Olmasaydı Ne Olurduk Bilemediğimiz Sindirim Sistemimizle İlgili Birbirinden İlginç Bilgiler!
Olmazsa olmaz sindirim sistemimiz hakkında ne kadar bilgilisiniz? Hayatta var olduğumuz sürece çoğumuzun hayat amaçlarından biri olan yemek yeme alışkanlığımıza devam edebilmemiz için sağlıklı çalışması gereken bu sistem hakkında yeni bilgiler öğrenmek ister misiniz? O zaman aşağıdaki bilgilere bir göz atın!
Besinleri sindirmemiz için yer çekimine ihtiyacımız yoktur.
Dolayısıyla amut pozisyonunda olsanız ve yemek yemeyi başarırsanız, yemek yine de midenize gider.
En büyük işi, sanılanın aksine mide yerine ince bağırsak yapar.
Mide fiziksel olarak yemekleri bölüp parçalarken, ince bağırsak yemeklerin içindeki besinleri kanımıza karıştırır.
İnce bağırsak yaklaşık tenis kortu büyüklüğündedir!
İnce bağırsağın yüzey alanı çok fazladır. 7 metre uzunluğunda 2.5 cm çapındadır.
Karnımızdan bizi her ortamda utandıracak yükseklikte çıkan sesler, sadece acıktığımızda değil, her zaman çıkabilir.
Bu sesler, midedeki kasılmalardan dolayı ortaya çıkar. Gaz, sıvı ve yemek geçişi sırasında son derece normaldir, sindirimin sonucudur. Fakat aç olduğumuzda, yani midemizde hiçbir şey yokken, ses daha yüksek çıkıyor gibi gelir. Çünkü sesi bastıracak bir şey yoktur!
Ama bu sesler, acıktığımızın da belirtisidir!
Mide yenilen her şeyi ince bağırsağa gönderdikten sonra, beyine sinyaller göndermeye başlar. Beyin, bu kasılmaların başlamasını sağlar. Bu kasılmalar midede hiçbir yemek kalmadığından emin olmak içindir. Dolayısıyla da boş mideden gelen sesler acıktığımız anlamına da gelir.
Mide, her canlının sindirim sisteminin en önemli parçasıdır. Fakat hayvandan hayvana mide organı değişiklik gösterir.
Örneğin deniz atlarının ve ornitorenklerin midesi yoktur. Yedikleri yemekler doğrudan bağırsaklarına gider.
Örneğin zürafa ve ineğin dört odalı midesi vardır. Yedikleri bitkileri daha kolay sindirmelerini sağlar.
Ağzımız yemekleri ya soğutarak ya da ısıtarak optimal sıcaklığa getirir.
Her yıl yaklaşık 500 kg yemek yiyoruz.
Her gün de yaklaşık 11.5 litre yemek, içecek ve enzimler sindirim sisteminden geçerken, sadece 100 mililitresini dışkıyla atıyoruz.
1868 yılında kılıç yutma gösterisi yapan bir kişi, doktorların mide organının içine bakmalarına yardımcı olmuş.
19 yaşındaki adamın karnındaki delik sayesinde midesi üzerinde 238 deney yapılmış!
1822 yılında kürkleri için hayvanları vuran bir kişi, 19 yaşındaki Alexis St. Martin adlı kişiyi yanlışlıkla karnından vurmuş. Dikiş yapılmasına rağmen karnında bir delik kalmış. Bu delik sayesinde Beaumont, St. Martin üstünde 238 deney yapmış. Deneylerden biri direkt o delikten yemek sokmayı bile içeriyormuş.
Bonus: En uzun hıçkırık rekoru: Tam 68 yıl!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Ayy 68 yıl hıçkırık. 2 dk hıçkırık tutsa kaburgalarım acıyor ^^ Çok zor olmuştur.
O yüksek sesler bendende çıkıyor
nasıl ya 68 yıl :d