Müzikten Öte Bir Yaşam Biçimi: Farklı Olan Her Şeyin Önyargıyla Karşılandığı Türkiye'de Punk Olmak
Politik bir müzik türü olan punk; isyanı, anarşisi ve özgürlüğüyle müziğin ötesinde bir yaşam biçimi olarak benimseniyor. Farklı giyim tarzlarından kolektif hareketlerine punka özgü unsurlara nerede olursa olsun biraz önyargıyla yaklaşılıyor. Bir punk, tabiri caizse 'serseri' olarak niteleniyor. Peki dünya çapında 'ötekileştirilen' punklar, farklı olan her şeyin yadırganıp dışlandığı Türkiye'de ne gibi durumlarla karşılaşıyor? Detaylar içeriğimizde;
Kaynak: +90
+90 adlı YouTube kanalı, Türkiye'de punk olma konusunu ele alıyor.
Punk 1970'lerde The Stooges, Iggy Pop gibi gruplarla başlayıp Sex Pistols ile ivme kazandıktan sonra mainstream'e (ana akım) kayıp bir moda ikonu hâline dönüştürülüyor.
Örneğin dadaistlerin, hiphopçıların ya da gangsta rapçilerin de anti tavırlarından dolayı punk duruşu sergilediği yorumu getiriliyor. Aslında punk, müziğin çok daha ötesinde geniş bir yayılıma sahip bir alt kültür.
Rashit grubundan Oğuz Taktak'a göre punklar, anne-babalarının bir fotokopisi değiller. Punkların kendi duruşları, estetik algıları, fikirleri var ve diledikleri gibi dışa vuruyorlar.
The Ayılar grubundan Murat, punkın müzik ve fiziksel görüntünün dışında hayata bir bakış, bir politika, bir tarz, bir tavır olduğunu belirtiyor.
Lifelock'tan Alper Ekiz ise anarko-punktan burjuva punka bu türün farklı fraksiyonları olduğunu ve bu durumun türü kaotik ve tanımlaması zor bir hâle getirdiğini düşünüyor.
Punk agresif, hızlı ve gürültülü yapısından dolayı dinlenmesi pek de kolay bir tür değil. Dinleyicisi ve dolayısıyla konserlerini takip eden kitle de epey az.
Peki tüm bu dezavantajları rağmen bu müzik dalında uzun yıllar üretim gösteren punk müzisyenlerin motivasyonu ne?
Ayrıca punkın işsizlik, uyuşturucu, junkieler gibi konularla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğuna, tembellik değil üretmek olduğuna dikkat çekiyor Murat.
Türkiye'de punka sempati besleyen gençler de anti duruşundan, toplumsal meseleleri eleştiren tavrından ve kültürün yarattığı organik "aile" ortamından etkileniyorlar.
Punk bir öğrenci olan Lidya şunları söylüyor: "Türkiye'de punk olmak, bindiğiniz her toplu taşımadaki rastgele amcaların sizi atacak, dövecek gibi bakmasından oluşuyor genel olarak bence."
Daha geçen gün farklı giyim tarzından dolayı saldırıya uğradığını belirten Nino ise bu nefret atmosferini iktidara bağlıyor.
Nino şunları söylüyor: 'Daha tutucu ve daha agresif görüşleri teşvik eden bir yönetimin altındayız şu anda ve bu yönetimden dolayı da insanlar kendilerinde bir özgüven bularak başkalarının giyimine kuşamına söz hakkı sahibi olduklarını düşünüyorlar ve öyle davranıyorlar.'
Konseri iptal edilen Holisctic Tsunami, kararı protesto etmek için bir gerilla konseri organize etti. Bu konserde herhangi bir gözaltı ve tutuklama olmamasından sevinç duyduğunu belirten Robin, baskıya ve tehditkâr atmosfere vurgu yapıyor bir bakıma.
Başka bir punk öğrenci olan Yibit de insanların bastırılmasını istemediğini, Türkiye'de değil dünyada yaşamak istediğini söylüyor.
Toplumdaki bakış açısından dolayı farklı olan şeyin "kötü" olarak yaftalanması, punk kültürünü de epey zora sokuyor. Sahne verilmemesinden giyim tarzından dolayı dayak yemeye pek çok sıkıntının hâlâ aşılamadığına dikkat çekiliyor.
Sizce de 'punk öldü mü?'
Yorum Yazın
Olum siz film misiniz ya? Türkiye'de punk olmak nedir ak. Baba parasıyla punk olamazsınız koçum benim. Şunu bi kabul edin artık. Siz şekilcisiniz. Siz özeniy... Devamını Gör
punk narcissism was social napalm, steve jones started doing real harm. preaching revolution, anarchy and change. As he sucked from the system that had given... Devamını Gör