Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Cansu Poyraz Karadeniz Yazio: 2020 Yılına En Çok Yakışan Kitap Türü: Distopik Kurgu
Kabul edelim, 2020 nevi şahsına münhasır bir yıl. Hayatlarımızı kökünden değiştiren (en azından çoğumuzun) pandeminin yanı sıra beraberinde gelen ekonomik dalgalanmalar, artan şiddet vakaları, çeşitli ülkelerde çıkan isyanlar ve yönetim değişiklikleri, meteor yağmurları, iklim olayları derken 2020’nin ilk yarısını kapattık. Dürüst olalım, ikinci yarıdan da çok ümitli değiliz. Gamlı Baykuş olmak istemem ama “yaklaşıyordu yaklaşmakta olan” gibi bir durumun içindeyiz. Adeta bir Netflix yapımı olan bu yılın nelerin habercisi veya nelerin sonucu olabileceğine dair kafa yoranlar için birbirinden güzel 5 distopik kurgu kitabını derledim. Ama önce gelin, distopya nedir ve iyi bir distopik kurgu nasıl olur biraz konuşalım.
Distopya derken ne kastediyoruz?
Beyin yiyen zombiler; nüfusun çoğunu yok eden elektromanyetik uzay darbeleri, nükleer felaketler ya da uzaylı istilalarının hepsi hayal gücümüzü zorlayan kurgu türleridir, fakat illaki distopik kurgu kategorisine girmezler.
Distopik kurgu çeşitleri
1. Devlet kontrolü:
2. Çevresel tahribat:
3.Teknolojik kontrol:
4. Hayatta kalma:
5. Bireyciliğin yok olması:
İyi bir distopik kurgu için:
İşte, bahsettiğimiz kriterlere uygun en iyi 5 distopik kurgu!
1. Bağlantı - M. T. Anderson
'Direnecekler mi, kabullenecekler mi?'
Bulutların yok olduğu, onların yerini oksijen üreten fabrikaların aldığı bir gelecek. Bulut, artık ticari bir ürün. İnsanlar, beyinlerindeki bilgisayarla eğitiliyor, yönlendiriliyor, kumanda ediliyorlar. Tüm kontrol şirketlerin elinde. Tüm dünya büyük bir alışveriş merkezi. Amerika Ulusal Kitap Ödülü sahibi M. T. Anderson'ın kaleme aldığı bu distopik roman, bir direniş öyküsü mü yoksa bir kabulleniş mi?
2. Biz - Yevgeniy İvanoviç Zamyatin
George Orwell, Aldous Huxley ve daha birçok yazara ilham vermiş olan Biz'de, Velinimet'in yönettigi “Tek Devlet” adli bir yapı karşımıza çıkar. Tek Devlet'te bireyler yoktur, sayılar vardır. Hayat kusursuz eşitlikteki bir denklem gibi, matematiksel bir kesinlikle sürmektedir. İnsanların ilkel tutku ve güdüleri bastırılmıştır. Doğaya bile boyun eğdirilmiş ve Doğa, Yeşil Duvar’ın ardına sürülmüştür. Artık ulaşılacak tek bir hedef kalmıştır: Uzay. Bu hedef de İntegral adli uzay gemisinin yapılmasıyla birlikte ulaşılır olacaktır. Hayal gücü Tek Devlet'te bir hastalık çeşididir. 26. yüzyılda geçen “Biz” klasik bir distopya romanı olmasının yanında, bir sistem eleştirisi ve bireysel özgürlük bildirisidir.
3. Eşleşme - Ally Condy
Sizce 'kusursuz' bir yaşam mümkün olabilir mi?
Kimi seveceğinize, nerede çalışacağınıza, hatta ne zaman öleceğinize başkalarının karar verdiği bir dünya düşünün. Bu dünyada uzun bir hayata, harika bir işe, ideal bir eşe sahip olmak için neredeyse hiçbir bedel ödemeniz gerekmiyor çünkü tüm seçimleri sizin adınıza görevliler yapıyor. Üstelik hepsi 'kusursuz' seçimler. Tüm hastalıkların tedavi edildiği, insanların uçan trenlerle seyahat ettiği, eşleşme yoluyla 'eşsiz' evliliklerin, ailelerin ve nesillerin yetiştiği böylesi mükemmel bir dünyada, toplumun tüm üstün güçlerine ve kontrolüne rağmen mevcut sistem çatırdamak üzere…
Cassia'nın yapay bir cam fanus içerisinde yaşadıklarını idrak etmesi uzun sürmüyor. Toplumun ona sunduğu mükemmel dünyanın tüm nimetlerine sırt çevirmeye hazır. Kalbinde hissettiği aşkın gücü ve özgürlük için göstereceği cesaret, onu yeterince güçlü kılmaya yetiyor. Ama topluma başkaldırabilmek ne yazık ki mümkün değil. En azından şimdilik…
4. Krizalitler - John Wyndham
Krizalitler, tamamen güçlü bir dinin kontrolü altındaki bir dünyada geçen distopik bir romandır. Bu dinde, fiziksel veya zihinsel olarak herhangi bir küçük anormallik bir küfür olarak kabul edilir ve keşfedilirse, bunların feshi ile sonuçlanır. David Strorm, telepatik güçlere sahip olduğunu genç yaşta fark eder. Sophie ile tanışıp fazladan ayak parmaklarını keşfettiğinde, topluluklarından kaçmaları ve kimsenin onları tanımadığı bir yer bulmaları gerektiğini anlarlar.
5. Yol - Cormac McCarthy
Bir baba ve oğlu yanıp kül olmuş Amerika topraklarında, sonu asla gelmeyecekmiş gibi görünen bir yolculuğa çıkar. Niyetleri orada onları bir şeylerin bekleyip beklemediğini dahi bilmedikleri sahile ulaşmaktır. Rüzgârda uçuşan kurşuni küller her yeri ele geçirmiştir. Bu yıkım sonrası yolculukta kendilerini savunabilecekleri bir tabanca, yağmaladıkları yemekler ve birbirleri dışında hiçbir şeyleri yoktur. Hiçbir umudun kalmadığı bir gelecekte bir baba ile oğlun hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi anlatan Yol; nihai yıkım, umutsuz azim ve bunlara rağmen kaybolmayan şefkatin anlatıldığı bir eser.
Yorum Yazın
Cesur Yeni Dünya tavsiye ederim
süper