onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Tüm Dünyanın Gerçekliğine İnandığı Ancak Tamamen Uydurma Olan 10 Buluş

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Tüm Dünyanın Gerçekliğine İnandığı Ancak Tamamen Uydurma Olan 10 Buluş

cakyz
05.08.2017 - 02:25

Kimisi şaka kurbanı, kimisi ise başarı ve ün için yapmadığını bırakmamış bilim insanı... İşte karşınızda çakallığı bilim insanı kimliğinin önüne geçmiş 10 insan ve 10 buluş:

1. Johann Beringer'in yalancı taşları (1725)

1. Johann Beringer'in yalancı taşları (1725)

Würzburg Üniversitesi'nde doğal tarih uzmanı olarak görev yapan Johann Beringer, yaşadığı Bavyera kentinde öğrencileriyle birlikte bir takım ilginç taşlar keşfeder. Elde ettikleri 2,000 kadar taşın üzerinde çeşitli hayvan şekilleri ve bazılarında İbranice yazılar bulunmaktadır. Beringer bu taşların eski zamanlardan kalma fosiller olduklarına inanır ve konu üzerindeki tüm spekülasyonlara rağmen taşlar üzerine bir kitap kaleme alır. Ancak bir süre sonra Beringer öğrencileriyle birlikte bir taş daha bulur ve taşın üzerinde isminin kazılı olduğunu fark eder. Bu çirkin şaka, büyük ihtimalle Beringer'in meslektaşları tarafından hazırlanmış ve şehrin çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir. E bunun ortaya çıkmasıyla da haliyle taşların değersiz olduğu ispatlanmış olur.

2. Sonsuz hareket makinesi (1813)

2. Sonsuz hareket makinesi (1813)

Charles Redheffer isimli mucidin geliştirdiği ve durmaksızın hareket edebilen bu makine, bir makine mühendisinin olaydan şüphelenmesi üzerine araştırma konusu yapılmıştır. Mühendisin iddiası, makineyi devamlı bir hareket durumunda tutan mekanizmayı aydınlatabileceğidir. Ve Robert Fulton isimli mühendis bunu gerçekten de başarır: Makinenin durdurulamayan enerjisini, aslında çatı katında bulunan yaşlı bir adam sağlamaktadır. İsmini tarihe yazmak isteyen Redheffer'ın ismi de böylece istemeyeceği bir şekilde de olsa tarihe geçmiş olur.

3. Ay'da yaşam (1835)

3. Ay'da yaşam (1835)

Zamanındaki söylemle, yalnızca başka yıldızların etrafında dönen gezegenler olduğunu ortaya koymayan, ayrıca astronomiyi matematik yöntemle tamamen aydınlatan bir isim olan Sir John Herschel, aynı zamanda Ay'da yaşam olduğunu da kanıtlamıştır. Ancak sonradan ortaya çıktığı üzere, adamcağız ne gökyüzünü matematikle aydınlatmak üzerine çalışmış, ne de Ay'da yaşam olduğunu iddia etmiştir. Ortaya çıkarıldığı kulaktan kulağa yayılan tüm bu buluşlar yalnızca astronomun ismiyle anılmıştır.

4. Cardiff Devi (1869)

4. Cardiff Devi (1869)

Bir evin arka bahçesinde kuyu kazma çalışması yapan işçiler, üç metre uzunluğunda taşlaşmış bir insan bedeniyle karşılaşırlar. Bu insana 'Cardiff Devi' ismi verilir ve devin, tıpkı İncil'de yazdığı gibi, bir zamanlar dünyada yaşayan devlerden biri olduğu düşünülür. İşin aslı ise şöyledir: George Hull isimli bir ateist, İncil'de geçen ifadelerle dalga geçmek amacıyla bu devi yapmıştır ve görünen o ki, işin iç yüzü açığa çıkana kadar da şakasının tadını çıkarmıştır.

5. Piltdown Adamı (1912)

5. Piltdown Adamı (1912)

Bir avukat ve amatör fosil avcısı olan Charles Dawson, bir çakıl ocağında insanınkine benzer kafatası bulur. Ancak bu kafatasının çene kemiği bir maymununkini andırmaktadır. Bunun yanında ocakta bir takım taş aletler de bulan Dawson, 'Piltdown Adamı' adını verdiği bu fosilin, 500,000 yıl önce yaşayan insanlara ait olduğunu ve evrim basamağındaki bir geçiş aşamasını gözler önüne serdiğini iddia eder. Kaldı ki kemikleri 1950'lerde tekrar inceleyen bilim insanları, kafatasının 50,000 yıllık olduğunu, çene kemiğinin ise birkaç yıllık olduğunu keşfederler. Ayrıca yapılan incelemelerde, kemiklerin daha eski görünmesi için bir kimyasala maruz bırakıldığı anlaşılır. Ortaya çıkan bu ilginç bilgilerle birlikte, kemikleri Dawson'ın birleştirdiği anlaşılır ancak o tarihlerde Dawson çoktan hayata gözlerini yummuştur.

6. Uzaylı otopsisi (1947)

6. Uzaylı otopsisi (1947)

1947 yılında, ABD'nin New Mexico eyaletinde uzay aracı düşürülerek ele geçirilen ve otopsisi gerçekleştirilen bu uzaylının fotoğrafı, 1995 yılında Ray Santilli isimli İngiliz adam tarafından yayınlanmıştır. Santilli'nin iddiası, fotoğrafı emekli bir ordu fotoğrafçısından aldığı yönündedir. Fotoğrafın gerçek olmadığı çok kısa sürede anlaşıldıysa da, Santilli bu bilgiyi 2006 yılına kadar kabul etmemiştir.

7. Tasaday Kabilesi (1971)

7. Tasaday Kabilesi (1971)

1971 yılında, Tasaday Kabilesi olarak adlandırılan bir kabile keşfedilmiş, bu insanların taş devri teknolojisiyle yaşamaya devam ettiği iddia edilmiştir. Hatta Filipinler'in devlet başkanı Manuel Elizalde, kabilenin medeniyete uzak bir ada olan Mindanao'da yaşadığını ve bilinmeyen bir dil konuştuğunu, hatta mağaralarda yaşadığını ifade etmiştir. Bunun üzerine konuya ilgi duyan antropologlar adayı incelemeye başlamış ve kabilenin evlerde yaşadığını, gayet normal giyindiğini ve medeniyetten bîhaber olmadığını ortaya koymuştur.

8. Taş Devri keşifleri (1981)

8. Taş Devri keşifleri (1981)

Zamanında insan hayatının ulaşılan en eski kanıtları olduğu düşünülen bu çömlek parçaları, Japon arkeolog Shinichi Fujimura tarafından ortaya çıkarılmış ve 40,000 yıllık oldukları düşünülmüştür. Fujimura'ya dünya çapında ün kazandıran bu keşfin arka planı ise çok geçmeden anlaşılmıştır. Çünkü aynı yıl, bir Japon gazetesinde yayımlanan fotoğraflar, Fujimura'nın bölgede kazı yaparak çömlekleri kendisinin yerleştirdiğini ortaya koymuştur. Çakal antropoloğun bu skandal üzerine açıklaması ise, kendisinin şeytana uyduğu yönündedir.

9. Keşfedilen elementler (1998)

1998 yılında, daha önce hiç rastlanmamış iki adet radyoaktif element keşfedilir. Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı'nda çalışan bilim insanları, ununoktiyum ve livermoryum adını verdikleri bu iki elementi sentezlerler ve çığır açan çalışmalarıyla büyük ün ve başarı elde ederler. Ancak sonrasında aynı sentezlemeyi yapmayı deneyen bilim insanları bunda başarısız olur ve çalışmanın iç yüzü aydınlanmaya başlar. Bu elementlerin keşfi büyük bir uydurmadır ve bu iki element ancak izleyen yıllarda sentezlenecektir (Evet, bugün bu elementler mevcut ve kimyasal yapıları biliniyor).

10. Dinozor fosili (1999)

10. Dinozor fosili (1999)

1999 yılında, tüylü bir dinozor türü olan 'archaeoraptor' fosili keşfedilir. Bu türün, dinozorlarla modern kuşlar arasındaki evrim halkasını oluşturduğu düşünülür ve bulgu büyük bir başarı elde eder. Ancak sonradan ortaya çıkacağı üzere bu fosil, aslında farklı türlere ait olan birkaç fosilin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur.

Onedio IQ'yu Facebook'tan takip etmeyi unutmayın!

category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
133
75
49
45
44
35
20
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
TC Baha Demirci

onedionun böyle bir içeriğe ihtiyacı vardı.onedio dahil internetin her yerinde bunları gerçekmiş gibi anlatıp bilgi kirliliği yapanlardan bıktım.bu arada bu ... Devamını Gör

İyi trollemişler. Aklımız hep kurnazlığa çalışsın zaten bizim. İyi şeyleri gerçekleştirmeye uğraşmayalım.

Pasif Kullanıcı

Şimdi ise tarihte insanlar tarafından alay konusu oldular.