Avcılar İstanbul'un ilginç ilçelerinden biridir.Ne İstanbuldur ne de değildir.Ne yakındır nede uzaktır.Öyle bir şeydir Avcılar.Onu bir Avcılarlı olarak size tanıtmak istedim bakalım başara bilecek miyim.
Bursa'da çocuk damat ve gelin haberi ortalığı ayağa kaldırdıBursa'da çocuk damat ve gelin haberi ortalığı ayağa kaldırdı. Çouk polisi ve aile bakanlığı devreye girdi, yapılan araştırmada olayın düğün değil beşik kertmesi ve nişan eğlencesi olduğu belirlendi.Roman aileler çocuklarının evlerinin dahi ayrı olduğunu, cinsellik yaşanmadığını, düğünü on yıl sonra düşündüklerini açıkladılar. Bursa’da yaşları küçük kızla çocuğun evlendiği haberleri Aile Bakanlığı ile çocuk polisini harekete geçirdi. Yapılan araştırmada olayın evlilik değil, beşik kertmesi eğlencesi olduğu ortaya çıktı. Roman aileler düğün haberine tepki gösterirken, 'Biz çocuklarımızı 10 yıl sonra evlendireceğiz. Evlilik haberleri yanlış' dedi. Çocuk polisinin araştırmasında resmi yaşları 12 olan kız ve çocuğun ayrı evlerde yaşadıkları, ailelerinin beyanına göre herhangi bir cinsellik de yaşanmadığı kaydedildi. Alınan bilgiye göre, merkez Yıldırım ilçesi Vatan Mahallesi’nde oturan ve resmi yaşları 12 olan S.P. ile merkez Osmangazi ilçesinde oturan C.Ş.’nin eğlence görüntüleri düğün diye kamuoyuna lanse edilince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bursa İl Müdürlüğü ve Çocuk Şube Müdürlüğü harekete geçti. Savcılığın talimatıyla polis ilk önce iki ailenin büyüklerine ulaştı. Daha sonra kız ve oğlan, Çocuk Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Aile fertlerinin kıza ilerleyen süreçte başka talipli çıkmaması için kendi aralarında beşik kertmesi dedikleri bir eğlence tertip edip gelinlik giydirdiği, sokakta eğlence yapmak için de polis merkezinden izin aldığı ifade edildi. Aile, çocuk düğünü haberlerine tepki gösterirken, düğünü 10 yıl sonra yapacaklarını kaydetti. Erkek çocuğu ve kızın ayrı ayrı evlerde oturduğu öğrenildi. S.P. isimli kızın yaşının daha yüksek olduğu, gerçek yaşının belirlenmesi için de kemik testi yapılacağı bildirildi. Polis ve Aile Bakanlığı’nın cinsel istismar olup olmadığı yönünden savcılığın izniyle soruşturma başlatacağı kaydedildi. Aile Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın da devreye girerek çocukların okula gönderilmesi konusunda teşebbüste bulunacağı ifade edildi. Posta
Yalan söyleyen kişiler yalanlarını gizlemek için; çok çaba sarf etmek zorundadır. Bunun için de huzursuz görünen bir kişiden çok rahat görünen kişilerin yalan söyleme olasılığı daha yüksektir.American Society for Information and Technology” (Amerikan Toplumu Bilgi ve Teknolojileri” dergisinde yer alan bir makalede yalan söylediğine emin olunan bir kişiyle telefon ya da cep telefonu mesajı ile değil yüz-yüze iletişim kurulması tavsiye ediliyor.Genel olarak yalan söyleyen kişiler şunları yapıyor:► Yalan söyleyenler genellikle göz temasından kaçınır. Ellerini ve kollarını daha az kullanır. Soru sorduğunuzda avucunu sıkar ya da ellerini size çevirmez.► Genel tavrı değişir. Sakin bir insan aniden heyecanlı davranırken, daha hareketli insanlar donuk tavırlarla konuşmaya başlar.► Sorduğunuz basit sorulara daha önceden cevabını tasarladığı için gerektiğinden detaylı cevaplar verir. Fakat bunun ardından beklemediği bir soru sorarsanız birden bocalar ve cevap vermek için zaman kazanmaya çalışır.► Şaşkınlık, korku ya da mutluluk gibi duyguları belirten ifadeleri sadece ağız bölgesiyle sınırlı kalır.► Ayakta dururken ya da otururken yalan söyleyen birisi genellikle sırtını dik tutmaz.► Bulunduğu rahatsız ortamdan kurtulmak isteğiyle gözünü kapıya çevirir ve konuştuğu kişiyle arasına mesafe koyar.► Sorulara net cevaplar vermez. Her zaman sakin karşıladığı sorulara aşırı tepkiler verir. Kendisi size soru yöneltmez.► Şakalar yaparak konuyu geçiştirmek ister ya da çok dramatik bir hikaye anlatarak sizi duyarsızlıkla suçlar.► Sık sık yüzüne dokunur. Burnunu çeker, başını kaşır. Özellikle ağız bölgesine yakın bölgelere dokunması dikkat çeker.► Üstündeki kıyafetleri düzeltir. Gömleğinin yakasını gevşetir. Ya da elinde tuttuğu bir cisimden güç almaya çalışır.
62 yıllık başarılı bir evliliğin ardından birbirlerinden sadece bir kaç saat farkla ölen Kaliforniya'lı çift, sanki bir Hollywood filmiymişçesine, 'gerçek aşk'ın varlığını bize kanıtlıyor.
Gün içinde öyle insanlar çıkar ki karşımıza ister istemez gıcık oluruz. Belki bizim tez canlı oluşumuzdan belki onların gerçekten gıcık oluşundan bilinmez. Ama bu insanların yaşam kalitemizi düşürdüğü kesin.
Aşk yaşadığımız en önemli duyguların biridir. İnsan beyni doğası gereği yalnız kalmayı ve ret edilmeyi bir tehdit olarak algılar. Hem biyolojik hem de kültürel nedenlerden dolayı, çoğumuz kalıcı bir aşk ilişkisi gerekliliğine inanırız. Oysa, gerçekte ne sevgi mutlaka kalıcı ve değişmez bir durumdur ne de kendimizi dışında tutabileceğimiz bir şey değildir. Aksine, sevgi içimizde bir yerde pusu kurmuş yatar, kalbimizi açmaya her zaman hazırızdır. Uzun süreli ilişkiler ise kendiliğinden devam eden bir ilişki biçimi değildir, özveri ister ve istekli olmak gerekir. Aşkla ilgili yapılan araştırmalar ise konunun düşündüğümüzden daha karmaşık olduğunu gösterirken, ilginç sonuçlar ortaya çıkarıyor:Aşk Tutkudan FarklıdırFiziksel çekim iki kişi için mutlaka gerekli bir durum. Ancak duygusal aşk ve tutku birbirinden farklıdır. Her zaman ilk görüşte çok hoşlandığımız birisi ile uzun süreli ilişki yaşayacağımızın garantisi yoktur. Beyin üzerinde yapılan gerçek zamanlı bilimsel çalışmalar gösteriyor ki tutku ve heyecan beynin ödüllendirme ile ilgili bölümünü aydınlatırken; aşk empati ve önemseme ile ilgili bölümlerinin uyarılmasına neden olur.Aşk bir anlık duyguyu ve bir ömürlük hissi aynı anda hissettirirYeni çalışmalar gösteriyor ki aşkı bir anda ve çok yoğun bir hisle yaşıyoruz. Bu karşılıklı iki kalbin ritminin hızla artık bir süre aynı anda atması demek demek oluyor. Bu ilgin anda iki kişi sanki bir ayna karşısındaymış gibi birbirlerini jest ve mimiklerini, hareketlerini taklit eder. İlginçtir ki bu durum ağrıların azalmasına ve acıların hissedilmemesine dahi sebep olur.İyi bir takım olmakUzun süre ilişki yaşayan çiftlerin katıldığı araştırmalar gösteriyor ki çiftler davranışları ile birbirini destekler ve gelişimine pozitif katkı sağlar. Bu katkı birlikte geçirmedikleri zamanlarda aynı şekilde devam eder.Aşk, Kapasitemizi GeliştirirAşık olan çiftlerle yapılan araştırmalar beynin şefkat ve öz-sevgi bölümlerinin aşk ile birlikte kapasitesini arttırdığını ve beynin alfa dalgalarının farklı bir ritim ile yayıldığını gösterir. Aşkın Aşkın pozitif etki yaratarak beynin korku merkezine baskı yaptığı kanıtlanmıştır.Aşk Sadece Kafanızda DeğildirUzun süren çalışmalar gösteriyor ki sağlıklı bir vücut için aşk gerekli. Yalnızlık ve sosyal bağların kopuk olması sigara kadar sağlığımız üzerinde tehlikeli etkiler yaratır. Bir guruba üye olmak ve ait olma hissi bu etkiyi azaltır. Özellikle erkekler için evlilik sağlığı pozitif etkilerken, yaşam süresini uzatır. Belki de eşlerinin hazırladığı güzel yemekler ve doktor randevularını takip ederken hassas olmaları bu durumu doğuruyor olabilirEğer Aşık Olmak İstiyorsak OluruzKabul edelim ki herkes sevmek ve sevilmek ister. Aidiyet duygusu ve takdir edilme bizi geliştiren önemli etkenlerdir. Bu nedenlerden ötürü aşık olmadan yaşamak ya da aşktan uzak durmak neredeyse imkansız. Çünkü aşk psikolojik bir ihtiyaçtır.Aşk Her Zaman Aynı Yoğunlukta OlmazBirisini çok seviyor olmak başkalarını sevmeyeceğiniz anlamına gelmez. Hatta birisine aşık olduğumuz zaman bir çok insana yaklaşımınız pozitiftir ve daha sevgi doludur.Aşk Koşulsuz DeğildirSevgi de tüm davranışlarımızda olduğu gibi bazı karşılıklar bekler ve koşulsuz değildir. Emniyet ve güven duygusu aşkın ön koşuludur. Birisinden hoşlandığınız zaman beynin “savaş ya da kaç” alarmı kapanır. Geçmişinde travmalar bulunan bireyler bunun için daga farklı tepkiler de geliştirmiş olabilir. Güvende hissetmek aşk için yeterlidir.Aşk BulaşıcıdırYaşadığınız sevgi, gördüğünüz şefkat ve ilgi başka insanlar için ilham kaynağı olabilir. Hissettiğiniz duygular çevrenizdeki yalnızları da etkiler ve aşk aramaya iter. Sizin mutluluğunuz onların ilhamı olur.Aşk Her Zaman Sonsuz DeğildirAşk her zaman sonsuz değildir, ancak bunu sonsuz kılabilirsiniz. Çünkü insan bir önceki günden farklıdır ve zaman geçtikçe değişimimiz artar. Açıkçası şu klasik söz “ Sen çok değiştin” i duymak neredeyse kaçınılmazdır. Uzun süreli ilişkiler üzerinde yapılan araştırmalarda çiftlerde yaşanan değişimi beyin, yeni bir durum gibi algılayarak heyecanı ve mutluluğu tetikleyebiliyor.
Ah şu kırmızı güller. Her derde devadır kendileri tabiri caizse çiçek ülkesinin başkentidir. İster bir tane ister onlarca ister yüzlerce hiç fark etmez. Taşıdığı tek bir anlam vardır; 'Seni seviyorum'. Hiç beklenmedik anda gönderilir şaşırtılıp mutlu edilir, bir eşeklik yapılmıştır özür dilenir.. Kısacası kırmızı gül her zaman her durumda kurtarıcıdır.
Zaten önce ve sonrasıyla düğün denilen kavram yeteri kadar zorluğu içinde barındırırken bir de her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmek isteyenlerde bir tür sınav ve kararlılık örneği olsa gerek.Kaynak
Erkeksiniz.. Yolda yürürken aniden gökyüzünden zembille inen bir kadın size seks teklif ediyor. Evim hemen şuracıkta gidelim mi diyor. Ne yapardınız ? Bakın ne yapmışlar..
Adriana ve Leanordo yedi yıldır evli ve altı yaşında da bir çocukları var. Brezilyalı çift uzun süredir kayıp olan annelerini bulmak için çabalıyordu. Her ikisinin de annesinin adı Maria idi ve ikisi de çocuklarını henüz bebekken terk etmişlerdi. Çift bu haftaya kadar aynı kişiyi aradıklarının farkında değildi. Adriana’nın katıldığı bir program sayesinde bunun farkına vardılar. Adriana annesini sadece bir kez görmüştü. Globa adlı radyo programına katıldı ve kayıp annesini bulmak için başvuruda bulundu. Annesinin radyoya geri dönüş yapmasıyla büyük bir mutluluk yaşayan Andriana, kadının Leanordo adında bir oğlunun olduğunu ve uzun süredir izini bulamadığını söyleyince şok geçirdi. Adriana, kocasının öz kardeşi olduğunu öğrenince programda göz yaşlarına boğuldu. Çift daha sonra bir röportaj verdi ve ayrılmayı düşünmediklerini açıkladı. Adriana “Biz ölene kadar birlikte kalacağız. Bütün bunlar Tanrı öyle istediği için yaşandı. Elbette bir araya gelmeden önce kardeş olduğumuzu biliyor olsaydık herşey çok farklı olurdu ama bunu bilmiyorduk ve birbirimize aşık olduk” dedi. Kaynak: İndependent
Çocuklar ve hayvanlar yeryüzünün en masum yaratılışlarıdır.Kötülük bilmez,çıkar gözetmezler. Lütfen onları gelecek nesillere, olması gerektiği gibi sevgi dolu yetiştirelim.
Türk politikası gittikçe garip bir hal alıyor. Konuşulması gereken konular bırakıldı rakiplerin dil sürçmeleri, nitelikleri, niteliksizlikleri, basit hataları üzerinden bir politika yürüyor. Asgari ücretle geçinen insanlar, içinde bulundukları açlık sınırını unuttu parti başkanlarının yürüyen merdivene nasıl ters bindiğini konuşur oldu. İşte size gereksiz yere ülke gündemini yıllardır meşgul eden, Türkiye politikasına sızmış 25 argüman.
FEMEN, Facebook sayfasından Türkçe manifesto yayınladı.Hedefleri: Patriyarkaya karşı tam zafer.FEMEN Türkçe manifestosunu Facebook sayfalarından yayınladı. “Bizim silahımız çıplak göğüslerimiz” sloganıyla yola çıkan örgüt kendini “ korkusuz ve özgür olan Amazonların tekrar vücut bulmuş hali” olarak tanımlıyor. FEMEN Ukrayna, Fransa, Almanya, Brezilya, Kanada, İsrail, Meksika, İsveç, İspanya, Belçika, Hollanda ve Türkiye'de aktisitleri olan bir örgüt. FEMEN aktivistleri Fransa ve Ukrayna’da kurulmuş olan eğitim merkezlerinde fiziksel ve bedensel olarak eğitim gören ve Koordinasyon Konseyi tarafından yönetiliyor. FEMEN’in manifestosu şöyle: FEMEN aktivistleri, ne kadar zor ve ne kadar provoke edici olursa olsun her türlü insancıl görevi yerine getirmeye fiziksel ve zihinsel olarak hazır olan özel eğitimli kadınlardır FEMEN, feminizmin özel bir kuvvetidir, onun öncü militan birimidir ve korkusuz ve özgür olan Amazonlar'ın tekrar vücut bulmuş modern halidir. Siyasi, ekonomik ve kültürel olarak erkeklerin işgali altındaki bir dünyada yaşıyoruz. Kadın bedeninin tüm kontrolünü elde tutmak, kadını baskı altında tutma yolunda anahtar rolü görüyor. Kadının cinsellikteki politik atılımı, onun özgürlük yolundaki en önemli şey demek. Kadının kendi bedenini kendisinin sahiplenmesi onu özgürlüğe kavuşturacak ilk ve en önemli adım. Ataerkil sistemden bağımsız olarak bir kadının çıplak olması sisteme mezar kazmak anlamına geliyor. Bu aynı zamanda kadın özgürlüğünün militan manifestosu ve kutsal sembolü demek. FEMEN'in çıplak saldırıları, tarihten beri süregelen kadın-sistem çatışmasının çıplak mücadelesidir, onun en görülür ve öncül örneğidir. Patriyarkaya karşı tam bir zafer. Cesaretin ve kişisel örneğin gücüyle, köleliğin ilk ve son varoluş biçimi olan patriyarkaya karşı kadınların global bir güçte linç kanunu başlatmasına önayak olmak. Patriyarkanın insan karşıtı saldırgan doğasını ifşa etmek. Patriyarkanın en temel enstitülerini sarsmak: diktatörlük, seks endüstrisi, kilise. Patriyarkanın yarattığı erotik ve pornografik cinselliğe karşı olarak yeni bir devrimci kadın cinselliğini desteklemek. Modern kadın kültürüne kötülüğe karşı aktif bir muhalefet ve adalet için güçlü bir mücadele aşılamak. Dünyadaki en etkili ve en mücadeleci kadın birliğini oluşturmak. Kadınları dayanılmaz yaşam koşullarına iten diktatörlük rejimlerinin, özellikle de şeriatı ve kadınlara karşı diğer sadizm metotlarını uygulayan teokratik İslam devletlerinin, derhal son bulması “Kölelik ticareti'nin yatırımcılarını, organizatörlerini ve müşterilerini cezalandırarak kadın istismarının en berbat biçimi olan fuhuşu tamamen sonlandırmak. Tüm dünyada kiliseyi devletten tamamen ayırmak ve dini kurumların modern kadının sivil ve cinsel hayatına ve üreme/ürememe hakkına müdahale etmesini yasaklamak FEMEN manifestosunda finansal kaynaklarına da değiniyor. Örgüt bağışlar, örgütün sembollerini taşıyan giysi ve aksesuarların satışı ile FEMEN aktivistlerinin ürettiği ürünlerin satışından geldiğini ifade ediyor. Örgüt siyasi parti ve dini kurumlardan hiçbir finansal yardım almadığını belirtiyor. FEMEN, “Patriyarkaya karşı isyan eden, politik ve doğrudan eylemlerle vücut bulan kadın cinselliği” olarak tanımladıkları sektremizmi savunuyor ve bu feminist eylemsellik biçimini kendileri geliştirdiler. “Sekstrem eylemlerin onaylanmayan formatı, kadınların kendi protestolarını istedikleri zaman istedikleri yerde yapabilme ve bu eylemlerinin kolluk kuvvetleriyle herhangi bir uyum içinde olmama hakkını temsil etmektedir. Sekstremizm kadınların, erkeklerin kaba aşırılığıyla ve bu aşırılığın getirdiği kirli sakatlama suçlarıyla ve bir çeşit terör tarikatıyla alay etme biçimidir. Sekstremizm, şiddetsiz ama oldukça da agresif olan bir provokasyon şeklidir; çürümüş ataerkil sistemin ve eskimiş politik değerlerin tüm kurumlarını sarsmayı hedefleyen güçlü bir silahtır.” Bianet