Bazı insanlar bizi önemli hissettirir. Bazı insanlar mekana adımını attığında dikkatleri üzerine çeker. Evet bazılarında bu şeytan tüyü var. Doğal karizma maalesef etkisini hızlıca yitirebiliyor. Tanınmışlık etkisini kaybedebiliyor. Bazı insanlar inanılmaz derecede karizmatik. Bu insanlar gerçekten muhteşem ilişkiler kurabiliyorlar. Sürekli insanlara kendilerini iyi hissetmelerini sağlıyorlar. İşte bu karizmatik insanlar, diğerlerinin yanında olmasını istediği tarzdan insanlar. Çok şükür bizde karizmatik olabiliriz. Çünkü karizma sadece başarınızın seviyesi, yaptığınız sunum ya da duvara yansıttığınız resim değil. Karizma ne yaptığımızdır.
Canımız kültürel mirasımız kız isteme törenlerinde aile büyüğünün ağzından çıkacak yanıt filmin mutlu sonla mı biteceğini, aile faciası mı yaşanacağının belirleyicisidir. Eskiden kızın ablasının henüz bekar olması, ailelerin uyuşamayacak olması, damadın henüz askere gitmemiş olması gibi nedenlerle gençler kavuşamazken günümüzde 'benim .... verilecek kızım yok' maddesindeki çeşitlilik artmıştır.2015 model kimlere kız verilmez sıralı tam liste:
Hepimiz hayvanları çok seviyoruz fakat hayvanları korumayı, yaşatmayı ve onların haklarını korumayı hayatının bir parçası haline getirmiş bir insanın yaptıkları, hala bir çoğunuza biraz anlamsız geliyor olabilir. İşte onları anlamak için bir kaç ipucu;
Akıllı birinin bu akıl hastanelerinden birine yanlışlıkla kabul edildiğini düşünün. Sağlam aklını kaçıracağı kesin. Biz bazı tedavilerin uygulandığı fotoğraflara bakarken bile çıldırma noktasına geldik.
Aşağıdaki paylaşımlar, Twitter'da 'canım eniştem', 'biricik eniştem' temalı samimi fotoğraflara karşı espri mahiyetinde ortaya çıkmış bir akımdır.'bababababa baldız, yapamam yalnız'Grup Vitamin'in Baldız şarkısının dizeleri, aslında dikkatlerden kaçan bu büyük tehdidi senelerce önce açıklamıştı. Devlet ve millet olarak bu tehdidi göremedik, iyi algılayamadık ve şimdi canım eniştem terörüne karşı çok çaresiziz. Sözü fazla uzatmadan canım eniştem terörüyle ilgili dikkat çeken paylaşımları size sunuyoruz.
Son derece önemli bilgiler veriyor olmasına karşın, gazetelerin en arka sayfasında, memelerini büyütünce şansı açılan hanım kızımızın büyük resimli haberinin altında denk geldiğimiz haberlerdir bunlar. İçerik olarak hayatın sırrını verme ile eşdeğer bilgiye sahip ancak konum olarak 'okumasan da olur' tadındadır. Mesela ömrü uzatmanın yolları, sağlıklı bir cinsel ilişkinin anahtarları hep bu küçücük alanda verilir. Türkiye'de insan hayatına verilen değerin düşük olmasından mıdır yoksa bu haberlerin kaynağı olan bilim insanlarına duyulan güvensizlikten midir bilinmez ama bu haberler bir türlü hak ettiği yere ulaşamaz.
Bizim kültürümüze oldukça uzak olsa da, hatta 'nimetle şaka olmaz!' minvalinde atasözlerimiz bulunsa da, birazdan göstereceklerimiz, yiyeceklerle nasıl erotik fotoğraflar çekilebildiğini gösteriyor.Yakın zamanlarda, Avustralyalı fotoğrafçı Sarah Bahbah'a ait olan ilginç bir Instagram hesabıyla karşılaştık.Bahbah'ın farklı mekanlarda, farklı insanları çektiği fotoğraflar bir yana, son çektiği alelade pozlar en dikkat çekicileri oldu.Eğer Sarah'ın Instagram hesabına bir göz atarsanız, ne demek istediğimizi anlayacaksınız.Sarah Bahbah, çıplak insanların farklı yiyecekler yerken fotoğraflarını çekti ve bir albüm oluşturdu. Oldukça 'lezzetli' fotoğraflar olmasa, Sarah'ın yaptığı kelimenin tam anlamıyla bir yiyecek erotizmi.İşte Sarah'ın objektifinden dikkat çeken o fotoğraflar:
Her insanın hayatında duygusal anlamda kırılma noktaları vardır. Birlikte olduğumuz kişi ile ilişkimize devam edip etmemek arasında büyük kararsızlıklar yaşarız. Karşımızdaki insanı hem istiyoruzdur, hem de onunla olan ilişkimizin bizi mutsuz ettiğinin farkındayızdır. Ne yapmalı böyle bir durumda? Eğer ilişkinin geleceğinde bir değişiklik olması söz konusu değilse, acı durumu kabul ederek ilişkiyi bitirmeliyiz fakat bunu yapmadan önce oldukça detaylı düşünmeliyiz her şeyi. İşte o ilişkiden artık hayır gelmeyeceğini ve derhal bitirilmesi gerektiğini gösteren 8 durum;
Transfobi, toplumsal cinsiyetlere uymayan, doğduğu bedendeki cinsiyete ait hissetmeyen insanlara(transeksüel) karşı beslenen önyargı, korku ve nefrettir.Bu nefret, devlet-din-aile üçlüsü tarafından körüklendiğinde insanlar daha çok trans kadınlar olmak üzere transeksüel bireyleri öldürmekteler. Kadın cinayetlerindeki tahrik indirimleri, trans kadınlar söz konusu olduğunda çok daha net uygulanmaktadır.Ve transfobi, illa heteroseksüellerde görülen bir hastalık değil, aynı zamanda eşcinsellerde de görülen bir durumdur. Yani trans bireylerin işi bir tık daha zor.
Herhangi bir bilimsel araştırma ile ispatlanmış olmasa da, herhangi bir yolla ölçmek mümkün olmasa da erkek milletinin ortalama 7-10 saniyede bir seks düşündüğü kabul görmüş bir gerçek. Belki bu şüyuu vukuundan beter bir durumdur bilemem ancak erkeklerin 7-10 saniyede bir seks düşündüğü bir dünyada yaşamanın bir takım zorlukları olduğundan eminim. İşte o zorluklar!!Gerçi burada yazdıklarımız, bu içeriği okuyan hiçbir erkeğin yaşamadığı şeyler. Biz diğer erkeklerden bahsediyoruz. Eminiz ki siz hep bilim, hep kültür, hep sanat düşünüyorsunuz.
Türkiye’de değerler eğitimi ilk kez 2010’da dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş tarafından yayımlanan bir genelge ile uygulanmaya başladı. Genelgede, öğrencilere yaptırılması istenen etkinlik örnekleri arasında, “rol model olma”, “karşılıklı güven, hoşgörü ve dürüstlük ilkeleri”, “sınıf içinde uyulması beklenen davranışlar listesi”, “yardım organizasyonları, doğum günü ve özel günlerde etkinlikler düzenlenmesi” gibi konu ve faaliyetlere yer verildi. Eğitimin içeriği ise illerde oluşturulan, “değerler eğitimi komisyonlarının” yetkisine bırakıldı. Bu kapsamda, illerdeki komisyonlar, yıl boyunca işlenecek değerleri ve zamanlarını belirleyip örnek yıllık plan hazırlayarak okullara gönderdi. Okullar da örnek plan çerçevesinde kendi planlarını hazırladı. Bu nedenle değerler eğitimi bugüne kadar, komisyonların oluru ile her okulda farklı konu başlıklarında farklı şekillerde uygulanabildi.MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hizmet Vakfı arasında geçen temmuzda imzalanan protokol ile değerler eğitimi uygulamasına yeni bir yön verildi. Protokol uyarınca MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan “değerler eğitimi” seminer konularını içeren 39 sayfalık kitapçık, Genel Müdür Mustafa Kemal Biçerli imzasıyla 81 ilin valiliğine gönderildi.Türkiye’deki tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki öğrencilere seminer şeklinde verilmesi planlanan değerler eğitimi için bakanlık dokuz konu ve bunların alt başlıklarını belirledi. Bu başlıklar arasında, “Sabır”, “Hastalık ve musibetin anlamı”, “Bir hayat gerçeği: Ölüm ve ötesi”, “İnancın bireysel ve toplumsal hayata etkileri”, “Dua ve ibadetin hayatımızdaki yeri”, “Ramazan ayı ve oruç”, “Peygamber sevgisi” gibi konular yer aldı. Kitapçığın gönderildiği birçok kentte seminerler verilmeye başlandı.daha fazla...Peki yeterli mi? Biz de üzerine basıp geçtiğimiz bir ot, karınca, taş parçası olabilecekken insan olmuşuz.Evlerimizi, yuvalarımızı İslami ölçülerle ve imanın ışığında kurduğumuz takdirde yuvalarımız bir cennet köşesi, saadet ve huzur bahçesi olur.Zaman ve şartlar müsait olunca çocuklarını dini ölçülere uygun bir şekilde evlendirmek anne ve babaların çok önemli vazifelerinden biridir. Dininden ve ahlakından razı olduğumuz bir kimse kızımıza ve oğlumuza talip olursa, ‘Kolaylaştırınız, güçlük çıkarmayınız’ hadisiyle amel etmeliyiz.Avrupa modası yüzünden, yuva kurarken yapılan israflar ve ölçüsüzlükler yüzünden müminlerin dünya ve ahiret hayatları tehlikeye düşmektedir.Gibi konular gençliğe değerler aşılamak için kafi mi? Değil elbette, ama her şeyi devletimizden beklememeliyiz. Bunun için biz de Onedio ekibi olarak Değerler listesine eklenebilecek bazı alternatif maddeler belirledik. Eminiz ki Milli Eğitim Bakanlığımız bunları dikkate alacak, yeni neslin eğitiminde bu konulara da yer verecektir.
İlk buluşma önemlidir. Bir şekilde hayalinizdeki kadın ya da erkekle tanışmışsınız ve tanışıklığınızı ilerletmek için bir araya gelmişsiniz. Atacağınız yanlış bir adım ya da yapacağınız yanlış bir hareket onunla bir daha görüşememenize yol açabilir.O yüzden dikkatli olun ve şunları yapmayın.
Hayatta yeteri kadar nedeniniz varsa, her şeyin yapabileceğini belirten ünlü girişimci ve yazar Jim Rohn, mutlu olmak ile ilgili bugüne kadar yaratılmış teorilerin en iddialısını söylemiştir: 'En çok vakit geçirdiğin 5 kişinin ortalaması bir hayata sahipsin' Ortalamalar kanunu (The Law of Averages) temelli bu iddiaya göre, davranış ve düşünce yapımızı şekillendiren en önemli etken (her ne kadar biz aksini iddia etsek de) yakın çevrenizdeki insanların görüş ve fikirleridir. Bu fikirler bizde tabiri caizse 'zihin virüsü' denebilecek ve bilinçaltımıza bulaşan düşünce katmanları yaratmakta, bu doğrultuda temel inançlarımıza hakim olmaktadır. Dolayısıyla etrafımızdaki insanların söylediği ve yaptığı şeyler bir süre sonra bize normal gelmeye başlamakta, adeta bilinçaltımıza işlemektedir. Biz farklı davranmak, kendimizi değiştirmek istediğimizde de bu durum bizi zorlamaktadır çünkü uzmanların da belirttiği gibi bilinçüstünüzle bilinçaltınız çatışmaya girdiğinde büyük çoğunlukla bilinçaltı kazanır.Peki bunun zengin olmak ya da mutlu olmakla ne ilgisi var diyeceksiniz? Neyin doğru neyin yanlış ya da neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verirken istemeden de olsa etkilendiğimiz yakınlarımız ve onların yaşadığı hayatlar bize sanki pergelin sivri ucuymuş gibi geliyor. İşte bu sivri uçların ortalaması ya da kesiştiği yer de bizim hayatımız oluyor. Örneğin çok zengin insanlar için yaptığımız 'kesin başka bir işler çeviriyor / zengin olman için ruhunu satman gerekir / para kötüdür' yorumları bizi içten içe aslında başarısız olmaya güdülüyor. Üstelik kendimiz zengin ya da istediğimiz kadar güzel olamadığımızda da çevremizi bize benzeyen insanlarla donatmamıza sebep oluyor ki kötü hissetmeyelim, bu kişiler de zaten olduğumuz gibi kalmamızı isteyen insanlar oluyor ve bizi bir kısır döngüye sokuyor.Teori çok geniş, ancak eğer bugün kendiniz için farklı bir şey yapmak ve hayatınızı kökten değiştirmek istiyorsanız aşağıdaki soruları kendinize sorun. Jim Rohn'un bu teorisi sonrasında eski arkadaşlarıyla görüşmeyi kesen, boşanan ya da işinden ayrılan insanlar olduğu söylenmektedir.
Evlilik bir insanın hayatından aldığı en önemli kararlardan birisi ve o yüzden o anın çok özel olmasının istenmesi çok doğal.Bunun için biraz emek ve hayal gücüyle unutulmaz bir teklif yapılabilir.Böyle düşünenlere ilham verebileceğini düşündüğüm evlilik teklifleri...
Yılın son gününde size sevgilinizi elinizde tutmanız için, bir takım yaşanmışlıklardan süzülen tecrübelerimi aktaracağım ki yeni yılda sevgiliniz eski sevgilinize dönüşmesin. Bizim gibi tecrübe sahibi kişiler size yol göstermezse nasıl öğreneceksiniz ki? Mesela eski sevgiliden zekat alınır mı, mesela sevgilinize mobbing yapılıyorsa ne yapmanız gerek gibi şeylere değineceğim. Feyiz almanız dileğiyle çok güzel bir yıl dilerim... Ve mutlu bir ilişki.
Görücü usulüyle, mantık evliliğiyle ömrünüzün sonuna kadar birisiyle hayatınızı paylaşabilirsiniz, peki ama istediğiniz mutluluğu yakalayabilir misiniz? Ya da yakaladığınız mutluluk istediğiniz mutluluk mudur? Doğru insanla bir ömür geçirmenin ne demek olduğunu bilmeyenler için verilecek cevap 'evet'tir ancak hayatında doğru insanı bulmuş olanlar, gerçek mutluluğun anlamını bilenlerdir.
Sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırrı nedir? Bütün 100 yaşındaki insanların olmazsa olmazları var elbette. Viskiden tutun da, günlük kısa kestirmelere ve dondurmaya kadar hayatlarını bu denli uzun kılan şeyleri, gelin de asırlık çınarlardan öğrenelim.
Günümüzde alışveriş, yapılması en kolay faaliyetlerden birisi. Gerek ihtiyaç doğrultusunda, gerekse lüks tüketimde sonu olmayan bir yolda koşuyoruz. Peki gündelik hayatta kullandığımız bu ürünlerin ne şartlarda hizmetimize sunulduğunu biliyor muyuz? 'Ajite yapma, sen de aynı ürünleri kullanıyorsun!' laflarını şimdiden duyar gibiyim. Evet kullanıyoruz ancak bu içerikten sonra, belki de biraz daha bilinç oluşturup, en azından kullanımı azaltabilir ya da bir şeyler yapma çabasına gireriz.