'Mükemmel' Kadını Bulduğunuzda Katlanmanız Gereken 15 Küçük Kusur
Mükemmellik kavramı gerçekten sinirlerimi bozan bir kavram, kıskandığımızdan da değil, gerçekten. Yalnızca küçüklüğümüzde var olduğuna inandığımız mistik yaratıklardan biri gibi geliyor. Mükemmellik diye bir şey yok. Hiçbir zaman olmadı hiçbir zaman da olmayacak.
Dünya üzerinde mükemmel sayılabilecek hiçbir şey yok, özellikler de insanlar bu kavramın yanına bile yaklaşamıyor. Tartışılmaz bir biçimde en kusurlusuyuz belki de... Hayat arkadaşımıza bakarken de bu kusurları kötü bir şey olarak görürüz ve kaçınmaya çalışırız.
Ama mükemmelliğin imkansız olduğunu bilenlerden iseniz, bu kusurları kabul etmekten başka bir şey yapamayacağımızı biliyorsunuzdur. Tabii ki tüm kusurlar eşit değildir, ama 'mükemmel' kadını ararken karşılaşacağınız birkaç ufak kusur şunlardır:
1. Sizi çok fazla önemsiyor.
Gün boyu aklında siz varsanız ve bütün kararlarını sizin mutluluğunuzu da düşünerek veriyor; sadece sizin gülümseyişinizi görmek bile onu dünyalar kadar mutlu ediyor ve bu manzarayı görebilmek için sürekli sizin mutlu olmanıza çabalıyor.
2. Hazırlanması asırlar sürüyor.
8'de buluşacağız diye anlaşmıştınız ama saat 8.47 ve siz hala koltukta onun kıyafet üzerine kıyafet giymesini izliyorsunuz.
Zamanında hazır olmayı hiçbir zaman başaramaması sizi sinir ediyor ama aynı zamanda, hazır olduğunda da bakmaya doyamıyorsunuz.
3. Kusurlarınızı bulmakta adeta bir usta.
Kusurlarınız olduğunun farkındasınız. O da sizin kusurlarınız olduğunun farkında. Ama bunlarla yüzleşmek de bunları çözmeye çalışmak da sizin -ya da herhangi birinin- yapmak istediği şey olmuyor genelde.
Yine de bunun en iyisi olduğunu biliyorsunuz ve onu seviyorsunuz.
4. Size küçük sürprizler yapıyor.
Sizi pikniklerle, yolculuklarla ve bu tarz etkinliklerle şaşırtıyor. Spontane ve kontrol edilemeyen birisi. Hiçbir zaman sıkılmıyorsunuz, çünkü nefes almaya bile vaktiniz olmuyor. Onun kadar uğraşmadığınız için biraz da vicdan azabı da duyuyorsunuz tabi bu arada.
5. Size hediye seçerken her biri için ekstra vakit harcıyor.
Her zaman sizin beklentilerinizi karşılayacak mükemmel hediyeyi bulabiliyor, kendisiyle yarışmayı da imkansız hale getirerek.
Ve doğrusunu söylemek gerekirse bunu beklemiyor da sizden. Tek istediği buna onun kadar önem vermeniz ve efor sarf etmeniz. Hediyenin ne olduğunu da önemsemiyor, sizin mükemmel olduğuna inandığınız ve onu sevdiğinizi gösteren bir hediye olması yeterli.
6. Kendisiyle ilgileniyor ve bazen sizi yanında paspal bırakıyor.
Egzersiz yapıyor. Sağlıklı besleniyor. Kıvrımlarını saran elbiselerin içinde hep tanrıça gibi görünüyor.
7. Her zaman haklı.
Her. Zaman. Onunla tartışmanın hiçbir manası yok çünkü %99 ihtimalle sizden daha iyi biliyor ve bu, tartışmayı seven biri olduğunuz düşünülürse hoş bir durum değil.Ama hatırlamanız gereken bir detay var, o sizin takımınızda.
8. Hem sizin ihtiyaçlarınızı, hem kendi ihtiyaçlarını bir şekilde idare etmeyi başarıyor ve bu da sizi çileden çıkarıyor.
Bazen siz olmadan dünyası parçalara ayrılırmış gibi düşünüyorsunuz, diğer zamanlarda ise siz olmadan kendine daha iyi baktığını... Bir insanın size hem bu kadar bağımlı hem de bu kadar bağımsız olabileceğini hiç düşünmemiştiniz. Bundan nefret ediyorsunuz ama, aynı zamanda bayılıyorsunuz da.
9. Kendinizi düzeltmeniz için sizi sürekli itekliyor ki bunun ne kadar zor bir iş olduğunun farkındasınızdır.
Sizi kariyeriniz ve ilişkiniz söz konusu olduğunda da, kişisel amaçlarınıza ulaşmanız için de sizi sürekli sıkıştırıyor. Siz her ne kadar söyleseniz de sizin tembel olduğunuz bahanesini katiyen kabul etmiyor. Sizin hayallerinizin erkeği olmanızı bekliyor, o yüzden bir an önce harekete geçseniz iyi olacak.
10. Aklındakileri söylemekten hiçbir zaman çekinmiyor.
Zamanınızın yarısını, birisine hayatınızı zorlaştıracak bir şey söylemesinden korkarak geçiriyorsunuz; kalan yarısını da söylediği şeylere gülerek. Biraz boş boğaz, ama sizin boş boğazınız.
11. Her zaman elinizi tutmayı veya kollarınızda olmayı istiyor.
Yazın 40 derece sıcağında dışarıdasınız ve sizi rahat bırakmayı reddediyor. Elbette bu çok tatlı, ama ellerinizin terleyip yapış yapış olması ve daha az tatlı hale gelmesi an meselesi.
Ancak mevsimler değiştiğinde sizin yanınıza ilişince bunun her saniyesini seviyorsunuz. Elbette bunu ona da, arkadaşlarınıza da, söylemeyeceksiniz; ama bu anlar sizin beraber geçirdiğiniz favori zamanlarınız arasında.
12. Alışık olmadığı alanlara dalmayı deniyor ve sizi de yanında sürüklüyor.
Sürekli yeni şeyler, yeni yemekler denemek; kimsenin, İngilizce bile bilmediği yeni yerlerde gezmek... Hatta bazen size 'Hayatta yapmam' dediğiniz şeyleri sorup bir yolunu bulup yaptırıyor.
Çoğu zaman çılgına çevirse de, hayatın ne kadar eğlenceli ve ilginç olduğunu ortaya çıkarıyor.
13. Onu herhangi bir kadını sevdiğinizden çok daha fazla sevmenizi istiyor.
Hiçbir koşul fark yaratmaz. O sizin, her şeyinizle, onun olmanızı istiyor. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekte... Sizi kendine istiyor ve paylaşmaya da hiç niyeti yok.
14. Size, onu her an kaybedebilirmişsiniz gibi hissettiriyor.
Çoğu zaman ilişkinizin güvende olduğunu hissedersiniz. Ama sonra, en rahat olduğunuz anda, onun ne kadar inanılmaz olduğunu ve onunla olmak için kimlerin sıraya gireceğini hatırlıyorsunuz.
Bunu yüzünüze vurmuyor, tam aksine bunu sizin kendi kendinize anlamanızı sağlıyor. Ki bu da defalarca kötüleştiriyor durumu...
15. Hayatının geri kalanını sizinle geçirmek istiyor.
O, her gece yanınıza yatmak ve sabah sizle uyanmak istiyor. Her hastalığında, üzüldüğünde ya da hayat çok üstüne geldiğinde yanında sizi bulmak istiyor.
O, kendine destek olamadığında sizin ona destek olmanızı, gerekirse hayatınızı onunki için riske atmanızı istiyor. O sizi istiyor ve her şeyinizle istiyor.
O, sadece geleceğinizin bir parçası olmak değil; geleceğiniz olmak istiyor. Komik olan tarafı, bunların istemek için çok fazla olduğunu düşünmüyor. Ve yine, sizin için aynılarını yapmaya hazır... Sanırım haklı yanları var.