Görüş Bildir
Haberler
Ülkemizde Cinselliğin Tabu Olmasından Kaynaklanan 5 Sıkıntılı Hikaye

Ülkemizde Cinselliğin Tabu Olmasından Kaynaklanan 5 Sıkıntılı Hikaye

diazepam
17.12.2014 - 15:23 Son Güncelleme: 17.12.2014 - 17:00

Cinselliğin tabu olmasının beraberinde getirdiği bilinmezlik ve kulaktan dolma bilgilere dayalı cinsellik içeren öyküler.

NOT: İÇERİK '18+' ÖĞELER İÇERMEKTEDİR

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. "Ayak fetişizmi istismarı"

Sene baya eski yıllar, o zamanlar daha ayak fetişizminin yüreklice dillendirilemediği, sapıklık olarak algılandığı yıllar. Kızlı erkekli ortamlarda kızları etkilemek için “ya bende ayak fetişi var eheh memeh” diye konuştuğumuz, saçma sapan dönemler. Üniversitenin ilk yılları falan. 

Erkek lisesinden gelip de üniversite ortamında kızları görünce, hele ki bu kızlarla içinde seks, sevişmek, meme, vb. kelimelerin geçtiği sohbetlere iştirak edince şirazem iyice kaydı. Yine böyle sohbetlerin birinde, Güzel Marmara şarabının da vermiş olduğu kafa dengesizliği neticesinde, konuştuğum kızı etkilemek adına 'bende iflah olmaz bir ayak fetişi var' diyiverdim. Gel zaman git zaman biz bu kızla takılmaya başladık. Halvet falan derken bir gün bu kızın aklına benim ayak fetişim geldi. 

Gelmez olaydı, o günden sonra günde üç öğün, 1 saat ayak emmeye başladım. Ayakla hiç işi olmayan, sevişmede kesinlikle yer vermeyi düşünmeyen ben, sırf ağzımdan böyle bir şey çıktı diye nasıl ayak emiyorum şaşarsınız. Baş parmak, topuk, aşil tendonu bırakmıyorum, bir girişiyorum ayağı tertemiz edene kadar. 

Biter sandım, bitmedi. Artık nasıl bir iştiyakla girişiyorsam ayaklara kız eve gelir gelmez ayakkabısını çıkarıp, bebek emzirir gibi emziriyor beni. Yazın, sandalet giymiş, bakımlı, ojeli ayakları öpüp koklamak ilk başlarda bana zararsız geldi, hatta inceden bir ayak fetişizmi bile yapılandırdım içimde, ancak arkadaş bu işin kışı da varmış. Günde 8 saat, bot içinde, yün çorapla marine edilmiş ayakları emmekten aklım dimağım oynadı. Tamam ayak fetişimiz olabilir de arkadaş, bot kokusunun deri altına nüfuz ettiği bir ayağa hangi fetiş dayanır? 

Neticede dayanmadı, olmuyor dedim. Ben bu ayaklara dondurma yalar gibi, emzik emer gibi, suyu içer gibi yumulamayacağım artık. 'E hani sende ayak fetişi vardı?' diyiverdi, dedim tamam var da arkadaş ojeli tırnaklı, ince derili, pembe topuklu ayak fetişi var, 3. mekanize tugayında askerlik yapan er Ahmet’in ayağı gibi ayakla karşıma çıkarsan afedersin s..erim ben öyle fetişi...

Ayrıldı benden, ayaklarını er Ahmet’in ayaklarına benzetmem bardağı taşıran son damla oldu sanırım. Peki ne ders alıyoruz bundan? Kadın vücudunun herhangi bir bölgesi sizin için gerçekten fetiş bir obje değilse, g..ten fetiş uydurmayın. Hele hele ayak gibi riskli bölgelere hiç girmeyin. Sonunda fetiş diye çıktığınız yolda, burnunuzda kesif bir bot kokusuyla kalakalırsınız. 

Bugün hala, ne zaman bot giyen bir kız görsem burnumun direği sızlar…

2. "Bana bu ön sevişmeyi lütfeder misin?"

Tanıyıp tanıyacağınız en fedakar erkektir ön sevişme yapan Türk erkeği. 2 dakikada boşalıp işine bakmak, devrilip uyumak varken, kadınına ön sevişme yapmayı layık görmüş kişidir. Erkek milletindeki ön sevişmeye karşı mesafeli duruşun sırrını çözebilmiş değilim. Sanırsın ön sevişmiyor da, savaşta vurulduğu için arkadaşlarına 'sizi yavaşlatırım beni bırakıp gidin' diyor. Sevişmeyi bu kadar nokta atışı algılayan başka millet var mı bilmiyorum. 

Sonra Türk kızları şöyle, Türk kızları böyle. Arkadaşım sen Türk kızına ne vaadediyorsun ki onu eleştirme hakkını kendinde buluyorsun? Yapılmış mıdır bilmiyorum ama 'milletlere göre ön sevişme süreleri' diye bir araştırma yapılsa Türk erkeğinin 1 dakika sınırını geçebileceğini sanmıyorum. O süre de sütyeni açmak, donu çıkarmak için geçen süreye tekabül ediyor zaten. Sen bir kere öpme, bir çift güzel laf söyleme, bir iki dokunma, sonra çıkıp Türk kızları güzel sevişmiyor diye ahkam kes. Arkadaşım Türk kızları sevişiyor da sen sevişmiyorsun ki? Sevişmenin en güzel kısmını 'fedakarlık' olarak görüyorsun sen, senin yaptığın fedakarlığa başlayayım ben. 

Demem o ki Türk erkeği ön sevişmeyi bir lütuf olarak sundukça, sütyeni çıkarıp memeye bir iki dokunmayı ön sevişme diye sundukça, ardından da bunu başa kaktıkça hiç bana gelip de 'abi Türk kızları...' diye başlayan cümleler kurmayın. Sırf ben kendim saat kurarak ön sevişiyorum, 20 dakika dolmadan ön sevişmeyi bitirdiğimi bilmem. Bana bunlarla gelmeyin lütfen.

3. "Oral sekse yakınsama"

Sene 1980'ler, yaş daha 13-14. Bir gün evde yalnızken bizim Merve gelmesin mi? (gelsin) geldi de, oturduk konuşuyoruz bununla. Laf döndü dolaştı kadın erkek ilişkilerine geldi. Ben ne bilirim ilişkiyi o yaşlarda tek bildiğimiz ç.k, kalkıyo mu, ötüyo mu falan. Ama baktım bizim Merve hiç benim gibi değil, yok şöyle kalkar, yok böyle girer, yok kadının kalçası şöyle avuçlanır, yok meme böyle öpülür anlattıkça anlatıyor. 

Neyse bu bir saat konuştu durdu, ben de boş durmadım efendim hafiften ıslandık, o zamanlar bilmiyoruz ama boşalmışız meğersem. Aha dedim 'oral seks' bu olsa gerek! Seksli falan konuşarak insanı boşaltma sanatı, ne de olsa oral, yani ağızla falan ilgili olsa gerek o da ancak  konuşmayla olur, başka türlü oral ne olabilir ki? Nereden bileyim ben asıl durumları...

Bayağı bir süre böyle bildim ben bu olayı. Sevigililerime oral seks yapalım mı? Diyorum ıyk! öğğk, pis, defol, vs. diyorlar. 'Herhalde konuşmak istemiyorlar' diyorum kendi kendime. Ta ki üniversitede bir kız arkadaşım bu teklifimi kabul edene kadar. Oral sekse var mısın? Dememle gerçeklerle yüzleşmem bir oldu ve o gün gerçek anlamda mutluluktan ağladım. Yıllardır tv'de konuşmaları dinleyerek geçirdiğim günlerime yandım. Kendi sesimi teybe kaydedip, sürekli meme, g.t, vs. şeklinde güya erotik konuşmalarımı dinleyerek boşalmaya çalıştığım günlerime ağladım.

4. "Oha kız meme dedi?!"

“Oha kıza bak meme dedi lan, oha meme dedi” denilen ve eve gidip bu laf üzerine fanteziler kurgulanan yıllardı. O zaman bir kadın ile bir erkeğin evlenmeden sevişebileceğine ihtimal vermiyorduk. Sağ olsun TRT de filmleri hep kadınla erkeğin yatağa girdiği noktadan itibaren kestiği için olayın o noktada kaldığını, daha ileri gitmediğini yoksa annelerinin babalarının onlara kızacağını düşünüyorduk. Top-Gun’ı uzun yıllar bu duygularla izledim, gerçekten seviştiklerini öğrendiğim günkü şaşkınlığım hala aklımda. 

Demem o ki, bizim zamanımızda insanın evlendikten sonra bile çocuk yapmak harici sevişmesi tuhaf karşılanırdı ya da ben öyle biliyordum. Benim kesinlikle bir sevişme mahsulü olduğuma inanmıyordum çünkü anneyle baba bu lan, sevişir mi hiç bu ikisi? Onun içindir ki bir kızın ağzından meme, g.t, bacak, ç.k gibi laflar duyduk mu bayılacak gibi oluyorduk. Bir kız nasıl meme derdi aklımız almıyordu. 

İşte böyle bir adam üniversiteye gidince ilk yıldan patlıyorsa sebebi budur. Bana ilk defa bir kız “prezervatifli seks sadece sizin için değil, bizim için de kötü. Ben mesela asla partnerimin prezervatif kullanmasını istemiyorum” dediğinde kan şekerim ve tansiyonum aynı anda düşmüş, gözlerim kararmıştı. Üniversiteye gelmiş bir erkek olarak o günün akşamına bu laf üzerinde gittim geldim, tepindim. Ya bir kız düşünün ki sevişiyor ve bunu hiç yadırgamıyor, büyütmüyor, onun için o kadar olağan ki… lan ben daha Aydemir Akbaş filmi haricinde k.ku görmemişim, bu kız tutmuş bana prezervatifli seks ile prezervatifsiz olan arasındaki farkları kız gözünden değerlendiriyor. Aklım çıkacak gibi olmuştu. 

Velhasıl sevişmeyi gözünde büyütmeyen, onu olağan karşılayan bir kız ile ilk defa karşılaşmak yıpratıcıdır. Bir kızın ilk defa size seksli, sevişmeli, penisli cümleler kurması aklınızı oynatmanıza vesile olabilir. Hele “penis, vajina, ıslanmak” gibi kelimeler içeren cümleler kuran her kızı sanki sizinle oracıkta sevişecekmiş gibi hissetmek yok mu? Kaç gencin başını yedi hazırlık sınıfında anlatamam. 

Okulun üçüncü günü hiç unutmam, elemanın biri yurttaki odada oturmuş bir köşeye kara kara düşünüyor. “La noldu” dedim, “Merve yok mu olm” dedi, var dedim “bana oral seksi sevmiyorum dedi”, 'eee' dedim 'kızla oral seks yapma planların mı vardı?' dedim. “Olm kız oral dedi lan” dedi. Yani bir kızın oral demesi bizimkinin buhrana girmesine yetmiş.

5. "Dur dur dağıtma bir çırpıda toplayayım ben..."

İşte bu yüzden ilişkide heyecan ölüyor arkadaşım. Sen eve bir iştahla giriyorsun, kadının duvara yaslayıp hışımla öpüyor, boynunu morartırcasına emiyorsun, varsa eteği sıyırıyorsun, olmadı pantolonun fermuarını yırtarcasına açıyorsun, gömleğini düğmelerini kopararak çıkarıyor, sütyenin askılarını omzundan aşağıya kaydırıyorsun, ağız marifeti ile göğüsleri dışarı çıkarıp hoyratça öpüyorsun, nefesin kesilecek gibi oluyor… Tam o sırada gözüne yemek masası ilişiyor, bu kadar ateşli bir sevişmenin hakkı masadır diye direkt masaya yöneliyorsun, kadının kalçalarını masaya dayayıp, geriye yatırdığın kafasının altından gerdanını dişliyorsun, kan artık bedenine sığmıyor, elinin tersi ile masanın üzerinde ne var ne yok yere dökmek üzere harekete geçiyorsun…Kadın “dur dur!!” diye çıkarıyor seni ateşler içinde yandığın dünyadan, ne oldu der gibi bakarken, o bir memesi dışarıda, eteği beline kadar sıyrılmış, saçı başı dağılmış halde itinayla masayı topluyor…

Sonra erkek niye romantik değil, ateşli değil…

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
324
87
45
36
26
21
14