Duyduğunuzda 'Keşke Doğru Olmasaydı' Diyeceğiniz Gerçekliği İspatlanmış Komplo Teorileri
Tarihte birçok olay meydana geliyor ve ortaya atılan bazı iddialar 'bu kadar da olmaz' dedirtiyor. Ancak bu iddialar doğru çıkabiliyor... Gerçekliği ispatlanan bazı komple teorilerini sizler için derledik. Buyurun...👇
1. 1932'den 1972'ye kadar ABD Halk Sağlığı Servisi, Alabama'daki Afrikalı-Amerikalı erkekler üzerinde etik olmayan bir çalışma yürüttü ve penisilin yaygın olarak kullanılabilir hale geldikten sonra bile frengi tedavisini uygulamadı.
Komplo teorisine göre, hükümet katılımcıların hastalığın uzun vadeli etkilerini gözlemlemek için acı çekmelerine kasıtlı olarak izin veriyordu. Araştırmalardan sonra komplo teorisi doğrulandı ve hükümet tarafından işlenen etik ihlaller vurgulandı.
2. Northwoods Operasyonu, ABD Savunma Bakanlığı tarafından önerilen bir plandı. Teori, hükümetin kamuoyunu manipüle etmek ve Küba'ya askeri müdahale için destek kazanmak adına kaçırma ve bombalama gibi sahte terörist saldırılar düzenlemeyi planladığını öne sürüyordu.
Onlarca yıl sonra, 1997'de, Northwoods Operasyonu ile ilgili belgelerin gizliliği kaldırıldı ve planın varlığı doğrulandı. Belgeler, üst düzey yetkililerin askeri harekatları haklı çıkarmak için aldatıcı taktikler düşündüklerini ortaya koydu. Plan reddedilse de, varlığı hükümetin siyasi kazanç için kamu duyarlılığını manipüle etme istekliliği hakkında soruları gündeme getirdi.
3. Komplo teorisine göre, 1950 ve 1960'larda insanların zihnini kontrol etmek için MK-Ultra isimli çok gizli bir CIA projesi vardı.
Hükümetin zihin kontrol yöntemleri geliştirmek amacıyla LSD gibi ilaçların uygulanması da dahil yasa dışı ve etik olmayan deneyler yaptığı iddia edildi. 1970'lerde bir dizi soruşturma ve duruşma yoluyla MK-Ultra'nın varlığı gün ışığına çıkarıldı.
4. İkinci Dünya Savaşı sırasında, atom bombası geliştirmeyi amaçlayan gizli bir hükümet projesi hakkında söylentiler dolaştı.
Komplo teorisi, gizli bir grup bilim insanının ve askeri personelin bu gizli çaba üzerinde birlikte çalıştığını öne sürdü. Manhattan Projesi olarak adlandırılan projenin, Amerika Birleşik Devletleri'nin 1945'te atom bombasını başarıyla test etmesiyle, gerçek olduğu doğrulandı.
5. 1970'lerin başında ülkenin ana muhalefeti Demokrat Ulusal Komite'nin merkezinde hırsızlık olayı yaşandı. Bu olayda dönemin ABD başkanı Nixon'ın bilgisi olduğu iddia edildi.
Nixon’ın görevlendirdiği ekip, ofise sızıp dinleme cihazları ve telsizler yerleştirmişti. Amaç seçimlerde muhalefetin ne yapacağını öğrenmekti. Bu olayı gazeteci Ben Bradlee ve ekibi ortaya çıkardı. Olay duyulduktan sonra Nixon istifa etmek zorunda kaldı. Bu olay tarihe Watergate Skandalı olarak geçti.
6. 1960'ların Kanada'sı bugün olduğu gibi değildi. Kanada hükümeti, Carleton Üniversitesi profesörü Frank Robert Wake'i "meyve makinesi" olarak adlandırdığı ve eş cinsel erkekleri tespit edebilecek bir makina yaratmak için tuttu.
Bu makina ile test edilen 400'den fazla kişi işini kaybetti ve 9 bin kişi 'şüpheli' dosyasında tutuldu. Cihazın, aynı cinsiyetten erotik görüntülere bakmaya zorlandıktan sonra göz bebeklerinin ne kadar genişlediğini ölçerek çalıştığı iddia edildi.
7. 2 Ağustos 1964'te ABD muhrip gemisi USS. Maddox, Kuzey Vietnam'ı hedef aldığını söyledi.
Çatışma, Amerika'nın Vietnam Savaşı'na katılımını derinleştirdi ve binlerce ABD askerinin ve siviller de dahil yüz binlerce Vietnamlının ölümüne yol açtı. Ancak, Maddox'un ateşlediği 'hedeflerin' aslında var olmadığı ortaya çıktı. Olayın ordu tarafından kasıtlı bir yanlış yönlendirme olup olmadığı bugün hala tartışılıyor. Ancak kesin olan bir şey var. Başkan Johnson'ın ilk önce Kuzey Vietnamlıların ateş ettiği yönündeki iddiası çürütüldü. Eski Savunma Bakanı Robert McNamara ölümünden önce verdiği bir röportajda bunu itiraf etti.
8. Dünyayı kontrol eden gizli bir örgüt mü var? Var olduğu ve üyelerinin birçoğunun güçlü dünya liderleri ve endüstri devleri olduğu ortaya çıktı. The Washington Post'a göre zengin ve güçlü kişiler Bohem Korusu'nda düzenli olarak buluşuyordu.
Mülk sahipleri, en zengin ve en etkili Amerikalılardan bazıları için her yıl Kaliforniya'da iki haftalık bir inzivaya ev sahipliği yapıyor. Geçmişte katılanlar arasında, Richard Nixon ve Ronald Reagan yer alıyor. Atom bombası fikrinin ilk kez çizildiği yer de burası.
9. CIA ve Dalai Lama arasındaki ilişkilerin çok güçlü olduğu iddia ediliyor. 1960'larda CIA'nın Tibet Direnişine milyonlarca dolar aktardığı söyleniyor. Buna doğrudan Dalai Lama'ya giden altı rakamlı yıllık "maaş" iddiası da dahil.
Bu destek Çin hükümetini baltalamak için yapılan bariz bir girişim. Dışişleri Bakanlığı notlarında örgüt şöyle diyor: 'Programın amacı ... özerk bir Tibet siyasi kavramını Tibet içinde ve başta Hindistan olmak üzere yabancı ülkeler arasında canlı tutmak ve komünist Çin içindeki olası siyasi gelişmelere karşı direniş yeteneği oluşturmak.'
10. Aktör John Wilkes Booth'un Ford's Theatre'da Başkan Lincoln'e suikast düzenlediğinde tek başına hareket ettiği iddia edilmişti. Ancak Booth'un aralarında ABD hükümeti tarafından idam edilen ilk kadın Mary Surratt'ın da bulunduğu en az 9 kişiyle iş birliği yaptığı ortaya çıktı.
Öncelikle Ford's Theatre'dan ayrıldıktan sonra Booth'un kaçmasına yardım eden David Herold vardı. Aralarında başkan Yardımcısı Andrew Johnson'a suikast girişiminde bulunan George Azterodt vardı. Azterodt bu eyleme hiçbir zaman fiilen teşebbüs etmemiş olsa da, yine de başkana karşı komplo kurmaktan idam edildi. Bu arada, iş birlikçi Lewis Powell, Dışişleri Bakanı William Seward'a suikast düzenlemeye çalıştı ve onu ciddi şekilde yaraladı.
11. Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombasının ardından ABD hükümetinin, nükleer serpintilerin insan vücudu üzerindeki etkilerini ölçmek için büyük bir çalışmaya yapmaya başladığı iddia edildi.
Hükümetin test yapmak için cesetleri çaldığı konuşulmaya başlandı. Bu komplo teorisi doğru çıktı. Hükümet 'Project Sunshine' isimli projeyi yürütüyordu. Cesetlerin parçalarını çalıyorlardı. Genç dokuya ihtiyaçları olduğu için, yakın zamanda ölen bebekleri ve çocukları bulmak için dünya çapında bir ajan ağı topladılar ve ardından binden fazla ailenin izni olmadan çocukların uzuvlarını aldılar.
12. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson'nın geçirdiği felç nedeniyle ülkeyi yönetemez hale geldiği ve eşi Edith Wilson'ın bu görevi üstlendiğini teorisi ortaya atıldı.
Gerçekten de Wilson başkanlığının sonuna doğru felç geçirdi ancak hükümet sessiz kalmanın ülkenin yararına olduğunu düşündü. Halka aylarca başkanın durumu hakkında bilgi verilmedi. Bu süre zarfında karısı Edith Wilson, yönetimle ilgili birçok karar verdi.
13. FBI'nın Beatles'ın solisti John Lennon'ı takip ettiği iddia ediliyordu. Kesinlikle öyleydi. National Public Radio'nun 2010 yılında bildirdiğine göre, birçok karşı kültür kahramanı gibi Lennon da bir tehdit olarak kabul edildi.
'Barışa Bir Şans Ver' gibi savaş karşıtı şarkılar, Nixon yönetiminin John Lennon'ı takibe almasına neden oldu. 1971'de FBI Lennon'ı gözetim altına aldı ve göçmenlik bürosu onu bir yıl sonra sınır dışı etmeye çalıştı.
14. Çok yaygın bir teori var. Buna göre teknolojideki gelişmelerle birlikte hükümet, vatandaşları takip etmek için geniş kaynaklarını kullanıyor.
Dijital dünyadaki sivil özgürlükleri savunan ve halka internet gizliliği konularında tavsiyelerde bulunan, kar amacı gütmeyen büyük bir kuruluş olan Electronic Frontier Foundation'a (EFF) göre, 2016 yılında devlet kurumları kullanıcı verileri için Facebook'a 49 bin 868, Google'a 27 bin 850 ve Apple'a 9 bin 076 talep gönderdi.
15. Büyük sigara şirketlerinin sigaranın ölümcül olduğunu bildiğine dair şüpheler var. 1950'lerin başında, araştırmalar sigara ve akciğer kanseri arasında tartışılmaz bir istatistiksel bağlantı gösteriyordu.
Ancak Phillip Morris International tütün şirketi, sigara içmenin kansere neden olabileceğini 1990'ların sonlarına kadar bile kabul etmedi.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
Yorum Yazın