Eğitimde Şartlar Eşit Değil! Çocuklar Artan Hayat Pahalılığı Nedeniyle Beslenemiyor: Okullar Ticarileşti
Son dönemde ekonomide yaşananlar herkesi ucundan kıyısından bir yerinden etkiliyor. Durumun iyi olmadığı sır değil. En çok dar ve sabit gelirli kesim etkilenirken, üst segmentin de etkilenmediği ancak diğerlerine göre bir nebze KKM, döviz, mal varlığı fiyatlarında yükselme gibi etmenlerle enflasyondan korunduğu görülüyor. İş insanları bir şekilde krediye ulaşma çabasında ve yüzde 83'ün üzerindeki enflasyonist ortamda 14 Ekim itibarıyla yüzde 18,50 dolaylarında krediyle fonlanıyor. Ancak tüm bunların içinde bir kesim var ki iç acıtıyor: Çocuklar! Aslında dar gelirli ailelerin yeterli beslenemeyen ve eşit eğitim alamayan çocukları.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Devlet Sahneden Çekildi Aileler Pahalı Eğitim ile Baş Başa Bırakıldı” isimli bir çalışma yaptı.
Birgün'den Mustafa Bildircin'in aktardığına göre, ekonomik krizin çocuklar üzerindeki etkisini gösteren çalışmada, yetersiz beslenen çocukların yaşadığı sorunlar gözler önüne serildi. Gelişim geriliği, metobolik sendrom gibi büyük sorunları içeren rahatsızlıklar, demir ve iyot yetersizliği gibi hastalıkların görülme oranı arttı.
Çalışmada Milli Eğitim Bakanlığı'nın sağlıklı beslenme konusuna eğilerek, sosyal devlet anlayışı uyarınca öğrencilere ücretsiz yemek sunması gerektiğinin altı çizildi.
Artan hayat pahalılığının beslenmede sağlıksız bir şekilde karbonhidrat ağırlıklı olmaya yönelttiği halkın, 'Sürekli ekmek ve türevleri' ile karın tokluğu ile günü geçirdiği bu şekilde beslenen çocukların da bağışıklık sisteminin zayıfladığı ve enfeksiyona açık hale geldikleri vurgulandı.
Çalışmada, artan fiyatların yoksulluğu da derinleştirerek, çocuklara gelişimleri için yeterli miktarda gıda sunulamadığını gösterdiği belirtildi.
4-6 yaş gurubundaki bir çocuğun sağlıklı beslenmesi için gıda harcamalarının geçen yıl Ağustos ayında 507,72 TL tutarken, bu yılın aynı ayında bu tutarın 1.106,64 TL'ye çıktığı görüldü.
Özellikle bu yaş grubundaki çocukların gelişiminde önemli eğitimin de devletçi yaklaşımdan uzaklaşılmasıyla, paralı bir hale gelen okullarda kıyafetlerin dahi fahiş fiyatlarla satıldığı belirtildi.
Forma zorunluluğu olan okullarda kısa kollu bir tişörtün 130-140 lira, pantolon ve ceketlerin 300’er lira olduğu görülürken, dönem başında çocuklara, verilen ihtiyaç listelerinin fiyatının da 200 lirayı bulan fotokopi kağıtları içerdiği iletildi. Kayıt parası alınmayan sistemde, ‘Bağış’ adı altında velilerden para toplandığı da vurgulandı.
"Özel okullar artarken, devlet okulları azalıyor" denildi.
Çalışmada İlgezdi ayrıca, eğitim sisteminin 'piyasalaştığını' belirterek, zor geçinen ailelere daha da yük bindiğini, 2012-2013 eğitim öğretim döneminde 28 bin 177 olan kamu ilkokul sayısının 2022'de 22 bin 480'e gerilediğini özel ilkokullarınsa arttığını belirtti. Eğitimin temel bir hak olduğu vurgulanırken, bunun ticari bir piyasaya dönüştüğünün de altı çizildi.
Yorum Yazın
Şu durum benim okul yıllarımda olsaydı eğer okula devam edemeyecektim. Tek kişinin çalışarak hem kira verip, hem çocuk okutup hem de 6 sene içinde ev sahibi ... Devamını Gör
Eğitim şartları eşit değil mi? Yaşam şartları eşit sanki? Millet eğitime ayırabileceği parayı geçti artık karnını doyurabilecek mi onun derdinde.
Doğurmayın abi. ayranınız yok içmeye tahtırevanla gidiyonuz sevişmeye. ekonomik düzeyin belli. ihtiyacını karşılayamayacağın çocuğu yapma.
konu sevişmek ve çocuk yapmak mı :)