Davutoğlu'ndan Tezkere Açıklaması
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in salı günü Bakanlar Kurulu'nda IŞİD'le ilgili brifing vereceğini açıkladı. Davutoğlu, Suriye ve Irak tezkerelerinin de yeni eklemeler yapılmış halde 2 Ekim Salı günü ayrı ayrı Meclis'e sunulacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin 2014-15 Akademik Yılı açılışında yaptığı konuşmada, 'İslam dendiğinde bugün IŞİD'i görenlerin bence ortak özelliği cahillikleridir. İslam toplumlarını oluşturduğu medeniyet, IŞİD'le anılamaz. IŞİD'de İslam'la anılamaz. Bu zihniyet İslam'la anılamaz' dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun gelişinden önce törenin yapılacağı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde geniş güvenlik önlemi alındı. Programı dinleyici olarak gelen öğrenciler üst aramasının ardından salona girdi. Öğrencilerin kalem, bozuk para ve çakmakla salona girmelerine izin verilmedi. Öğretim görevlileri de üst aramasının ardından Başbakan Davutoğlu'nun ilk dersi vereceği salona alındı.
3 İLİŞKİ İKAME EDİLEMEZ
Başbakan Davutoğlu, 'Yeni Türkiye Vizyonu ve Medeniyet Tasavvurumuz' konulu açılış dersini verdi. Samsun'a, sadece Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başbakanı olarak değil özgürlüğün gelecekteki bekçisi olacak gençliği yetiştiren eğitim kurumları, öğretim üyeleriyle dertleşmek üzere geldiğini söyleyen Davutoğlu, sınıfları, ders salonlarını özlediğini belirtti. Kendi şahsında, varoluşsal olarak hiçbir zaman birbirinden ayıramayan üç ilişki biçimi bildiğini söyleyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Her şey ikame edilir, bu 3 ilişki Hazreti Adem'den beri, insanlığın ilk döneminden bu yana ikame edilmemiştir. Birincisi ebeveynle çocuk arasındaki ilişki, anne, baba arasındaki ilişki, varoluşsal ilişkidir. O ilişki sebebiyle varoluş başlar. İkincisi, hocayla talebe arasındaki ilişki. Gerçek hocayla, gerçek talebe buluştuğunda o ilişkiyi ikame edecek herhangi bir ilişki yoktur. Çünkü bu da zihnin, ruhun, ahlakın var oluşsal zeminini kurar. Bir hoca, öğrencisine baktığında sadece öğrenci görür. Onunla birlikte aslında kendisine intikal eden o büyük birikimin gelecek nesillere intikal etmesinin rüyasını görür. Üçüncüsü hasta, doktor ilişkisi, o da gerçekten ben de eşimden bizzat gördüğüm ikame edilemiyor. Gerçek doktor ile hasta buluştuğunda hayat boyu başka ilişki doğuyor. Hiç kimsenin nüfuz edemeyeceği ilişki. Bence mesleklerin en şereflisi, en şereflilerinden biri hoca olmaktır, öğretim üyesi olmaktır. Önünüze gelen o ham zihinlerin yoğrulmasını ve onun özgür düşünceyle beslenmesini sağlayacak şekilde bir inşa faaliyeti gerçekleştirilmesidir.'
'ESED'E 7 SAAT DİL DÖKTÜM'
Davutoğlu, Esad'la geçmişte yaptığı görüşmeyi de şöyle anlattı: 'Devlet yapıları değişiyor. Bakınız çevremizde ciddi sarsıntılar yaşanıyor. Suriye'de, Irak'ta yaşananları, ben sadece her gün gelen mülteci sayısıyla bakıp da ne tedbir alacağım diye değerlendirmiyorum. Onu yapmak devlet adamı olarak benim görevim. Ama aynı zamanda bu sosyolojik değişim nereye gidiyor diye anlamaya çalışıyorum. Ve onun için geçmişte yapmış oyduğumuz uyarılar, 'aman etnik ve mezhebi temelli yapılar yer etmesin' diye Irak ve Suriyeli liderlere neredeyse yalvarırcasına yaptığımız uyarıların karşılığını görememiş olmaktan ne kadar muzdarip olduğumu anlamınızı isterim. 10 Ağustos 2011'de daha Suriye'de çatışmalar bu kadar yayılmamışken Beşer Esed'e 7 saat bir Ramazan günü hiçbir şey yemeden bunu anlatmaya çalışmıştım. Ne olur ordunuzla halkı karşı karşıya getirmeyin. Ordunuzun yapısını siz biliyorsunuz. Keşke bu konuşma mahremiyet olmamış olsaydı kayda alınsaydı da bugün dünya televizyonlarında dinleseydik. Bu tehlikeyi görmemiz lazım. Türkiye yeni Türkiye ve küresel özne olmaya doğru giderken etrafımızdaki topluluklar parçalanıyor. Irak'ta, Suriye'de Ukrayna'da yaşananları çok yakından takip etmek lazım.'
BASINA SINIRLAMA KALKTI
Bu arada Başbakanlık Basın Müşavirliği'nden dün yapılan açıklamada Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılacağı törene gazetecilerin fotoğraf makinelerinin ve kameralarının alınmayacağının belirtilmesi üzerine gelen tepkiler sonrası yasak kalktı. Yapılan ikinci açıklamada ise şöyle denildi:
'28 Eylül 2014 Pazar günü Sayın Başbakanımızın basına kapalı programı olmayacaktır. Canlı yayın yapılacak olan frekanslardan görüntü alınabilecektir. Fotoğraf çekmek isteyen basın mensupları fotoğraf çekebileceklerdir. Akredite olan basın mensupları tüm programları takip edebilecektir.'
TEZKERE GENİŞLETİLEREK MECLİS'E GELİYOR
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in salı günü Bakanlar Kurulu'nda IŞİD'le ilgili brifing vereceğini de açıkladı. Davutoğlu ayrıca Suriye ve Irak tezkerelerinin de yeni eklemeler yapılmış halde 2 Ekim Salı günü ayrı ayrı Meclis'e sunulacağını söyledi.
DHA
Başbakan Davutoğlu,'Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum. Eğer IŞİD'ci arıyorsa sağına baksın bir hanımefendi görecek. 28 Şubat'ta ikna odalarında bu milletin aziz evlatlarında süründüren bir hanım görecek' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Samsun'da toplu açılış töreninde konuştu.
Başbakan Davutoğlu,'Kılıçdaroğlu'nun demeçlerine bakın. CHP zihniyeti 28 Şubat'ı çıkaran zihniyettir. Kendisi de 28 Şubat'ın takipçisi zihniyettir. Ortaöğretimde başörtüsüne özgürlük getirdik diye diyor ki 'Bunlar IŞİD'ciler gibi davranıyor'. Bunu bize söylüyor. Şimdi buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum. Eğer IŞİD'ci arıyorsa sağına baksın bir hanımefendi görecek. 28 Şubat'ta ikna odalarında bu milletin aziz evlatlarında süründüren bir hanım görecek. IŞİD zihniyeti oradadır. İstiklal Harbi'ni bir başörtüsü için başlatan Sütçü İmam'ın ruhuna ihanet ederek gencecik kızlarımızın zorla başını açtıranlar, IŞİD zihniyeti onlardır. IŞİD zihniyeti, ikna odalarını kuranlardır' diyle konuştu.
Davutoğlu, '62. Hükümet'in ilk icraatlarından biri, başörtü yasağını ebediyen tarihe gömecek şekilde ortaöğretimde de başörtüyü serbest bırakmak olmuştur. Bu milletimizin iradesidir ve bu iradeden geri dönüş asla olmayacaktır' dedi.
Davutoğlu, 'Aslında son 1 yıl içinde, Ali Fuat Başgil'e yapılan muamele Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılmak istendi. Gezi olaylarıyla ve arkasından kışkırtılan 17 Aralık, 25 Aralık operasyonlarıyla dolaylı olarak şu denmek istendi: 'Nasıl Ali Fuat Başgil'i, halkın içinden gelen o değerli insanı cumhurbaşkanı yapmamışsa bir vesayet rejimi, o zamanki dikta ve darbe yönetimi, biz de Recep Tayyip Erdoğan'ı yaptırmayacağız' demek istediler.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!