamın içinde de sürdürülebilecek bir yöntemdir.– Buna şahit olanlar üzerinde nasıl bir etki bırakır?Zoofilik bir eylemle karşılaşan kişilerde kolektif utanç duygusunun yanında bulantı, kusma, iğrenme, gibi duygular yaşanabilir. Zoofilik eylemler kişilerin zamanla yanlış cinsel kodlanmalar edinmelerine ve normal cinsel ilişkinin toplum tarafından yasal ve serbest kabul edildiği evlilik dönemine geçildiğinde cinsel sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir. Ama asıl önemli olan bu tür eylemlere hangi yaş grubunda şahit olunduğudur. Çünkü zoofilik eylemlere şahit olma çocuklarda sevgi, merhamet ve şehvetin karmaşasına yol açarak cinselliğe karşı soğuma, korkma veya aşırı bir merak uyandırabilir. Gençlerde merakla karışık bir utanma yaşanırken, yetişkinlerde ise utanma ve iğrenme yaratabilir.– Bu tür bir ilişkiye giren, ilişkiden sonra suçluluk duyar mı?Her toplum, üyelerinin cinsel davranışı için standartlar, kurallar ve normlar geliştirir. Bu normlar, bir toplumdan başka bir topluma, bir tarihsel dönemden öbürüne, çok farklı olabilir, ama bunların her durumda yol açtığı sonuç, insanları iki gruba bölmek olmuştur: Normlara uyum gösteren normal kişiler ve normlardan sapan, yani anormal kişiler ya da sapkınlar. Bu bölünmeye göre kişilerde suçluluk ve günahkârlık duyguları oluşur. Ancak zoofilik eylemlerde ilk başta suçluluk duyulsa bile daha sonradan kişi yaşadığı bu eylemi normalleştirerek kendini rahatlatmayı seçer. Bu nedenle zoofilik kişi, cinsel dürtülerin kendini göstermeye başladığı ve tek başına önüne geçemeyeceğini anladığı an bir cinsel terapiste başvurmalıdır. Tedavi süresinden sonra kişi, yaptığı şeyden pişman olacak, yapmadığı şey için ise kendiyle gurur duyacaktır. Bu yüzden, kişi kendini zoofilik eylemine yatkın gördüğü an psikolojik yardım almalıdır.– Türkiye’de gördüğümüz örnekler hep kırsaldandı aslında, yurt dışına baktığımızda kentten. Kentte var da biz mi görmüyoruz?Zoofilik eylemler kırsallarda bir “zorunlu” bir gereklilikken kentlerde cinsel fantezi, partneri aşağılama veya cinsel sapkınlık olarak karşımıza çıkabilir. İngiltere’de sarhoş olup, eski eşinin kapısına dayanan ve onunla cinsel ilişkiye girmek isteyen, reddedilince de evdeki köpekle cinsel ilişkiye giren ve yakalanan adamın hikâyesi gibi ülkemizde de enteresan hikâyeler ortaya çıkabiliyor. Partneri tarafından reddedilince ondan intikam almak ve “Bak ha sen ha köpek, fark etmiyor!” mesajı vererek onu aşağılamak için zoofilik eylemler yaşanabiliyor. Hatta yurtdışında ruhsal olarak olgunlaşamamış ve ciddi kişilik bozukluğu olan vakalarda, köpekleriyle evlenenlere bile rastlayabiliyoruz.– Bu yüzden yıkılan ailelere şahit oldunuz mu?18 yıllık meslek hayatımda onlarca zoofili vakasıyla karşılaştım ve bu yüzden evlilik birliği bozulan ailelere şahit oldum. Çünkü kadınlar başka bir kadını zorda olsa kabul edebiliyorlar ama bir hayvan ile aynı kefeye konulunca çok ciddi bir aşağılanma hissediyorlar ve kendilerine yapıldığını düşündükleri bu hakareti kaldıramayabiliyorlar. Ayrıca normal heteroseksüel ilişki kurmak yerine, eğer kişi zoofiliyi tercih ediyorsa, güçlü bir aşağılık duygusu ve kendine güvensizliğin varlığından söz edilebilir. Bu durumda uzun soluklu bir partner ilişkisini yürütmek sorunlu olabiliyor.http://www.cemkece.com/zoofili-hurriyet-gazetesi-roportaji.html#.UjNdNMa-1cYAslin da bu konu hakkin da yazilacak cok sey var, hepimizin hemen yani basin da gerceklesen bu tecavuzler ve iskenceler bizlerin gormezden gelmesi ve umursamamasi ile ve hatta dogal karsilamasi ile devam edip gidiyor.Bu link uzerinden daha fazla bilgiye ulasabilirsiniz: http://hayvanozgurlugucevirileri.com/
Yalnız Kalmaktan Hoşlanan İnsanların Asla Endişelenmemesi Gereken 10 Mevzu
Aslında haklı oldukları bir şey var: Yalnız kaldığınız zamanı sevebilmek, bu anlardan nefret etmekten çok daha sağlıklıdır. Kabul etmek gerekiyor: Yalnız kaldığında mutlu olabilen insanlar, diğerlerine göre çok daha az endişeye sahip. Yalnızlığı sevenler, içine dönük kişiler ve asosyal insanlar, zamanlarının büyük çoğunluğunu kendi kendilerine harcıyorlar ve diğer insanların kendileri hakkında ne düşündüğünü zerre önemsemiyorlar. Bu içerikte, yalnız kalmayı seven insanların asla endişelenmemesi gereken 10 durumu sizler için sıraladım. Sevgili yalnızlar, haksız mıyım?
Reklam