Atalarımız da Çilekeşmiş! Tarih Öncesinde Yaşamış Kadınların Kemikleri Ne Kadar Emekçi Olduklarını Ortaya Koydu!
Cambridge Üniversitesi'nde yapılan yeni bir çalışmaya göre kadınların alın teri tarımın gelişmesinde çok önemli rol oynamış. Kadının toplumdaki, özellikle de iş hayatındaki yerini ortaya çıkaran bu araştırmayı inceliyoruz.
Araştırmada tarih öncesi tarım toplumlarındaki kadınlarla, modern kadın atletlerin (mesela kürek sporcularının) kemikleri karşılaştırılarak aradaki güç farkına bakılmış.
Modern insanla karşılaştırılan insan kemiklerinin en eskisi M.Ö. 5300'den kalma iken, en yenisi ise Orta Çağ Dönemi'nden M.S. 850 yılından alınmış.
Araştırmanın lideri Alison Macintosh: 'İnsan evrimindeki kemik yapıları üzerinde yapılan araştırmalarla genellikle erkekler ve kadınlar arasındaki farkları görmek kolaydır; örneğin erkeğin kadından daha güçlü kemiklere sahip olduğunu ve bu kemiklerin çağlar boyu çok daha büyük değişimlere maruz kaldığını anlayabiliriz. Fakat bunun cinsiyetler arasındaki aktivite farklılıklarından mı yoksa biyolojik bir nedenden mi kaynaklandığını çözmek oldukça zordur.'
"Yani eğer geçmiş kadınların erkeklerden daha güçsüz kemikleri olduğunu görürsek, buradan kadınların erkekler kadar fiziksel iş yapmadığını çıkarabiliriz."
'Ama bu çıkarımı sadece biyolojik farklılıkları görerek yapıyorsak, kadının iş gücünü ciddi anlamda küçümsemiş oluruz.' diyor Macintosh. 'İşte tam da bu nedenle, tarih öncesi kadınların kullandığı beden gücünü anlamak için yaşayan kadınlarınkilerle karşılaştırma ihtiyacı duyuyoruz.'
Araştırmaya Cambridge'in kadın kürek takımı dahil edilmiş, çünkü günde iki kez birkaç saat antrenman yapan sporcuların küçük ama tekrarlayan kol hareketleri tüm vücutlarını çalıştırmayı sağlıyor.
Macintosh bu hareketleri ve kasa binen yükü, tarih öncesi tarım toplumlarındaki kadınların tarlada tüm gün yaptığı hareketlere benzer bulduklarını söylüyor.
Ata analarımızın bu kadar güçlü kemiklere sahip olmasının altında yatan faaliyetin tam olarak ne olduğu bilinmese de, büyük olasılıkla toprağı işledikleri düşünülüyor.
Tohumları ekme ve hasat etme, un yapmak için tahıl öğütme gibi makineleşmeden önce elle yapılmak zorunda olan işleri yürüttükleri tahmin ediliyor.
Yaptıkları işlerin çoğu insan gücüne dayalı olduğu ve neredeyse tüm günlerini bu tarz faaliyetlerle geçirdikleri için fazlasıyla kuvvetli, emekçi kadınlar olduğu söylenebilir.
Bu kadınlar ayrıca tarımcılığın yanı sıra, hayvancılıkla da ilgileniyor; onları besliyor, sütü işliyor, deri ve yünden tekstil elde ediyor ve et üretiyorlardı.
"Kaslar kemiklere bağlı olduğundan ve hareket ettiğimizde kasları çalıştırdığından dolayı kas ve kemik yapısının çok yakın bir ilişkisi vardır."
Yine de kemik yapısıyla kas gücünü veya büyüklüğünü nasıl ölçebileceğimiz konusunda hala çok şey öğrenmemiz gerekiyor. Yani bu tarih öncesi kadınların kas yapıları hakkında kesin bir şey söylemek zor.
Bu araştırmayla kadının ağır yük taşıdığı, çok çalıştığı ve belki de medeniyetlerin gelişmesini sağlayan ilk tohumları attığını öğrenmek gurur verici.
Kadının toplumdaki sosyal statüsünü küçümseyen veya görmezden gelen zihniyet için güzel bir kanıt niteliği taşıyor...
Yorum Yazın
O kadar geçmişe gitmeye gerek yok :) Benim rahmetli ebem(babaannem)sırtında 50Kg lık torbalar taşırdı 60 yaşlarında.