Yarı Boğa Yarı İnsan Minotor'un Entrika Dolu Efsanevi Hikayesi Küçük Dilinizi Midenize Gönderecek!
Kral Minos'un eşinin bir boğadan hamile kaldığını biliyor muydunuz? Hem de tanrılar tarafından gönderilmiş ve tanrılara kurban edilmesi gereken boğadan...
Kaynak: Minotor Efsanesi
Minotor, Kral Minos'un eşi Kraliçe Pasiphae ile beyaz bir boğadan dünyaya gelmiş efsanevi karakterdir.
Kral Minos, bir gün Poseidon'a kurban bağışlamak istediğini söyler.
Ardından bunun için Poseidon'a kurban etmek için Poseidon'dan kurban göndermesini ister. Poseidon kendi kendine kurban kesmiş olacakmış bir bakıma ama işler karışmış.
Poseidon, Kral Minos'un kendine kurban olarak sunması için beyaz bir boğa gönderir.
Boğa o kadar güzeldir ki Kral Minos boğayı kurban edemez, onu saklar ve yerine başka bir kurban verir.
Ayrıca Poseidon'un gönderdiği boğa Girit boğası olarak anılır.
Koskoca tanrı, koskoca Poseidon yaratıp yürütüp gönderdiğini bilmez mi?
Poseidon, kendisini kandırdığı için Kral Minos'a ceza vermek amaçlı Eros'a Kral Minos'un eşi Kraliçe Pasiphae'yi gönderdiği boğaya aşık etmesini söyler.
Kraliçe boğaya aşık olur ve zeki mühendise bir maket yaptırır.
Bu maket inek şeklinde, ahşaptan yapılmış ve üzerine de deri geçirilmiş. İnek maketinin yapılış amacıysa kraliçenin yeni aşkıyla kavuşmasıymış... Kraliçe maketin içinde aşık olduğu boğa ile birlikte olur ve hamile kalır.
Bu hamileliğin sonucunda da efsane Minotor dünyaya gelir.
Minotor boğa başlı insan vücuduna sahiptir. Anne insan baba boğa olunca... Minotor başta insanlar içinde yaşayabilen uysal bir yapıya sahipken ardından bir boğa gibi vahşice hareketlerde bulunuyor hatta insanlarla beslenmeye başlıyor. Tabii Kral Minos aman ağızlarının tadı bozulmasın diye Minotor'u halktan saklıyor. Üstüne Minotor böyle çılgınca hareketler yapmaya başlayınca bir çare arıyor.
Yasak aşkın yuvasını yapan mimar bu sefer o yasak aşkın meyvesi için bir labirent yapıyor.
Girit labirenti de denilen bu labirent, Minotor'un çıkamayacağı şekilde ayarlanıyor ve Minotor, labirentin tam ortasına bırakılıyor.
Minotor, labirentte yaşamaya devam ederken heyecanın kalbi Atina'da atmaya başlıyor.
Kral Minos'un oğullarından olan Androgeos, Atina'da Panathenaia oyunlarını hep kazanır ve ödül yerine ölüm bulur. Androgeos, kıskanıldığı için öldürülür. Babası Kral Minos da Atina'yı esir alır. Yetmez bir de herkesten sakladığı Minotor için her yıl 7 oğlan 7 kız olmak üzere kurban edilmek adına haraca bağlar.
İlk iki yıl kurbanlar edilir ama üçüncü yıl işin rengi değişir. Atina kralı Aegeus'un oğlu olan Theseus babasından Minotor'u öldürmek için izin ister.
Thesus bunun üstüne ekler, eğer onu öldürüp geri gelmeyi başarırsam giderken siyah olan yelkenlerimi beyaz yapacağım. Bunun üstüne helallik alıp Girit'e iner. İner inmez de Kral Minos'un kızı Prenses Ariadne, Thesus'a aşık olur.
Aşık olduğu adama yardım edecek olan Prenses Ariadne, Thesus'a bir ip verir ve çıkış yolunu bu sayede bulabileceğini söyler.
İpi geçtiği yollarda bırakan Thesus, Minotor'u uykusundayken öldürür ve ip sayesinde geldiği yoldan geri çıkar.
Hem zafer hem de prensesi kazanan Thesus, Ariadne'yi de yanına alarak yola çıkar.
Yola çıkar çıkmasına da mola verdikleri Naksos adasında Ariadne uyurken onu unutup yola devam eder. Sen adama yardım et sonra seni adanın birinde unutsun. Ne diyeyim kara yazın kör talihin varmış Ariadne.
Prensesi unuttuğu gibi yelkenleri değiştirmeyi de unutan Thesus, Atina sularına giriş yapar.
Giriş yapar da babası siyah yelkenleri görünce oğlunun öldüğünü sanıp kendini suya atıp boğularak ölür. Bu sebeple de deniz artık kralın adı olan Aegeus (Aegean Sea) Ege Denizi olarak anılır. Thesus da eşsiz babasız kalmış şekilde ülkesine kral olur.
Yorum Yazın