Çabuk Yaşlanmayı İstemiyorsanız...

Yaşlılık pek çok kadının korkusu. Eskisi kadar arzulanmayacak olmaktan sağlık sorunlarına kadar bir sürü kaygı giriyor işin içine. Çok sevdiğimiz uzmanlarımız diyor ki; güzel yaşlanan ve yaşıyla barışık olan kadınların en önemli ortak özelliklerinden birisi, daha erken yaşlarda bile bu durumu dert etmemekmiş. Örneğin 25 iken artık 18 değilim diye, 35 iken artık 25 değilim diye hayıflanmayan kadınlar 50 yaşındayken de hem daha genç görünüyor hem daha huzurlu oluyorlarmış.

Tabii bazı tavsiyelerde bulunuyorlar yine de. Uzman bu tavsiyede bulunmadan olur mu?

Sağlıklı beslenme. (Yağı, unu, tuzu, şekeri hepten çıkartmaktan bahsetmiyorum. Günde on saat çalışalım, trafikte boğuşalım, kazandığımızı faturalara verelim bir de çikolata yemeyelim, hayat mı bu? Sadece biraz daha özen, biraz daha dikkat. Bedenimiz bize zaten bir şeylerin yolunda gitmediğinin sinyalini verir.)

Olabildiğince hareket etme, (Hareket etmeyi de gözümüzde büyütmeyelim, arada sırada otobüsten bir durak önce inmek bile nefes alıp vermenizi düzeltecek emin olun.),

Teknolojiyi adım adım takip etmesek bile yeniliklere açık olup zihnini sürekli diri tutmak. Çalışan zihin hem daha pratik olur hem de algılarımızı açacağı için hayatla bağlarımızı daha sıcak tutar.

Ve elbette aşk. Sadece bir insana duyulan aşk değil. Bir hobiye, bir semte, hayvanlara duyulan aşk. Kalbiniz daha hızlı çarpınca enerjiniz de daha yüksek olur.

Bütün bunlar yaşlanmanın etkilerini azaltıyormuş. Gençlik iksirini bulan nasıl olsa henüz olmadı.

Allah sağlıklı ömürler versin.

Gerçekten.

Yoksa yaşadıkça hepimiz yaş alacağız.