onedio
İnternette Tanışıp Evlenenler Daha Mutlu
Hayat arkadaşını sanal ortamdan bulmak, klasik tanışma yöntemlerine göre daha mutlu ve uzun evliliklerin yapılmasını sağlıyor. Belki kulağa pek romantik gelmiyor ama tanıştığınız kişinin doğru kişi olduğunu anlamakta en etkili yöntem internetten yapılan iletişim olabilir. ABD Chicago Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, internet sitelerinde tanışan çiftlerin klasik yollarla tanışanlara göre daha mutlu evlilikleri oluyor. Araştırmacılar, 2005 ve 2012 yılları arasında evlenmiş 20 bin kişiye mutlulukları ile alakalı sorular sordu. Katılımcıların aşağı yukarı üçte biri eşleriyle web üzerinden tanıştığı; bunların da yarısı sanal flört etme ve sohbet siteleri veya sosyal ağlarda. Hala evli olanların arasında sanal ortamda tanışmış olanlar daha mutlu. İnternette başlayan ilişkilerinin boşanmayla sonlanması normal tanışmalara oranla yüzde 25 daha az. Araştırmacılar, bu başarının sanal ortamda flört edenlerin eş bulmak için daha yüksek motivasyonlu olduğunu açıkladı.haber kaynağı: 365haber.org/dünya
Soner Yalçın: 'Ben Seks O Kasetini İzledim'
Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın “Kut­sal ka­se­t” başlıklı bugünkü yazısında herkesin beklediği “hükümetten birinin seks kasetini” kendi üslubunca yazdı. İşte o yazıdan öne çıkan satırlar “Ma­dem bi­ri­le­ri­nin seks ka­se­ti bek­len­ti­si var; iş­te on­la­ra seks ka­se­ti hiz­me­ti: Yıl: 1989 Yer: Sa­kar­ya/Ada­pa­za­rı, Kris­tal Dü­ğün Sa­lo­nu… Bir tu­rizm fir­ma­sı “Do­ğum Kon­tro­lü ve Tür­ki­ye­” adı al­tın­da kon­fe­rans dü­zen­le­di. Ko­nuş­ma­cı Re­fah Par­ti­si­’nin Be­yoğ­lu il­çe baş­ka­nı Re­cep Tay­yip Er­do­ğan. İk­ti­da­ra gel­dik­le­rin­de kür­ta­ja son ve­re­cek­le­ri­ni açık­la­ma­sıy­la, ço­ğun­lu­ğu ka­dın “Siz bi­zim vü­cu­du­mu­za ka­rı­şa­maz­sı­nı­z” di­ye kür­sü­yü iş­gal et­ti. Tar­tış­ma­lar üze­ri­ne Er­do­ğan kür­sü­den in­mek zo­run­da kal­dı. Er­do­ğa­n’­ın asıl seks ka­se­ti iş­te bu­dur. Er­do­ğa­n’­ın asıl seks ka­se­ti; Dol­ma­bah­çe­’de­ki Baş­ba­kan­lık Ofi­si­’n­de otu­rup, va­pur­la Ka­dı­kö­y’ den ge­len kız­la­rı­mı­zın-ka­dın­la­rı­mı­zın kı­ya­fet­le­ri­ni di­kiz­le­me­si­dir. Kız­lı-er­kek­li ev­le­re po­lis­le­ri­ni gön­der­me­si­dir. Kaç ço­cuk do­ğu­ru­la­ca­ğı­na; be­bek­le­rin na­sıl dün­ya­ya ge­ti­ri­le­ce­ği­ne ka­rar ve­ren mer­ci­i ola­rak sa­de­ce ken­di­si­ni gör­me­si­dir. Ev­lat sa­hi­bi ol­ma­yan­la­rı aşa­ğı­la­ma­sı­dır. (...) Siz de sey­ret­ti­niz o ka­se­ti: “El­ham­dü­lil­lah şe­ri­at­çı­yı­z” de­di­ği­ni unut­tu­nuz mu? “Yıl­ba­şı­na kar­şı­yı­m” de­di­ği­ni unut­tu­nuz mu? “A­ta­’ya say­gı du­ru­şun­da sap gi­bi ayak­ta dur­ma­ya ge­rek yok; her 10 Ka­sı­m’­da yay­ga­ra kopar­tı­lı­yo­r” de­di­ği­ni unut­tu­nuz mu? “Bü­tün okul­lar İmam Ha­tip ya­pı­la­ca­k” de­di­ği­ni unut­tu­nuz mu? “Sa­de­ce imam­lar res­mi ni­kah kıy­sı­n” de­di­ği­ni unut­tu­nuz mu? Uzun uzun yaz­ma­ya ge­rek var mı?.. Bun­la­rın hep­si­ni bi­li­yor­su­nuz: “Hem la­ik, hem Müs­lü­man olun­maz. Ya Müs­lü­man ola­cak­sın, ya la­ik. Bir tut­tur­muş­lar la­ik­lik el­den gi­di­yor di­ye, mil­let is­ter­se ta­bi­i ki gi­de­cek be­” de­me­di mi? “Ben hiç­bir za­man de­ğiş­me­dim. İs­la­mi fi­kir­ler de­ğiş­me­z” de­me­di mi? “Tek he­de­fi­miz İs­lam dev­le­ti­di­r” de­me­di mi? “1.5 mil­yar­lık İs­lam ale­mi, Müs­lü­man mil­le­ti­mi­zin aya­ğa kalk­ma­sı­nı sa­bır­sız­lık­la bek­li­yor. Kal­ka­ca­ğız, bu ayak­lan­ma baş­la­ya­ca­k” de­me­di mi? “E­ge­men­lik ka­yıt­sız şart­sız mil­le­tin­dir la­fı kos­ko­ca bir ya­lan, ege­men­lik ka­yıt­sız şart­sız Al­la­h’­ın­dı­r” de­me­di mi? “De­mok­ra­si bi­zim için bir amaç de­ğil, araç­tır; ama­cı­mı­za ula­şa­na ka­dar de­mok­ra­si­ye bağ­lı­yı­z” de­me­di mi? “De­mok­ra­si bi­zim için bir tram­vay­dır; is­te­di­ği­miz du­ra­ğa ge­lin­ce ine­ri­z” de­me­di mi? AİHM ka­ra­rı­nı be­ğen­me­yin­ce, “Sa­na mı kal­dı tür­ban ko­nu­sun­da ka­rar ver­mek, bu ule­ma­nın işi­dir; ule­ma ne di­yor­sa o olu­r” de­me­di mi? Da­nış­ta­y’­ın tür­ban ka­ra­rı­nı be­ğen­me­yin­ce de, “E­fen­di sen kim olu­yor­sun, bu­na (Os­man­lı Hu­ku­ku) Me­cel­le ka­rar ve­ri­r” de­me­di mi? Köy­lü­ye, “U­lan ter­bi­ye­siz­lik yap­ma! Ar­tist­lik yap­ma ulan! Ha­di ana­nı da al gi­t” de­me­di mi? Gur­bet­çi iş­çi­ye, “sah­te­ka­r” de­me­di mi? Şe­hit ya­kı­nı­na, “As­ker­lik yan ge­lip yat­ma ye­ri de­ği­l” de­me­di mi? Şe­hit ana­sı­na “Ne ko­nu­şa­cam ben o ka­dın­la ya­hu­” de­me­di mi? Ata­tür­k’­ten, İnö­nü­’den “i­ki ay­ya­ş” di­ye bah­set­me­di mi? Ale­vi­le­re ha­ka­ret et­ti, Ca­fe­ri­le­re ha­ka­ret et­ti. Ce­me­vi­’ne “u­cu­be­” de­me­di mi? Ber­kin El­va­n’­ın an­ne­si­ni yu­ha­lat­ma­dı mı? Her şey or­ta­da de­ğil mi; kral çıp­lak de­ğil mi? Ne var o ka­set­te? (...) 17 Ara­lı­k’­ta tüm ger­çek­ler or­ta­ya çık­tı. Tür­ki­ye ta­ri­hi böy­le bir re­zil­li­ği gör­me­di. O hal­de… Ca­nım kar­de­şim! Da­ha ne çık­ma­sı­nı bek­li­yor­sun o “kut­sal ka­set­te­n”? Her şey or­ta­da de­ğil mi?.. Haber 3
Genç Yaşta Hayatını Kaybeden 20 Ünlü İsim
(20 şubat 1967 - 5 nisan 1994)8 nisan 1994‘te kurt’un cesedi, seattle'daki evinin garajının üzerindeki odada , alarm sistemi yerleştirmek için gelen bir elektrikçi tarafından bulundu. kotunu, gömleğini ve ayakkablılarını giymiş olan kurt, göğsünün üzerinde bir pompalı tüfek ile sırt üstü uzanmış durumdaydı. tek bir kurşun ile suratını dağıtmıştı. cesedin yanında birtakım kişisel eşyalarla birlikte bir de intihar mektubu bulundu. intihar olgusuna cobain ailesinin geçmişinde çok sık rastlanılmaktadır. burle cobain adında bir akraba, kendini karnından vuruyor, bundan beş yıl sonra da burle’in kardeşi kenneth kafasına sıktığı tek kurşunla ölüyordu. aslında bu tür ölüm aberdeen'da oldukça yaygındı.
Reklam
Reklam
Mutlaka Birine Denk Geldiğiniz ya da Geleceğiniz 13 Patron Tipi
İş hayatında çok farklı insanlarla çalışma fırsatı buluyoruz, bunların başında da patronlar geliyor. Kimisi babacan, arkadaş canlısı, sevimli olurken kimisi de çalışma hayatımızı zindana çevirebiliyor. İşte genel olarak karşılaştığımız 13 patron tipi.
ABD'de Çocuk Pornosu Çetesine Operasyon
ABD'de yetkililer, çocuklara ait cinsel içerikli görüntüleri paylaşan büyük bir uluslararası şebekenin çökertildiğini açıkladı.Koordineli yürütülen bir operasyonla, sadece üyelere yönelik gizli bir internet sitesini işleten 14 kişinin tutuklandığı kaydedildi.Sitede çoğu Amerikalı erkek çocuk olmak üzere 250 çocuğa ait görüntüler yer alıyordu.Sitenin 27 bin abonesinin çoğu için tek tek dava açıldı.Operasyondan sorumlu kurumun müdür yardımcısı, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada 'daha önce hiç bu kadar çok sayıda küçük yaşta kurbanı tespit etmediklerini söyledi.Kurumun, yurtiçi güvenlik yetkilileri ile ortak yürüttüğü çalışmada ortaya çıkarılan şebekenin, sosyal paylaşım platformlarında, bazen kadın kimliğiyle, erkek çocukları cinsellik içeren görüntüleri paylaşmaya yönelttiği ortaya çıktı.Yaşları 3 ila 17 arasında değişen çocukların 23'ünün İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve Belçikalı olduğunu, diğerlerinin ise ABD'nin 39 eyaletinde yaşadıkları belirlendi.Yetkililer, Haziran'da tutuklanan 27 yaşındaki çocuk porno sitesi yöneticisi zanlının suçlu bulunması halinde 20 yıl hapis cezası alabileceğini belirtiyor.Yetkililer, şebeke çökertildiğinde ilgili sitede internet kamerası ile çekilmiş ve çoğu genç erkek çocukları içeren iki bini aşkın cinsel içerikli video bulunduğunu açıkladı.Uzmanlar, çocukların giderek daha fazla internet üzerinden bu şekilde görüntü paylaşmaya yöneltildiğini ve bunu önlemenin en iyi yolunun eğitim olduğunu vurguluyor.
Bir Arada Kalmışlık Hikayesi: Ortanca Çocuk Olmakla İlgili 29 Şey
'Bari sen yapma', 'Sen ablasın', 'Sen küçüksün', 'O daha küçük örnek olacaksın', 'Onlar büyük sen onlarla oynayamazsın', 'Sen dururken abin mi yapacak?', 'O daha bebek nasıl yapsın, hadi sen yap', vb. Bu gibi sözlerle büyüyen, küçük mü olsun, büyük gibi mi davransın karar veremeyen, kendini değersiz hisseden, büyük veya küçük olmak gibi doğuştan gelen özellikleri olmayan, kendini ispat çabasında, mükemmel arabulucu, dehşet müzakereci, yeri geldiğinde manipülatör, diplomat... Kısacası ortanca olmakla ilgili her şey.
Reklam
Eski Sevgiliyi Unutmak İçin Neler Yapılabilir?
etiket
Eski sevgiliyi unutmak, pek çok “yeni ayrılmış”ın (bazen eski ayrılmış da olabilir) peşinden koştuğu bir ideal. Şu ya da bu şekilde ilişkisi biten insanların önemli sorunlarından biri, yeni durumla başa çıkamamak. Bu yazıda eski sevgiliyi unutmak isteyenler için bazı bakış açıları sunmaya çalışacağım. Bunun için öncelikle, adı sanı belirsizleştirilen bir okuyucu sorusunu sizinle paylaşmama müsaade edin: Merhaba. Ben size K. şehrinden yazıyorum. İnternette arama yaparken sitenize ulaştım. Bir sorunumu sizinle paylaşmak istiyorum. Yaklaşık 4 ay önce sevgilimden ayrıldım; ama hala onu unutamadım. Artık onu unutmak istiyorum. Çünkü eski sevgilimi hatırlamak hayatımı zorlaştırıyor. Eski sevgilimi unutmak için neler yapabilirim. Cevaplarsanız çok memnun olurum. Teşekkürler. Eski sevgiliyi unutmak beklentisini anlamak için öncelikle “unutmak” kelimesine bakmamız fayda sağlayabilir. Unutmak, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde, beş anlamla karşılık buluyor: Aklında kalmamak, hatırlamamak Bir şeyi dalgınlıkla bir yerde bırakmak Bir şeyi yapamaz duruma gelmek Bağışlamak Gereken önemi vermemek, üstünde durmamak Hatırdan, gönülden çıkarmak Şimdi, eski sevgiliyi unutmak beklentisinde olanlar, öncelikle unutma ile ilgili yukarıdaki tanımlardan hangisini ya da hangilerini kast ettiklerini kendilerine sormalılar. Eski sevgiliyi unutmak talebiyle psikoterapi desteği almaya gelenlere, “tam olarak neyi istediklerini” sorduğumda, bazılarının, “Onunla yaşadıklarım tamamen aklımdan çıksın.” tarzında cevapları oluyor. Yani, unutmak kelimesinin birinci anlamının peşinde oluyorlar. Bazıları ise, “Onu unutamayacağımı biliyorum ama, acı çekmek istemiyorum.” diye ifade ediyorlar beklentilerini. Demem o ki, psikoterapi açısından baktığımızda, beklentiler çok farklı olabiliyor. Unutmak ile ilgili ilk bilmemiz gereken şey, onun çok iradi bir yaşantı olmadığıdır. Yani biz, unutmaya çalışarak unutmayız. Hatta unutmayı çoğunlukla, “Bir baktım ki, unutmuşum!” şeklinde deneyimleriz. Bunu bilinçli bir şekilde deneyebilirsiniz. Kendinize bir anı (Mesela elma ağacı anısı olsun bu) belirleyin ve her sabah uyandığınızda, “Bu gün “elma ağacı anısını” unutacağım” deyin. Bakın bakalım unutabilecek misiniz. Unutmanın zıttı gibi duran hatırlamak , bir çeşit dikkati odaklama halidir. Yani siz bir şeyi hatırladığınızda dikkatinizi ona odaklamış olursunuz. Eski sevgiliyi unutmak peşinde olanların yaşadıkları paradokslardan biri de, dikkatlerini aynı şeye odaklı tuttukları halde o şeyi unutmaya çalışmalarıdır. Bir başka nokta, unutmak için zamana ihtiyaç olduğudur. İstisnai durumlar dışında, bizim için önemli yaşantıları hemen unutamayız. Şayet bizim için çok önemli bir şeyi çok kısa zamanda unutmuş isek, orada başka bir psikolojik durum (Bir savunma mekanizması olarak disosiyasyon ya da yok sayma gibi) söz konusu olabilir. Unutmak için gerekli zaman ise herkes için değişkenlik gösterebilir. Bizim için önemli olan şeyleri zor, önemsiz olan şeyleri ise daha kolay unuturuz. Dolayısıyla, biten ilişkimiz bizim için önemliyse, onu unutmamız daha zor olacaktır. Yeni yaşantılar, eski yaşantıları unutmamıza yardımcı olur. Bu da, eski sevgiliyi unutmak derdinde olanların en çok dikkat etmeleri gereken noktalardan biridir. Ben her şeyden önce, eski sevgiliyi unutmak isteyenlerin asıl derdinin, biten ilişkilerinin ortaya çıkardığı acıları yaşamak istemedikleri olduğunu düşünüyorum. Yani eski sevgilimi unutmak istiyorum diyen birisi aslında, “Eski ilişkimi hatırladığımda yaşadığım ve katlanmakta zorlandığım duyguları (hayal kırıklığı, özlem, yalnızlık, çaresizlik, değersizlik, terk edilmişlik vb.) yaşamak istemiyorum.” demek istiyordur. Bu yüzden amacının, eski sevgiliyi unutmak değil de, yaşadıklarıyla sağlıklı şekilde başa çıkabilmek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu amaca dönük yapılabileceklrle ilgili şunları önerebilirim: Özetle, eski sevgiliyi unutmak ancak ve ancak şimdiye odaklandığınızda mümkün olacaktır ve yaşadığınız her şey, şayet yeterince kabullenici olabilirseniz sizi olgunlaştıracaktır. Konu ile ilgili soru ve düşüncelerinizi yazının yorum kısmından benimle paylaşırsanız memnun olurum. Muhabbetle.
Bir İngiliz İle Evlenmek – Vizeler Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Şey
1) Birleşik Krallık’ta evlenmek istiyorsanız, bir AEA (Avrupa Ekonomik Alanı) veya İsviçre vatandaşı değilseniz bir vize almanız gerekir: Ziyaret-Evlilik Vizesi veya Nişanlılık Vizesi.2) Birleşik Krallık’ta yaşamak istiyor ama nerede evleneceğinizi düşünüyorsanız, yurtdışında (Birleşik Krallık dışında) evlenip daha sonra bir Eş Vizesine başvurmanız daha ucuz ve kolaydır. Birleşik Krallık’ta evlenmeye karar verirseniz önce Nişanlı Vizesine ve evlenmenizden itibaren 6 ay içerisinde bir Eş Vizesine başvurmanız gerekir. Bu, stresli olmasının yanında pahalı ve zaman alıcı bir süreç olacaktır. 3) Siz de sponsorunuz (eşiniz) da Yerleşim Vizesi için 18 yaşını doldurmuş olmalısınız. 4) Sponsorunuzun (eşinizin) (İngiliz Vatandaşı veya Birleşik Krallık’ta yerleşik) yıllık gelirinin en az 18600 Sterlin olması gerekir. 5) Vize seçenekleriniz: Ziyaret- Ziyaret -Evlilik Vizesi – Birleşik Krallık’a sadece evlenmeye gelip ve/veya evlendiğinizi bildirmeye gelip sonrasında Birleşik Krallık’tan ayrılmanız için kullanılan vize türüdür; veya Yerleşim – Nişanlılık Vizesi (diğer adıyla Evlilik Vizesi) – Birleşik Krallık’ta evlenip veya hemcins birlikteliği töreni yapıp sonrasında Birleşik Krallık’ta yaşamaya devam etmek için kullanılan bir vize türüdür (eşlerden biri İngiliz vatandaşı veya Birleşik Krallık’ta Süresiz Oturum İzni bulunan bir kişi olmalıdır). Yerleşim – Eş/Hemcins Birlikteliği Vizesi – Mevcut durumda evli veya hemcins birlikteliğini kaydettirmiş kişilere yönelik başvuru türüdür (eşlerden biri İngiliz vatandaşı veya Birleşik Krallık’ta Süresiz Oturum İzni bulunan bir kişi olmalıdır). Yerleşim – Evli Olmayan Eş Vizesi – En az 2 yıldır birlikte yaşadıktan sonra (karı-koca hayatı) Birleşik Krallık’ta birlikte yaşama niyetinde olanlara yönelik başvuru türüdür (eşlerden biri İngiliz vatandaşı veya Birleşik Krallık’ta Süresiz Oturum İzni bulunan bir kişi olmalıdır). 1) If you want to get married in the UK you need a visa (unless you are a citizen of an EEA country or Switzerland) – either a Visit-Marriage Visa or a Fiancé(e) Visa. 2) If you want to live in the UK, but are wondering where to marry, it may be cheaper and easier to marry overseas and then to apply for a Spouse Visa. If you marry in the UK instead you have to make two applications – first for a Fiancé(e) Visa then, within 6 months, for a Spouse/Civil Partner Visa. This can be expensive and time-consuming, not to mention stressful. 3) You both have to be over 18 to be eligible for any of the ‘Settlement’ Visas. 4) The sponsor (British Citizen or British permanent resident) must show they can support their partner with a minimum income of £18,600 5) The visa options: Visit -Visit-Marriage Visa – just to visit the UK to give notice of a marriage and/or to get married, then to leave the UK; or Settlement – Fiancé(e) Visa (aka Marriage Visa) – for those intending to marry or have a civil partnership ceremony in the UK, then remain living in the UK (one partner must be British or have Indefinite Leave to Remain in the UK) Settlement – Spouse/Civil Partnership Visa – for those who are already married or have registered as civil partners (one partner must be British or have Indefinite Leave to Remain in the UK) Settlement – Unmarried Partner Visa – for those who can demonstrate that they have been living together in a relationship ‘akin to marriage’ for at least 2 years, who now want to live together in the UK (one partner must be British or have Indefinite Leave to Remain in the UK). Etiketler: bir İngiliz ile evlenmek, ingiltere aile birleşimi, ingiltere yerleşim vizesi
Kadınların Erkekleri Bir Türlü İkna Edemediği 24 Şey
Her defasında sebeplerini tane tane açıklasalar da erkeklerin kadınlar konusunda bir türlü ikna olmadığı şeyleri sizler için araştırdık. Neden 1 saatten aşağı hazırlanamazlar, neden tuvalete grup halinde giderler, neden depresyona girince soluğu kuaförde alırlar. İşte kadınların pek çok defa izah etmesine karşın erkekleri bir türlü ikna edemedikleri başlıca 24 şey.
Reklam
Reklam
Sibel Kekilli: Game of Thrones’da Daha Çok Erkek Soyunmalı
Dünyaca ünlü Game of Thrones dizisinin Türk asıllı Alman yıldızı Sibel Kekilli dizide erkeklerin de soyunmasını istedi. Kekilli, dizinin Londra’daki basın tanıtımında bir gazetecinin, “Dizide erkeklerin de soyunmasını ister miydiniz?” sorusuna, “Elbette. Neden hep kadınlar çıplak ki bu dizide? Erkekler de soyunmalı. Tabii yakışıklı olanları kastediyorum. Conleth Hill, Nikolaj Coster-Waldau ve Peter Dinklage’ı çıplak görmeyi isterim” dedi. 33 yaşındaki oyuncu sözlerine şakayla karışık bir şekilde, “Senaryo yazarları David Benioff ve Dan Weiss ile konuşacağız” diyerek devam etti. Dizide hayat kadını Shae’yi canlandıran Kekilli’den önce rol arkadaşı Carice van Houten da oldukça fazla cinsellik sahnesi içeren Game of Thrones’da erkek oyuncuların da soyunması gerektiğini söylemişti.Medyafaresi
Külüne Muhtaç Olmak İstemeyeceğiniz 16 Komşu Tipi
Ev alma komşu al, komşu komşunun külüne muhtaçtır gibi güzel atasözlerimizi kulaklarımızda çınlatan komşulardan bahsedeceğiz sizlere, bunlardan bahsederken 'kötü komşu insanı ev sahibi yapar' atasözünü de aklınızdan çıkarmamanızı isteyeceğiz. Olumlu yanlarını da görmek lazım bu komuşularımızın.
Erkekleri 'Kaba'laştıran Kadınlar!
Kadınlar güçlü erkekleri seviyor. Kabalık ise, zaafların ve kişilik zayıflıklarının üstünü örtüp erkek bedenine ve kimliğine kallavi bir cila atıyor! Sevgiliye hakaret etmeler, sert çıkmalar, en basit nezaket kurallarını bile unutmalarla birlikte, ciddi bir kıskançlık da söz konusu. Ancak erkeği asıl kaba yapan nedenler bunlar değil. Asıl sebep kadının imajı, toplum içindeki varlığını değerini gün geçtikçe sağlamlaştırması. Çalışma hayatındaki koltuklar kadınlar tarafından paylaşılıyor, kadınlar erkeklerden daha fazla kazanabiliyor ve ne yazık ki artık kadın kendini erkeğine saklamıyor! Dolayısıyla kadınlar, cinsel olarak da en az erkekler kadar tecrübeli bir hale geldiler Erkeğe has olan ne varsa, kadın da buna ortak; bir tek yalnız üreyemiyorlar ve dolayısıyla da bu konuda erkeklere ihtiyaç duyuyorlar. İşte tam da o safhada devreye giren erkeklik gururu, çalınan rollerin öcünü, kadınlardan çeşitli kabalıklar ve sertliklerle almaya dönüşüyor. Özgüvenlerini gün geçtikçe yitiren erkekler, yitik özgüvenlerinin üstünü, kabalık ve maçoluk kisvesiyle, külhanbeyi tavırlarla örtmeye çalışıyorlar. Toplumsal roller bize erkeğin sert olması gerektiğini öğütlüyor: ‘Erkekler ağlamaz’ gibi deyimlerle erkeğin sert olması gerekiyor. Dolayısıyla kibarlık göstermeyen, hayatındaki kadına maço davranan erkek modelini, doğru kişi sanma yanılgısına düşebiliyoruz. Yatakta daha iyi olacaklarına inanılıyor: Kaba erkeklerin yatakta da akıl almaz olacağına inanılıyor oysa sonuç çoğunlukla hüsran oluyor.
Reklam