Zor Olduğunu Biliyoruz Ama İşte Akıl Sağlığınızı Korumak İçin Yapabileceğiniz 21 Şey
Belki bir İskandinav ülkesinde yaşıyor olsaydık böyle bir içeriği yapmak aklımıza bile gelmeyecekti. Çünkü onların akıl sağlıkları iyi, ama biraz depresifler işte. Olsun o kadar kusur kadı kızında da olur. Neyse konumuz İskandinav ülkelerinin güzellikleri değil nihayetinde, biz burada sizin akıl sağlığınızdan bahsediyoruz. Gündemin fırıldak gibi değiştiği, hayat şartlarının zorladığı, gerilimin belli bir seviyenin altına asla düşmediği yalnız ve güzel ülkemizde akıl sağlımızı az da olsa koruyabilmek için bir şansımız olabilir. O şansı kaçırmamanız için size yardım etmek istiyoruz.
Halihazırda delirdiğinizi düşünüyorsanız bu içeriğin size bir yardımı olmayacaktır, üzgünüz.
1. “Ben biraz mükemmeliyetçiyim” demeden önce lütfen bir kere daha düşünün.
2. Kulak tıkaçları sadece havuza girerken mi işe yarar sanıyorsunuz?
Almanya’da 15 binden fazla denek üzerinde yapılan bir araştırma gürültünün ve yüksek ses seviyesinin depresyon ve anksiyete görülme ihtimalini iki kat arttırdığını ortaya koymuş. O zaman bu gürültüyü kesmek lazım, hele ki büyük şehirde yaşıyorsanız. Bunun en kestirme ve ucuz yoluysa kulak tıkaçları. Ha siz başka yol bulursunuz o da olur, yeter ki şu seslerden bi kurtulalım.
3. Düşünmekten gözüme uyku girmiyor mu diyorsunuz, çaresi var!
Çok etkili ve farklı bir şey önereceğimizi düşünüyorsanız üzgünüz, çünkü çaresi biraz basit. Yatağa gitmeden önce 10 dakikalık ılık bir duş strese ve uykusuzluğa karşı savaşımınızda size çok yardımcı olacak. Sıcak banyodan çıkıp daha serin yatak odanıza girmek vücut sıcaklığınızı bir anda düşürecek ve bu da beyninize “uyku saati” mesajı olarak iletilecektir. Şimdi geleceğinizi düşünmeden bir an önce uykuya dalabilirsiniz.
4. Tamam vejetaryen olun demiyoruz ama derhal sebze yemeye başlamalısınız.
Bu bir Canan Karatay önerisi değildir, ha olabilirdi de bir sıkıntı yok, ama değil. Sidney Üniversitesi yapmış bu araştırmayı ve demiş ki: Günde 3-4 porsiyon (bu porsiyon nedir buna dair bir bilgi bulamadık ama bir sap maydonoz yiyip “aha bi porsiyon sebze yedik” demeyin lütfen) sebze tüketen insanlarda anksiyete ve depresyon görülme sıklığı düşüyor. Artık içlerinde ne var, nasıl etki ediyor bilemiyoruz ancak siz masanızdan havucu, marulu, salatalığı, domatesi eksik etmeyin. Koskoca Sidney Üniversitesi’nin bizi kandıracak hali yok.
5. Dik durmasını öğrenin.
Yanlış anlamayın, dik durum derken mücadeleden bahsetmiyoruz. Ha onu da yapın gerektiğinde ama bizim dediğimiz duruşunuzu düzeltin, nasıl oturduğunuza dikkat edin. İnsanın duruş pozisyonu ruh haline direkt etki ediyor. Omuzlar düşük, bel bükülmüş bir halde dururken hayata meydan okumayı beklemeyin. İyi bir duruşun kendine güveni arttırdığı ve depresyona karşı mücadelede yardımcı olduğu araştırmalarla sabit. Hangi araştırmalar bunlar derseniz onu da siz araştırın, ama bilgi teyitli.
6. Yıllardır bize bitkilerin oksijen alıp bizi karbondioksite boğduğu söylendi, belki gerçek ama siz yine de bitkilere karşı mesafeli olmayın.
Çünkü Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre (Kaynak belli bakın, Harvard Üniversitesi, daha ne olsun?) Evinde çiçek (illaki saksı çiçeği değil, yeni toplanmış vazo çiçekleri de dahil) bulunan insanların enerji ve keyif seviyelerinin çok daha yüksek olduğu bulunmuş. Yani evde begonya varsa hem daha enerjik ve daha neşeli oluyorsunuz, bir begonyadan daha başka ne isteyebilir insan?
7. Bu madde imkanı olanlar için: Her gün öpüşün.
Tabii bahsettiğimiz öpüşme yanak yanağa öpüşme veya el öpme değil haliyle. Gerçi illaki onların da pozitif etkileri vardır ama biz çiftler arasındaki nispeten daha ateşli öpüşmelerden bahsediyoruz. Bu öpüşmenin stres seviyesini azaltmaya ve kişinin kendini daha iyi hissetmesine inanılmaz katkıları var. Bunu ezberden söylemiyoruz, çünkü bunun sebebi öpüşme sırasında salgılanan oksitosin hormonu. Şimdi ikna oldunuz mu? O zaman öpüşüyoruz.
8. Issız Adam olmak size iyi gelebilir.
Ancak bu arkadaşın ıssızlığını almayacaksınız, yemek pişirme yönü sizi iyi edecek olan. Yapılan bir araştırma mutsuz, umutsuz, depresif bir durumdayken mutfağa girip bir şeyler pişirmenin insanın mutluluk seviyesini artırdığını göstermiş. Ya zaten iki kaşık un, 3 bardak şeker, bir tatlı kaşığı tuz, karabiber falan derken aklı, dimağı temizleniyor insanın, yalan mı?
9. Bunu söylemesek de biliyorsunuz zaten ama belki aklınızdan çıkmıştır: Hayvan sevin.
Bununla ilgili yüzlerce araştırmayı yığarız önünüze siz de biliyorsunuz. Ortak sonuç şu: Özellikle hayvan yavrularıyla haşır neşir olmak beyinde serotonin seviyesini hatırı sayılır ölçüde yükseltiyor. Serotonin ne? “Mutluluk” hormonu… Başka söze gerek var mı? Bu hormon depresif düşünceleri uzaklaştırıyor, anksiyeteyi yatıştırıyor ve stres seviyesini düşürüyor. Daha ne yapsın? Elinde çiçeklerle camınızın önünde serenat mı yapsın bu hormon?
10. Bunu hep diyoruz ama nedense patronlar, anneler, eşler, vs. olaya pek sıcak bakmıyor: Kestirin!
Kestirin derken yanlış anlamayın lütfen, yani gün içinde azıcık uyuyun. Yabancılar buna “güç depolama uykusu” diyor. Uykunuz geldiğinde beyin aktiviteleriniz keskin biçimde düşer, yapacağınız 10 dakikalık bir kestirme kendinizi daha zinde hissetmenize ve aklınızın temizlenmesine yardımcı olacaktır. Gerekirse bu maddenin çıktısını alıp evde, ofiste görünen bir yere asın, asın ki masada uyuklarken kimse sizi rahatsız etmesin. Bilim bu ya, ötesi var mı?
11. Babaanne yorganının kıymetini bilin, pikeyle, çarşafla falan olmaz bu iş!
Uyurken ağır bir yorganın altında olmak beyninizi kandırıyor, ona “biri bana sarılıyor” sinyali gönderiyor. E haliyle biri bana sarıldı sinyalini alan beyin basıyor serotonini, basıyor mutluluğu. Bu da stres seviyesini ve anksiyeteyi düşürüyor, bellerine bellerine vuruyor. Üzerinize ince bir pike almayı bırakıp 10 kiloluk babaanne yorganına geçmek için bundan daha iyi bir sebep olabilir mi? Bugünden tezi yok hemen köye haber salıyoruz arkadaşlar.
12. Çok duyduğunuz ancak hiç başlamadığınız bir aktivite: Günlük tutun.
Bu temelsiz bir öneri değil kesinlikle. Duygularınızı, hissettiklerinizi yazdığınız bir günlük tutmak olumsuz düşüncelerinizden arınmanıza ve amigdalanızdaki aktiviteyi azaltarak kendinizi daha mutlu hissetmenize yardımcı oluyor. Çünkü bu amigdala denen arkadaş öfke, korku ve üzüntü gibi duygularınızdan sorumlu. Ne kadar az çalışırsa o kadar iyi. İtiraf edin amigdala falan deyince bilimsel bir şeyler konuştuğumuza ikna oldunuz, olacaksınız tabi öyle çünkü.
13. Mutluluk çok yakınınızda olabilir, ona dokunun!
Evet, gerçekten uzanın ve dokunun. Bir insanlar fiziksel temas stresi azaltıyor. Devreye yine oksitosin hormonu giriyor. Yani öpüşmeye imkanı olmayan arkadaşlar sevdikleri bir insana dokunarak, onlara sarılarak, çak bi beşlik yaparak oksitosinin nimetlerinden kısmi de olsa istifade edebilirler. Bunu küçümsemeyin lütfen, dokunun.
14. İmkanınız varsa başkaları için para harcayın.
Bu demek değil ki paranızı sağa sola saçın. Ancak araştırmalar gösteriyor ki başkaları için para harcayan insanlar bunu yapmayanlardan daha mutlu. Vakıflara destek olun, fakirlere arka çıkın, sosyal projelere katılın, başka insanlar için yardım edin. Bunun size kendinizi daha iyi hissettireceği gün gibi açık değil mi? Sevgilinizle yemeğe çıktığınızda hesabı sizin ödemeniz sayılır mı bilmiyoruz da orada zaten bir sevgili var o yeter ki… Oksitosin unutma!
15. Yurt dışında karaoke barları neden bu kadar rağbet görüyor zannediyorsunuz?
Çünkü şarkı söylemek, hele bir grup içinde şarkı söylemek başlı başına bir terapi. Şarkı söylemek kişide endorfin hormonu salgılanmasını uyarıyor bu da sizi daha mutlu biri yaparken stresi de azaltıyor. Grup içinde şarkı söylemenin faydası ise yalnızlık hissinden arınmanız. Bir gruba ait gibi hissediyor ve depresif düşüncelerden kurtuluyorsunuz. Kısacası karaoke bar işinde iyi para olabilir… Bak yine kafa nerelere gitti, stres arttı, bunu yapmayın.
16. Peki şarkı söylüyoruz da neden dans etmiyoruz? Tutan mı var edin!
Dans deyince aklınıza eğitimi alınmış, kusursuz sergilenen bir dans gelmesin. Mesela Erik Dalı türküsünde oynamak bile kafi, yeter ki ritme ayak uydurun. Müzikle uyumlu figürler sergilemek beyninizin serotonin hormonu salgılaması için yeter de artar bile. Sonra düşsün stres artsın mutluluk. Bu aralar mahallede düğün falan varsa ıskalamayın, bir çeyrekten olursunuz ama vereceği mutluluğu varız siz hayal edin.
17. TV’de bu kadar çok sakız reklamı olmasının bir anlamı olmalıydı zaten!
Çünkü kaygılandığınızda, endişelere gark olduğunuzda ağzınıza atacağınız bir sakız sizi bütün bunlardan kurtarabilir. Tamam çok iddialı bir laf oldu ama sakız çiğnemenin beyne giden kan akışını arttırdığı bilimsel bir gerçek. Bu sayede anksiyete azalırken kişinin konsantre olması kolaylaşıyor. Yanında bir de mani okuyorsunuz mis!
18. Fermente gıda ne mi? Bir an önce öğrenmek sizin yararınıza.
Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki içinde bol miktarda probiyotik bulunan fermente gıdaların tüketilmesi sosyal anksiyetenin ve duygusal dengesizliğin semptomlarını önemli derecede azaltıyor. Yani bol bol yoğurt ve turşu tüketin, tüketin ki duygularınız düzene girsin, sosyal korkularınız yatışsın. Peki turşu en güzel limonla mı olur yoksa sirkeyle mi?
19. Kilo probleminiz yoksa elinizin altında çok özel bir şey var: Çikolata.
Çikolata ve kakao üzerine yapılmış binlerce araştırma var ve hepsinin vardığı ortak sonuç: Çikolata ve kakao tüketimi insanın ruh haline iyi geliyor ve bilişsel performansının artırıyor. Sadece dünyanın en güzel besinlerinden birini yiyerek bunlara ulaşabilmek harika değil mi? Ama abartmadan lütfen, bir oturuşta büyük boy bir Toblerone bitirmenin kimseye bi faydası yok. Her şey kararında güzel.
20. Sonlara doğru biraz ürkütücü şeyler var, mesela sosyal medyadan uzaklaşmak gibi.
Bunun düşüncesi bile ellerinizi titretiyor farkındayız, ancak yapacak bir şey yok. Sosyal medyayı çok kullanan kimselerde depresyon ve anksiyete görülme sıklığı kullanmayanlara göre kat kat daha fazla. Sosyal medya sizi eğlendiriyor gibi görünebilir ama aslında depresyon kuyularına atıyor haberiniz yok. Bir de ekstra not düşelim sosyal medya uygulamaları arasında insanın duygu durumuyla en çok oynayanı Instagram. Instagram özellikle genç kişilerde depresyona sürükleyen uygulamalarının başında geliyor. Araştırmayı Kraliyet Halk Sağlığı Derneği yapmış, koskoca kraliyet yalan konuşacak hali yok.
21. Ve son olarak kendinizi kötü hissedin!
Oha bu nasıl öneri böyle diyebilirsiniz, ancak unutmayın çivi çiviyi söker! Sizi üzecek, ağlamanıza sebep olacak bir film izleyin mesela. Bilim insanları sizi ağlatan, hayatınızdan kesitler sunan, ilişkinizi yüzünüze çarpan bir film izlemenin size kendinizi çok daha iyi hissettireceğini söylüyor. Üzücü bir film izleyerek mutlu olmak… Sırf meraktan bile yapılır yahu.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Yemek ve uyku en iyi ilaç ♥ 15'te harika fakat komşularınız evinizi basabilir :)
digerlerini bilmem ama 7.madde doğru:DDDD
7. Maddeye kadar çıktım bunun için. Siz de yaşamayın diye koyuyorum bak değerimi bilin #7
Çok güzel. 😊