Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bastırdığı kitaplara dikkat çekerek, 'İsraftan başka bir şey değil. Hepsi en pahalı kağıttan, en pahalı ciltten. Trilyonlarca para harcıyorlar, çoğu da kendi reklamlarıdır. O paralar nereden çıkıyor? Fakir fukaraya dağıtmamız gereken parayı Diyanet İşleri Başkanlığı kendi reklamında kullanıyor. Bize de gönderiyorlar, Meclis'e geliyor kitaplar böyle cilt cilt, pahalı pahalı basmışlar. Ne gerek var, dinimize aykırı değil mi, israf. Buradaki şu Hz. Ali Camii'ndeki müezzin, imam ne kadar para alıyor? Fukara kendisi geçinemiyor, ama onun Diyanet İşleri Başkanı 1 trilyonluk lüks Mercedes'e binip dolaşıyor. Bu mudur din? Sonra biz Diyanet'i kaldıralım dediğimizde yaygara koparıyorlar. Niye? Rahatları bozulacak, lüksleri bozulacak. Kusura bakmayın, İslamiyetse, İslamiyette lüks yoktur, israf haramdır. Siz israf yapıyorsunuz, o yüzden sizi kaldıracağız, kusura bakmayın. O parayı yoksula, fakire, fukaraya dağıtacağız'
Bir Başbakan Yurtdışına Gidecek, Bir Uçak Dolusu, Ne Kadar Yandaş Varsa Dolduruyor
'Onun uçak parası, otel parası, yemek parası kimden çıkıyor? Bizden çıkıyor. Bunlar israf değil mi? Bir başbakan yurtdışına gidecek, bir uçak dolusu, ne kadar yandaş varsa dolduruyor. Onların otel parası, yemek parası, gezme tozma parası... Kim veriyor? Biz veriyoruz. Gidin bakın, devletin hangi yetkilisi, kaymakamı bile... Devletin bütün israf kaynaklarının musluğunu açmışlar. Nedir? Biz devletiz diyor. Halkın kendisi alınteriyle atölyede çalışan, halk otobüsünde yer bulamıyor. Sabah işe giderken halk otobüsünde yer bulamıyor. Ben bu halkı yönetiyorum diyen kaymakam, valinin forsundan geçilmiyor.'