Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Yasak Koyma Özgürlüğü(!) | Emre Kongar | Cumhuriyet
AKP’nin “Yeni Türkiyesi” artık iyice biçimlendi
“Yasak Özgürlüğünün” egemen olduğu “Zalim bir Korku İmparatorluğu”!
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Hukuk Devleti” ...
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Fikir Özgürlüğü” ...
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Medya Özgürlüğü” ...
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Üniversite Özgürlüğü” ...
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Özel Teşebbüs Özgürlüğü” ...
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Sivil Toplum Kuruluşları” özgürlüğü...
Yasalarla ve uygulamalarla sınırlanan ve kısıtlanan “Yaşam tarzı, yeme içme özgürlüğü” ...
Unutma, Yazamayanlar da Var! | Hasan Cemal | T24
Star gazetesi Sabah ’la birlikte yandaş medyanın ‘amiral gemisi’ sayılır.
Bu gazetelerde Tayyip Erdoğan ’la iktidarına toz kondurulmaz.
Kıyısında köşesinden şöyle bir toz kondurmaya kalkışanlara ise manşetlerden, köşelerden derhal cehennem ateşi açılır.
Bu gazetelerde hemen her gün Rockefeller gazeteciliğinin eğlenceli örneklerine rastlanır.
Malum, Rockefeller Amerikan kapitalizminin en güçlü, en zengin ailelerindendir.
Bir zamanlar Baba Rockefeller hasta yatağında yatarken, üzülmesin diye pembe haberlerle dolu özel bir gazete basılıp her sabah kendisine verilirmiş...
Tank | A. Turan Alkan | Zaman
Kalabalık bir otoyolda doludizgin bir tank; önündeki otomobilleri sağa-sola kaçmaya mecbur eden, barikatları dağıtan, gaflet göstereni ezip geçen, yoluna çıkanların kaportasını yırtıp içindekileri hastanelik ederek son hızla ileriye doğru hareket halindeki bir tank.
Tankın içindekiler şöyle düşünüyor; “Durmamalıyız, bir kere frene basarsak bir daha asla hareket edemeyiz!” Gerisinde enkaz ve kargaşa mukadder kaderine koşuşturan bu tankın içindekiler hükûmet efrâdı. Hedefleri bir sonraki seçim; sonraki seçime kadar, arkasına hiç bakmaksızın hareket edebilirse, işlediği bilumum ‘trafik’ suçlarından yakayı sıyırabilecekler. “Durmak yok, yola devam” mottosu, hadiseyi iyi özetliyor.
IŞİD Manevrası Bir Hafta Aldı | Murat Yetkin | Radikal
Libya’da iç savaş patladığında ve NATO müdahalesi gündeme geldiğinde, daha 10 gün önce Muammer Gaddafi’nin elinden İnsan Hakları Ödülü almış olan (o zaman Başbakan) Tayyip Erdoğan buna şiddetle itiraz etmişti, 2011 ilk baharıydı.
Erdoğan’ın “NATO’nun Libya’da ne işi var” itirazından yalnızca 15 gün sonra Türkiye hava ve deniz kuvvetleriyle NATO’nun Libya harekâtına en büyük katkıyı veren ülkelerden biri olmuştu.
Birkaç ay sonra Suriye patladığında ve ABD orada da Libya benzeri bir operasyon önerdiğinde buna ilk karşı çıkan ülke Türkiye olmuştu.
Suriye ile aramızda stratejik işbirliği vardı, birlikte bakanlar kurulu toplantıları düzenliyorduk. Beşar Esad ile eşi Türkiye’ye tatile geliyor ve Erdoğan ile eşi Emine Hanım tarafından ağırlanıyordu. “Biz onları ikna ederiz” dedik.
Suriye'de 'Güvenli Bölge' Ve Uzun Soluklu Müdahale | İbrahim Karagül | Yenisafak
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın New York temaslarının sonuçlarını bugün gazetelerde geniş biçimde okuyacaksınız.
Seyahati izleyen gazetecilerden biri olarak edindiğim izlenimleri, tuttuğum notların bir kısmını kısaca paylaşmak istiyorum.
Öncelikle BM Genel Kurulu'nun gündemi İklim konusuydu. Ama Türkiye ve biz gazeteciler için, özellikle de ABD için ziyaretin ana gündemi IŞİD, Irak'ın içinde bulunduğu durum, bütün bölgeye istikrarsızlık yayan Suriye'nin ne olacağı konuları idi.
Erdoğan'ın görüşmelerinin de kendisine sorulan soruların da ana konusu hep bunlar oldu.
Çığırından Çıkmaya Karşılık... | Murat Belge | Taraf
HSYK seçiminin ilk “round”unda AKP’nin “sevmedikleri”nin kazanması karşısında Grup Başkanvekili’nin söylediği sözler tek kelimeyle “korkunç”. Onların istemediği şekilde sonuçlanan herhangi bir seçimi “meşru” saymama gibi bir politika izleyecekleri mesajını içeriyor. Bu, “demokrasi” kavramına indirilmiş “son” darbe gibi bir şey. “Benim istediğim olacak” rejimine duydukları özlemi de açığa vuran bir beyanat.
Bu süreç nicedir devam edegeliyor. Türkiye’nin durumuna bu düzeyde baktığımızda, AKP’nin, başta Tayyip Erdoğan ve onun “felsefesi”ni benimsemiş kadroları, adım adım, koyu bir diktatörlüğün ( plebisiter diktatörlük) köşe taşlarını yerine koyduğunu gözlemliyoruz. Gidişin onlar açısından başarısız olduğunu da söyleyemeyiz. İstediklerini yapıyorlar gibi bir görünüş var.
Masanın Ardındaki Hiper Realist Tablo | Fatih Altaylı | Haber Türk
[javascript protected email address]
Türkiye kendi bölgesindeki oyunu 'ideolojik' yaklaşımı nedeniyle yanlış okuyor diyoruz.
Kızıyorlar.
Bunu yeni söylemiyorum.
Aylardır, yıllardır söylüyorum.
Sonuç ortada.
Yansımaları ise her yerde.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun önceki gün New York'ta bulunan liderlere bir yemek veriyor.
Kalabalık bir yemek.
Davetin en önemli masası, her davette olduğu gibi 'ev sahibinin' masası. Yani Ban Ki-mun' un masası.
Aman Dikkat! | Hakan Albayrak | Star
ABD, bildiğiniz gibi. Terörle mücadele adı altında terörün dibini buluyor yine. Vahşice, barbarca, hunharca saldırıyor. Çoluk-çocuk demeden önüne geleni parçalıyor.
Medeni dünyanın haykırıp haykırıp kelle kesen IŞİD’e cevabı, öyle mi? Amerikan bombardımanında can veren masum çocukların ve kadınların fotoğrafları medeniyete armağan olsun öyleyse. Obama bunları çerçeveletip medeniyetinin zafer nişaneleri olarak Oval Ofis’in duvarlarına assın.
Öyle döndü ki gözleri, öyle kudurdular ki, öldürdükleri siviller için bir pardon demeyi bile akıl edemiyorlar. Maksadını aşan bombadımandan dem vurmaya bile tenezzül etmiyorlar. Sorsanız, insan hayatına verikleri değerin bir ifadesi olduğunu söylerler bu harekâtın.
Fırıldak | Özgür Mumcu | Cumhuriyet
Obama , BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bütün dünyanın ama özellikle Müslümanların IŞİD’i kınaması gerektiğini söyledi. Neden özellikle Müslümanlara böyle bir kınama görevi verildiğini anlamak güç. Bu, bir dinin mensuplarını o dinin diğer mensuplarının din adına yaptıklarından şu ya da bu şekilde sorumlu tutmaya gidebilecek tehlikeli bir yol.
Bu tehlikeli yol memleketimizde de Yahudilere karşı tutuldu. İsrail’in Gazze saldırısını kınamaları için Yahudilerin üzerinde tam saha baskı kuruldu.
Erdoğan ’ın “Affedersiniz Ermeni” sözü üzerine Ermenilerden beyefendiye tepki göstermeleri istendi.
Bu, insanları sadece etnik kimliklerine ya da dini inançlarına indirgeyen bir yaklaşım. İnsan sadece etnik ve dini kimliğinden çok daha fazlasıdır. Kimse de bir dini seçtiği, o dine doğduğu için ya da etnik kökeni sebebiyle kimseyi kınamak mecburiyetinde değildir.
Akşam Oldu, Size Günaydın! (*) | Mehveş Evin | Milliyet
Muhafa- zakâr sağcı gazeteci-yazarlar ve hükümete ayak uydurmaya çalışan yancılar, bugünlerde hayret etmekle meşgul.
Efendim, IŞİD birdenbire ortaya çıkmış! Kimse ne olduğunu anlamamış bile... Aynı hızla da ortadan kalkacakmış... Amerikan basını IŞİD konusunda Türkiye’ye çok yükleniyormuş...
Alt yazısı şu: Bunlar hep Amerika’nın işi! Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek, Büyük Kürdistan’ı kurmak için yapılan hamleler.
Hem hayran olduğunuz, hem nefret ettiğiniz ülkenin deyimiyle, Good morning after supper(*)” beyler! Sizler, iktidarın hangi köşesine yatsam daha kârlı olur diye hesap yaparken, Suriyeli “muhalif”lerin silahlandırılmasına tek laf ettirmiyordunuz.