Trafiğin Mütemadiyen Tıkalı Olduğu Büyük Şehirlerdeki Hava Kirliliğinin, Kadınların Doğurganlığını Azalttığını Biliyor muydunuz?
Yapılan araştırmada, kalabalık ve trafiğin yoğun olduğu şehirlerin kadınların doğurganlığını olumsuz yönde etkilediği bulundu. Detayları sizler için Independent'tan derledik.
Doğurganlık üzerinde egzoz dumanı ve is etkilerini inceleyen İtalyan araştırmacılar, en kirli alanlarda yaşayan kadınların daha temiz bir ortamda yaşayanlar kadınlardan üç kat daha az yumurtası olduğunu gözlemlediler.
Bu durum kadınların bebek sahibi olmasını 20'li ve 30'lu yaşların başında etkilemeyebilir. Fakat uzmanlara göre erken menopozu tetikleyebilir ve doğurgan olunan zamanda bir azalma görülebilir.
Yumurtalıklar, ömür boyu yumurta rezervini tutan sabit sayıda folikül hücresi içerir.
Doktorlar, canlı foliküllerin sayısı azaldıkça düşen ve Anti-Mullerian Hormonu (AMH) olarak bilinen kandaki kimyasal seviyelerini ölçerek kaç yumurta kaldığını tahmin edebilirler. Sigaranın bu hassas foliküllere zarar verdiği ortaya çıkmıştır ve en son çalışma, egzoz dumanlarından ve endüstriden gelen azot dioksit (NO2), kurum ve ağır metal parçacıklarının da benzer bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Araştırmacılar, klinik olarak düşük bir yumurtalık rezervine sahip olup olmadıklarını gösteren AMH düzeylerini ölçmek için, Kuzey İtalya, Modena genelinde 1.318 kadından aldıkları kan testleri kullandılar.
Daha sonra kadınların yaşadığı bölgelerde PM25, PM10 ve NO2 gibi mikroskobik kirlilik parçacıklarının seviyelerini incelediler.
MH seviyelerine göre düşük bir yumurta rezervine sahip oldukları görülen kadınlar arasında çoğunluk, en yüksek NO2 seviyesine sahip bölgelerde yaşıyordu ve üçte ikisi en yüksek partiküllere sahip bölgelerde yaşıyordu.
İngiltere'de ve diğer birçok yüksek gelirli ülkede, ilk kez annelerin yaş ortalaması, kadınların aile kurmayı ertelemeleri nedeniyle yükseliyor ve yeni araştırmalar, kirliliğe maruz kalmayı azaltmak için adımlar atmanın gerekli olabileceğini gösteriyor.
Çalışmaya öncülük eden Modena Üniversitesi'nden Profesor Antonio La Marca,”Kadınların nerede yaşayacaklarını iki kez düşünmelerini öneririm." dedi.
'Muhtemelen bir şehirden kaçamayız, ancak bir şehirde nerede yaşayacağımızı düşünecek kadar zaman ayırabiliriz. Kadınlar da pencere mühürleri kullanarak ve şömine odunları gibi evi kirleten şeyleri sınırlandırarak evdeki kirliliği kontrol edebilirler.'
Araştırma, Viyana'daki Avrupa İnsan Üreme ve Embriyoloji Derneği Konferansı'nda sunulmakta ve hala tarafsız bir dergide yayımlanması ve diğer gruplar tarafından takip edilmesi gerekmektedir.
Ancak Profesör La Marca, önceki araştırmaların kirlilikte 2 mg'lık bir artışın kadın yumurtalıklarında iki yıllık yaşlanmaya karşılık gelebileceğini öne sürdüğünü söyledi.
Edinburgh Üniversitesi'nden jinekolog Profesör Richard Anderson, bulguların diğer çalışmalarla desteklendiğinde “ilginç ve potansiyel olarak önemli” olacağını söyledi.
'Bu, hamile kalmaya çalışan kadınlar için kısa vadeli bir sorun önermese de, yüksek kirlilik seviyelerine maruz kalan kadınların hamilelik şanslarının düşük olmasını ve erken menopozun nedenini açıklayabilir.'
Menopoz genellikle bir kadının yumurtalıkları yumurta üretmeyi bıraktıktan sonra 45 ila 55 yaşları arasında ortaya çıkar, ancak bazı kadınlar bunu daha erken yaşayabilir.
Kopenhag Üniversitesi profesörü ve Londra Kadın Kliniği Tıbbi Direktörü Nick Macklon, sonuçlara göre “kirliliğin biyolojik yaşlanmayı hızlandırabileceğini” öne sürdüğünü ve günlük kirliliğe maruz kalan kadınların daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
Yorum Yazın
kadinlari istanbuldan atalim mi napalim