Görüş Bildir
Haberler
Hamilelikte Oruç Tutmak Riskli mi?

Hamilelikte Oruç Tutmak Riskli mi?

Moda Haber
03.07.2014 - 12:32 Son Güncelleme: 03.07.2014 - 14:59

Hamilelik, İslam dininde oruçtan muafiyet için sayılan istisnalardan biridir ancak buna rağmen birçok hamile kadının ramazan ayında oruç tuttuğu görülüyor. Peki anne adayı ve bebek açısından bu durum sağlıklı mı? Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Bölümü'nden Op.Dr. İbrahim Sözen, ''Gebelikte orucun hem hamile kadın hem de gelişmekte olan bebek için zorlukları ve sakıncaları mevcuttur.''

Gebeler, hamileliğin fizyolojisi icabı daha sık acıkıyorlar. Çünkü bu dönemde, bebeğe sağlamakla yükümlü oldukları ekstra kaloriyle birlikte günlük kalori alım gereksinimleri de artıyor. Op. Dr. Sözen şöyle diyor: ''Gebelerin 3-4 saatte bir düşmeye eğilimli kan şekerlerini sabit halde tutmak için küçük öğünler alması tavsiye edilir. 2004 yılında Singapur'da yapılan bir çalışmada, oruç tutan gebelerin yarısından fazlası gebelik öncesindeki oruçlara göre çok daha zorlandıklarını, üçte biri ise oruca bağlı yan etkiler yaşadıklarını belirtmişlerdir.''

Aç kalmak bebeği etkiliyor

Peki orucun bebekler içinde bir riski olabilir mi? Op. Dr. İbrahim Sözen soruyu şöyle yanıtlandırıyor: ''Bebek için görülen en büyük tehlike, onların ileride nörolojik ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek ketonların oruç sırasında kanda artışıdır. Ketonlar şekerin hücrelerin kullanımı için ortamda olmadığı durumlarda depolanmış yağların yakılması sonucu açığa çıkarlar. Örneğin uzun süren açlıklarda vücudun şeker deposu çabuk tükenir ve hücrelerin enerji gereksinimi için yağlar yakılır. Bunun sonucunda hem anneye hem de bebeğe zararlı olabilecek ketonlar yağ yakılması sonucu açığa çıkarlar. Kontrol edilemeyen diyabette de aynı durum söz konusudur. 1995 yılında American Journal of Obstetrics and Gynecology dergisinde Rizzo ve arkadaşları tarafından yayınlanan bir çalışmada, kontrol edilemeyen diyabet ve uzun süreli açlık gibi durumlarda kanda oluşan yüksek keton oranlarının ileride bebeklerin beyin ve psikolojik fonksiyonlarında bozukluğa neden olduğu gösterilmiştir.''

Hamilelerde yüksek ketonlara ulaşılmasının sebepleri nedir? Sorusuna ise şu yanıtı veriyor: ''Gebelerde yüksek keton oranlarına kolaylıkla ulaşılmasının iki nedeni vardır. Öncelikle gebelerdeki açlık süreçleri gebe olmayan kadınlara kıyasla çok daha çabuk bir şekilde hipoglisemiye (kan şekeri düşüşü) yol açmaktadır. Kanda, bu düşüş nedeniyle, hücrelerin enerji olarak kullanımları için şeker kalmayınca da vücut yağlar yakar ve ketonlar bu yakımın yan ürünü olarak yükselir. Gebe olmayanlarda bu keton yükselmesi 24 saat içinde yoğunlaşırken, gebelerde bu süre 16 saat civarındadır. Yüksek keton oranlarının gebelerde oluşmasına olanak tanıyan ikinci neden ise gebelerde, özellikle ileri haftalarda, insülin direncinin gelişmesidir. Bu direncin çok yüksek olduğu durumlarda gebeliğe ait diyabet gelişir. Bu durumda kanda yeteri kadar şeker vardır ama bu şekeri hücrelerin kullanımına sokacak olan insülin görevini yapamaz. Şeker kanda yükselir ama hücreler yakıt olarak şekeri kullanamaz. Hücreler bu nedenle alternatif yakıt olan yağı yakarlar ve bu da açığa yüksek keton oranları çıkarır.

Susuzluğa dikkat!

''Oruç tutarken bir diğer potansiyel sorun vücudun sıvısız kalmasıdır.'' Diyen İbrahim Sözen şöyle devam ediyor: ''Gebelerde damarlarda dönen kan ve sıvı miktarı çok artar. Bu kan ve sıvı miktarını koruyabilmek için gebelerin günde en az 3 litre civarında sıvı almaları gerekir. Nisbi sıvısızlık durumlarında, kan basıncı düşer, plasentaya (bebeğin eşi) ve dolayısıyla bebeğe giden kan akımı azalır. Bunun sonucunda bebeğin oksijenlenmesi ideal oranların altına düşebilir. Gerçekten de bebeğin beyninin oksijenlenmesinin testi olan ve ultrasonla yaptığımız bir ölçüm olan biyofizik profil skoru oruç tutan annelerin bebeklerinde tutmayan annelerin bebeklerine oranla daha düşük bulunmuştur. 2003 yılında International Journal of Gynecology and Obstetrics dergisinde yayınlanan bu çalışmaya göre bebeğin iyi oksijenlenmesinin en iyi ultrasonografik bulgularından biri olan fetal breathing (diyafram hareketi) oruç tutan annelerin bebeklerinde ciddi olarak azalma göstermektedir. Özetle, oruç tutmak isteyen hamile kadınların orucu, hamileliğin sonunda kaza orucu şeklinde tutmaları hem kendileri hem de bebek açısından çok daha olumlu olacaktır.''

Emziren anneler oruç tutabilir mi?

Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Dr. Ela Tahmaz, emziren annenin oruç tutmasıyla ilgili şöyle diyor: Anne sütü konusunda yapılan araştırmalar kısa süreli yemek yememenin sütü azaltmadığını ancak ciddi sıvı kaybının sütü azaltabileceğini göstermiştir. 2- 5 ay arasında bebeği olup emziren kadınlar arasında yapılan bir çalışma göstermiştir ki, oruç sırasında anne sütünün içeriğinde bir miktar değişim olmaktadır. Alınan enerji miktarı, protein, vitamin A ve C gibi elemanların günlük ihtiyacın altında kaldığı saptanmıştır. Bu da emziren annelerin oruç sırasında süt kalitesinin etkilendiğini göstermektedir. Bu nedenlerle emziren annelerin, özellikle bebeğin sadece anne sütüyle beslendiği ilk 6 ayda bütün gün su içmemeleri doğru değildir. Oruç tutabilmek için gereğinden önce ek gıdalara ve mamaya başlanması da uygun bir davranış değildir. Ancak 6 ayın üzerinde veya başka nedenlerle zaten ek gıdalara başlamış bebeklerde oruç sırasında annenin yememe ve içmemesi daha kolay tolere edilebilir. Ancak bu durumda da mutlaka sahura kalkmak ve iftardan sahura kadar geçen süre içinde bol miktarda sıvı almak şarttır. Ayrıca günü dinlenerek geçirmeleri ve kendilerini fazla yormamaları de gereklidir. Bebeğin aynı aralıklarla emmeye devam etmesi ve ek gıdaların da aynı şekilde verilmesi önerilmektedir.

Şunu da unutmamak gerekir ki, şeker metabolizması ile problemi olan anneler örneğin diyabet veya kan şeker düşüklüğü ya da diğer sağlık problemi olan annelerin oruç tutması risklidir ve mutlaka doktorlarına danışmaları gerekmektedir.

Kaynak: http://modahaber.com/haber-5628-hamil...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
4
3
2
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın