Duygusal Bir Film İzlerken Gözüne Toz Kaçanlar Sanılanın Aksine Daha Güçlü İnsanlar
Gözyaşıyla ilgili ilginç olan, sadece ağlarken değil, gülerken de ortaya çıkmaları. Gülerken saklamaya çalışmadığımız gözyaşlarımızı, ağlarken saklamaya çalışıyoruz. Özellikle de bizi duygusal anlamda etkileyen bir film izlediğimiz zaman. Neden peki?
Ağlamak, bir zayıflık göstergesi olarak kabul ediliyor. Özellikle de erkekler için. "Erkekler ağlamaz" tabiri, sadece bizim Türk erkekleri için söylenmiş bir söz değil.
Sanırım hepimiz için ilk gözyaşı sahnesi Aslan Kral'daki bu sahneydi desem çok da yanlış olmaz, öyle değil mi?
Eğer film veya dizi izlerken, ağlayacak kadar duygulanabiliyorsanız, bu sizin duygusal anlamda güçlü bir yapıya sahip olduğunuzu ve bu yaklaşımınız sayesinde insan ilişkilerinde de daha başarılı olduğunuzu gösterir.
Filmler, bize dünyayı başkalarının gözlerinden görme şansını verir. Bu nedenle film izlerken ağlamanız, o insanı tanımasanız bile anladığınız anlamına gelir. Yani empati!
İkna olmadınız mı? Peki biraz da bilimsel açıdan anlatayım;
Zaten filmler bizi duygusal açıdan etkilemek için çekiliyor ve çoğulukla da başarılı oluyorlar, öyle değil mi? Bu tarz bir filmi izlerken, örneğin bir dram filmini izlerken, oksitosin isimli bir hormon salgılıyoruz. Oksitosin beyindeki sinirlere uyarıcı bir etki yapıyor. Empati, cömertlik, sevgi gibi duyguların ortaya çıkış sebebi de bu hormon. Bir nevi moral molekülü!
İki grup izleyici üzerinde bir deney yapılıyor. Birinci gruba bir baba ve oğulun kanserle mücadelesi izletilirken, diğer gruba ise hayvanat bahçesine yaptıkları bir gezi izletiliyor. Tahmin edebileceğiniz gibi ilk gruptakiler, duygusal olarak çok daha fazla etkileniyorlar ve salgıladıkları oksitosin oranı diğerlerine göre %47 daha fazla.
Peki bu sahneyi hatırlamayan var mı?
Yapılan bir araştırmaya göre insanların %92'si hayatları boyunca en az 1 filmde gözyaşlarını tutamıyormuş.
Şimdi itiraf zamanı: Sizin için bu film hangisiydi?