13 Adımda Bir Veganın Bir Türk Ailesine Yemeğe Gitmesi
Her şey veganımızın bir arkadaşı ya da sevgilisi tarafından ailesiyle bir akşam yemeğe çağrılmasıyla başlar. Arkadaş kısa bilgi olarak ailesine konuğun pek et yemediği bilgisini geçince sorunun çözüldüğünü sanmıştır.
1. Ailemiz misafir geleceği için oldukça mutludur. Muhteşem bir sofra hazırlanır. Et suyuna kuru fasulye, bol tereyağlı pilavlar, yumurtalı mücverler ve daha neler neler... Misafir mutluluktan ölecektir.
2. Misafirimiz elinde çiçeklerle kapıdadır. Kapı açılır ve yüzüne haşlanmış et kokusu gelir. Ezberlediği o korkunç sürecin içine girmiştir. Biri onu kurtarsın.
3. Kabalaşmadan veganlığın ne olduğunu anlatmak zorunda kalacağı uzun bir gece onu beklemektedir.
4. Sofraya büyük bir eziyetle oturur. Aileye et yemediğini kibarca belirtir. Et konmamış ama et suyuyla pişirilmiş kuru fasulye tabağı "Çok lezzetli bak, et yok içinde" denerek önüne sürülür.
Keşke ölse de kurtulsa! Kibarca içinde et suyu olup olmadığını sorar. Evdekiler uzaylı görmüş gibi et suyu olmazsa tadının hiç olmadığını söylerler. 'Bari biraz tadına bak' ısrarları uzay boşluğunda yankılanır.
5. Minnoş ailemiz kendilerini garip hissettiklerinden etli ürünleri veganımızın önünden çekerler. Yumurtalı mücver ve yoğurtlu havuç ile doymaz ki diye düşünürler içten içe!
Yumurtalı mücverle yoğurtlu havucu gören veganımız bir an düşüp bayılacak gibi olur ama kendini tutar. Biraz soluklanır ve evdekilere hayvansal ürün yemediğini buna süt ve yumurta gibi ürünlerin de dahil olduğunu söyler.
6. Evin annesi bir süreliğine şok geçirir. Şok azalınca veganımızın sağlığı ile ilgili endişelenmeye başlar. "Evladım hasta olursun, vitaminsiz kalırsın."
Veganımız 'Meyve yiyorum teyze' der ama ona göre vitaminin hası kaburga dolmasındadır. Yakında hasta olup ölecekmiş gibi vegan arkadaşı incelemeye başlar.
7. Bu arada veganımız önündeki tabakları kenara itmekle meşguldur. Kendisinde herhangi bir iştah belirtisi kalmamıştır.
Her şeye tereyağ koyduklarından şüphelenmektedir. Elinde çatalla öylece dona kalır.
8. Mutfağa giden annenin sesi soluğu kesilmiştir. Ona bir şeyler hazırlandığını anlayan veganımız hem mahçup olur hem de rahatsız olur.
'Bir daha yemek davetlerini kabul etmeyeceğim!'
9. Sofrada herkes yemeği bırakmış veganlıkla ilgili sorular sormaktadır. Ona sanki radikal bir tarikat üyesi gibi davranmaktadırlar.
Onlara sabırla, yaşam haklarında, çiftliklerde sömürülen çiftlik hayvanlarından, başka türlü bir beslenmenin mümkün olduğundan bahsetmeye çalışır. Bir an için 'ama köydeki tavuklar geziyor, mutlu' lafını duyar ama duymamazlıktan gelir.
10. İçeriden evin annesi, hem mahçup hem de emekleri boşa gittiğinden hafif keyifsiz, bir tabakla birlikte gelir. Tabakta PEYNİR vardır!
Peynirin hayvansal ürün olduğunu anlatmak bu kadar zor olmamalıydı!
11. Veganımız artık güçlü kalamayacaktır. Sessizce "bu da hayvansal ürün" der.
Anne gerilir. 'Kızım ama peynir bu bir şey olmaz. Bak aç kaldın biz ne yapacağız. Bari pilav ye azıcık.' diye yalvarır.
12. Veganımız hafif doğrulur, üç nefes alır üst üste ve o cesaret isteyen soruyu sorar. "Pilav tereyağlı mı?"
13. Görev tamamlanmıştır. Bir vegan daha gittiği misafirlikten aç, yorgun ve sinirli olarak evine gönderilir.
Not: Evinize vegan birini davet ettiğinizde, güzel zeytinyağlı bir salata ve sebzeli bir makarnayla onu son derece mutlu edebilirsiniz. Ne onu, ne de kendinizi üzün lütfen. Yazık günahtır!
Yorum Yazın
Bir gün bi vegan yeme ihtimalim vegan olma ihtimalimden daha yüksek...
Ya Türküz biz hayatımızda kaç vegan vejetaryen gördük. Türk insanı etsiz yemek tereyağsız pilav yapınca ayıplanacağını düşünür. Bu durumda veganların gittikl... Devamını Gör
Yani, bu yazıdan anlaşıldığı üzere veganlar Türk değil :D Çok mantıklı bravo...
Gayet güzel yiyor ve doyuyoruz. Hatta sofradan "ulan ne yedik be" diye kalktığımız da oluyor. Sizinle aynı şeyleri yemiyoruz diye garip olmak ne kadar mantık... Devamını Gör