Zeugma Antik Kenti'nde 3 Yeni Mozaik Bulundu
Zeugma Antik Kenti'nde sürdürülen 'Muzalar Evi'ndeki kazı çalışmalarında 3 yeni mozaik gün yüzüne çıkarıldı.Türkiye İş Bankası'nın destek verdiği kazılarda çıkarılan mozaikler, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in de katıldığı toplantı ile kazı başkanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay tarafından tanıtıldı.Görkay, Roma'nın doğu sınırlarındaki en önemli merkezlerinden birinin Zeugma olduğunu söyledi.Antik kentte 2007'de başladıkları çalışmalarda 'Muzalar Evi'ni bulduklarını hatırlatan Görkay, çalışmalara bir süre ara verdikten sonra 2012 yılında yeniden başladıklarını ifade etti.Kazılarda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve İş Bankası'nın desteğiyle önemli mesafe kat ettiklerini vurgulayan Görkay, 'Hala kazılmamış alanlar var. Burada kaya oyma mekanlar mevcut. Bu evlerin şimdilik birine ulaştık, evde altı mekan var. Bu yıl yaptığımız kazılarda 3 yeni mozaiği gün yüzüne çıkardık' dedi.Kazı sezonunun bittiğini ve en önemli aşamaya geçtiklerine işaret eden Görkay, şöyle devam etti:'Bundan sonra çalışmanın restorasyon ve konservasyon kısmı kalıyor. Burayı daha uzun vadeli koruyabilecek geçici çatı kurmayı düşünüyoruz. Antik kentte 2-3 bin konut olduğunu tahmin ediyoruz. Tabi bunun yüzde 25'i sular altında kaldı. Muzolar Evi'ndeki kazı gelecek yıl tamamlanacak.'Görkay, kazı çalışmasının yıllık bütçesinin her sene değiştiğini, 2005 yılından beri gerçekleştikleri kazılara yaklaşık 7 milyon TL harcandığını dile getirdi.'Kültürel miras en önemli zenginliğimizdir'Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin de bölgenin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, bütün medeniyetlerin en zengin dönemlerini burada yaşadığını söyledi.Roma, Hitit, Asurlar ve Bizans gibi imparatorlukların bu coğrafyayı medeniyete dönüştürdüğüne dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti:'İşte bunun en önemli göstergesi bugün görmüş olduğunuz Zeugma'nın mevcut yapısıdır. Bu güzel eseri bize kazandıran ekibe teşekkür ediyorum. Petrol, doğal gaz ya da maden bir hazinedir ama kültürel miras en önemli zenginliğimizdir. Bu açıdan biz çok zenginiz, muhteşem bir mirasımız, tarihimiz ve medeniyetimiz var. Bunu şimdi yarınlara taşımanın planlarını yapıyoruz.'Yalnızca yol, su, alt ve üst yapı alanlarına kafa yormadıklarını, kültürel değerleri gün yüzüne çıkarmayı da önemsediklerini vurgulayan Şahin, 'Bu şehir ne kadar sanayi ve ticaret kentiyse o kadar da kültür ve turizm şehri olmayı hak ediyor. Bu da bizim en büyük görevimizdir. İnşallah Zeugma'daki medeniyetin fotoğrafının tamamını göstermek bize nasip olur' diye konuştu.Destek 2017'ye kadar kürecekTürkiye İş Bankası Kurumsal İletişim Bölüm Müdürü Suat Sözen ise ilk desteği Zeugma'nın sular altında kaldığı 2000 yılında verdiklerini anımsattı.Önemli bir görev üstlendiklerine dikkati çeken Sözen, şunları kaydetti:'Bu görevi bir süre daha üstleneceğiz. Umarım bizden sonra gelenler daha iyi işler yapar. Zeugma'daki kazı çalışmalarına ilk 2000 yılında Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı'na aktardığımız kaynakla katkıda bulunduk. 2012 yılında başlatılan projeyle de Muzalar Evi'nde sürdürülen kazı çalışmalarının sponsoru olduk. İş Bankası'nın Zeugma'ya katkısı 2017 yılına kadar devam edecek.'Muhabir: Adem Yılmaz | AA
Tarihin Şakalı Raflarında Kalmış 10 Trajikomik Kitlesel Panik Olayı
1968 yılında radyo üzerinden yaptığı 'The War Of The Worlds' yayını ile büyük bir kitlesel paniğe olan Orson Welles'in bu alanda tek olduğu düşünülür ama durum hiç de öyle değil. Tarihin şaka dolu raflarında kalmış ve muhtemelen zararsız olduğu düşünülen insanlar tarafından yaratılmış onlarca kitlesel panik olayı var. Bu içeriğimizde bize en ilginç gelen 10 trajikomik durumu sizlerle paylaşıyoruz. Üzülsek mi, ağlasak mı bilemedik...
23 Şaşkınlık Verici Fotoğraf İle 1950 Ve 1960'lı Yılların Modern Ülkesi: Mısır
Bugünlerde Mısır hakkında birkaç şey okursanız, toplumun büyük bir kimlik karmaşası yaşadığını göreceksiniz. Fakat bu durum çok da yeni sayılmaz, çünkü Mısır, modern bir toplum olmak ile kapalı bir toplum olmak arasından her zaman gidip gelmişti. Özellikle 20. yüzyılın ortasında, 'Modern Mısır' nasıl olmalı üzerine oldukça ciddi tartışmalar yapılıyordu. Ülkenin 1950 ve 1960'lı yıllarından derlenmiş bu görüntüler, Mısır halkının o dönemki eğilimlerinin, günümüzden çok farklı olduğunu gözler önüne seriyor.
Şiirlerle 29 Ekim
Var Olsun CumhuriyetYaşasın Türk Milleti,Bizler YaşatacağızŞanlı Cumhuriyeti.
Minimal Tasarımlarla; "Cumhuriyetin Getirdikleri"
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bugün yaşadığımız modern hayatı borçlu olduğumuz tüm bireylere, Cumhuriyeti omuzlarında yükseltenlere ve Cumhuriyetin bugünkü çocuklarına saygılarımızla, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun! İşte ReputeUs'tan minimal tasarımlarla 'Cumhuriyetin Getirdikleri'...
'Sıkı Dostlar'dan 'Simpsons'a 250 Milyonluk Dava
'Goodfellas' filminde Frankie Carbone'yi canlandıran Frank Sivero, 'Simpsons'taki bir karakterin tamamen kendi yarattığı karakterden çalındığı iddiasıyla 250 milyon dolarlık dava açtıMartin Scorsese'nin 1990 yapımı 'Sıkı Dostlar' (Goodfellas) filminin aktörü Frank Sivero, 'Simpsonlar' dizisine 250 milyonluk dava açtı. Davanın gerekçesi ise 'Simpsonlar' dizisindeki Louie'nin, Sivero'nun filmde canlandırdığı karakter Frankie Carbone ile aynı olması.Louie karakteri 'Simpsonlar'da ilk olarak 1991 yılında göründü. 556 bölümün 15'inde yer alan Louie karakteriyle ilgili olarak açılan davanın belgelerine ulaşan Deadline, dün 12 sayfalık dava dosyasından bölümler paylaştı.Sivero'nun dava dosyasında, 'Dizinin yapımcısı James L. Brooks, Sivero'nun canlandırdığı karakteri çok iyi biliyordu ve bu nedenle de dizideki Louie karakteri Frankie Carbone'den etkilenilerek ortaya çıktı,' ifadeleri yer aldı.Dosyada ayrıca Sivero'ya, 'Simpsonlar'ın yapımcısı olan Gracie Films tarafından 1995 - 96 yıllarında birlikte film yapma konusunda söz verildiği de iddia edildi.Milliyet Sanat
5 Bin Yıllık Oyun 3 Boyutlu Tasarlanacak
Siirt'teki kazılarda ortaya çıkarılan ve 5 bin yıl önce oynandığı düşünülen oyun taşlarından yola çıkılarak 3 boyutlu oyun tasarlanmasına yönelik girişimde bulunulduğu bildirildi.Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur başkanlığındaki ekibin, Başur Höyük'te yaptığı kazı çalışmalarında bulunan ve Batman Müzesi'nde koruma altına alınan oyun taşlarının sırrının çözülmesi ve bu oyun taşlarına göre 3 boyutlu oyun tasarlanması için Japonya'dan bir uzman ile ABD'den bir firma çalışma başlattı.Siirt'te 13 yıldır kazı çalışması yapan ekibin başkanı Sağlamtimur, yaptığı açıklamada, bölgede Türbe Höyük ve Motit Kalesi'nde kazı çalışmalarının tamamlandığını, Başur ve Çattepe Höyük'te halen çalışmaların devam ettiğini söyledi.Başur Höyük'te 5 bin yıl önce oynandığı düşünülen oyun taşlarının gün yüzüne çıkarıldığını anlatan Sağlamtimur, 2012 yılında oyun taşlarının kazı çalışmaları sırasında bir mezarlıkta bulunduğunu anımsattı.Farklı taştan oluşan grubun içerisinde 2 ana figürün bulunduğunu, bunların domuz ve köpek şeklinde olduğunu ifade eden Sağlamtimur, şöyle konuştu:'Toplam 49 parça ama bunların bazıları kendiliğinden ayrıldığı için aslında 37-38 parçadan oluşuyor. Oyun taşlarındaki her grubun farklı renklerde taştan üretilmesi bunların oyun stratejisi açısından renklerle de bir ilişkisi olduğunu gösterebilir. Ana figür iki hayvan ki burada da domuz ve köpekler var. Yani oyunun adı olasılıkla 'Domuzlar ve Köpekler.' Onun dışında da çok figüratif ve geometrik taş var.'Sağlamtimur, uluslararası bir sempozyumda oyun taşları gündeme gelince oyunla ilgilenen herkesin dikkatini çektiğini dile getirerek, taşların nasıl oynandığına dair birtakım öneriler oluşturulması gerektiğini aktardı.'Oyunların nasıl oynandığını çözmek hem bize düşer hem de kültür, tarih, oyun tarihi hakkında çalışan herkesin ilgi alanına girer. Taşların üstünde oynandığı tahtayı bulamadık. Mezarın içerisinde bulunan oyun tahtası çürüyüp karbonize olmuş, bu nedenle ele geçirilemedi' diyen Sağlamtimur, bu nedenle taşların nasıl oynandığının tespit edilmesinin zorlaştığını vurguladı.Sağlamtimur, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Taşlarla ilgili oyunun çözülmesine yönelik oyun tarihi uzmanı bir Japon ve ABD'den bir firma bu taşlarla oynanan oyunun çözülmesine yönelik çalışma başlatarak, 3 boyutlu oyun haline getirip piyasaya sunmak istiyor. Siirt'te bulunan oyun taşları tüm dünyanın malı oldu. Herkes bunun üstünde düşünme hakkında sahip. Evet oyun tahtasını bulamadığımız için çok zor ama, eldeki veriler bu oyun taşı ile 4 sayısıyla bir ilişki olduğunu gösteriyor. Oyun taşları arasında bulunan zar gibi bir nesnenin oyunu yönlendiren taş olduğunu düşünmekteyiz. Oyun taşlarının ele geçtiği mezardaki zengin buluntuların sıradan insanlara ait olmadığını gösteriyor.'Sağlamtimur, Batman Müze Müdürlüğü'nde koruma altına alınan oyun taşlarının önümüzdeki günlerde sergileneceğini sözlerine ekledi.AA
Herakles Lahdi’nin Antalya'dan Kaçırıldığı Kesinleşti
2012 yılında Cenevre Gümrüğü’nde ele geçirilen mermer üzeri heykellerle bezeli Herakles Lahdi’nin, Antalya Perge’den kaçırıldığı kesinleşti. Lahtin bir benzerinin Antalya Müzesi’nde olduğu anlaşıldı.Aynı taş ustasının elinden çıktığı tespit edilen lahitlerin üzerindeki pek çok figür bile neredeyse tıpatıp aynı. Halen İsviçre’de mahkemesi devam eden lahit için Kültür ve Turizm Bakanlığı hukuki mücadeleyi sürdürüyor. Cenevre Gümrüğü’nde arkeoloji meraklısı bir görevli tarafından fark edilerek alıkonulan lahit, İsviçre Phoenix Sanat Galerisi üzerine kayıtlı. İsviçre makamlarının yürüttüğü soruşturma neticesinde lahde el konuldu. Türkiye olaydan haberdar olunca bir ekibi İsviçre’ye gönderdi. Lahdin Antalya Perge’den kaçırılmış olduğuna karar verildi. İsviçre’de açılan dava sürüyor.Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, Perge Antik Kenti sınırları içindeki nekrapol (mezarlık) alanı uzun yıllar özel mülktü. Yıllarca arazi sahipleri ve defineciler tarafından bu alandan lahitlerin kaçak kazılarla çıkarılıp satıldığı belirlendi. Arazi sahibi Elmalı Cezaevi’nde yatan A.Ç. Herakles Lahti ile ilgili verdiği ifadede amcasının kendisine 2001 yılında bir lahit sattığını söylediğini itiraf etti. Lahtin kaçak çıkarıldığı arazide yapılan arkeolojik kazılarda bazı lahitlerin parçalanarak kaçırıldığı görüldü. İsviçre’de soruşturmayı yürüten savcı 1 yıl önce Antalya’ya gelerek Perge’yi ve Antalya Müzesi’ni gezdi. İsviçreli savcı, A.Ç ile de görüştürüldü. Antalya’da sergilenen lahit de kaçak kazılar sonucunda yurtdışına kaçırılmış. Lahdin bir yüzünü 1983 yılında ABD Paul Getty Müzesi ülkemize iade etmiş. Lahtin ön yüzü ise 1998 yılında Almanya’daki Schwartzkopff Koleksiyonu’ndan iade yoluyla alınmış. Antalya Müzesi şimdi müze koleksiyonunda sergilenen lahtin yanına astığı duyuru levhası ile Cenevre’de yakalanan lahti geri istiyor.Ömer Erbil | Radikal