onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Şuara Suresi: Diyanet Meali, Anlamı, Türkçe ve Arapça Okunuşu! Şuara Suresi Tefsiri Nedir? Şuara Suresi Oku

Şuara Suresi: Diyanet Meali, Anlamı, Türkçe ve Arapça Okunuşu! Şuara Suresi Tefsiri Nedir? Şuara Suresi Oku

CansinA
02.03.2022 - 16:50

Şuara Suresi, Mekke döneminde Neml Suresi’nden önce ve Vakıa Suresi’nden sonra indirilmiştir. Bazı kaynaklarda bu sureye ait 197, 224, 225, 226 ve 227 numaralı ayetlerin Medine döneminde indirildiğine yer verilmektedir. Sure adını, 224. ayette yer alan “eş-Şu’ara” teriminden almıştır. Bu bağlamda Şuara, şairler manasına gelmektedir. Şuara Suresi Kur’an-ı Kerim’in 26. suresi olarak bilinmektedir. Ancak sure indirilme sırasına dikkat edildiğinde 47. Sırada yer almaktadır. Şuara Suresi, müşriklerin Kur’an’ın vahiy dışından geldiğine yönelik yalanlamaları üzerine indirilmiştir. Peki Şuara Suresinin Türkçe okunuşu, Türkçe anlamı nasıldır? Tefsiri ve konusu nedir? İşte detaylar...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Şuara Suresi’nde birçok surede olduğu gibi Allah’ın birliği tekrar edilmektedir. Bunun yanı sıra; Kur’an-ı Kerim’in kaynağı, peygamberlik ve ahiret inancı konularına da değinilmektedir. Müslümanların örnek alması ve ders çıkarması için de bazı peygamberlerin kıssaları anlatılmaktadır. Bu bağlamda, Şuara Suresi, Müslümanlar için oldukça bilgi verici bir kaynaktır. Bu surede Kur’an-ı Kerim’in şairler tarafından oluşturulduğu iddiası da çürütülmektedir. Peki Şuara Suresinin anlamı ve konusu nedir? İşte detaylar...

Şuara Suresinin Türkçe Okunuşu

Şuara Suresinin Türkçe Okunuşu

1.Ta sım mım

2.Tilke ayatül kitabil mübın

3.Lealleke banıun nefseke ella yekunu mü'minın

4.İn neşe' nünezzil aleyhim mines semai ayeten fe zallet a'nakuhüm leha hadııyn

5.Ve ma ye'tıhim min zikrim miner rahmani muhdesin illa kanu anhü mu'ridıyn

6.Fe kad kezzebu fe seye'tıhim embaü ma kanu bihı yestehziun

7.E ve lem yerav ilel erdı kem embetna fıha min külli zevcin kerım

8.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

9.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

10.Ve iz nada rabbüke musa eni'til kavmez zalimın

11.Kavme fir'avn e la yettekun

12.Kale rabbi innı ehafü ey yükezzibun

13.Ve yedıyku sadrı ve la yentaliku lisanı fe ersil ila harun

14.Ve le hüm aleyye zembün fe ehafü ey yaktülun

15.Kale kella fezheba bi ayatina inna meaküm müstemiun

16.Fe'tiya fir'avne fe kula inna rasulü rabbil alemın

17.En ersil meana benı israiyl

18.Kale e lem nürabbike fına velıdev ve lebiste fına min umürike sinın

19.Ve fealte fa'letekelletı fealte ve ente minel kafirın

20.Kale fealtüha izev ve ene mined dallın

21.Fe ferartü minküm lemma hıftüküm fe vehebe lı rabbı hukmev ve cealenı minel murselın

22.Ve tilke nı'metün temünnüha aleyye en abbedte benı israıl

23.Kale fir'avnü ve ma rabbül alemın

24.Kale rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma inküntüm mukının

25.Kale li men havlehu ela testemiun

26.Kale rabbüküm ve rabbü abaikümül evvelın

27.Kale inne rasulekümüllezı ürsile ileyküm le mecnun

28.Kale rabbül mesrikı vel mağribi ve ma beynehüma in küntüm ta'kılun

29.Kale leinittehazte ilahen ğayrı le ec'alenneke minel mescunın

30.Kale e ve lev ci'tüke bi şey'im mübın

31.Kale fe'ti bihı in künte mines sadikıyn

32.Fe elka asahü fe iza hiye sü'banüm mübın

33.Ve nezea yedehu fe iza hiye beydaü lin nazırın

34.Kale lil melei havlehu inne haza lesahırun alım

35.Yürıdü ey yuhriceküm min erdıküm bi sıhrihı fe maza te'mürun

36.Kalu ercih ve ehahü veb'as fil medaini haşirın

37.Ye'tuke bi külli sehharin alım

38.Fe cümias seharatü li mıkati yevmim ma'lun

39.Ve kıyle lin nasi hel entüm müctemiun

40.Leallena nettebius seharate in kanuhümül ğalibın

41.Fe lemma caes seharatü kalu li fir'avne einne lena le ecran in künna nahnül ğalibın

42.Kale neam ve inneküm izel le minel mükarrabın

43.Kale lehüm musa elku ma entüm mülkun

44.Fe elkav hıbalehüm ve ısıyyehüm ve kalu bi ızzeti fir'avne inna le nahnül ğalibun

45.Fe elka musa asahü fe iza hiye telkafü ma ye'fikun

46.Fe ülkıyes seharatü sacidın

47.Kalu amenna bi rabbil alemın

48.Rabbi musa ve harun

49.Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebirukümüllezı allemekümüs sıhr fe le sevfe ta'lemun le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve la üzallibenneküm ecmeıyn

50.Kalu la dayra inna ila rabbina münkalibun

51.İnna natmeu ey yağfira lena rabbüna hatayana en künna evvelel mü'minın

52.Ve evhayna ila musa en esri bi ıbadı inneküm müttebeun

53.Fe ersele fir'avnü fil medaini haşirın

54.İnne haülai le şirzimetün kalılun

55.Ve innehüm lena le ğaizun

56.Ve inna le cemıun hazirun

57.Fe ahracnahüm min cennativ ve uyun

58.Ve künuziv ve mekamin kerım

59.Kezalik ve evrasnaha benı israıl

60.Fe etbeuhüm müşrikıyn

61.Felemma terael cem'ani kale ashabü musa inna le müdrakun

62.Kale kella inne meıye rabbı seyehdın

63.Fe evhayna ila masa enıdrib bi asakel bahr fenfeleka fe kane küllü firkın ket tavdil azıym

64.Ve ezlefna semmel aharın

65.Ve enceyna musa ve mem meahu ecmeıyn

66.Sümme ağraknel aharın

67.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

68.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

69.Vetlü aleyhim nebee ibrahım

70.İz kale li ebıhi ve kavmihı ma ta'büdun

71.Kalu na'büdü asnamen fe nezallü leha akifın

72.Kale hel yesmeuneküm iz ted'un

73.Ev yenfeuneküm ev yedurrun

74.Kalu bel vecedna abaena kezalike yef'alun

75.Kale e feraeytüm ma küntüm ta'büdun

76.Entüm ve abaükümül akdemun

77.Fe innehüm adüvvül lı illa rabbel alemın

78.Ellezı halekanı fe hüve yehdın

79.Vellezı hüve yut'ımünı ve yeskıyn

80.Ve iza merıdtü fe hüve yeşfın

81.Vellezı yümıtünı sümme yuhyın

82.Vellezı at'meu ey yağfira lı hatıy'etı yevmeddın

83.Rabbi heb lı hukmev ve elhıknı bis salihıyn

84.Vec'al lı lisane sıdkın fil ahırın

85.Vec'alnı miv veraseti cennetin neıym

86.Vağfir li ebı innehu kane mined dallın

87.Ve la tuhzinı yevme yüb'asun

88.Yevme la yenfeu malüv ve la benun

89.İlla men etellahe bi kalbin selim

90.Ve üzlifetil cennetü lil müttekıyn

91.Ve bürrizetil cehıymü li ğavın

92.Ve kıyle lehüm eyne ma küntüm ta'büdun

93.Min dunillah hel yensuruneküm ev yentesırun

94.Fe kübkibu fıhahüm vel ğavun

95.Ve cünudü iblıse ecmeun

96.Kalu ve hüm fıha yahtesımun

97.Tellahi in künna le fı dalalim mübın

98.İz nüsevvıküm bi rabbil alemın

99.Ve ma edalleha illel mücrimun

100.Fe ma lena min şafiıyn

101.Ve la sadıkın hamım

102.Fe lev enne lena kerraten fe nekune minel mü'minın

103.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

104.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

105.Kezzebet kavmü nuhınil murselın

106.İz kale lehüm ehuhüm nuhun ela tettekun

107.İnni leküm rasulün emın

108.Fettekullahe ve etıy'un

109.Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın

110.Fettekullahe ve etıy'un

111.Kalu enü'minü leke vettebeakel erzelun

112.Kale vema ılmı bima kanu ya'melun

113.İn hısabühüm illa ala rabbı lev teş'urun

114.Ve ma ene bi taridil mü'minın

115.İn ene illa nezırum mübın

116.Kalu le il lem tentehi ya nuhu le tekunenne minel mercumın

117.Kale rabbi inne kavmı kezzebun

118.Fettah beynı ve beynehüm fethav ve neccinı ve mem meıye minel mü'minın

119.Fe enceynahü ve mem meahu fil fülkil meşhun

120.Sümme ağrakna ba'dül bakıyn

121.İnne fı zalik le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

122.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

123.Kezzebet adünil murselın

124.İz kale lehüm ehuhüm hudün ela tettekun

125.İnnı leküm rasulün emın

126.Fettekullahe ve etıy'un

127.Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın

128.E tebnune bi külli riy'ın ayeten ta'besun

129.Ve tettehızune mesanıa lealleküm tahlüdun

130.Ve iza betaştüm betaştüm cebbarın

131.Fettekullahe ve etıy'un

132.Vettekullezı emeddeküm bima ta'lemun

133.Emeddeküm bi en'amiv ve benın

134.Ve cennativ ve uyun

135.İnnı ehafü aleyküm azabe yevmin azıym

136.Kalu sevaün aleyna e veazte em lem teküm minel vaızıyn

137.İn haza illa hulükul evvelın

138.Ve ma nahnü bi müazzebın

139.Fe kezzebuhü fe ehleknahüm inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

140.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

141.Kezzebet semudül murselın

142.İz kale lehüm ehuhüm salihun ela tettekun

143.İnnı leküm rasulün emın

144.Fettekullahe ve etıy'un

145.Ve ma es'elüküm aleyhi men ecr in ecriye illa ala rabbil alemın

146.E tütrakune fı ma hahüna aminın

147.Fı cennativ ve uyun

148.Ve züruıv ve nahlin tal'uha hedıym

149.Ve tenhıtune minel cibali büyuten farihın

150.Fettekullahe ve etıy'un

151.Ve la tütıy'u emral müsrifın

152.Ellezıne yüfsidune fil erdı ve la yuslihun

153.Kalu innema ente minel müsahharın

154.Ma ente illa beşerum mislüna fe'ti bi ayetin in künte mines sadikıyn

155.Kale hazihı nakatül leha şirbüv ve leküm şirbü yevmim ma'lum

156.Ve la temessuha bi suin fe ye'huzeküm azabü yevmin azıym

157.Fe akaruha fe asbehu nadimın

158.Fe ehazehümül azab inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

159.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

160.Kezzebet kavmü lutınil murselun

161.İz kale lehüm ehuhüm lutun ela tettekun

162.İnnı leküm rasulün emın

163.Fettekullahe ve etıy'un

164.Ve es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın

165.E te'tunez zükrane minel alemın

166.Ve tezerune ma haleka leküm rabbüküm min ezvaciküm bel entüm kavmün adun

167.Kalu leil lem tentehi ya lutu le tekunenne minel muhracın

168.Kale innı li ameliküm minel kalın

169.Rabbi neccinı ve ehlı mimma ya'melun

170.Fe necceynahü ve ehlehu ecmeıyn

171.İlla acuzen fil ğabirın

172.Sümme demmernel aharın

173.Ve emtarna aleyhim metara fe sae metarul münzerın

174.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

175.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

176.Kezzebe ashabül eyketil murselın

177.İz kale lehüm şüaybün ela tettekun

178.İnnı leküm rasulün emın

179.Fettekullahe ve etıy'un

180.Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın

181.Evfül keyle ve la tekunu minel muhsirın

182.Vezinu bil kıstasil müstekıym

183.Ve la tebhasün nase eşyaehüm ve la ta'sev fil erdı müsidın

184.Vettekullezı halekaküm vel cibilletel evvelın

185.Kalu innema ente minel müsahharın

186.Ve ma ente illa beşerum mislüna ve in nezunnüke le minel kazibın

187.Fe eskıt aleyna kisefem mines semai in künte mines sadikıyn

188.Kale rabbı a'lemü bi ma ta'melun

189.Fe kezzebuhü fe ehazehüm azabü yevmiz zulleh innehu kane azabe yevmin azıym

190.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın

191.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym

192.Ve innehu le tenzılü rabbil alemın

193.Nezele bihir ruhul emın

194.Ala kalbike li tekune minel münzirın

195.Bi lisanin arabiyyim mübın

196.Ve innehu lefı zübüril evvelın

197.E ve lem yekül lehüm ayeten ey ya'lemehu ulemaü benı israıl

198.Ve lev nezzelnahü ala ba'dıl a'cemın

199.Fe karaehu aleyhim ma kanu bihı mü'minın

200.Kezalike seleknahü fı kulubil mücrimın

201.La yü'minune bihı hatta yeravül azabel elım

202.Fe ye'tiyehüm bağtetev ve hüm la yeş'urun

203.Fe yekul hel nahnü münzarun

204.E fe bi azabina yesta'cilun

205.E feraeyte im metta'nahüm sinın

206.Sümme caehüm ma kun yuadun

207.Ma ağna anhüm ma kanu yümetteun

208.Ve ma ehlekna min karyetin illa leha münzirun

209.Zikra ve ma künna zalimın

210.Ve ma tenezzelet bihiş şeyatıyn

211.Ve ma yembeğıy lehüm ve ma yestetıy'un

212.İnnehüm anis sem'ı le ma'zulun

213.Fe la ted'u meallahi ilahen ahara fe tekune minel müazzebın

214.Ve enzir aşiratekel akrabın

215.Vahfıd cenahake li menit tebeake minel mü'minın

216.Fe in asavke fe kul innı berıüm mimma ta'melun

217.Ve tevekkel alel azızir rahıym

218.Ellezı yerake hıyne tekum

219.Ve tekallübeke fis sacidın

220.İnnehu hüves semıul alım

221.Hel ünebbiüküm ala men tenezzelüş şeyatıyn

222.Tenezzelü ala külli effakin esım

223.Yülkunes sem'a ve ekseruhüm kazibun

224.Veş şüaraü yettebiuhümül ğavun

225.E lem tera ennehüm fı külli vadiy yehımun

226.Ve ennehüm yekulune ma la yef'alun

227.İllellezıne amenu ve amilus salihati ve zekerullahe kesırav ventesaru mim ba'di ma zulimu ve seya'lemüllezıne zalemu eyye münkalebiy yenkalibun

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Şuara Suresinin Türkçe Anlamı

Şuara Suresinin Türkçe Anlamı

1.Ta Sin Mim.

2.Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir.

3.Ey Muhammed! Mü'min olmuyorlar diye adetâ kendini helak edeceksin!

4.Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar

5.Rahmân'dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler.

6.Onlar (Allah'ın âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek.

7.Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik.

8.Şüphesiz bunlarda (Allah'ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.

9.Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.

10, 11.Hani Rabbin Mûsâ'ya, 'Zalimler topluluğuna, Firavun'un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?' diye seslenmişti.

12.Mûsâ şöyle dedi: 'Ey Rabbim! Muhakkak ki ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.'

13.'Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn'a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap).'

14.'Bir de onlara karşı ben suçlu durumundayım. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım.'

15.Allah dedi ki, 'Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.'

16.'Firavun'a gidin ve deyin: 'Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz',

17.'İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.'

18.Firavun şöyle dedi: 'Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.'

19.'(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün). Sen nankörlerdensin.'

20.Mûsâ şöyle dedi: 'Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir halde iken (istemeyerek) yaptım.'

21.'Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı.'

22.'Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir.'

23.Firavun, 'Âlemlerin Rabbi de nedir?' dedi.

24.Mûsâ, 'O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.'

25.Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) 'dinlemez misiniz?' dedi.

26.Mûsâ, 'O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir' dedi.

27.Firavun, 'Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir' dedi.

28.Mûsâ, 'O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir' dedi.

29.Firavun, 'Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.'

30.Mûsâ, 'Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?' dedi.

31.Firavun, 'Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu,' dedi.

32.Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş.

33.Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş.

34.Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, 'Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır' dedi.

35.'Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne dersiniz?'

36.Dediler ki: 'Onu ve kardeşini alıkoy.Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder.'

37.'Sana bütün usta sihirbazları getirsinler.'

38.Böylece sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya getirildiler.

39.İnsanlara da 'Siz de toplanır mısınız?' denildi.

40.'Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara uyarız' (dediler.)

41.Sihirbazlar gelince, Firavun'a, 'Eğer biz üstün gelirsek gerçekten bize bir mükafat var mı?' dediler.

42.Firavun, 'Evet, hem o takdirde mutlaka bana yakın kimselerden olacaksınız' dedi.

43.Mûsâ onlara, 'Hadi ortaya atacağınız şeyi atın' dedi.

44.Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve 'Firavun'un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz' dediler.

45.Mûsâ da asasını attı. Bir de ne görsünler, asâ onların düzdükleri sihir takımlarını yutuyor.

46.Bunun üzerine sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.

47.'Âlemlerin Rabbine inandık' dediler.

48.'Mûsâ'nın ve Hârûn'un Rabbi'ne.'

49.Firavun, 'Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım' dedi.

50.Sihirbazlar şöyle dediler: 'Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz.'

51.'(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz.'

52.Biz Mûsâ'ya, 'Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz' diye vahyettik.

53.Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

54.Dedi ki, 'Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.'

55.'Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar.'

56.'Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz.'

57, 58.Biz de Firavun'un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

59.İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

60.Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.

61.İki topluluk birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları, 'Eyvah yakalandık' dediler.

62.Mûsâ, 'Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir' dedi.

63.Bunun üzerine Mûsâ'ya, 'Asan ile denize vur' diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi.

64.Ötekileri de oraya yaklaştırdık.

65.Mûsâ'yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık.

66.Sonra ötekileri suda boğduk.

67.Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi.

68.Şüphesiz ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.

69.Ey Muhammed! Onlara İbrahim'in haberini de oku.

70.Hani o babasına ve kavmine, 'Neye tapıyorsunuz?' demişti.

71.'Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz' demişlerdi.

72.İbrahim dedi ki: 'Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?'

73.'Yahut size fayda veya zararları dokunur mu?'

74.'Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk' dediler.

75, 76.İbrahim şöyle dedi: 'Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?'

77.'Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah dostumdur.'

78.'O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.'

79.'O, bana yediren ve içirendir.'

80.'Hastalandığımda da O bana şifa verir.'

81.'O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.'

82.'O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.'

83.'Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.'

84.'Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.'

85.'Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.'

86.'Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır.'

87.'(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!'

88.'O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!'

89.'Allah'a arınmış bir kalp ile gelen başka.'

90.Cennet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak.

91, 92, 93.Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, 'Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?' denilecek.

94, 95.Artık onlar ve o azgınlar ile İblis'in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar.

96.Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler:

97.'Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.'

98.Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.'

99.Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.'

100.İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.'

101.'Candan bir dostumuz da yok.'

102.Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.

103.Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.

104.Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.

105.Nûh'un kavmi de Peygamberleri yalanladı.

106.Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?'

107.'Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.'

108.'Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.'

109.'Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.'

110.'O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!'

111.Dediler ki: 'Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız.'

112.Nûh şöyle dedi: 'Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?'

113.'Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!'

114.'Ben inananları kovacak değilim.'

115.'Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.'

116.Dediler ki: 'Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!'

117.Nûh şöyle dedi: 'Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı.'

118.'Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar.'

119.Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık.

120.Sonra da geride kalanları suda boğduk.

121.Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

122.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.

123.Âd kavmi de peygamberleri yalanladı.

124.Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?'

125.'Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.'

126.'Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.'

127.'Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.'

128.'Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?'

129.'İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?'

130.'Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.'

131.'Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.'

132, 133, 134.'Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah'a karşı gelmekten sakının.'

135.'Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.'

136.Dediler ki: 'Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir.'

137.'Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir.'

138.'Biz azaba uğratılacak da değiliz.'

139.Böylece onlar Hûd'u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

140.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

141.Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı.

142.Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?'

143.'Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.'

144.'Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!'

145.'Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.'

146, 147, 148.'Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?'

149.'Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz.'

150.'Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.'

151, 152.'Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.'

153.Dediler ki: 'Sen ancak büyülenmişlerdensin.'

154.'Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir mucize getir.'

155.Salih, şöyle dedi: 'İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır.'

156.'Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.'

157.Derken onu kestiler, fakat pişman oldular.

158.Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

159.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

160.Lût'un kavmi de peygamberleri yalanladı.

161.Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?'

162.'Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.'

163.'Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.'

164.'Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.'

165, 166.'Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.'

167.Dediler ki: 'Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!'

168.Lût şöyle dedi: 'Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım.'

169.'Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar.'

170, 171.Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.

172.Sonra diğerlerini helâk ettik.

173.Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi!

174.Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

175.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

176.Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.

177.Hani Şuayb onlara şöyle demişti: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?'

178.'Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.'

179.Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

180.'Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.'

181.Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın.'

182.'Doğru terazi ile tartın.'

183.'İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.'

184.'Sizi ve önceki nesilleri yaratana karşı gelmekten sakının.'

185.Onlar şöyle dediler: 'Sen ancak büyülenmişlerdensin.'

186.Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz.'

187.'Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür.'

188.Şuayb, 'Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir' dedi.

189.Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi.

190.Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

191.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

192.Şüphesiz bu Kur'an, âlemlerin Rabbi'nin indirmesidir.

193, 194, 195.Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

196.Şüphesiz bu (Kur'an'ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı.

197.İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir?

198, 199.Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı.

200.İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) suçluların kalbine soktuk.

201, 202, 203.Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, 'Bize mühlet verilmez mi?' demedikçe, ona inanmazlar.

204.Bizim azabımızın çabuklaşmasını mı istiyorlar?

205.Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak,

206.Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?)

207.(Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı.

208.Biz hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helak etmedik.

209.Bu bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz.

210.O Kur'an'ı şeytanlar indirmemiştir.

211.Zaten bu onların harcı değildir, buna güçleri de yetmez.

212.Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

213.Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!

214.(Önce) en yakın akrabanı uyar.

215.Mü'minlerden sana uyanlara kanatlarını indir.

216.Eğer sana karşı gelirlerse, 'Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım' de.

217, 218, 219.Namaza kalktığında seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah'a tevekkül et.

220.Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

221.Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?

222.Onlar, her günahkâr yalancıya inerler.

223.Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.

224.Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar.

225, 226.Görmez misin ki onlar, her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve yapmadıkları şeyleri söylerler.

227.Ancak iman edip salih amel işleyen, Allah'ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka. Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir.

Şuara Suresinin Tefsiri

Şuara Suresinin Tefsiri

Bazı sûrelerin başında bulunan bu tür harflere “hurûf-ı mukattaa” adı verilmektedir (bilgi için bk. Bakara 2/1).

Sûre başlarındaki hurûf-ı mukattaadan sonra genellikle kitaptan, âyetlerden veya vahiyden söz edilmektedir. Nitekim burada da aynı üslûp kullanılmıştır. “Apaçık kitap” ifadesinden kastedilenin hangi kitap olduğu konusunda farklı görüşler olmakla birlikte müfessirlerin çoğunluğu bunun Kur’an olduğu kanaatindedir (Râzî, XXIV, 118; Şevkânî, IV, 91; İbn Âşûr, XIX, 92; bu konuda bilgi için ayrıca bk. Ra‘d 13/1; Hicr 15/1). “Apaçık” diye tercüme ettiğimiz mübîn kelimesi “açıklayıcı” anlamına da gelmektedir. Buna göre Kur’an âyetleri gelişigüzel söylenmiş sözler değil; anlamı açık, doğruluğunda şüphe olmayan ve gerçekleri açıklayan ilâhî kitabın âyetleridir. Bu sebeple ona şanına yakışır bir şekilde saygı gösterilmesi ve emirlerinin yerine getirilmesi gerekir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Şuara Suresi Konusu

Şuara Suresi Konusu

Ağırlıklı olarak Allah’ın birliği, peygamberlik, vahiy ve âhiret inancı gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’den, onun kaynağından, şanının yüceliğinden ve müşriklerin Kur’an karşısındaki tutumundan bahsedilmekte, örnek ve ibret alınması için bazı peygamberlerin kıssaları ve tebliğlerinden kesitler verilmektedir. Bu kıssalarda tarih sürecinde insan karakterinin değişmediğine, bu sebeple insanda gerçeği inkâr etme eğiliminin her dönemde görülebileceğine, insanoğlunun zenginlik, iktidar, nüfuz ve şöhret düşkünlüğüne, kitlesel kültür ve ideolojilere körü körüne bağlılığına dikkat çekilmektedir. Kur’an’ın bir şair tarafından meydana getirildiği iddiaları çürütülmekte; gerçeği kabul etmeyen dönemin şairleri yerilmekte, ancak mümin ve makbul şairlerin de bulunduğu ifade edilmektedir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın