Vücudumuzda Dolaşan Kan Hakkında Muhtemelen Daha Önce Duymadığınız İlginç Bilgiler
Kan, insanlığın ilk zamanlarından beri her zaman önemli olmuş; kimine göre korkutucu, kimine göre büyüleyici bulunmuş bir yaşamsal sıvı. Peki hakkında gerçekte ne kadar şey biliyoruz?
1. Kanı belirleyen tek gruplama AB0 değil, nitekim şuan onaylı tam 33 gruplama sistemi bulunuyor.
2. Kan gruplarını belirleyen şeyler, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyindeki moleküller.
3. Kan gruplarının varlığı 1900'lere kadar bilinmiyordu.
İlk defaysa 1901 yılında, Karl Landsteiner tarafından keşfediliyorlar. Karl, farklı insanlardan aldığı kanları birleştirince zaman zaman bir pıhtılaşma olduğunu görüyor. Araştırmaları sonucunda da kan gruplarının varlığını keşfediyor ve A, B, 0 olarak adlandırıyor.
4. Kan grupları yalnızca insanlara özel değildir.
Örnek vermek gerekirse, köpeklerde de 12'den fazla farklı kan grubu olduğu tespit edilmiştir.
5. Her insanda ortalama olarak 5-6 litre arası kan bulunur.
Bu miktar ortalama vücut ağırlığının %7-8'ini oluşturur. Kanın yarısı, sıvı olan bölümden yani plazmadan meydana gelir. Diğer yarısı ise kanın içinde çeşitli görevler üstlenmiş olan hücreler veya moleküllerdir.
6. Kan grupları keşfedilmeden önce doktorlar, insan ve hayvanlar arasında kan naklinin yapılabileceğini düşünüyordu.
Günümüzdeki bilgilerimizi göz önünde bulundurursak, bu hiç de akıllıca değil.
7. Direkt olarak kanla beslenen 14 bin farklı böcek türünün bulunduğu tespit edilmiştir.
8. James Harrison adlı bir adam, kan vererek bugüne kadar 2 milyon insanı kurtarmıştır.
13 yaşındayken bir ameliyat için 13 litre kana ihtiyacı olan James Harrison, 18 yaşına girer girmez bir nevi insanlığa olan borcunu ödemek istemiştir. Harrison'ın kanıyla ilgili özel bir durum mevcuttur. Nitekim kanında oldukça nadir olan bir antijen keşfedilmiştir, bu antijen Rhesus hastalığını tedavi etmektedir. James bugüne kadar 1000 kez kan bağışı yaparak 2 milyon kişinin hayatını kurtarmıştır.
9. 1667 Aralık'ında, Jean-Baptiste Denis adlı bir doktor, bir adamın zihinsel hastalığını geçirmek amacıyla vücuduna dana kanı enjekte ediyor.
İlk aşamada bir gelişme görmeyince, ikinci bir kez enjekte işlemine başvuruyor. Hasta bu ikinci denemeye tepki veriyor, baya kötü bir şekilde: Sürekli şekilde kusma, siyah renkli idrar ve dayanılmaz böbrek ağrıları... Daha sonra doktor, üçüncü bir deneme yapıyor ve sonrasında hasta ölüyor.
Cinayet suçlamasıyla doktor mahkemeye çıkarılıyor; fakat yapılan araştırmalar hastanın aslında siyanürle zehirlendiğini ortaya çıkarınca doktor beraat ediyor. Takip eden günlerde olayın aslı anlaşılıyor. Nitekim diğer doktorların, Denis'in yönteminin yanlış olduğunu düşündükleri için bir trend başlatmadan önce hastayı zehirlediğini ve yöntemin ölümcül olduğunun düşünülmesini istedikleri öğreniliyor.
10. İnsan korneası oksijen desteğini direkt olarak havadan alıyor, kandan değil.
11. Kağıt kesiklerinin çok fazla acımasının nedeni, sonrasında genelde kan akmadığı için sinirlerin korunamamasıdır.
Bunun nedeni de kan akmayacak kadar küçük derecede, deriye mikroskobik bir boyutta zarar verilmiş olması.
Yorum Yazın
#8 Bu nur yüzlü iyiliksever ve 2 milyon kişinin hayatını kurtarmış adam cehenneme, sözde vakıflarında, çoluk-çocuk-yetişkin-erkek-kadın demeden geleni gideni... Devamını Gör
altın varsa coin mining yapılabilirmi kralım??