Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
'Ecdat Gemileri Karadan Yürütürken Bunlar Hazineyi Havadan, Karadan, Denizden Yürüttüler'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'na yönelik eleştirilerini sürdüren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Camide içki içiliyor dediler yalan attılar. Başörtülü kardeşimize saldırdılar dediler yalan söylediler. Ecdat gemileri karadan yürütürken bunlar hazineyi havadan, karadan, denizden yürüttüler' dedi.
Bahçeli, partisinin İstanbul Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen mitinginde konuştu.
MHP yürüyüşünün İstanbul’dan başlayacağını söyleyen Devlet Bahçeli, “Yürüme sırası bizdedir. Allah için yürüyeceğiz. Kafire kabus yaşatacağız, kafire kabus yaşatacağız. Millet için yürüyeceğiz, haine haddini bildireceğiz. Mazlumlar için yürüyeceğiz, zalimleri ezip geçeceğiz. Kırılan umutları tamir etmek, incinen gönülleri onarmak, burkulan kalpleri iyileştirmek için bizimle yürü İstanbul. Vatan için, bayrak için, şeref ve namus için bizimle yürü İstanbul. Biz yürürsek önümüzde kimseler duramayacaktır” diye konuştu.
'İSTİYORLAR Kİ TÜRK MİLLETİ DURSUN, SUSSUN, KIMILDAMASIN'
Türkiye'nin ayağa kalkmasından bazı çevrelerin rahatsızlık duyduğunu söyleyen Bahçeli, “Türkiye’nin yürümesi ihanet durağında bekleyenleri şaşkına çevirecektir. Türkiye’nin harekete geçmesi durgunluğun faillerini köşeye sıkıştıracaktır. İstiyorlar ki Türk milleti dursun, sussun, kımıldamasın. Diliyorlar ki Türklük yerinde saysın, zamanla erisin. Bekliyorlar ki Türkiye atıl ve hareketsiz kalsın. Yok böyle bir yağma. Yürü ey İstanbul. Kardeşim fetih günü bugün. Yeni bir kurtuluşun doğum günü 7 Haziran” şeklinde konuştu.
'YÜRÜRKEN OYUNLARI BOZUYOR, PROVOKASYONLARI ALT ÜST EDİYORUZ'
MHP’nin yürüyüşünün engellenmeye çalışıldığını iddia eden Bahçeli, “Yürürken engelleri görüyoruz. Yürürken oyunları bozuyor, provokasyonları alt üst ediyoruz. İstanbul’da miting yapmamızın önüne geçmek maksadıyla her zorluğu çıkardılar. ‘Yenikapı’ dedik, ‘fetih şöleni var kurulan dev platform sökülemez’ dediler. ‘Bakırköy Pazar alanı’ dedik ‘izin yok’ dediler. ‘Maltepe Meydanı’ dedik ‘bağımsız adaylar da orayı istiyor ne çıkarsa bahtınıza heveslenmeyin’ dediler. Kazlıçeşme’yi istedik ‘miting alanı değil boşuna uğraşmayın’ dediler. Önümüze set çekenler bir şeyi unutmuştur. Ben hatırlatayım. MHP haklı olduğu bir konuda engel tanımaz, haksızlığa boyun eğmez, bariyerleri yıkar geçer. MHP demokratik hakkını çiğnetmez. Hangi çılgın yürüyüşümüze ket vurabilecektir. Hangi demokrasi ve milli irade düşmanı karşımızda durabilecek. Dedik ki kim ne derse desin 31 Mayıs günü Kazlıçeşme’de olacağız. Anında çark ettiler” ifadelerini kullandı.
'BİZ NE HAİNİ UNUTURUZ, NE HIRSIZI AKLIMIZDAN ÇIKARIRIZ'
‘Şehit edildikçe yükseldik’ diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, “Cuntacılar bir yandan, teröristler bir yandan, işbirlikçiler bir taraftan kaynağımızı kurutmaya çalıştılar ama başaramadılar. Şükür budandıkça büyüdük, vuruldukça çoğaldık, düştükçe doğrulduk. Şehit edildikçe yükseldik. Yükseldikçe yürüdük. Serok Ahmet sesimi duydun mu? 17-25 Erdoğan az da olsa bizi öğrendin mi. İster BOP’a eş başkan olsunlar, ister Kandil'de teröristlerle tüfek çatsınlar bize fark etmez. MHP’ye diş geçmez, önüne geçilemez. Ne var ki hala bizimle uğraşıyorlar. Afişlerimizi toplatıyorlar. Sanıyorlar ki 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk kepazeliğini unutturacaklar. Sanıyorlar ki kaçak ve karanlık sarayı unutturacaklar. Biz ne haini unuturuz, ne hırsızı aklımızda çıkarırız. Ne ‘babacığım’ diyen sesleri ne de ‘parayı sıfırla’ diyen kısık sesleri hafızamızdan çıkarırız. Biz ne yıkımı, ne de çözülme sürecini bir kenara koyarız. Millet vicdanında afiş olmuş hiçbir rezilliği unutturamayacaklar. Unutursak bunu millete izah edemeyiz. Durmasınlar devlet gücünü üstümüze salsınlar, algı operasyonları ile kara propaganda ile akıl çelmeye kalksınlar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kursaklarından çıkaracağız. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, girdikleri deliklere kadar iz sürüp araya araya bulup alayını adalete teslim edeceğiz. Erdoğan çirkefe yatmasın, Davutoğlu ucuz figüranlık yapmasın zalim yamaklığına, saray hizmetkarlığına özenmesin. Türk milletinin kahrından gazabında bunların kaçışı yoktur” diye konuştu.
Bahçeli, şöyle devam etti: 'Uşak’ta Erdoğan’ın kanunsuz mitinginden önce bozkurt işareti yapan bir hanım kardeşimiz şerefsizce gözaltına alınmış ve sorgulanmıştır. Erdoğan tetikçileri sanki parti binamıza sanki bir hücre evine baskın düzenler gibi saldırmışlardı. Bunların 7 Haziran’dan sonra haddini bildireceğiz. Erdoğan’ın bozkurt simgemize düşmanlığını biliyoruz. MHP nefretine de şahidiz. Madem bozkurt işaretine Erdoğan tahammülsüzdür, madem çakal hükmünü geçireceğini zannetmektedir o halde hodri meydan. Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum. Gelsin Kazlıçeşme’ye baksın. Yüzlerce bozkurt işareti yapan Türkiye sevdalısı kardeşimi görecekler. Hadi koruma polislerini buraya da gönder. Yandaş savcı ve hakimlerine burada da görevlendir. Gücün yetiyorsa yüz binlere kelepçe vur, mahkemelere çıkar. Aklın kesiyorsa Kazlıçeşme’deki ülkücü inanmışlığını adliyelere götür. 15-25 Erdoğan hadi korkma, mertsen ajanları aramıza yolla hepimizi fişlet. Kafatasçı olarak suçladıkların buradadır. Fatiha bilmeyenler diyerek hakir gördüklerin seni beklemektedir. Biz yürüyoruz acaba sen nerede fitne planları yapıyorsun.'
'YA CUMHURBAŞKANI YA DA CUMHUR ÇIBANI OLACAKTIR'
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Diyorlar ki Cumhurbaşkanı'na hakaret ediliyormuş. Biz Cumhurbaşkanı'na hakaret etmeyiz. Böyle bir yanlışın içine düşmeyiz. Gelenek ve siyasi duruşumuzun temelinde devletin başı ile kavga etmek yoktur fakat ilk önce Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek. Cumhurbaşkanı gibi davranacak. Ya Cumhurbaşkanı ya da cumhur çıbanı olacaktır. Recep Tayyip Erdoğan halkın oyuyla geldim diyorsan üzerine aldığı milli iradeyle mükelleftir. Erdoğan ne söylerse misli ile onu duyacaktır. Yasadışı yollardan siyasete ayar vermeye devam ettikçe gözümüz üstünde olacaktır. Parlamenter sistemi mayınlamaktan kesinlikle uzak duracaktır. PKK ile yaptığı başkanlık pazarlığından pişmanlık duyacaktır. Korsan mitingler düzenleyip muhalefetle söz düellosuna dönmeyecek, başbakanlığı panayıra kendisini cambaza çeviren Davutoğlu’ndan rol kapmayacaktır. Adam gibi Cumhurbaşkanı olacak, yerini yurdunu bilecek. Anayasanın çizdiği sınırlardan taşmayacak. Yetki ve görev sahasını ihlal etmeyecektir. Şeref, namus üzerine yeminini çiğnediğinden milletin affına sığınacaktır. Kendine güveniyorsa 17-25 Aralık’tan dolayı mahkemeye çıkıp aklanmanın yollarına bakacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ağır sözlerle eleştiren Devlet Bahçeli, “Erdoğan ve Davutoğlu her türlü suçu işleyecek kadar savrulmuştur. Bu savrulma milli güvenlik tehdididir. Dün fetih şöleni yapılmıştır. Artık Erdoğan ve Davutoğlu kürsüde birlikte düet yapmaya başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı başkanlık için kuluçkaya eviren Erdoğan, devlet imkanlarını seferber ederek AKP’nin mitingini yapmıştır. Hukuk bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Cumhurbaşkanlığı makamının ağırlığı bir kez daha ağır yara almıştır. Erdoğan seyyah gibi dolaşmaktadır.
Davutoğlu ise sarayın kapısına bağlıdır ve etkisi sıfır hükmündedir. Yeniden yükseliş adı altında yapılan sözde fetih şöleni İstanbul’u yok saymaktır. Erdoğan dirilişe değil açılışa hizmet edecek kadar kötürümleşmiştir. İstanbul’un 562 yıllık fetih ruhu siyasi hesaplara kurban edilmiştir. Bu nankörlük ve nimet bilmezliktir. Bizans’ın son kalıntıları, tekfurların son neferleri neyin fethini kutlamaktadır. Müslüman kanı dökmek, varlığımızı tüketmek için asırlardır vahşet planları yapan, Vatikan’ı örnek gösteren Erdoğan neye hizmetle görevlidir. Papa’yı diyanet işleri başkanı ile mukayese edecek kadar manevi kıyım yapan Erdoğan, Fatin Sultan Mehmet’in mirasını hangi yetki ile siyasallaştırmaktadır. Şölen neyin yükselişi, kimin pazarlamışıdır. Fetih tanımı yapmış çuvallamıştır. Fetih bir inanç ve ülkü işidir. Maneviyattan sapmışlar bunu anlamayacaklardır. Fetih için samimiyet lazımdır, yalan korosunda yer alanlar bunu göremeyecektir. Fetih için mangal gibi yürek, çelik gibi bilek, kaya gibi irade şarttır. Bir avuç eşkıyanın gönlünü almak için takla üstüne takla atan açılım ve çözüm lobisi buna kavrayamayacaktır. Yıkımı amaç edinenlerin fetihten bahsetmesi sahtekarlıktır. Gönül yıkan, Türk düşmanlarına methiyeler düzen birinin fetih demesi çürümüşlüğü örtemeyecektir. Fetih bir ruhtur ancak milli yüreklerde hak ettiği yeri bulacaktır. Fetih alın teridir, fedakarlıktır, stratejik dehadır, İstanbul’dur, Ayasofya’dır” şeklinde konuştu.
'TÜRKMENLERE YARDIM ETTİNİZ DE ELİNİZİ Mİ TUTTUK'
Başbakan Davutoğlu’na da MİT TIR'ları üzerinden yüklenen Devlet Bahçeli, “Davutoğlu dün Ankara’da gaflete düşmüş ve bize devlet dersi vermeye kalkışmıştır. Suriye’deki terörist gruplara silah sevk eden işbirlikçi haddi değildir. Davutoğlu MİT TIR'ları fotoğraflarına casusluk diyor, Erdoğan hesabının sorulacağını ifade ediyor. MİT TIR'ları ile Suriye’de Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüldüğünü açıklıyorlar. Gerçek farklıdır ve bunu Suriye Türkmen cephesi yalanlamıştır. Sayın Davutoğlu gazete ilanları ile başbakan aransa senin gibisi bulunamayacaktır. Doğru söyle kimin silahlarını hangi odaklara nerelere taşıyordunuz. Türkmenlere yardım ettiniz de elinizi mi tuttuk. Türkmenlere şefkat konvoyu hazırladınız da önünüze mi geçtik. Davutoğlu devletin haysiyet ve itibarını iki paralık etmesinin altından nasıl kalkacaktır. TIR’ların durdurulmasının ardından Türkmenler büyük kayıplara uğradı diyen Davutoğlu, soydaşlarımız yıllardır mezalime uğruyor, haberin var mı?” dedi.
'KERKÜK’TE, TELAFER’DE TÜRKMENLER KATLİAMA MARUZ KALIRKEN NEREDEYDİNİZ'
Eleştirilerini sürdüren Bahçeli, 'Sıkıştılar mı hemen Türkmenlere yardım gönderiyorduk bahanesine saklananlara soruyorum. Kerkük’te, Telafer’de Türkmenler katliama maruz kalırken neredeydiniz. Kimin sıra gecelerinde sazlı sözlü eğlencelere dalmıştınız. Türkmen kanı eline bulaşan Barzani’ye hangi maksatla silah gönderiyordunuz. PKK’yı Kobani’ye geçirirken hiç mi arlanmıyordunuz. Amacınız daha fazla Türkmen’in ölmesi miydi? ‘MİT TIR'ları ile insani yardım malzemesi gönderiyorduk’ dediler ancak TIR’dan Erdoğan ve Davutoğlu bölgesel terör örgütleri vahşet planları çıktı. ‘Türkmen açtır açıktadır. Bu tükenmişlere veren el olduk’ diyerek böbürlenmektedir. Sayın Başbakan kimlere ne verdiğinizi açıklamazsan kazanacağın yeni sıfatlarla serokluğu bile çok ararsın. 4 yıldır milli uçağımız göklerde bugünlerde yapılıyor dediler. Davutoğlu ‘2002’den önce piyade tüfeği yapılamıyordu’ dedi.
Erdoğan ‘MHP terör örgütü ile işbirliği yapıyor, HDP’nin meclise girmesini istiyor’ dedi. Yalandan yere çakıldı. 'MİT TIR'ları Türkmenlere yardım götürüyor dediler’ yüzleri kızarmadan ihanete ortak oldular. Karaparacı İranlıya hayırsever dediler yalan söylediler. Montaj, dublaj dediler, yalan söylediler. 17-25 Aralık’a darbe dediler yalana battılar. PKK ile pazarlık yok dediler Oslo’da, İmralı’da, Kandil’de ihanet ortakları ile kareye gidiler. Camide içki içiliyor dediler yalan attılar. Başörtülü kardeşimize saldırdılar dediler yalan söylediler. Ecdat gemileri karadan yürütürken bunlar hazineyi havadan karadan denizden yürüttüler. Bunlara boşuna yalancı demiyorum. Bu nedenle yürüyüşümüzden ödleri patlıyor. Hesap soracağımızı biliyorlar. Türk milletinin son siperi olduğumuzu unutmuyorlar. Biz yenilirsek önleri açılacak. Biz pusarsak hiçbir kaygıları da kalmayacak. Öyle inanıyorlar ki ilk kez doğru söylüyorlar. Milliyetçi hareket düşerse Türkiye düşecektir. Milliyetçi hareket kaybederse Türk milletinin bahtı kararacaktır. Buna izin veremeyiz, soysuzlara, soyanlara, sövenlere Türkiye’yi bırakamayız' diyerek sözlerini tamamladı.