Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bombalı Katliamın Faili DNA İncelemesiyle Kesinleşti: Abdulbaki Sömer
Ankara'da bomba yüklü araçla düzenlediği saldırıda 28 kişinin ölümüne neden olan canlı bombanın isminin Salih Neccar olduğu açıklanmıştı. Van'da yaşayan Musa Sömer isimli bir kişinin yayınlanan fotoğraflardaki saldırganın oğlu olduğunu iddia etmesi üzerine Sömer'den başsavcılığının talimatı ile DNA örneği alındı. Testin sonucunda Musa Sömer ile bombacının DNA'sı eşleşti, saldırganın Abdülbaki Sömer olduğunun kesinlik kazandı.
Hükümet yetkililerinin Suriye doğumlu Salih Neccar dediği Ankara bombacısının fotoğraflarının yayınlanmasının ardından Van'da Musa Sömer isimli bir kişi fotoğraftakinin oğlu olduğunu öne sürmüştü.
Musa Sömer'den alınan DNA örneği ile saldırganın DNA'sı eşleşti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, canlı bombanın Ankara Adli Tıp Kurumunda bulunan 80 parça halindeki cesedi defnetmeleri için yakınlarına tebligat çıkartacağı bildirildi. Cesedin 3 gün içinde alınmaması durumunda başsavcılığın talimatıyla gömüleceği öğrenildi.
Hükümet ve resmi makamlar saldırganın Suriye doğumlu YPG üyesi Salih Neccar olduğunu ve bu konuda tereddütlerinin olmadığını belirtmişlerdi.
Saldırıyı üstlendiğini duyuran TAK örgütü ise militanlarının isminin Abdulbaki Sönmez olduğunu belirtmişti. Örgüt bugün bir düzeltme açıklaması yayınlayarak hatanın kayıtlardaki bir yanlışlıktan ileri geldiğini belirtti.
Ayrıca Abdulbaki Sömer'in Ağustos 2014 yılında Türkiye'ye girerken ismini Salih Neccar olarak belirttiği ileri sürüldü.
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada saldırının PYD-PKK bağlantılı olduğunun ortaya konulduğunu söyleyerek, 'Şahsın ismi başka bir şey olabilir. İsminin başka bir şey olması meselenin gerçeğini değiştirmez' demişti.
Kurtulmuş'un konuyla ilgili sözleri şöyle;
'Bu kişinin sahte ismi olup olmadığı, bununla ilgili açıklamayı savcılık yapacaktır. Sonuçta net olan şey, PYD bölgesinden girmiştir. Bu arabanın İzmir'de temin edilmesi, oradan Diyarbakır kırsalına gitmesi, oradan Ankara'ya geri getirilmesi, bütün bunlar açıkça ortaya konmuştur. Emniyet bakımından olayın işleyişi, serüveni, aradaki ilişkiler bakımından aşağı yukarı olayın işleyişi ortadadır.
İsmi başka bir şey olabilir. İsminin başka bir şey olması meselenin gerçeğini değiştirmez. Bu kişi PYD bölgesinden Türkiye'ye giriş yapmış, kendisinin ibraz ettiği kimlikle bu şekilde Türkiye'de kayıt altına alınmış ve bu kimliğe bağlı olan kişinin iş birliği içinde olduğu bir zincir içerisinde de eylem PYD-PKK bağlantılı olarak ortaya konulmuştur.'
Yorum Yazın
Abi memleket koca bir sirk, 30 tane masum insanın katili için aynı memleket sınırları içerisinde taziye evi kuruluyor. Inanılacak gibi değil.
Ve o eve operasyon yapılmaması ayrı bir skandal.
o taziye evindekilerin hepsi en az katil kadar teröristtir!
Eh, ABD ve Avrupa' nın neden bize inanmadığını bir kez daha gördük. Anca AHaber izleyenler inandırın siz.