Testi Adım Adım Çöz ve Lanetli Kasabadan Sağ Çıkabilecek misin Gör!
Bir gün trenle yaptığın bir yolculuk sırasında trenin kaza geçirmesi sonrası kendini ıssız bir karanlığın ortasında, tek sağ kalmış kişi olarak buldun. Uzaklarda ateş yanan bir yer gözüküyor, buranın bir kasaba olabileceğini düşündün. Ancak yolculuk esnasında garip birisinin 'Bu trenin geçiş yolu üzerinde lanetli, uğursuz bir kasaba var. Orada yaşayan herkes kana susamış durumda...' sözleri de aklına geldi.
İlk olarak ne yapacaksın?
Tarladaki dev bitkilerin arasından ilerlerken ilginç sesler çıkaran bir hayvan duydun.
Sessizce beklerken hayvan sana doğru baya bir yaklaştı. Ne yapsan?
Fena avlandın...
Bitkiler yüzünden hayvan kaçmadı, pusuya yatıp tam yaklaştığında ortaya çıkıp üzerine atladı... Gerisini ne sen sor, ne ben söyleyeyim...
Kaçamadın...
Sen koşsan da hayvan senden daha hızlıydı... Seni avladı, başaramadın!
Başaramadın!
Trene paralel ilerlerken bir patlama yaşandı ve oracıkta harcandın...
Ateşe doğru yaklaştığında etrafta kimseyi göremedin. Biraz daha ilerideki evlere doğru yürümeye başladın, fakat ışıklar yanmıyordu.
Kapıya tıklattığında kapı kendi kendine açıldı. Ne yapsan?
Pusuya düştün!
İçeri girdikten sonra kapı arkandan kapandı ve bir anda başında bir acı hissettin... Vahşi biri kafana baltasını indirmişti!
Pusuya düştün!
Kapıyı kapattığın anda başında bir acı hissettin... Vahşi biri kafana baltasını indirmişti!
Pusuya düştün!
Kapıyı kapatırken bir el seni içeri çekti, başında bir acı hissettin... Vahşi biri kafana baltasını indirmişti!
Saldırıya uğradın!
Tam geri dönüp ilerlerken açık kapıdan sana doğru hızla yaklaşan adım sesleri duydun, daha arkanı bile dönmeden arkandan hırıltılı bir sesi olan biri seni bıçaklamaya başlamıştı bile...
Av oldun!
Birkaç kere seslendin ama cevap gelmedi, seslenmelerini duyan aç ve dev bir hayvan arkandan hızlıca koşup üstüne atladı... Karşı koyamadın!
Issız kasabada ilerlerken biraz ileride bir yan sokağa giren birini gördün.
Arkasından koşup sokağa girdin, o esnada bir inşaata girdiğini gördün.
Saldırıya uğradın!
İnşaata doğru seslenirken üst katlardan kafana dev bir taş düştü, oracıkta yığılıp kaldın...
Pusuya düştün!
İnşaata girip bir iki adım ilerlemişken kafana dev bir balta indi... Belki de böyle anlarda neler yapman gerektiği konusunda klişe filmleri örnek almamalısın...
Saldırıya uğradın!
Geri döndüğünde karşında elinde dev bir satırla bekleyen çok uzun boylu biri vardı, bir anda satırı sana doğru savurdu... Kurtulamadın!
Yürümeye devam ederken birinin sana doğru yaklaştığını fark ettin.
Saldırıya uğradın!
İyice yaklaştığınız anda elindeki baltayı çığlık atarak sana doğru fırlattı, tam kafana isabet etti...
Hemen bir sokağa saptın, fakat az önce gördüğün kişinin olduğu yerden büyük bir çığlık yükseldi.
Tuzağa yakalandın!
Koşarken karanlıkta sokaktaki muhtemelen hayvanlar için koyulmuş tuzağı fark edemedin, acı şekilde can verdin...
Kontrol etme için baktığında iki kişinin boğuştuğunu gördün!
İyi niyetinin kurbanı oldun!
Ayırmak için giderken biri diğerini öldürmeyi başardı ve kafasını kaldırıp sana baktı. Kırmızı gözleri büyürken sana doğru koşmaya başladı, öylece donakaldın ve tepki bile veremeden baltayı kafana yedin...
Pis kokulu konteynırda dakikalarca gizlendin, artık kokuya dayanamaz hale geldin. Çıkıp yürümeye devam ederken ileride tüfek sesi duydun.
Kaçış yok!
Trene döndüğünde kasabanın girişinde gördüğün ateşin tüm kasabanın etrafında dev bir çember oluşturduğunu gördün. Kasabadan çıkış kalmamıştı, o esnada da arkandan adım sesleri duydun. Daha dönmeye fırsatın olmadan kafanda bir sıcaklık hissetmeye başlamıştın bile... Biri sana baltayla saldırmıştı!
Yürürken sesin geldiği yönden birileri koşarak yaklaştı, evlerden birine girdi ve kapıyı açık bırakarak sana içeri doğru gelmeni işaret etti.
Tuzağa düştün!
Eve girer girmez kapı arkandan kapandı ve sırtında keskin bir acı hissettin... Sırtına hançer saplanmıştı!
Yanlış yaptın!
Bir anda tüfeğin sesini tekrar duydun ve geriye doğru düştün... Göğsünde dev bir yara açılmıştı... Tüfeğin sahibi seni vurdu!
Tüfekli kişi kasabada ilerleyerek sana yaklaşıyordu. Az önceki kişinin saklandığı eve girdi.
Kendini feda ettin!
İçerideki kişiyi korumak için kendini bir nevi feda ettin, tüfekli birine karşı koyman imkansızdı. Hele de senin yaklaştığını fark edebilecek kadar usta birine karşı...
Tek bir el ateş sesinden sonra biri dışarı çıktı. Çakmak sesi duydun, sigarasını yakıyor olmalıydı. "Çıkabilirsin oradan, aynı taraftayız" dedi ve "Bu kasaba gün ışığında dışarıdan gözükmüyor. Geceleri de içerisinden çıkış yok, etrafı alevlerle kaplanıyor. Burada oğlumu kaybettim, aramak için geldim ve günlerdir bulamadım. Geri çıkmak için ateşin sönmesini bekledim, ama ilk gün haricinde hiç sönmedi. Fakat kasabanın sonunda bir şifreli yazıt keşfettim, çözebilirsem çıkabileceğimi düşünüyorum" diye devam etti. Dışarı çıktın ve adamla birlikte şifreye doğru gittin. "Burada insanları mı öldürüyorsun?" dedin. "Onlar artık insan değil, lanetlenmiş yaratıklar yalnızca. 7 tanesini öldürdüm, emin ol onların da tek amacı öldürmek" dedi. O esnada yazıtta ateşe benzer bir imge ve yan yana 1 ve 0 rakamları görür gibi oldun. Önce 10 yazdığını anladın, sonra şifrenin geri kalanını da çözmeyi başardın. Üç yaratığı daha öldürüp sonuncuyu ateşlerin içine atarsanız ateşlerin söneceğini düşündüğünü söyledin. Şifreye dair başka fikri olmadığından adam da kabul etti.
İki tanesini öldürmeyi başardınız, bir tane daha lazım!
Başaramadınız!
Sonuncuyu da öldürdükten sonra tüfekte başka mermi kalmamıştı, cesedi ateşe sürüklerken iki yaratığın ani saldırısına uğradınız. Çok boğuşsanız da karşı koyamadınız...
Başaramadınız!
Ateşin başında bağırırken üstünüze tam dört tanesi koşarak gelmeye başladı. Tüfekte ise tek mermi kalmıştı, birini öldürseniz de diğer üçüne karşı koyamadınız...
Geri dönüp ateşin dibinde bağırmaya başladınız. Karanlıktan dört tanesinin size doğru yaklaştığını gördünüz. Üç tanesini tüfekle indirdiniz, ancak dördüncüye mermi kalmadı. Hala biraz uzakta, ne yapacaksınız?
Başaramadın!
İkinizle baş edemedi ancak kendiyle beraber seni de götürmeyi başardı, yanındaki adam kurtulsa da sen ölümcül bir yara alıp oracıkta hayatını kaybettin.
Son öldürdüğünüz yaratığı hızlıca çekip ateşe attınız ancak işe yaramadı, aksine alev çemberi içeri doğru genişlemeye başladı. O esnada dördüncü yaratık yanındaki adama ulaşmıştı bile, kıvrak bir hareketle arkadaşını yana doğru itip saldırıdan kurtardın. Ancak arkasından beşinci bir yaratık yaklaşıyordu!
Başaramadınız!
O anın şokuyla tepki vermekte yavaş kaldı ve başına baltayı yedi. İki yaratığa karşı tek başına kalan sen de fazla direnemedin...
Adamı darbeden kaçırmayı başardın, ikiniz de hızlıca ayağa kalkıp tekrar pozisyon aldınız. Üstünüze saldırdılar, boğuşmalar sonucunda yere düştün. Üstündeki yaratık yerdeki baltasına ulaşmaya çalışırken diğer adam sana doğru koşup yaratığın arkasından sarıldı ve yere devirdi. Yerde boğuşurlarken sen korkudan geri geri gittin, adam ayağa kalkmayı başarmıştı ama diğeri de adama çullandı. Yaklaşan ateş de artık tam diplerine gelmişti.
Canından oldun!
Yardım için koştuğunda yaratıklardan biri baltasını almıştı bile. Hızlıca sana doğru fırlattı, tam kafana isabet etti...
Başardın!
Sen kaçarken arkadaşın da şansının olmadığını anladı ve son kuvvetiyle iki yaratıkla birlikte kendini ateşe fırlattı. Üçü de yanarken hala genişlemeye devam eden ateşin tam o bölgesinde bir boşluk açıldı. O boşluğa doğru koştun, adamın cansız bedenini gördün. Beklemeden hızlıca ateş halkasının dışına çıktın. O an anladın ki, köydeki lanetli insanların 10 tanesi öldürülüp ateşe atılırsa, ateş bütün köye yayılıp köyü yok edecekti. Ancak köyde mahsur kalan lanetlenmemiş kişiler ateşe atılırsa, ateşin bir kısmı sönecek ve başka insanlar varsa bu fedaları sayesinde oradan kaçıp dışarı çıkabileceklerdi. İlk gün ateşin sönme sebebi de buydu, adamın kaybolan çocuğu yaratıklardan kaçmak için ümitsizlikle ateşe doğru koşup ateşi aşmayı ummuştu, fakat başaramamıştı. Bu nedenle ölmüştü ve ateş de sönmüştü, adam ise bu durumdan habersiz günlerce aramaya devam etmişti. Sen kurtuldun, köy yok oldu, ancak bu acı anı aklında hep yer etmeye devam etti...