onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Ayurvedik Zayıflama Yöntemleri

etiket Ayurvedik Zayıflama Yöntemleri

Ebru Şinik
27.03.2024 - 21:17 Son Güncelleme: 26.04.2024 - 18:24

Amerika’nın en ünlü Ayurveda doktorlarının başında gelen, Chopra Center’daki  en önemli hocalarımdan olan Dr. Suhas Kshirsagar’ın kilo verme konusuna yaklaşımı üzerine minik bir röportaj yaptım.

Dr. Suhas Amerika’da bir kaç Best-Seller kitaba imza atmış bir Ayurveda Doktorudur. En çok satan kitaplarından biri ise “Hot Belly Diet” isimli kitabıdır. Bu kitabın konusu “Ayurvedik Zayıflama Yöntemleri ve Bütünsel Sağlık”.

Röportaja başlamadan önce size kendisini kısaca tanıtma gereği hissediyorum;

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Dr. Suhas Kshirsagar kimdir?

Dr. Suhas Kshirsagar kimdir?

• Akademik açıdan Amerika’da en yüksek derecedeki Ayurveda Doktoru  

• California’da bulunan “Ayurvedic Healing and Integrative Wellness Clinic”  Sağlık Merkezinin kurucusu ve Medikal Direktörü

• 15,000 üzerinde hastayı başarı ile tedavi etmiş klinik çalışmalarda Uzman Hekim 

• Dünya genelinde çeşitli Ayurveda Tıp Fakültelerinde ana dersleri veren Uzman Doktor

Zrii & NutriiVeda isimli Ayurvedik Besin Destek Ürünlerinin Formül Geliştiricisi 

• Medikal Astroloji hizmeti de veren Amerika’daki tek Doktor

National Ayurvedic Medical Association (NAMA) ve College of Vedic Astrology ( ACVA) gibi dünyadaki en önemli Vedik İlimler organizasyonlarının ileri gelen Temsilcisi

Pune University “Ayurvedik Tıpta İç Hastalıkları”  dalında altın madalya nişanına layık görülerek, doktorasını tamamlamış olan Dr. Kshirsagar aynı zamanda Vedik İlimler Danışmanı

Maharishi College of Vedic Medicine okulunda eski kürsü başkanı olan Dr. Kshirsagar , aynı zamanda Maharishi University’de profesör olarak Medikal Direktörlük de yürütmüştür. Esprili bir dille motive ederek, ilham veren bir konuşmacı olan Dr. Suhas Kshirsagar, Ayurveda İlmi ve Ayurvedik Yaşam Tarzı öğretilerini Deepak Chopra, Tony Robbins, Wayne Dyer vb. liderlerle birlikte aynı sahneyi paylaşarak eğitim ve öğretilerine devam etmektedir.   

-Hot Belly Diet kitabınızda son derece detaylı belirtiğiniz üzere, kilo almanın ve kronik yorgunluğun nedeni olarak  düzenli çalışmayan, zayıf sindirim sistemini sorumlu tutuyorsunuz?

Ayurveda Tıb’bının dayandığı en temel konu olan Sindirim Sistemi Sağlığı yüzyılımızdaki klinik araştırma neticelerine göre de artık açıkça optimum sağlık için en önemli konu olarak belirtiliyor. 

“Zayıf Sindirim Ateşi”;  düşük enerji, sürekli kilo alıp-verme kaosu, sindirim bozuklukları, uyku bozuklukları, baş ağrıları, bedende muhtelif yerde tıkanmalar, düşük libido, düşük seviyede depresyon, anksiyete, tükenmişlik sendromu, eklem ağrıları ya da bitmek bilmeyen alerjiler gibi fizyolojimizde süregelen yangı ve enflamasyon/mikro düzeyde iltihaplanma belirtilerimizden direk olarak sorumlu. 

Buradaki en büyük ironi ise bu semptomları yaşayan bir çok hastaya baktığımızda genel olarak bu insanların çoğunun gündelik yaşamlarında gerçekten aktif olduklarına şahit oluyoruz. Bu kişiler ortalama sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürdükleri halde, ideal bir kiloda kalarak, optimal düzeyde sağlık kriterlerine kavuşamıyorlar. Bunun nedeni, saydığımız çok sayıdaki rahatsızlığın aslında şaşırtıcı bir ortak paydaya sahip olması: Zayıf bir “Sindirim Ateşi'. Sindirim ateşinizin sağlıklı bir şekilde yanmasını sağlayamazsanız, kalıcı olarak kilo veremez ve hayal ettiğiniz enerjik ve sağlıklı bir beden ile zihin birleşimine de kavuşamazsınız. Ayurveda'da sağlıklı bir sindirim sistemi, bütünsel sağlık ve mutluluğun temeli olarak görülür; bu nedenle hastalık ve rahatsızlıkların çoğunlukla düzensiz ve zayıf sindirimden kaynaklandığı bilinir. 

Hatta, Ayurveda bilimini şu temel fikre indirgeyebiliriz: Tüm beden sağlığı sindirim güçlerimize bağlıdır ve tüm tedaviler sindirim sistemine odaklanarak yapılmalıdır. Sindirim Ateşi aslında vücudun metabolizması demektir. Sindirim Ateşi hücrelerin yaşamını sürdürmesi için yiyeceklerdeki besin maddelerini enerjiye dönüştürme sürecidir ve bu da tabii ki biyolojik ve kimyasal etkileşimlerin karmaşık bir birleşimi olan sindirim sisteminizin kontrolündedir.

-Sindirim sistemi ateşini nasıl alevlendirebiliriz?

-Sindirim sistemi ateşini nasıl alevlendirebiliriz?

Güçlü bir sindirim ve hızlı metabolizma ya da sağlıklı bir 'Sindirim Ateş'ini oluşturan bileşenler arasında dört esas öğe bulunur:

1. Metabolizmanızı yavaşlatmak yerine onu zorlamadan besleyen ve alevini körükleyen, bunun sonucunda da sindirim dengesini ve etkinliğini destekleyen belirli gıdaları yemek ve belirli sıcak sıvıları içmek.

2. Ara öğün tüketmemek: Açlık hissetmek için ana öğünler arasında belli sıvı tüketimleri dışında atıştırma yapmadan, adeta oruç tutmak kilo kaybı ve genel sağlık için zorunludur. Modern bilim de, aralıklı oruç (intermittent fasting) tutmanın daha uzun ve daha sağlıklı bir hayat yaşamanıza yardımcı olabileceğini gösteriyor.

3. Öğlen yemeklerini günün en güçlü ve önemli öğünü yapmalısınız; yani güneşin tepede, en parlak şekilde yanarken en zengin öğünü tüketmelisniz. Yapılan araştırmalar, akşam yemeğinden ziyade, gün ortasında daha fazla kalori tüketmenin daha fazla kilo vermeye neden olduğunu;  bir günde tüketilen toplam kalori miktarı aynı olsa bile geç öğle yemekleri ve kallavi akşam yemeklerinin kilo verme sürecine ve genel sağlığa olumsuz etki yaptığını kanıtlıyor. Yani günün en güçlü öğünü 12.00-13.00 saatleri aralığında olmalı.

4. 'Sindirim Çamurunu' Temizlemek: Yeterince iyi sindirilememiş yiyecek kalıntıları kilo kaybının aleyhine çalışır, hormonal dengesizlikleri kışkırtır ve sonunda neredeyse tüm hastalıkların temelini oluşturan enflamasyonu, yani mikro düzeylerdeki iltihaplanmayı tetikler. Zayıf bir Sindirim Ateşi ve neticesindeki yavaş metabolizma hızı ile bünyedeki sindirilemeyen atık olarak karşımıza çıkan bu bir tür çamur içeriğinde (ki biz buna ayurvedik terminolojide “ama” diyoruz)  ayrıca, pankreas ve karaciğer gibi dermansız kalmış sindirim organları sebebiyle vücut tarafından etkili bir şekilde temizlenemeyen toksinleri de bulundurur. Günümüzdeki araştırmalar, normal çalışan metabolizma sırasında vücut tarafından üretilen bu toksinlerin kilo alımını tetikleyebileceğini ve kilo verme çabalarını engellediğini gösteriyor. Bununla birlikte, bu çamuru (ama) temizlemek, odunların bir sonraki seferde daha güçlü ve daha kolay yanmasını sağlamak üzere kullanılmış bir şömineden külleri ve tozları temizlemeye benzer.

-Çoğu diyet ve kilo verme planının aksine, neden yalnızca acıktığımız zaman yemek yememiz gerektiğini söylüyorsunuz?

-Çoğu diyet ve kilo verme planının aksine, neden yalnızca acıktığımız zaman yemek yememiz gerektiğini söylüyorsunuz?

Çoğumuz hayatımızda hiç gerçek açlık çekmemiştir. Refah seviyesi yüksek Amerika ve Avrupa kıtalarında genellikle aşırı yemiş ama yeterli doğru besin alamamış durumdayız. Farklı hastalarımı haftada birkaç kez şöyle konuştuğu için düzenli olarak uyarıyorum:   'Ama gün boyunca yarı aç kalmanın ve üç büyük öğünden ziyade birkaç öğüne bölmenin daha iyi olduğunu sanıyordum ben. Ara öğünler metabolizmayı hızlandırmıyor mu? Gün boyunca alacağım toplam kalori miktarını küçük küçük tüm güne yaymak ve sürekli yemek daha sağlıklı değil mi?'

Tam tersine: Ne kadar küçük atıştırmalıklar olursa olsun, ne kadar sık yerseniz sindirim ateşiniz o kadar zayıflayacak, insülin direnciniz o derece yükselecektir.

Verdiğim derslerin içinde en önemlilerinden biri artık konvansiyonel batı tıbbının da yanlış olarak kabul ettiği ' yemek yemek için asla aç kalana kadar beklememelisiniz' diyen diyet bilgisine karşı gelmek. Bu söylem belki de diyet programlarındaki en zararlı tavsiyelerden biridir. Açlık hissetmek, sağlığın en temel göstergesidir.

 İştah dostunuzdur, düşmanınız değil. 

Öğünler arasında sağlıklı bir açlık hissetmek kaçınılmazdır; insanın vücudunu yiyecek almaya hazırlaması gerekir. Bütün gün atıştıran ve gerçekte hiç acıkmayan insanlar sindirim ateşini zayıflatır. 

Şöyle düşünün: ihtiyacınız olmadığı halde yakıtı yavaş yavaş vücudunuzun içine koyarsanız, fazla yakıt depolanır (yağ olarak) ve sindirim çamuru ya da Ayurveda'da söylediğimiz gibi 'ama' oluşmaya başlar. Sindirim Ateşi, alev alev yanma yerine, için için yanan, sönmeye yüz tutmuş köz gibi hareket etmeye başlar.

-Sindirim Ateşi’nin Koruyucu Tıp ve Sağlık açısından önemi nedir?

-Sindirim Ateşi’nin Koruyucu Tıp ve Sağlık açısından önemi nedir?

Ayurveda'nın en önemli, esas ilkelerinden biri sindirim ateşi, yani terminolojide dediğimiz 'agni' ateşidir. Agni, genel olarak yiyecek ve içecek gibi somut şeyler de dahil olmak üzere, anıları ve hatta tüm duyusal deneyimlerinize kadar yaşamın tüm yönlerini metabolize etme yani dönüştürme mekanizmasını içermektedir. İngilizce’deki ignite ve ignition kelimeleri (yanma/ateşleme/ateş) Ayurvedik Tıp terminolojik lisanı olan Sanskrit dilindeki “agni” kelimesinden gelmektedir.

Daha spesifik olmam gerekirse, sindirim ateşi besinleri yüksek kaliteli dokular ile hücreler için enerjiye dönüştürmesi gereken sindirim süreçlerinin toplamıdır. Bu süreçler tüm sindirim sıvılarını, hormonal salgıları, enzimleri ve vücudun silindirlerini ateşlemek için gereken tüm aktiviteyi içerir. Metabolik işlevlerimizi yöneten toplam 13 adet 'agni', yani 13 farklı Sindirim Ateşi bulunmaktadır. Vücuttaki herhangi bir biyokimyasal süreç veya reaksiyon 'agni' ile ilgilidir. Daha büyük resimde ise Vedik İlimler  'agni'yi, tüm yaşamdaki zekanın yaratıcı gücü olarak betimlemektedir.

Daha modern, teknik terimler kullanıyor olsaydık, agni’nin (sindirim ateşi) vücudun besinleri uygun bir şekilde metabolize edebilmesi için ihtiyaç duyduğu sindirim enzimleri, asitler, biyokimyasallar, hormonlar ve diğer maddelerin sermayesi olduğunu söyleyebilirdik; böylece agni sayesinde besinler kullanılabilir parçalara bölünebilir, hedef hücrelere ve sizi hayatta tutmaya yarayan temel günlük işleri yapmak için vücudun çeşitli alanlarına taşınabilir. 

Agni bedende (Sindirim ateşi) alt mide ve ince bağırsağın içinde bulunur, ancak yaşamsal süreçleri yönetmek üzere tüm vücutta da dolaşır.

'Agni' kelimenin tam anlamıyla ateş anlamına gelse de, vücudunuzda metabolizma ile karşılaştırılabilir. Atık ürünlerin yakılması esnasında vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin öğelerini özümsemekten sorumludur. Eğer fizyolojinin bu önemli bölümü etkin bir şekilde çalışıyorsa, tüm beden beslenir, hayat dolu ve canlı olur. 

Eğer 'Agni'miz güçlü olursa, sağlıklı bir şekilde iştahlı oluruz ve besinleri tamamiyle sindiririz. Güçlü bir Agni Ateşi organlarımıza en etkin ve dengeli şekilde çalışması için güç verirken,  zihnimize de duygusal istikrar, berraklık ve esneklik kazandırır.

Medyada veya sağlık dergilerinde muhtemelen okuduğunuz bilimsel terimleri kullanmadığımı biliyorum, ancak bu felsefeyi günümüzün diline kolayca tercüme edebiliriz. Vücut birçok tür 'agni' barındırır. Örneğin sindirim sisteminizdeki 'agni' mide içindeki hidroklorik asit üretimini ve pankreastaki şeker sindirme enzimlerini belirler. Aynı zamanda tiroid bezini ve vücuttaki çeşitli sinyallerle dokulardaki metabolik değişiklikleri düzenler. Her hücrenin moleküler düzeyde çalışan özel 'agni'leri vardır. Dolayısıyla 'agni'nin metabolik yolculuğunun sindirimle başladığını ve hücrelerde bittiğini söyleyebiliriz.

Gördüğünüz gibi ana prensip:   Metabolizmanızı Canlandırın, Hayatınız Canlansın !

YouTube

Instagram

Facebook

Twitter

Web

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'   

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam